Kulüplerin şimdiki derdi de federasyon seçimi. Olabildiğince erken tarihte seçim yapıp Mehmet Büyükekşi başkanlığındaki federasyondan kurtulmayı hedefliyorlar. Seçilecek yeni yönetimle birlikte, ülkedeki o çok şikayet ettikleri futbol düzeninin bir anda son bulacağını ve ortamın güllük gülistanlık olacağını umuyorlar…

Zihinler, bakış açıları aynı ama yeni bir yönetim gelince her şey bir anda düzelecek!.. Buna inanıyorlar… Nasıl olacaksa…

Bugüne kadar hep böyle yaptılar. Futboldaki çürümenin sorumlusu olarak gördükleri federasyonu istifaya zorlayıp yeni yönetimler getirdiler. Ama yeni gelen hiçbir yönetimden de memnun kalmadılar. Kendilerini isyan etme noktasına getiren sorunları yeni gelen yönetimlerle de yaşamaya başladılar. Zaten bu kaçınılmazdı. Çünkü onların asıl derdi, oyunun gelişmesine, güzelleşmesine katkıda bulunmak değil, sadece ve sadece kazanmaktı…

Oyun artık endüstrinin kâr ihtiyacı doğrultusunda organize ediliyordu. Bu organizasyonda elbette federasyon başrol oyuncularından biriydi ve temel görevi de “marka değeri” gibi “fiyakalı” bir pazarlama teriminin arkasına sığınarak endüstrinin çıkarlarını kollamak ve sağlama almaktı.

Tabii kulüplerin de bu organizasyonun yani endüstrinin parçası olduğunu unutmamak lazım. Dolayısıyla onların temel motivasyonu da yeşil sahada elde edecekleri başarıların sonucunda rant pastasından mümkün olan en büyük dilimi kapmak. Durum bu olunca pastanın başında hırgürün sonu gelmiyor…

Bu bakış açısıyla hangi federasyon gelirse gelsin hiç fark etmez. Çünkü futbol, ahlaki değerlere sırt çevirmiş sığ ve yoz bir kültürel anlayış çerçevesinde sadece kazanmak amacıyla oynandığı zaman illaki sorun çıkar…

Sorun kişilerden, kurumlardan değil, oyuna tümüyle hakim olan anlayış ve kültürden kaynaklanıyor.

Kulüpler futbolu skor odaklı bir anlayışla sadece kazanmak hedefiyle oynadığı ve bu yolda her yolu meşru kabul ettikleri için tartışmaların, polemiklerin, suçlamaların, kışkırtmaların, tehditlerin, şantajların, blöflerin sonu gelmiyor…

Oyuna skor odaklı bakmak, rekabeti ve kazanmayı her şeyin önüne koymak, futbol kültürü konusundaki geriliğin göstergesi. Böylesi geri bir kültürel bakış, kazanamadığı zaman muhakkak arıza çıkarır. Kazanamamasına bahane uydurmaya çalışır. Kendisinde asla bir eksiklik, yanlışlık, hata görmez. Bahaneyi, sorumluyu hep kendisinin dışında bir yerlerde arar ki bu da çoğu zaman hakemler olur. Tabii burada hakemler sadece piyondur. Asıl düşman, hakemler üzerinden kurguladığı tezgahlarla kendilerini engellemek isteyen federasyondur!..

Rekabet, fanatizm ve kazanmak üzerine kurulu sefil bir kültürün hüküm sürdüğü futbol düzenimizde hedeflerinden uzak düşen takımların yapacakları bellidir: Paranoyakça komplo kurguları üretmek, soyut iddialar eşliğinde “Mağdur edildik” çığlıkları atmak, mafya ağzıyla onu bunu tehdit etmek ve kışkırtıcı söylemlerle taraftarları yedeklemek…

Gidişattan öyle anlaşılıyor ki, kısa bir süre sonra yeni bir federasyon yönetimi işbaşı yapacak.

Ama ne olacak. Yine bazı hakemler hata yapacak, yine bazı takımlar hakem hataları yüzünden puan ya da maç kaybedecek ve futbolun hata oyunu olduğunu, oyunun her unsurunun hata yapmasının kaçınılmazlığını bir türlü algılayamayan çapsızlar yine, “Bizi engellemeye çalışıyorlar” narası eşliğinde boş atıp dolu tutmaya çalışacak!..

Teşhis doğru olmayınca çözüm bulmak bir yana, sorunlar giderek derinleşiyor ve kronikleşiyor…

Sorunun temelinde, endüstrinin dayattığı “mutlak kazanmacı kültürün” bulunduğu anlaşılamadığı ve bunun aşılması yönünde ahlaki ve sportif değerleri önceleyen, önemseyen adımlar atılmadığı sürece futboldaki kargaşadan kurtulmak mümkün değil…

QOSHE - Federasyon değişecek, işler düzelecek!.. - Mehmet Özyazanlar
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Federasyon değişecek, işler düzelecek!..

16 1
18.04.2024

Kulüplerin şimdiki derdi de federasyon seçimi. Olabildiğince erken tarihte seçim yapıp Mehmet Büyükekşi başkanlığındaki federasyondan kurtulmayı hedefliyorlar. Seçilecek yeni yönetimle birlikte, ülkedeki o çok şikayet ettikleri futbol düzeninin bir anda son bulacağını ve ortamın güllük gülistanlık olacağını umuyorlar…

Zihinler, bakış açıları aynı ama yeni bir yönetim gelince her şey bir anda düzelecek!.. Buna inanıyorlar… Nasıl olacaksa…

Bugüne kadar hep böyle yaptılar. Futboldaki çürümenin sorumlusu olarak gördükleri federasyonu istifaya zorlayıp yeni yönetimler getirdiler. Ama yeni gelen hiçbir yönetimden de memnun kalmadılar. Kendilerini isyan etme noktasına getiren sorunları yeni gelen yönetimlerle de yaşamaya başladılar. Zaten bu kaçınılmazdı. Çünkü onların asıl derdi, oyunun gelişmesine, güzelleşmesine katkıda bulunmak değil, sadece ve sadece kazanmaktı…

Oyun artık endüstrinin kâr ihtiyacı doğrultusunda organize ediliyordu. Bu organizasyonda elbette federasyon başrol oyuncularından biriydi ve temel görevi de “marka değeri” gibi “fiyakalı” bir pazarlama teriminin arkasına sığınarak endüstrinin çıkarlarını kollamak ve sağlama almaktı.

Tabii kulüplerin de bu organizasyonun yani endüstrinin parçası........

© Evrensel


Get it on Google Play