Şanlıurfa OSB’de bulunan Özak Tekstil’de, altı yıldır yetkili sendika olan Öz İplik-İş’ten istifa ederek BİRTEK-SEN’de örgütlenmeye başlayan işçiler, BİRTEK-SEN üyesi bir kadın işçinin işten atılması sonucunda üretimi durdurarak direniş başlatmıştı.

Özak Tekstil Levi’s başta olmak üzere çok sayıda ünlü marka için üretim yapan, Şanlıurfa’nın en büyük işletmesi ve “İSO İkinci 500” listesinde yer alıyor.

Fabrikada çalışan 700 dolayındaki işçinin 450’sinin Öz İplik-İş’ten istifa ederek BİRTEK-SEN’e üye olduğu Özak’taki direnişi engellemek üzere patronun talebiyle fabrika çevresine jandarma yığıldı. Patron ve jandarmanın, sanki BİRTEK-SEN’e üye olmak suçmuş gibi davranması ve direnişe katılan işçiler üstünde çeşitli yöntemlerle baskıyı artırmasına karşın direniş devam etti. Muhabirlerimizin işçiler arasından yaptıkları haberlerden de açıkça anlaşıldığı gibi, patron ve jandarmadan gelen baskılar arttıkça işçilerin birlik ve mücadele kararlılığı da artıyor.

İşçilerin istekleri de öyle patron tarafından karşılanamaz büyüklükte değil. Tersine işçilerin istekleri;

Özak Tekstil işçileri, üç yıl önce de Öz İplik-İş’ten istifa ederek DİSK/Tekstil Sendikasına üye olmuş, ama patronun baskıları ve DİSK/Tekstil’in işçilerin kararlılığına ayak uyduramaması karışışında direniş yenilmişti. İşçiler bu deneylerinden de öğrendikleriyle bu sefer daha bir dirençle birleşerek direnişe devam ettiler.

Buraya kadarı; işçilerin direnişi karşısında patronun işçilerin taleplerini kabul ederek, fabrika içindeki çalışma koşullarını sağlama konusunda adım atmamada ısrarı, jandarma ya da polisin çevrede çeşitli önlemler alarak direnişi kuşatarak çevre ile ilişkisini kesme önlemleri… neredeyse her işçi, emekçi direnişinin rutiniydi!

Ancak Özak Tekstil patronu burada kalmadı. Çünkü işçilerin direnişinin giderek daha kararlı hale geldiğinin, içeride henüz direnişe katılmayan işçiler arasında hoşnutsuzluğun büyüdüğünün farkında olan patronun, direnişi böyle kıramayacağını anlayarak, Şanlıurfa Valiliğine başvurarak direnişe müdahale edilmesini istediği anlaşılıyor.

BİRTEK-SEN yöneticileri ve direnişteki işçiler valiliğin yasağının patronun başvurusuyla alındığını belirtiyorlar. Bunun kanıtı olarak da hem fabrika yöneticilerinin valiliğin kararının açıklanmasından saatler öncesinden böyle bir karar alınacağını halen çalışan işçilere söylemiş olmaları hem de jandarmanın BİRTEK-SEN yöneticilerine böyle bir kararın çıkabileceği konusundaki söylediklerine bağlıyorlar.

Şanlıurfa Valiliğinin yasaklanan eylem ve etkinlikleri; “Yapılması muhtemel her türlü açık alanlardaki eylem/etkinlikler (basın açıklamaları, toplanma, yürüyüş, açlık grevi, grev eylemi, oturma, eylemi, miting, stant açma, çadır kuruma, bildiri/broşür dağıtma, afiş/pankart asma, vb.) eylem ve etkinlik düzenlemek,…29.11.2023 saat 13.00’den 02.12.2023 saat 23.59’a kadar Şanlıurfa coğrafi sınırları içinde yasaklanmıştır” diyerek ifade etmesi, il çapında başka bir eylem ve etkinliğin olmadığı dikkate alındığında, yasak kararının Özak Tekstil işçilerinin direnişini kırmak için çıkarılmış bir karar olduğu da açıkça anlaşılmaktadır.

Valiliğin kararının hemen arkasından BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen ve iki BİRTEK-SEN yöneticisinin gözaltına alınmış olması (Kısa bir süre sonra serbest bırakılsalar da), valilik kararının Özak Tekstil patronunun “özel ricası” üzerine alındığı anlaşılmaktadır.*

Nitekim BİRTEK-SEN Valilik kararının hemen arkasından yaptığı açıklamada; “Şanlıurfa Valiliği, Özak Tekstil patronunun özel ‘ricası’ üzerine, fabrikada tehdit, sendika değiştirme, baskısı ve işten atmalara karşı Özak işçilerinin direnişini kırmak için yasak kararı aldı. Bu kanunsuz kararı tanımayacağız” dedi.

