Güzel denk geldi, Beşiktaş-Galatasaray derbisi öncesi Mehmet Demirkol’un YouTube programındaki konuğu Mustafa Denizli’ydi. Futbolculuğundan hocalığına Denizli’yi “büyük” yapan birçok özellik var elbette ama derbi arifesinde ev sahibi takımın ondan feyzalması gereken en önemli özelliği cüretiydi. Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve milli takımla her biri birbirinden güç koşullarda kazanılmış başarılara imza atan Denizli’nin bu özelliği yalpalayan ve kimliğini bulmaya çalışan güncel Beşiktaş’ın bence en çok ihtiyaç duyduğu nitelik. Bakın özellikle cesaret değil TDK’ye göre “kendini bilmezlik”, “düşüncesizce, saygıyı aşan davranış” anlamlarını da taşıyan cüret diyorum çünkü mevcut Galatasaray ve Fenerbahçe’yle baş edebilmek için kağıt üzerinde geride gözüksen de bunu kabullenmeyecek ve aradaki farkı daha yaratıcı olarak, daha cesur, atak davranarak kapatacak bir meydan okumaya ihtiyaç var.

Pazar akşamı evinde 10 günde 2 kupadan elenen, 3 ayda almadığı sayıda yenilgiyi (2) bu dönemde alan, Sparta Prag ve Antalyaspor maçlarında handikapları açıkça görülen, çok sayıda eksiği olan, sahadaki bazı oyuncuları sakat (Icardi, Kaan) bazıları da aşırı mesaiden yıpranmış bir Galatasaray’ı ağırladı Fernando Santos. Portekizli teknik direktörün temel planının heyecan verici olmadığı biliniyor. Ancak yukarıda sıraladığım koşullar, 40 bin taraftar, derbi atmosferi… Kadıköy’deki Fenerbahçe-Galatasaray maçı sonrası İsmail Kartal için söylediğimi yineleyeceğim. Beşiktaş’ın lideri böylesi bir maça beraberlik için çıkamaz. Karşınızda Manchester City yok. Elinizdeki malzeme Antalyaspor’dan daha mı geride? Sergen Yalçın o maça Galatasaray’ı önde baskıyla tehdit ederek başladı, talihsiz bir penaltı golü yedi, yılmadı, oyunu dengeledi. Galatasaray nereden açık veriyorsa risk almak pahasına oraları işledi. Dolmabahçe’desin be Fernando Santos, orta sahadaki eksiklerine rağmen ufkun beraberlikle sınırlı olamaz. Belki de kazanmak için en “gerçekçi” senaryonun oyunu ilk bölümde kilitleyip, yorgun Galatasaray’ı ikinci devrede çözmek olduğuna karar verdi. Ama bu plan 2. dakikada boşa düşmüşken oyun 60 dakika aynı seyrinde devam etmemeliydi. Dedim ya “cüret” şart.

Bu maçla bir kez daha emin oldum, yaz döneminde kötü transferlere (Rashica hariç) ciddi paralar döken, buna rağmen devre arasında 22 milyon dolarlık bir yatırım daha yapan ve 2 önemli futbolcuyu kadrosuna katan Beşiktaş, seneye yeniden şampiyonluk denklemine dahil olmak istiyorsa lideri Fernando Santos olamaz.

Kaldı 10 hafta… Galatasaray, şampiyonluk yolunda fikstürünün kağıt üzerindeki en zorlu deplasmanından 3 puanla dönerek 3 sıkıntılı maçın (S. Prag, Antalya, Karagümrük) ardından nefes aldı. Fenerbahçe içinse rahat kazanılan Hatay maçının esas önemli yanı Fred ve Becao gibi 2 anahtar oyuncusuna kavuşmak oldu. Kalan haftalarda bu takımların performansında bu gelişmelerin önemli yer tutmasını bekleyebiliriz.

