500’den fazla Özak Tekstil işçisinin Şanlıurfa’daki direnişi 4 haftayı geride bırakmak üzere.

İşçilerin BİRTEK-SEN’e üye olması nedeniyle işten atılmasıyla başlayan (Patron bu nedeni kabul etmiyor) ve ilerleyen günlerde başka pek çok işçinin de işten atılmasıyla birlikte Özak Tekstil işçileri ve sendikaları BİRTEK-SEN şu üç talebi öne sürüyor:

Geçen süre içinde Özak Tekstil işçileri, grevlerinin sadece kendilerinin hakları için olmadığını, tersine sendikalı olma, dahası sendikasını seçme hakkının tüm işçilerinin sorunu olduğunu görerek, ülkemiz ve dünya işçilerine, mücadeleci sendikacılara dayanışma çağrısı yaptılar.

Türkiye’de namlı sendikacılar ki, bunları en namlı sendika bürokratları olarak da biliyoruz, 500 işçinin haykırışını, kahramanca direnişini görmezden duymazdan gelseler de mücadeleci sendikalar ve sendikalarda ne olup bittiğini bilen mücadeleci sendikacılar ve işçiler Özak işçilerinin sesini duydular.

Nitekim ülkemizde İstanbul başta olmak üzere değişik illerde bazı sendikaların şubeleri basın açıklamalarıyla da olsa tepkilerini dile getirip dayanışma içinde olduklarını ve olacaklarının mesajını verdiler.

Elbette Özak Tekstil işçilerinin dayanışma çağrısını sadece ülkemizdeki mücadeleci sendikacılar ve ileri işçiler duymadı. İngiltere’den Almanya’ya, Fransa’dan İsviçre’ye mücadeleci sendikacılar yaptıkları açıklamalarla Özak Tekstil işçileriyle dayanışma içinde olduklarını, Levi’s ve Özak Tekstil’e ait uluslararası tekstil tekellerinin temsilcilikleri önünde işçilerin haklarını saygı göstermemelerini protesto ederek Özak Tekstil işçileriyle dayanışmalarını ifade ettiler.

Çuma akşamı saat 21.00’de ise Özak Tekstil işçilerinin seslerini duyurmak için sosyal medya eylemi düzenlendi. “Sesimizin daha da yüksek çıkması için desteğinize ihtiyacımız var” diyerek seslerini duyurmaya çalıştılar.

Özak Tekstil işçilerinin çağrısını ABD’den Almanya’ya, İngiltere’den Fransa’ya İsviçre’ye pek çok ülkeden sendikacılar duydular ama bizim sendika bürokrasisi ve onların yönetimindeki, baskısı altındaki sendikalar duymadılar.

Çünkü, işlerine gelen işçini çığlığını duymamaktı!

Çünkü eğer Özak Tekstil’deki işçilerin çığlığını duyar onun başarısını kolaylaştırırsak bunun işçilerin istedikleri sendikaya gitmesinin yolunu açacağını düşünüyorlar. Ve böylece işçilerin mücadeleci sendikalara kolayca geçip bürokrasisinin egemen olduğu sendikaların altının boşalmasından korkuyorlar.

Çünkü sendika bürokrasisi, son yıllarda daha açıkça görüldüğü gibi, çıtayı işçilerin asgari taleplerini savunmayıp, “işçileri patronların vereceğine ikna etmeye” indirgemişlerdir. Ama burada hedefe konan işçilerin sendika bürokrasisinin egemenliğindeki sendikadan istifa ederek mücadeleci bir sendikaya geçecek olmasıdır! Özak Tekstil işçilerinin Öz İplik-İş gibi patron tarafından getirilip işçilerin üye yapıldığı sendikadan mücadeleci bir sendika olarak faaliyet gösteren BİRTEK-SEN’e geçmelerdir. Yani bu iddia etrafında oluşturulan asıl hedef işçilerin bürokrasinin egemenliğindeki sendikadan kopup mücadeleci bir sendikaya geçmesidir!

Bir zamanlar (1967-1970) arasında, “Türk-İş’ten DİSK’e geçme” eylemleriyle işçiler için çekim merkezi haline gelen DİSK bile bugün işçilerin mücadeleci bir sendikaya geçmesine soğuk bakmaktadır! Bu yüzden de DİSK de Özak Tekstil işçilerinin sendika seçme özgürlüğü karşısında “Duymadım“ modunda kamayı tercih etmektedir. Özak Tekstil işçilerinin üç yıl önce Öz İplik-İş’ten DİSK Tekstil’e geçmelerini nasıl engellendiğinin hatırlanmasını da istememektedir. Ama Özak Tekstil işçileri yaşadıkları hiçbir şeyi unutmamışlar!

