Sicim gibi yağan yağmur, bataklıktan hallice zemin, yer yer derin su birikintileri ve korner atışını dahi paslaşarak kullanan Fenerbahçeli futbolcular… Rize’deki maçın, iki takım arasındaki kalite farkını önemsiz kılan bu hava ve zemin koşullarında yapılacak son şey “Hiçbir şey yokmuş gibi” davranmaktı. Ve bir süredir yorumcuların “A planı işlemediğinde yaratıcı olmamakla” eleştirdiği İsmail Kartal tam da bunu yaparak herkesi -bir süreliğine- haklı çıkardı. Üstüne üstlük “ev sahibi avantajı”nı iyi kullanan Rizeli futbolcular, ilk yarıda oynamaya daha müsait sahayı seçmiş ve Martin Minçev’e bu sezonki ilk golünü attırmayı becererek 1-0 öne geçmişti. Sarı-lacivertliler için şampiyonluk yolunda geriye kritik bir 45 dakika kalmışken bu şartlarda maçın nasıl çevrileceği soru işaretiydi.

İşte tam bu anda İsmail Kartal “Şampiyonluk mücadelesi veren Fenerbahçe’nin lideri” olarak kritik bir eşiği atladı. Mıy mıy Krunic’in yerine her şeyiyle mücadele edecek Mert Hakan Yandaş, bu sahada yeteneklerine olan talep dip yapan Szymanski’nin yerine hava toplarına hakim Serdar Dursun, Cengiz Ünder’in yerine sezonun Fenerbahçe adına ruhani liderlerinden İrfan Can Kahveci… Hani Brian Clough, 50 yıl önce “Tanrı topu havadan oynamamızı isteseydi çimler gökyüzünde olurdu” demişti ya şimdi bu yerinde uyarıyı unutup futbolun bazı doğrularını baş aşağı çevirme vaktiydi. Onur Özgen’in Gazete Duvar’daki yazısında dediği gibi maç “Yeryüzünde değil gökyüzünde oynanırsa” Fenerbahçe’nin gidişatı değiştirme ihtimali daha fazlaydı. Öyle de oldu. Clough’un dosdoğru futbol klişesinden Turgut Uyar’ın yerli yersiz sömürülmesiyle gına getiren “klişe”sine, “Geriden oyun kurmayı atla, yarım alanlara sızmayı atla, göğe bakalım” diyerek vardı Fenerbahçe ve işe yaradı! (E bir kere de ben sömüreyim ne var, hem bizi bu hava ve zeminlerin mahvettiği de aşikar)

Karagümrük forması giyerken Galatasaray’a karşı ağlara giden topa ofsaytta dokunan ve belki de sarı-kırmızılılara 2 puan kazandıran 1.90’lık Serdar Dursun, 2. yarının hemen başında attığı golle momentumu deplasman takımına çevirdi. 1.93’lük Dzeko’yla galibiyet golü de gecikmedi. İsmail Kartal’ın maç sonu iddia ettiği gibi 3 puan “delikanlıca, erkekçe” değil akıllıca oynanarak kazanılmıştı. Fenerbahçe böylece üst üste 7. kez deplasmanda güldü ve toplamda da 13. dış saha maçından 12. galibiyetini çıkardı. Namağlup sürdürülen bu seri muazzam ama karşıdaki rakibin gücü aynı seriye iç sahada da ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Bakalım sosyal medyadaki kimi yorumlara göre esas bu galibiyette oynadığı rolle “Fenerbahçe’nin hocası” olduğunu kanıtlayan İsmail Kartal, liderliğini iç saha maçlarına da taşıyabilecek mi…

Sparta Prag karşısında epey yıpranarak kazanan Galatasaray’ın Ankaragücü ile günlerdir “Eryaman tarlası” olarak anılan sahada yapacağı maçın zorlu geçmesi bekleniyordu. Yeni sağ bek Aurier’nin sakatlığı sebebiyle uzun bir süre oynamayacağı, ameliyatlık olmasına rağmen mücadeleyi sürdüren Kaan Ayhan’ın, sakatlıktan yeni çıkan Abdülkerim Bardakcı’nın ve yorgun Lucas Torreira’nın dinlendirildiği koşullarda bu beklenti haksız sayılmazdı. Ama bazen ligin zirvesindeki iki takımla geri kalanlar arasındaki farkı azımsıyoruz. Galatasaray özelinde ise bazen de sarı-kırmızılıların gerçekten kaliteli oyunculara sahip bir takım olmanın ötesinde çok iyi bir teknik direktör takımı olduğunu da unutuyoruz. Ön alan ve bölgesel karşı preslerde sergilenen “top class” performansa duran top hakimiyeti de eklendiğinde zor görünen birçok deplasman kolaya dönüyor. Sinan Yılmaz’ın dikkat çektiği üzere Okan Buruk’un öğrencileri ligin 2. yarısındaki 12 resmi maçın 7’sinde kilidi duran top golleriyle açtı.

