Belkıs Özener’in yaşam öyküsünü, sanat yolculuğunu kaldığımız yerden sürdürelim…

Gazino sahnelerine veda eden ve yıllarca gözlerden uzak yaşamayı seçip kendisini ailesine, çocuklarına adayan Belkıs Özener TRT’nin TRT olduğu siyah-beyaz yıllarda tarihler 1978 yılını gösterirken ablası Gönül Yazar’la birlikte ilk kez Halit Kıvanç’ın programına konuk olurlar; o muhteşem sesiyle şarkılar söyleyip ekranlarda gösterir kendini.

Programda konuşmasına “Ben Belkıs Özener şimdiye kadar Türk beyazperdesinin bütün yıldızlarının şarkılarını okumaktayım; başta Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın, Fatma Girik gibi.” Cümleleriyle başlar. Söz Gönül Yazar’a geldiğinde “Belkıs Özener i gördünüz, tanıdınız. Sinemanın değerli starlarının, değerli sanatçıların şarkı seslerini veren kişi. Belkıs Özener aslında benim özbeöz kız kardeşimdir, kendisi benden üç yaş küçük. Bugüne kadar kendisine hiç yardımım olmadı. Tamamıyla kendi yeteneğiyle, kendi gayretiyle bu yere gelmiş bir kişidir ve ben ona abla olarak, Gönül Yazar olarak destek değil bilakis köstek oldum” cümleleriyle tanıtır Belkıs Özener’i. Belkıs Özener de ablasına yanıt olarak “Evet abla başlangıçta bana köstek değil kötek bile atmıştın fakat sonra ben de bir tesadüf eseri şarkıcı oldum. Muhitimizde komşumuz Metin Bükey ‘Türk beyazperdesine bir ses aranıyor Belkıs, kabul eder misin?’ dediği zaman hay hay dedim ve o günden beri Türk sinemasının starlarının şarkılarını okuyorum” der.

Evine kapandığı yıllarda komşuları olan, yine Yeşilçam’da yüzü, fiziği ya da sesiyle değil müziğiyle, filmler için yaptığı ve seçtiği müziklerle var olan Bestekar Müzisyen Metin Bükey bir gün Belkıs Hanımların kapısını çalar ve “Belkıs gidiyoruz, seni bir yere götüreceğim” der. Yeşilçam yeni bir ses arıyordur. Mecidiyeköy’de Acar Film stüdyosuna giderler. Seslendirme Yönetmeni Tuncer Aydınoğlu karşılar onları.

1967 yılıdır ve Osman F. Seden’in Halide Edib Adıvar’ın romanından uyarlayıp senaryolaştırdığı “Sinekli Bakkal”ı Yönetmen Mehmet Dinler filme çekmiş, Acar Film’de seslendirilecektir. Tuncer Aydınoğlu Belkıs Özener’i stüdyoya alıp önüne Türkan Şoray’ın seccade üstünde dua okurken çekilmiş fotoğrafının olduğu “Sinekli Bakkal” filminin fragmanını koyarlar. “Sinekli Bakkal” filminde şarkı yoktur, tasavvuf müziği, tekbir ve dua sesleri vardır. Senkronu yakalayıp seslendirmesi gereken sahneleri seslendirdiğinde sesinin bu sahnelere çok yakıştığını söylerler. “O zaman daha yeni başladığım için yetenekli olduğumun farkında bile değildim, herkes Türkan Şoray okuyor sandı” diye anlatır söyleşilerinde Belkıs Özener o günleri. 25 yaşında Türkan Şoray’a sesini vermiştir “Sinekli Bakkal” filminde ve sonrası gelmiştir…

O günden bu yana en çok Türkan Şoray olmak üzere Hülya Koçyiğit, Filiz Akın, Fatma Girik, Sema Özcan, Selda Alkor, Hale Soygazi, Perihan Savaş, Müjde Ar, Mine Mutlu ve daha birçok kadın sinema oyucusunun şarkılı sahnelerinde onlara ‘sesini verir’ Belkıs Özener. Yeşilçam’ın yıldızları, sevilen kadın oyuncuları Belkıs Hanım’ın muhteşem sesiyle daha da devleşir beyazperdede. Zerafetinden, kibarlığından yıllarca ‘Bu ses benim’ demez. Her oyuncunun karakterine uyacak şekilde belirler ses tonunu öyle seslendirir şarkıları.

Belkıs Özener, Yeşilçam’ın, yıldızlarına ses vermekten mutludur; “iyi de yaptım, en güzel, en başarılı kadınlara sesimi vererek kalıcı bir iş yaptım” der. Birçok filmde adı jeneriklere yazılmadığı için kırgındır, haklı sitemi vardır. Sinema dünyasında ve seyirci tarafından değeri yeteri kadar bilinmemiş, anlaşılmamıştır belki fakat hayatın sürprizleri onun da kapısını çalacak, ilerleyen yaşında yeniden keşfedilecek; hak ettiği değer, gecikmiş şöhret, vefa onu bulacaktır.

Sinemamızın isimsiz kahramanlarından, Lale Film’in unutulmaz emekçilerinden Ses/Seslendirme Teknisyeni ve Arşivci Necip Sarıcıoğlu Belkıs Özener’in seslendirdiği şarkıların film parçalarını, bant kayıtları saklamıştır ve bir gün “Kızım artık yaşlandım gel al şarkılarını” der. 50’ye yakın şarkısını saklamıştır.

