Türkiye, özellikle cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın ağzından Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğine ne sıkı ve üst perdeden itirazlarda bulunmuştu!

Üyeliklere karşıydı! Özellikle İsveç “terör örgütü”nü besliyor ve destekliyor, “Teröre karşı hiçbir tedbir almıyor”du.

Yine de 2023 nisanında Finlandiya için “olur” verdi. Cidden karşıysa veto hakkı vardı ve bu durumda üyelikler imkansızdı. Ama veto edilmediği gibi, geçtiğimiz günlerde İsveç’in üyeliği de onaylandı.

Tüm “yerlilik-millilik” iddialarının sadece tevatür değil, düpedüz halka yönelik bir aldatma ve uyutma olduğu görüldü. Her şey ortada: “Yerli-milli” edebiyatı yapan AKP ile MHP, Erdoğan’la Bahçeli Türkiye’nin milli çıkarlarıyla hiç ilgilenmedi, ilgilenmiyor.

Türkiye’nin milli çıkarları NATO üyeliğini mi gerektiriyor? NATO emperyalist Batı’nın savaş örgütü. Milli çıkarlar ise her şey bir yana emperyalizme karşı çıkmayı gerektirir. Bırakalım emperyalistlerin savaş örgütlerine üyeliği, milli çıkarların sözünü edenler açısından emperyalistlerle iktisadi, siyasi ve askeri tüm ilişkilerin koparılması şarttır. Türkiye ise NATO üyeliğini sürdürdüğü gibi, bu örgütün yeni katılımlarla güçlendirilmesine onay verdi. Kim verdi? En çok “yerlilik-millilik” iddiasında bulunanlar!

Millilikle, Türkiye’nin milli çıkarlarıyla hiçbir ilgilerinin olmadığı ama İsveç’in üyeliğini onaylayarak NATO’nun güçlendirilmesini desteklerken “milli çıkarlar”ı zerrece düşünmeyip sadece pazarlık peşinde oldukları ortaya çıktı.

Ne pazarlığı?

AKP-MHP ve tek adam yönetimi, özellikle Ortadoğu’da; Suriye, Irak ve Kürtler aleyhine yayılmayı zorlarken ABD ile Rusya arasındaki çelişme ve sürtüşmelerden yararlanma çalıştı, çalışıyor. İki büyük emperyalist devlet askeri üsleri bulunan bölgeye müdahale halindeler çünkü. Ve aralarından sıyrılarak bölgede güç olma peşinde olanların ya doğrudan bu iki büyük gücün karşısına dikilmek ya da aralarındaki mücadeleden yararlanarak kendilerine yol açmaya çalışmaktan başka çareleri yok!

Kolay değil tabii. Türkiye ABD ile Rusya’nın aralarından kendisine yol açmaya ve bölgede yayılmaya çalışırken, kaçınılmaz zorluklarla karşılaştı. Yardan da serden de olma tehlikesi vardı ve AKP-MHP yönetimindeki Türkiye bu kapsamda yaralar aldı. Amerikalıların kontrgerilla unsurlarını başlarına çuval geçirerek sorgulamaları sineye çekilmek zorunda kalındı. Bir Rus uçağı düşürmekten kaçınılamazken, bir seferinde bir pusuda 30’dan fazla askerini kaybetti. İlişkilerin düzeltilmeye çalışıldığı Rusya ile koordineli operasyonlar düzenlenir ve bu “yakınlığa” tepki duyan ABD’nin satmadığı Patriotlar yerine bu ülkeden S-400’ler alınırken, bu kez ABD ile mesafe fazla açıldı. Oysa “yerli-milliliği” iddia edilen ülke, ekonomisi kadar askeri donanımıyla da başta ABD olmak üzere Batı’ya bağımlı.

