Sonunda, yerel seçim süreci, itirazları ve seçim kurullarının baştan aşağı taraflı kararlarıyla tamamlandı. Birkaç yerelde seçimler tekrarlanacak sadece.

AKP, ama asıl Erdoğan altından kalkamayacağı bir hezimete uğradı. MHP ile ondan türeyen İyi Partiyle, Bahçeli ve Akşener de öyle.

CHP ve konuşmalarında Ö. Özel, CHP ve “değişim”in kazandığını söylüyor. Hakkını yemeyelim, CHP, oyunu on puandan fazla yükseltti. Dolayısıyla kazandı. Ama bu kazanım, 1970’lerin başındaki Ecevit ve yaratıp sözcülüğünü yaptığı “Ortanın Solu” hareketinin başarısı türünden kendi çabalarının ürünü bir kazanç olmadı. Özellikle emekçilerden koparılmış emeklilerin geçim derdine yapılan vurgular ve AKP/Erdoğan’a buradan yüklenmelerin CHP yükselişinde bir payı olsa bile, asıl Erdoğan yenildi. CHP, kendisine özgü nedenlerle değil, artık halka baskı, zor ve yasak dışında hiçbir şey veremez olan rakibinin kaybetmesiyle kazandı. Kimse Ecevitçi ya da “Karaoğlancı” ve sürüklediği CHP’li olduğu türden Özelci ya da CHP’li olmadı. CHP’nin kazanmasının asıl nedeni, Erdoğan’ın “Artık Erdoğan/AKP’ye oy verilmez” noktasına getirdiklerinin bir bölümü zorunluluktan “bu sefer CHP’ye vereyim” der olmalarıdır.

Erdoğan’ın yapacağı şey kalmamıştı. “Seçim rüşveti” bile dağıtamamış, “para yok” demişti. İstanbul mitinginde “buraya 1,5 milyon toplamıştık, şimdi 650 bin kişi gelmiş” derken Erdoğan kaybetmekte olduğunun farkındaydı üstelik.

Yine de çabaladı. 50’den çok yerde miting yaptı, arayıp tarayıp M. Kurum türü “kazanacak adaylar” bulmaya uğraştı. Ancak artık “kazanacak aday” diye ortaya sürdükleri de, sadece kendi yetersizlikleri nedeniyle değil genel tablo nedeniyle sıfırı tüketmiş isimler oldu. Ama bula bula onları bulabilmişti. Kazanma potansiyeli olan yoktu, çünkü asıl Erdoğan kendi potansiyelinin sonuna gelmişti.

Kazanacak aday” arayışının mucidi Akşener’dir. Kılıçdaroğlu’nun adaylığına itiraz ederken üretti bu kavramı. Başlıca Aleviliğine itiraz etmekte ve “Müslüman mahallesinde” bir Alevinin seçilme şansı olmadığını ileri sürdü. Kimse, hiçbir parti seçimlere bir “hareket yaratıp” onun dalgası üstüne binerek girmediği için, geriye seçmenlere “mavi boncuk” dağıtma kalmaktaydı. Akşener seçmenlere uygun aday önermekteydi.

Kılıçdaroğlu, gerçekte, kendi adaylığı dışında bu yaklaşıma hak vermiyor değildi. Tam da bu nedenle sağa açılmış, “AKP safraları” dahil Akşener gibi Asenalardan medet ummuştu. Türkiye sağa kaydı diye düşünüyordu ve “6’lı Masa”sında ilaç için az-çok solcu bir kişi ya da parti yoktu.

Özel “değiştik” diyor ve kazanmalarını ona bağlıyor, ama o ve “değişti” dediği CHP’si de aynı yoldan yürüdü, yürüyor.

Aday belirleme sürecini anketlere, özellikle “memnuniyet anketleri”ne dayanarak çok bilimsel yürüttüklerini söylüyor Özel.

Tunç Soyer İzmir’de yüzde 58 oy almıştı 2019’da, bilimsel belirlenen aday bugünkü belediye başkanı 10 puan az alabildi ve yüzde 48’de kaldı! Sadece “bilimsellik” değil, “değişim” de fos çıktı.

