Bir ortamda bilgi ne kadar azsa, klişeler, kalıplar ve ezberler o denli yaygındır. Futbolda bu önermeyi doğrulayan örneklere sıkça rastlıyoruz.

Hamaset, klişe, kalıp ve ezber üzerine kurulu anlatılar, sadece bilginin boşluğunu doldurduğu için değil, aynı zamanda zihinleri bulandırıp sorgulamanın önüne geçtiği ve mevcut durumu korumak isteyenlere hizmet ettiği için de tercih ediliyor. Daha genel bakıldığında bu yaklaşımı; memleketi yönetme yetkisini elinde bulunduran iktidarların icraatlarında da görmek mümkün…

Özellikle puan kaybedilen maçların ardından teknik direktörlerin, güya oyunu değerlendirmek üzere söyledikleri, bahane bulma amaçlı kimi klişelerin/ezberlerin tekrarından öte bir anlam taşımıyor…

Klişelere sığınarak sorumluluktan sıyrılma taktiği çoğu zaman işe yarar gibi görünse de sorunların farkına varılamamasına ve kronikleşmesine yol açması bakımından tehlikeli. Çözüm üretebilmek için her şeyden önce sorunların, tüm boyutlarıyla doğru bir şekilde ortaya konması şart.

Klişelerle, ezberlerle durumu idare ettiğini zannedenlerin önünde sonunda varacağı yer tutarsızlıktır, hüsrandır…

Mesela, teknik direktörlerin zaman zaman, maçta çok üstün oynadıklarını vurgulamak için rakipleri hakkında “Maç boyunca kalemize sadece birkaç kez geldiler, her geldiklerinde gol attılar” gibisinden açıklama yaptığını duyarız. Böyle bir ifadeyle akıllarınca rakiplerini küçümseyip aşağılarlar ama aslında bu yorumun kendileri açısından bir acizlik göstergesi olduğunu fark etmezler bile. Öyle ya rakip çok az gelmiş ama her geldiğinde gol atmış. Her geldiğinde gol bulduğuna göre o zaman dua et ki daha fazla gelmemiş!..

Kendilerinin rakip kaleye birkaç kez gidip gol bulduğu maçlardan sonra ise elbette farklı konuşurlar. Taktik gereği öyle oynamışlardır ve uyguladıkları bu akılcı taktikle istediklerini almışlardır…

Başka bir klişe bahane: Basit hatadan gol yedik…

Tamam, bunu anladık da bir de zor hatadan nasıl gol yendiğini anlatsalar… Sürekli basit hatadan gol yerler ama kendi attıkları goller için “Rakibin basit hatasını değerlendirerek gol attık” demezler… Attıkları gollerin tümü, tartışmasız biçimde planlanmış, çalışılmış taktiksel varyasyonların ürünüdür!..

Bir diğer klişe: Kendi hatamızdan gol yedik…

Elbette kendi hatandan gol yiyeceksin. Başkasının yaptığı hatadan gol yiyecek halin yok ya… Buna karşılık, attıkları gollerle ilgili olarak asla “Rakibin hatasından gol attık” gibi bir laf işitmeyiz…

Yedikleri gollerin sebebi; basit hatadır, bireysel hatadır, şanssızlıktır, hakemdir… Attıkları gollerde ise bunların hiçbirisinin payı yoktur. Bu goller, teknik direktörün verdiği görevlerin eksiksiz olarak yerine getirilmesi ve oyunda kurdukları üstünlük sayesinde kaydedilmiştir.

Mesela bu teknik direktörlerin, “Hakemler hakkında konuşmak istemiyorum” ya da “Bugüne kadar hakemler hakkında hiç konuşmadım bundan sonra da konuşmayacağım” diyerek lafa başlayıp sonradan hakemler hakkında ağızlarına geleni söylemek gibi marifetleri de vardır. Benzer biçimde, “Eksik oyuncular bizim için mazeret olamaz” deyip hemen ardından sakat, cezalı ya da hasta oyuncuları sıralamak da bunların olağan tutarsızlıkları arasındadır…

Bilgi ne kadar yetersizse; klişeler, ezberler ve buna bağlı tutarsızlıklar o kadar yoğun oluyor… Klişelerin, kalıpların, ezberlerin baskın olduğu bir ortam hiç kuşkusuz geliştirici değil, sekteye uğratıcı, engelleyici, köstekleyici, körelticidir…

QOSHE - Klişelerle, ezberlerle nereye kadar? - Mehmet Özyazanlar
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Klişelerle, ezberlerle nereye kadar?

21 26
07.12.2023

Bir ortamda bilgi ne kadar azsa, klişeler, kalıplar ve ezberler o denli yaygındır. Futbolda bu önermeyi doğrulayan örneklere sıkça rastlıyoruz.

Hamaset, klişe, kalıp ve ezber üzerine kurulu anlatılar, sadece bilginin boşluğunu doldurduğu için değil, aynı zamanda zihinleri bulandırıp sorgulamanın önüne geçtiği ve mevcut durumu korumak isteyenlere hizmet ettiği için de tercih ediliyor. Daha genel bakıldığında bu yaklaşımı; memleketi yönetme yetkisini elinde bulunduran iktidarların icraatlarında da görmek mümkün…

Özellikle puan kaybedilen maçların ardından teknik direktörlerin, güya oyunu değerlendirmek üzere söyledikleri, bahane bulma amaçlı kimi klişelerin/ezberlerin tekrarından öte bir anlam taşımıyor…

Klişelere sığınarak sorumluluktan sıyrılma taktiği çoğu zaman işe yarar gibi görünse de sorunların farkına varılamamasına ve kronikleşmesine yol açması bakımından tehlikeli. Çözüm üretebilmek için her şeyden önce sorunların, tüm boyutlarıyla doğru bir şekilde ortaya konması şart.

Klişelerle, ezberlerle durumu idare ettiğini zannedenlerin önünde sonunda varacağı yer tutarsızlıktır, hüsrandır…

Mesela, teknik........

© Evrensel


Get it on Google Play