ABD tepkisi, milyarlarca dolar ödediği S-400’leri ambalajını açmadan depolarda tutmak zorunda bıraktığı Türkiye’nin 1.4 milyar dolar yatırarak katıldığı F-35 üretimi sürecinden de dışlanmasına neden oldu. F-35’ler bir yana, Türkiye F-16 bile alamıyordu artık. Henüz “yerli-milli” uçağını da yapamamıştı ve ABD’nin eline bakıyordu! Sözde karşı çıktığı İsveç’in NATO üyeliğini onaylayarak, yalvar-yakar, bari F-16 alma çabasındaydı.

Milli çıkarlar” ve “yerlilik-millilik” bu ya! Türkiye Amerikan onayıyla uçak sahibi olacak ve inanacak kimse olursa “milli çıkarlarını” Amerikan çıkarları izin verdiği ölçüde savunacaktı! Bu arada tabii “devletin bekası” da ABD’nin inayetine kalıyordu!

Kılıçdaroğlu’nun pek “millici” Meral Akşener’iyle partisi, karşılığında ne alınıp alınamayacağı belirsiz olduğu için İsveç’in üyeliğine “evet” demedi. Ancak haksız çıktı! ABD Kongresinin kararı belli olmasa bile, Biden hükümeti Türkiye’ye 40 yeni F-16 ve 79’unun modernizasyonu için gerekli malzemelerin satışına izin verilmesi amacıyla Kongreye bildirimde bulundu.

Ancak bildirim mi, yeni bir “burun sürtme” operasyonu mu tartışmalı!

Modernizasyon bir yana, F-16 da değil, 40 F-35 Yunanistan’a 8.6 milyar dolara, Türkiye’ye 40 F-16 23 milyar dolara! “Yerlilik-millilik” bu ya! Adamlar “yersen” diyor!

Pazarlığı yapılmış, yeneceği zaten başından belli bir “yerli-millilik” işte!

QOSHE - F-16’lar ve "yerli-milli" Amerikancılık!... - Mustafa Yalçıner
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

F-16’lar ve "yerli-milli" Amerikancılık!...

39 18
30.01.2024

Türkiye, özellikle cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın ağzından Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğine ne sıkı ve üst perdeden itirazlarda bulunmuştu!

Üyeliklere karşıydı! Özellikle İsveç “terör örgütü”nü besliyor ve destekliyor, “Teröre karşı hiçbir tedbir almıyor”du.

Yine de 2023 nisanında Finlandiya için “olur” verdi. Cidden karşıysa veto hakkı vardı ve bu durumda üyelikler imkansızdı. Ama veto edilmediği gibi, geçtiğimiz günlerde İsveç’in üyeliği de onaylandı.

Tüm “yerlilik-millilik” iddialarının sadece tevatür değil, düpedüz halka yönelik bir aldatma ve uyutma olduğu görüldü. Her şey ortada: “Yerli-milli” edebiyatı yapan AKP ile MHP, Erdoğan’la Bahçeli Türkiye’nin milli çıkarlarıyla hiç ilgilenmedi, ilgilenmiyor.

Türkiye’nin milli çıkarları NATO üyeliğini mi gerektiriyor? NATO emperyalist Batı’nın savaş örgütü. Milli çıkarlar ise her şey bir yana emperyalizme karşı çıkmayı gerektirir. Bırakalım emperyalistlerin savaş örgütlerine üyeliği, milli çıkarların sözünü edenler açısından emperyalistlerle iktisadi, siyasi ve askeri tüm ilişkilerin koparılması şarttır. Türkiye ise NATO üyeliğini sürdürdüğü gibi, bu örgütün yeni katılımlarla güçlendirilmesine onay verdi. Kim verdi? En çok “yerlilik-millilik” iddiasında bulunanlar!

Millilikle, Türkiye’nin milli çıkarlarıyla hiçbir ilgilerinin olmadığı ama İsveç’in üyeliğini onaylayarak NATO’nun........

© Evrensel


Get it on Google Play