Hatay’da “kazanacak aday” olarak buluna buluna eski AKP’li oluşu bir yana, deprem “yaralısı” L. Savaş bulundu. Sünni kökeniyle halkın bu bölümünden de oy alabilir denip aday yapılmıştı.

Hatay demişken, TİP’in Savaş’a itirazla ve popülerliğiyle “kazanabilir aday” sayıp öne sürdüğü G. Zan’ı anmamak olmaz. Karıştığı ileri sürülen akçeli işlerden popülizm tercihiyle TİP’in payına da aldığı yara düştü.

Ancak hepsini aşan bir “vaka”ya Keçiören’de tanık olundu. TV kanalları eski ve yeni belediye başkanları arasındaki devir-teslim törenini uzun uzun verdi. CHP yönetimi de sanırız hiç rahatsız olmadı. Kaybeden MHP’liydi. Ancak işin “güzeli” kazanan da MHP’liydi. MHP kurum olarak gerilemişti; ancak sadece İçişleri ve Adalet Bakanlığı kadrolarını doldurmakla kalmamaktaydı, CHP “kadrolarını” da doldurmakta olduğu görülmüştü. Yeni başkan “yüce Başbuğumuz Alpaslan Türkeş’in yolunda…” diye başladı ve sürdürdü. “Keçiören gibi bir yerde ancak MHP’li bir aday kazanır” diye düşünülmüştü!

Değişim” CHP’nin Özal’ın 4 eğilimli ANAP’ına dönüşmesi yönünde. CHP, sadece Keçiören’de değil, Kürt ve Suriyeli düşmanı aşırı milliyetçi ırkçı Afyon, Bolu, Antalya, Ankara, Keçiören… başkanları, dinci, eskimiş solcu ve çoğu merkezcileriyle ANAP oldu denebilir!

QOSHE - ‘Kazanacak aday’ meselesi… - Mustafa Yalçıner
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

‘Kazanacak aday’ meselesi…

18 22
09.04.2024

Sonunda, yerel seçim süreci, itirazları ve seçim kurullarının baştan aşağı taraflı kararlarıyla tamamlandı. Birkaç yerelde seçimler tekrarlanacak sadece.

AKP, ama asıl Erdoğan altından kalkamayacağı bir hezimete uğradı. MHP ile ondan türeyen İyi Partiyle, Bahçeli ve Akşener de öyle.

CHP ve konuşmalarında Ö. Özel, CHP ve “değişim”in kazandığını söylüyor. Hakkını yemeyelim, CHP, oyunu on puandan fazla yükseltti. Dolayısıyla kazandı. Ama bu kazanım, 1970’lerin başındaki Ecevit ve yaratıp sözcülüğünü yaptığı “Ortanın Solu” hareketinin başarısı türünden kendi çabalarının ürünü bir kazanç olmadı. Özellikle emekçilerden koparılmış emeklilerin geçim derdine yapılan vurgular ve AKP/Erdoğan’a buradan yüklenmelerin CHP yükselişinde bir payı olsa bile, asıl Erdoğan yenildi. CHP, kendisine özgü nedenlerle değil, artık halka baskı, zor ve yasak dışında hiçbir şey veremez olan rakibinin kaybetmesiyle kazandı. Kimse Ecevitçi ya da “Karaoğlancı” ve sürüklediği CHP’li olduğu türden Özelci ya da CHP’li olmadı. CHP’nin kazanmasının asıl nedeni, Erdoğan’ın “Artık Erdoğan/AKP’ye oy verilmez” noktasına getirdiklerinin bir bölümü zorunluluktan “bu sefer CHP’ye vereyim” der olmalarıdır.

Erdoğan’ın yapacağı şey kalmamıştı. “Seçim rüşveti” bile dağıtamamış, “para yok” demişti. İstanbul mitinginde “buraya 1,5 milyon toplamıştık, şimdi 650 bin kişi gelmiş” derken Erdoğan kaybetmekte olduğunun farkındaydı üstelik.

Yine de........

© Evrensel


Get it on Google Play