Belkıs Özener’in eşinin vefatından sonra çocuklarına daha iyi bir hayat sağlamak için iki evini sattığı, telif haklarından 3 ayda bir gelen, ancak faturalarını ödemeye yeten sınırlı parayla yaşamını sürdürdüğü günlerdir…

Filmleri izlerken, ses verdiği şarkılı sahneleri gördükçe içi sızlıyordur çünkü “nostalji şarkıları” furyası başlamış, pop müzikten sanat müziğine kadar arka arkaya “nostalji albümleri” yayımlanıyordur. Oysa Belkıs Özener hayattadır ve 300 civarında şarkı seslendirmiştir Yeşilçam’da. “O hak benim” diye düşünür içindeki sızıyı hissettiğinde. Necip Sarıcıoğlu’nun sakladığı şarkılar hakkının kendisine teslim edilmesinin yolunu açar.

2006 yılında Belkıs Özener’in, bugüne kadar arşivlerde kalmış şarkılarından oluşturulan “Yeşilçam Şarkıları” albümü Kalan Müzik tarafından yayımlanır. Yirmi beş şarkılık bu seçkiye kaynaklık eden kayıtların çoğu, filmlerde kullanılan, Necip Sarıcıoğlu’nun sakladığı ana bantlardan oluşturulur.

Sonrasında Belkıs Özener rüzgarı eser her yerde, ödül üstüne ödül verilir…

Türkçe söylediği şarkılarla da bilinen dünyaca ünlü müzik grubu Pink Martini, 17 yıllık kariyerlerinin en güzel şarkılarını bir araya getirdikleri “A Retrospective” albümünün Avrupa turnesi kapsamında İstanbul’da konser verir. 2012 temmuzunda Kuruçeşme Arena’da sahneye çıkan grubun sürprizi sahneye Belkıs Özener’i davet etmesidir. Grubun Kurucusu Thomas Lauderdale’in övgülerle takdim ettiği Özener, Solist Storm Large’la beraber “Aşkın Bahardı” şarkısını seslendirir.

Hayatı fedakarlıklarla geçen, sevdikleri için gazino sahnelerine çıkmayıp bir anlamda kazanabileceği şöhretten, paradan, maldan-mülkten vazgeçen Belkıs Özener gecikmeli de olsa hakkı olan şöhrete de ödüllere de kavuşmanın mutluluğunu yaşar.

QOSHE - Belkıs Özener: Sesiyle var olan kadın (2) - Mesut Kara
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Belkıs Özener: Sesiyle var olan kadın (2)

15 1
10.12.2023

Belkıs Özener’in yaşam öyküsünü, sanat yolculuğunu kaldığımız yerden sürdürelim…

Gazino sahnelerine veda eden ve yıllarca gözlerden uzak yaşamayı seçip kendisini ailesine, çocuklarına adayan Belkıs Özener TRT’nin TRT olduğu siyah-beyaz yıllarda tarihler 1978 yılını gösterirken ablası Gönül Yazar’la birlikte ilk kez Halit Kıvanç’ın programına konuk olurlar; o muhteşem sesiyle şarkılar söyleyip ekranlarda gösterir kendini.

Programda konuşmasına “Ben Belkıs Özener şimdiye kadar Türk beyazperdesinin bütün yıldızlarının şarkılarını okumaktayım; başta Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın, Fatma Girik gibi.” Cümleleriyle başlar. Söz Gönül Yazar’a geldiğinde “Belkıs Özener i gördünüz, tanıdınız. Sinemanın değerli starlarının, değerli sanatçıların şarkı seslerini veren kişi. Belkıs Özener aslında benim özbeöz kız kardeşimdir, kendisi benden üç yaş küçük. Bugüne kadar kendisine hiç yardımım olmadı. Tamamıyla kendi yeteneğiyle, kendi gayretiyle bu yere gelmiş bir kişidir ve ben ona abla olarak, Gönül Yazar olarak destek değil bilakis köstek oldum” cümleleriyle tanıtır Belkıs Özener’i. Belkıs Özener de ablasına yanıt olarak “Evet abla başlangıçta bana köstek değil kötek bile atmıştın fakat sonra ben de bir tesadüf eseri şarkıcı oldum. Muhitimizde komşumuz Metin Bükey ‘Türk beyazperdesine bir ses aranıyor Belkıs, kabul eder misin?’ dediği zaman hay hay dedim ve o günden beri Türk sinemasının starlarının şarkılarını okuyorum” der.

Evine kapandığı yıllarda komşuları olan, yine Yeşilçam’da yüzü, fiziği ya da sesiyle değil müziğiyle, filmler için yaptığı ve seçtiği müziklerle var olan Bestekar Müzisyen Metin Bükey bir gün Belkıs Hanımların kapısını çalar ve “Belkıs gidiyoruz, seni bir yere götüreceğim” der. Yeşilçam yeni bir ses arıyordur. Mecidiyeköy’de Acar Film stüdyosuna giderler. Seslendirme Yönetmeni Tuncer Aydınoğlu karşılar onları.

1967 yılıdır ve Osman F. Seden’in Halide Edib........

© Evrensel


Get it on Google Play