Buruk’un orta sahanın yanı sıra sol bek ve sol stoper olarak da verim aldığı Berkan Kutlu, Barış Alper Yılmaz ve Kaan Ayhan’dan mürekkep jokerler kulübünün üyesi olduğunu kanıtlarken yeni Sol Bek Derrick Köhn de ilk maçında taraftarı umutlandırdı. Gelecek için sevindiren diğer notlar da Tete’nin olumlu oyunu ve Mauro Icardi’nin yüzünün gülmesiydi. Süper yıldız olarak geldiği takımda yedeğe düşmenin şokunu yaşayan Wilfried Zaha ise bocalamaya devam ediyor. Süper Lig tarihinde 50 galibiyete ulaşan en hızlı teknik direktör unvanını elde eden Okan Buruk’un yaptıklarına bakınca sezon sonuna kadar Zaha’yı da üretken kılacak bir formül üretmesinin muhtemel olduğunu iddia edebiliriz.

Galatasaray için Sparta Prag eşleşmesinin ilk maçında yaşananlar olası tehlikelere dair ipuçları veriyor. Süper Lig’de Sparta Prag kadar organize, “takım gibi takım”lar yok elbette ama olur da yola devam edilirse Avrupa’da var. Her eşleşme kadro derinliği soru işaretleri barındıran (sağ bek, sol bek, 10 numara, orta saha, santrfor) Galatasaray’ın ödeyeceği muhtemel bedelleri artırıyor. Ankaragücü maçında Torreira, Abdülkerim, Kaan Ayhan gibi isimlerin eksikliği hissedilmedi ama sıra Beşiktaş deplasmanına geldiğinde tablo değişebilir. Zaten muhtemel puan kaybı için sarı-lacivertlilerin gözünü diktiği bir numaralı maç İnönü deplasmanı olacak.

QOSHE - Geriden oyun kurmayı, yarım alanlara sızmayı atla, göğe bakalım - Mithat Fabian Sözmen
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Geriden oyun kurmayı, yarım alanlara sızmayı atla, göğe bakalım

31 40
20.02.2024

Sicim gibi yağan yağmur, bataklıktan hallice zemin, yer yer derin su birikintileri ve korner atışını dahi paslaşarak kullanan Fenerbahçeli futbolcular… Rize’deki maçın, iki takım arasındaki kalite farkını önemsiz kılan bu hava ve zemin koşullarında yapılacak son şey “Hiçbir şey yokmuş gibi” davranmaktı. Ve bir süredir yorumcuların “A planı işlemediğinde yaratıcı olmamakla” eleştirdiği İsmail Kartal tam da bunu yaparak herkesi -bir süreliğine- haklı çıkardı. Üstüne üstlük “ev sahibi avantajı”nı iyi kullanan Rizeli futbolcular, ilk yarıda oynamaya daha müsait sahayı seçmiş ve Martin Minçev’e bu sezonki ilk golünü attırmayı becererek 1-0 öne geçmişti. Sarı-lacivertliler için şampiyonluk yolunda geriye kritik bir 45 dakika kalmışken bu şartlarda maçın nasıl çevrileceği soru işaretiydi.

İşte tam bu anda İsmail Kartal “Şampiyonluk mücadelesi veren Fenerbahçe’nin lideri” olarak kritik bir eşiği atladı. Mıy mıy Krunic’in yerine her şeyiyle mücadele edecek Mert Hakan Yandaş, bu sahada yeteneklerine olan talep dip yapan Szymanski’nin yerine hava toplarına hakim Serdar Dursun, Cengiz Ünder’in yerine sezonun Fenerbahçe adına ruhani liderlerinden İrfan Can Kahveci… Hani Brian Clough, 50 yıl önce “Tanrı topu havadan oynamamızı isteseydi çimler gökyüzünde olurdu” demişti ya şimdi bu yerinde uyarıyı unutup futbolun bazı doğrularını baş aşağı çevirme vaktiydi. Onur Özgen’in Gazete Duvar’daki yazısında dediği gibi maç “Yeryüzünde değil gökyüzünde oynanırsa” Fenerbahçe’nin gidişatı değiştirme ihtimali daha fazlaydı. Öyle de oldu. Clough’un dosdoğru futbol klişesinden Turgut Uyar’ın yerli yersiz sömürülmesiyle gına getiren “klişe”sine, “Geriden........

© Evrensel


Get it on Google Play