Evet Özak Tekstil işçileri, sendika değiştirme girişimleriyle sadece Özak Tekstil patronunun değil, iktidarın Pandeminin “Çin’in Batı emperyalizminin tedarik ülkesi” olması stratejisini başarısızlığa uğrattığı ve “Türkiye’nin Çin’in rolünü üsleneceği” teziyle bölgeyi “Bengladeşleştirme” projesine çomak sokmaktadırlar. Bu yüzden her işçi emekçi eyleminin yanında olacaklarını açıklayan CHP’nin “değişimci” yeni yönetimi de Özak Tekstil işçilerinin bir aya yaklaşan grevlerini “Görmez ve duymaz”lardan gelmiştir.

Yani Özak Tekstil işçileri yukarda sadece kedilerini ilgilendiriyor gibi görünen üç taleple sadece kendi patronlarının değil sermayenin bölgeyi “Bengladeşleştirme” (İşçilerin haklarının gasbedildiği, ücretlerin 200 dolar dolayına sabitlendiği, sendikaların sermayenin ve iktidarların arka bahçesine dönüştürüldüğü…) projesinin önüne barikat kurmanın yolunu açmaktadırlar.

Tam da bu nedenle Özak Tekstil işçileri, sadece patronlara değil onların arkasındaki sermaye iktidarı bölgeyi Bengladeşleştirme projesine de “hayır” demiş olmaktadırlar.

Bu yüzdendir ki tüm burjuvazinin, hatta uluslararası burjuvazinin çıkarlarını hedef alan tutumlarıyla Özak Tekstil işçileri, göründüğünde daha büyük güçlerle mücadele etmek durumundadırlar. Ki bu Özak Tekstil işçilerinin Türkiye’nin tüm emek güçlerinin ve işçi sınıfının uluslararası güçlerinin her desteğine ihtiyaçları vardır. Ve süreç uzadıkça Özak işçilerinin destek ihtiyaçları daha da büyümektedir.

Bu da gerek ülkedeki gerekse uluslararası dayanışmaların mesaj, basın açıklaması ötesine geçerek, işçinin, emekçinin ağırlığını hissettirecek eylemlerle ortaya konmasının önemini artırmış bulunmaktadır.

QOSHE - Özak tekstil işçilerinin direnişi ile dayanışma ihtiyacı daha da artmıştır! - İhsan Çaralan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Özak tekstil işçilerinin direnişi ile dayanışma ihtiyacı daha da artmıştır!

13 1
24.12.2023

500’den fazla Özak Tekstil işçisinin Şanlıurfa’daki direnişi 4 haftayı geride bırakmak üzere.

İşçilerin BİRTEK-SEN’e üye olması nedeniyle işten atılmasıyla başlayan (Patron bu nedeni kabul etmiyor) ve ilerleyen günlerde başka pek çok işçinin de işten atılmasıyla birlikte Özak Tekstil işçileri ve sendikaları BİRTEK-SEN şu üç talebi öne sürüyor:

Geçen süre içinde Özak Tekstil işçileri, grevlerinin sadece kendilerinin hakları için olmadığını, tersine sendikalı olma, dahası sendikasını seçme hakkının tüm işçilerinin sorunu olduğunu görerek, ülkemiz ve dünya işçilerine, mücadeleci sendikacılara dayanışma çağrısı yaptılar.

Türkiye’de namlı sendikacılar ki, bunları en namlı sendika bürokratları olarak da biliyoruz, 500 işçinin haykırışını, kahramanca direnişini görmezden duymazdan gelseler de mücadeleci sendikalar ve sendikalarda ne olup bittiğini bilen mücadeleci sendikacılar ve işçiler Özak işçilerinin sesini duydular.

Nitekim ülkemizde İstanbul başta olmak üzere değişik illerde bazı sendikaların şubeleri basın açıklamalarıyla da olsa tepkilerini dile getirip dayanışma içinde olduklarını ve olacaklarının mesajını verdiler.

Elbette Özak Tekstil işçilerinin dayanışma çağrısını sadece ülkemizdeki mücadeleci sendikacılar ve ileri işçiler duymadı. İngiltere’den Almanya’ya, Fransa’dan İsviçre’ye mücadeleci sendikacılar yaptıkları açıklamalarla Özak Tekstil işçileriyle dayanışma içinde olduklarını, Levi’s ve Özak Tekstil’e ait uluslararası tekstil tekellerinin temsilcilikleri önünde işçilerin haklarını saygı göstermemelerini protesto ederek Özak Tekstil işçileriyle dayanışmalarını ifade ettiler.

Çuma akşamı saat 21.00’de ise Özak Tekstil işçilerinin seslerini duyurmak için sosyal medya eylemi düzenlendi. “Sesimizin daha da yüksek çıkması için desteğinize........

© Evrensel


Get it on Google Play