Direnişin başından itibaren BİRTEK-SEN, patron ve arkasındaki sermaye güçlerinin, elbette ki iktidarın da bu direnişin karışışında birleşeceklerini bilerek, mücadeleci sendikacılar ve sendikalar başta olmak üzere yerel ve ülke sathındaki tüm emek güçleri ile uluslararası sendikal örgütlere dayanışma çağırısı yapıyordu.

Ancak Şanlıurfa Valiliğinin il çapında “her tür eylem ve etkinlik” diyerek Özak Tekstil işçilerinin eylemlerini olduğu gibi onlarla dayanışma girişimlerini yasaklamayı da amaçlaması; valilik ve arkasındaki sermaye güçlerinin işçileri yalnızlaştırarak tüm nefes borularını tıkamayı, böylece direnişi kırmayı amaçladığını açıkça göstermektedir.

Nitekim dün de valilik kararının arkasından güvenlik güçlerinin “İşçilerin dağılmasını” istediğini açıklayan BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen saat 11.00 dolayında X hesabından yaptığı açıklamada;

“Buradan ayrılmazsanız zor kullanacağız diyorlar.

Ayrılmıyoruz!

Buradayız!

Direne direne kazacağız!

Özak işçilerini yalnız bırakmayın” çağrısı yaptı!

Açıkça görülen şu ki, sermaye güçleri 500 Özak Tekstil işçisinin, pek çok işletmede sendikalı olma mücadelesi veren ve sendika bürokrasisine karşı çıkmaya çalışan işçilere, mücadeleci sendikacılara örnek olmamasını istiyorlar.

Bu da bugün ve bugünden sonra Özak Tekstil işçisiyle dayanışmanın önemini daha da artırmakta, dolayısıyla mücadeleci sendikacılar ve sendikalar başta olmak üzere tüm emek güçlerinin sorumluluğunu artırmış bulunmaktadır.

BİRTEK-SEN Genel Başkanı Türkmen’in “Özak Tekstil işçini yalnız bırakmayın” çağrısını karşılıksız bırakamamanın önemini de olağanüstü artırmış bulunmaktadır.

(*) Burada akla; vali, emniyet, jandarma gibi resmi kişi ve makamların görevi işçinin sendika seçme hakkının yanında yer alarak patronu yasalara uymaya çağırmak olduğu gelse de artık bu herkesin bildiği gerçek sadece lafta kalmaktadır.

QOSHE - Özak Tekstil işçisiyle dayanışmanın önemi bugün daha da artmıştır! - İhsan Çaralan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Özak Tekstil işçisiyle dayanışmanın önemi bugün daha da artmıştır!

12 2
01.12.2023

Şanlıurfa OSB’de bulunan Özak Tekstil’de, altı yıldır yetkili sendika olan Öz İplik-İş’ten istifa ederek BİRTEK-SEN’de örgütlenmeye başlayan işçiler, BİRTEK-SEN üyesi bir kadın işçinin işten atılması sonucunda üretimi durdurarak direniş başlatmıştı.

Özak Tekstil Levi’s başta olmak üzere çok sayıda ünlü marka için üretim yapan, Şanlıurfa’nın en büyük işletmesi ve “İSO İkinci 500” listesinde yer alıyor.

Fabrikada çalışan 700 dolayındaki işçinin 450’sinin Öz İplik-İş’ten istifa ederek BİRTEK-SEN’e üye olduğu Özak’taki direnişi engellemek üzere patronun talebiyle fabrika çevresine jandarma yığıldı. Patron ve jandarmanın, sanki BİRTEK-SEN’e üye olmak suçmuş gibi davranması ve direnişe katılan işçiler üstünde çeşitli yöntemlerle baskıyı artırmasına karşın direniş devam etti. Muhabirlerimizin işçiler arasından yaptıkları haberlerden de açıkça anlaşıldığı gibi, patron ve jandarmadan gelen baskılar arttıkça işçilerin birlik ve mücadele kararlılığı da artıyor.

İşçilerin istekleri de öyle patron tarafından karşılanamaz büyüklükte değil. Tersine işçilerin istekleri;

Özak Tekstil işçileri, üç yıl önce de Öz İplik-İş’ten istifa ederek DİSK/Tekstil Sendikasına üye olmuş, ama patronun baskıları ve DİSK/Tekstil’in işçilerin kararlılığına ayak uyduramaması karışışında direniş yenilmişti. İşçiler bu deneylerinden de öğrendikleriyle bu sefer daha bir dirençle birleşerek direnişe devam ettiler.

Buraya kadarı; işçilerin direnişi karşısında patronun işçilerin taleplerini kabul ederek, fabrika içindeki çalışma koşullarını sağlama konusunda adım atmamada ısrarı, jandarma ya da polisin çevrede çeşitli önlemler alarak direnişi kuşatarak çevre ile ilişkisini kesme önlemleri… neredeyse her işçi, emekçi direnişinin rutiniydi!

Ancak Özak Tekstil patronu burada kalmadı. Çünkü işçilerin direnişinin giderek daha kararlı hale geldiğinin, içeride henüz direnişe katılmayan........

© Evrensel


Get it on Google Play