Karşılıklı dile getirilen komplo kurguları, göndermeler, sataşmalar, gözdağı vermeler, laf sokmalar, tehditler eşliğinde şampiyonluk yarışı sürüyor. Rezilce açıklamalar birbirini kovalıyor.

Hep aynı teraneler... “Bizi durdurmak istiyorlar”, “Bize karşı algı operasyonu yapıyorlar”, vs. vs…

Oysa, bu tarz açıklamalardan âlâ algı operasyonu mu olur?

Ve tabii bir de kendi camialarına yönelik “birlik, beraberlik” çağrıları. Elbette ki, birlik olurlarsa onları kimse engelleyemez, yıkamaz!..

“Bütün bunları kim yapıyor peki” sorusunun cevabı yok. Öznesiz, tuhaf, boş iddialar. Tam anlamıyla paranoyakça!..

Fakat, bugüne kadar, ortaya hiçbir somut kanıt koyamadıkları halde bu tür safsatalarla milyonlarca taraftarı etkileyip hizaya sokabilmeleri ciddi bir başarı sayılabilir!.. Her hakem hatasını kendilerine yönelik tezgahla ilişkilendirmeleri kitleleri etkilemeye yetiyor. Gerçi onlar da etkilenmeye dünden razı ya…

Bütün bu manipülasyon çabasında, kulüp yönetimlerinin taraftarın gücünden ürkmesinin de payı büyük kuşkusuz. Çünkü taraftar, başarısızlığın sorumluluğunun sürekli olarak başka yerlerde gösterilmesi kandırmacısını yememeye başladığı an yönetimler için tehlike çanları çalmaya başlamış demektir…

Aslında bu gidişatı durdurup değiştirebilecek tek güç de yine taraftarlar. Onlar, “Yeter kardeşim, bıktık sizin bütün olumsuzlukları, başarısızlıkları kendinizin dışında gösteren maniple edici, kışkırtıcı açıklamalarınızdan. Ama siz, bizim üzerimizden baskı gücü oluşturmak adına saçma sapan konuşmaktan bıkmadınız. Artık sizin, yıllardır birbirinizi suçladığınız kanıtsız, belgesiz zırvalarınızı duymak değil, saygının ve dürüstlüğün ön planda tutulduğu bir oyun anlayışı çerçevesinde kaliteli, üst düzey futbol izlemek istiyoruz” demedikçe bu pespayeliğin son bulacağı yok.

Peki taraftarlar böyle bir tepki verir mi? Ne yazık ki, şimdilik bu imkansız görünüyor.

Milyonlarca taraftarın ezici çoğunluğunun futbola ilişkin bilinç ve kültür seviyesi çok düşük. Bu yüzden, futbol endüstrisini temsil eden kulüp yöneticilerinin ve medyanın dayattığı skor ve mutlak kazanma odaklı anlayışın mahkumu olmaktan kurtulamıyorlar.

Yöneticiler bunu bildikleri için taraftarların üzerine oynuyor. Sayıları milyonları bulan taraftarları kışkırtıp yedekleyerek kazanmak hedefi doğrultusunda büyük bir baskı gücü yaratmayı amaçlıyorlar.

Kışkırtılıp fanatizmin pençesine düşürülen ve sürekli olarak birbirleriyle dalaşan taraftarlar ise ne yazık ki, yöneticilerin ve medyanın ticari emellerine alet edildiklerinin farkında bile değil. Kalantor patronların kendi aralarındaki rant, kibir ve ego savaşında, insani değerlerden kopmuş saldırgan piyon işlevi görüyorlar.

Yönetici takımının ve medyanın büyük rant hesaplarına karşılık taraftarların payına düşen; tuttukları takımın şampiyonluğunun yaratacağı birkaç saatlik/günlük sevinç ve mutlulukla rakip taraftarları kızdırma fırsatı elde edip komplekslerini ve tatminsizliklerini gidermek…

Sosyal medya platformları bütün bu gerçekliği çok iyi yansıtıyor. O mecralarda küfrün, hakaretin bini bir para. Rakiplerini aşağılamayı marifet sayan ve bundan büyük haz duyan muazzam bir kitle var…

Haydi, “Yöneticilerin işi zaten taraftarları yönlendirmek, kışkırtmak ve yedeklemek” diyelim, peki takımlarının ortaya koyduğu berbat oyunun bir numaralı sorumlusu olan teknik direktörlerin hiç utanmadan, sıkılmadan benzer açıklamalarda bulunmalarına ne demeli?

Kahvehanelerdeki maç muhabbetlerini aratmayan ifadelerine bakarak bilgi ve yeterlilik seviyeleri hakkında fikir edinmek mümkün. Başında bulundukları takıma ne gibi bir katkıda bulundukları da son derece şüpheli. Zira, bilgisine güvenen ve takımına katkı sağlamak adına daha yapacağı çok iş olduğunu bilen teknik direktörler hakem konusuna girmez, sadece oyunla ilgilenir.

Futbolumuzun, hakemleri diline dolayan değil, oyuna ilişkin derinlikli analiz yapabilen ve sürekli olarak oyunu geliştirecek yöntemlere kafa yoran bilgili, donanımlı teknik direktörlere ihtiyacı var…

QOSHE - Şampiyonluk değil pespayelik yarışı - Mehmet Özyazanlar
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Şampiyonluk değil pespayelik yarışı

3 11
18.01.2024

Karşılıklı dile getirilen komplo kurguları, göndermeler, sataşmalar, gözdağı vermeler, laf sokmalar, tehditler eşliğinde şampiyonluk yarışı sürüyor. Rezilce açıklamalar birbirini kovalıyor.

Hep aynı teraneler... “Bizi durdurmak istiyorlar”, “Bize karşı algı operasyonu yapıyorlar”, vs. vs…

Oysa, bu tarz açıklamalardan âlâ algı operasyonu mu olur?

Ve tabii bir de kendi camialarına yönelik “birlik, beraberlik” çağrıları. Elbette ki, birlik olurlarsa onları kimse engelleyemez, yıkamaz!..

“Bütün bunları kim yapıyor peki” sorusunun cevabı yok. Öznesiz, tuhaf, boş iddialar. Tam anlamıyla paranoyakça!..

Fakat, bugüne kadar, ortaya hiçbir somut kanıt koyamadıkları halde bu tür safsatalarla milyonlarca taraftarı etkileyip hizaya sokabilmeleri ciddi bir başarı sayılabilir!.. Her hakem hatasını kendilerine yönelik tezgahla ilişkilendirmeleri kitleleri etkilemeye yetiyor. Gerçi onlar da etkilenmeye dünden razı ya…

Bütün bu manipülasyon çabasında, kulüp yönetimlerinin taraftarın gücünden ürkmesinin de payı büyük kuşkusuz. Çünkü taraftar, başarısızlığın sorumluluğunun sürekli olarak başka yerlerde gösterilmesi kandırmacısını yememeye başladığı an yönetimler için tehlike çanları çalmaya başlamış demektir…

Aslında bu gidişatı durdurup değiştirebilecek tek güç de yine taraftarlar. Onlar, “Yeter........

© Evrensel


Get it on Google Play