Lider Galatasaray ciddi bir fikstür avantajına sahip olsa da aslında bir yandan da krizde. Her geçen gün nasıl bir transfer dönemi geçirdiği daha da afişe olan sarı-kırmızılılar, ilk 11’in dışında hamle oyuncusu olarak sadece yazın kiralık gönderip kışın geri çağırdığı Berkan Kutlu’ya güvenebiliyor. Zaha ve Tete gün geçtikçe kötüye gidiyor. Carlos Vinicius, Halil Dervişoğlu’ndan daha iyi değil. Sergio Oliveira kadro dışı. Aurier ve Ziyech sakat. Keyif adamı Ndombele’den bahsetmeye gerek yok. Sadece maaş yükleri iyimser tahminle 25 milyon avro olan bu yürüyen transfer skandalları kalan 10 haftada ne yapar? Buruk mecburen yoluna Barış Alper Yılmaz-Mertens-Kerem-Icardi hücum hattıyla devam ediyor ama Mertens 37 yaşında, Icardi sakat sakat oynuyor, BAY ve Kerem çok yük taşıdılar ve risk altındalar… Bu oyunculardan biri oynayamaz hale gelirse ne olur? Bu sıkıntı sadece hücum hattıyla sınırlı değil. Torreira, Kerem Demirbay, Derrick Köhn, Kaan Ayhan gibi isimler de (Berkan Kutlu dışında) alternatifsiz. Bu kadro zafiyeti içinde 28 maçta 75 puanla rekor kıran Okan Buruk’un bir şekilde yukarıda adını andığımız gruptan fayda sağlayacak 1-2 oyuncu çıkartması şart. Aksini uzun maraton affetmez!

Fenerbahçe ise oyununda yaşadığı düşüşü Fred ve Becao’nun dönüşüyle gizlemek ve yeniden ligin ilk dönemindeki oyun içi keskinliğine yaklaşmak istiyor. 37. haftadaki “potansiyel final” Galatasaray maçından önce Trabzonspor, Sivas gibi zorlu deplasmanlara da gidecekler ve ayrıca hâlâ iç sahada kazanmaları gereken bir Beşiktaş derbisi var. 2 puanlık dezavantajı ve 2 takımın da kazanma oranının yüksekliğini hesaba katınca son 2 aydaki form durumu bu zorlu yarışta öne geçmeye yetmeyebilirdi. Bunun için her şeyden önce Galatasaray’ın moralini bozmak, “Küçük farkla lider olabilirsiniz ama biz daha iyi takımız” mesajını verebilmek gerekiyor. Fred ve Becao’nun dönüşüyle İsmail Kartal’ın önündeki en büyük mesele takımı yeniden bu seviyeye çıkartmak olacak. Aksi halde tüm defolarına rağmen dişine bir kez kan değen Aslan’ı yolundan döndürmek zor olacaktır.

QOSHE - Beşiktaş'a cüret gerek - Mithat Fabian Sözmen
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Beşiktaş'a cüret gerek

45 1
05.03.2024

Güzel denk geldi, Beşiktaş-Galatasaray derbisi öncesi Mehmet Demirkol’un YouTube programındaki konuğu Mustafa Denizli’ydi. Futbolculuğundan hocalığına Denizli’yi “büyük” yapan birçok özellik var elbette ama derbi arifesinde ev sahibi takımın ondan feyzalması gereken en önemli özelliği cüretiydi. Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve milli takımla her biri birbirinden güç koşullarda kazanılmış başarılara imza atan Denizli’nin bu özelliği yalpalayan ve kimliğini bulmaya çalışan güncel Beşiktaş’ın bence en çok ihtiyaç duyduğu nitelik. Bakın özellikle cesaret değil TDK’ye göre “kendini bilmezlik”, “düşüncesizce, saygıyı aşan davranış” anlamlarını da taşıyan cüret diyorum çünkü mevcut Galatasaray ve Fenerbahçe’yle baş edebilmek için kağıt üzerinde geride gözüksen de bunu kabullenmeyecek ve aradaki farkı daha yaratıcı olarak, daha cesur, atak davranarak kapatacak bir meydan okumaya ihtiyaç var.

Pazar akşamı evinde 10 günde 2 kupadan elenen, 3 ayda almadığı sayıda yenilgiyi (2) bu dönemde alan, Sparta Prag ve Antalyaspor maçlarında handikapları açıkça görülen, çok sayıda eksiği olan, sahadaki bazı oyuncuları sakat (Icardi, Kaan) bazıları da aşırı mesaiden yıpranmış bir Galatasaray’ı ağırladı Fernando Santos. Portekizli teknik direktörün temel planının heyecan verici olmadığı biliniyor. Ancak yukarıda sıraladığım koşullar, 40 bin taraftar, derbi atmosferi… Kadıköy’deki Fenerbahçe-Galatasaray maçı sonrası İsmail Kartal için söylediğimi yineleyeceğim. Beşiktaş’ın lideri böylesi bir maça beraberlik için çıkamaz. Karşınızda Manchester City yok. Elinizdeki malzeme Antalyaspor’dan daha mı geride? Sergen Yalçın o........

© Evrensel


Get it on Google Play