Hrant Dink’in katili Ogün Samast yakalandıktan sonra Samsun Terörle Mücadele Şubesindeki çay ocağında sırtını sıvazlayan, omzuna el atan polisler tarafından kıymetli bir konuk gibi ağırlanıyordu. ‘Aferin oğlum, aslanım, korkma lan, çıkar bayrağı beraber poz verelim’ diyen teşrifatçılar, bir katilden kahraman çıkarmaya çalışıyordu.

Rakel Dink ‘Bir bebekten katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz sevgili kardeşlerim’ derken haklıydı. Ermeni gazetecinin katli henüz reşit olmayan bir çocuğun değil onu Agos’un önüne adam vurmaya gönderen derin bir karanlığın işiydi. Ogün Samast ‘hadi abicim, aslanım, arkandayız yürü’ teşvikiyle gönderilmişti. Ama yıllarca süren mahkemede savcılık nedense bu karanlığın içine gömülü bağlantıları, bir derin örgüt varlığını bulamamıştı. İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmış olan Ogün Samast buz dağının görünen kısmıydı, hepsi adına hapis yattı. Yaşı küçük olduğundan müebbet cezası 21 yıla dönüştürüldü.

Samast, onu daha erken tahliye edebilmek için iyi hal arayan heyetlere elverişli poz veremedi. Hapishanede gardiyanlara saldırarak vukuat yaratmıştı. 2022 yılında çıkan denetimli serbestlikten yararlandırılmadı. Yoksa çoktan salıverilmişti. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünden gelen rapora göre iyi hal araştırmasının biri bu yılın başında Hırant Dink’in ölüm yıl dönümünde diğeri de 13 Temmuz’da çıktı. Buna göre 15 Kasım’a kadar beklendi. Raporun içermediği ayrıntılar belki yakında ortaya çıkar, bilemiyoruz. Bildiğimiz şey Ogün Samast’ın gündemdeki çok yoğun hukuksuzluk tartışmalarının yapıldığı bir gündemin ortasına bırakılmasıydı. Salıverilmenin halk vicdanında tesirli bir bomba etkisi yapması da biraz da bundandır.

Anayasa Mahkemesinin üzerine çökme hazırlığının yapıldığı; Gültan Kışanak’ın azami tutukluluk süresi dolmasına rağmen keyfi olarak bırakılmadığı, Can Atalay’ın tahliyesinin Yargıtay müdahalesiyle durdurulduğu, Osman Kavala ve diğer Gezi tutuklularının terör suçlamasıyla ceza aldığı, Kobanê davasında hukuktan başka her şeyin hakim olduğu koşullarda Ogün Samast’ın bırakılmasının önceden belli bir tarihlendirmeyle söz konusu olduğuna ikna etmiyor doğal olarak.

Adı geçenler hiçbir kanun maddesinin iktidarın takdirinden üstün olamayacağının nasıl önemli bir simgesi olmuşsa Ogün Samast da, karşı semboller kullanarak kendi yasasızlık düzenini dayatan karanlığın meydana sürdüğü kozlardan biridir. Bu karanlığın ipliği pazara çıkardıkça şiddetin bir üst seviyeye çıktığı bir kavga dövüş hikayesi bu. İri gövdesini halk dinamizminin üzerine yaya yaya yerleştirerek büyüyen bir teşkilat karanlığı.

Son örneklerinden biri daha HEDEP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Bahçeli’nin Alaattin Çakıcı ile çıkan fotoğrafının hesabını vermesini istediği zaman görüldü. Gergerlioğlu ağır hakaretler eşliğinde tehdit edildi. Malumun ilamı ya da sır olmayanın söylenmesi o iri gövdenin göstere göstere yerleşmesini faş etmiş oluyor bir yandan. Bu yüzden mümkün olsa milletvekilinin yerine kayyum atanacak!

Ogün Samast’ı münferit bir katil, bir ‘Yalnız Kurt’ olarak yargılayan sistemde, fotoğraflara yansıyan ama hakkında konuşmanın suç olduğu mafyatik ortaklıklar devlet örgütlenmesinin esası haline gelerek çözülmesi zor bir düğüme dönüştü. Ogün Samast, açıkta olan ama bir türlü adresinde bulunamayan, dokunulamayan bağlantıların bir simgesiydi. Örgütün kazasız belasız atlattığı bir sürecin beyaz beresi.

Ogün Samast’ın cinayet günü taktığı çizgili beyaz bere daha sonra Hırant Dink’in katledilmesiyle bir iç düşmanın daha temizlendiğini düşünerek haz duyan bazıları tarafından da kullanıldı. Sağda solda beyaz bereli gençler görülmeye başlandı. Uykusuz dergisinin 2012 tarihli bir sayısında yer alan kapak karikatüründe Erdoğan da beyaz bereli olarak çizilmişti.

Beyaz bere daha sonra unutuldu gitti ama temsil ettiği anlam kaldı. Bere Suruç’ta, 10 Ekim’de Sur’u Toledo yaparken ve sonrasında da oradaydı. O bere Dilan Polatgilleri yaratan, bir Afganistanlı işçinin yakılmasına sebep olan, kadın cinayetlerine yaptırım uygulamayan, İsrail’e ticaretini hiç aksatmadığı halde Filistin’i savunur görünen, yoksuldan alıp fakire veren, limanları ‘pudra tozu’ ticaretine açan bir düzenin çıplak başını gizlemeye yarayan görünmez bir aksesuar olarak dolanıyordu.Şimdi Ogün’den Anayasa Mahkemesinin ilgası noktasına kadar geldik. 16 yıl sonra bırakılan katilin azmettiricileri, planlayıcıları ortada yok. Davadan geriye bir meczup kaldı. Bir de ‘Biz bitti demeden bu dava bitmez’ diye yine yükselen ses. Çünkü kral çıplak, yine çıplak. Başında sadece beyaz beresi.

QOSHE - Beyaz bere - Nuray Sancar
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Beyaz bere

25 1
18.11.2023

Hrant Dink’in katili Ogün Samast yakalandıktan sonra Samsun Terörle Mücadele Şubesindeki çay ocağında sırtını sıvazlayan, omzuna el atan polisler tarafından kıymetli bir konuk gibi ağırlanıyordu. ‘Aferin oğlum, aslanım, korkma lan, çıkar bayrağı beraber poz verelim’ diyen teşrifatçılar, bir katilden kahraman çıkarmaya çalışıyordu.

Rakel Dink ‘Bir bebekten katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz sevgili kardeşlerim’ derken haklıydı. Ermeni gazetecinin katli henüz reşit olmayan bir çocuğun değil onu Agos’un önüne adam vurmaya gönderen derin bir karanlığın işiydi. Ogün Samast ‘hadi abicim, aslanım, arkandayız yürü’ teşvikiyle gönderilmişti. Ama yıllarca süren mahkemede savcılık nedense bu karanlığın içine gömülü bağlantıları, bir derin örgüt varlığını bulamamıştı. İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmış olan Ogün Samast buz dağının görünen kısmıydı, hepsi adına hapis yattı. Yaşı küçük olduğundan müebbet cezası 21 yıla dönüştürüldü.

Samast, onu daha erken tahliye edebilmek için iyi hal arayan heyetlere elverişli poz veremedi. Hapishanede gardiyanlara saldırarak vukuat yaratmıştı. 2022 yılında çıkan denetimli serbestlikten yararlandırılmadı. Yoksa çoktan salıverilmişti. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünden gelen rapora göre iyi hal araştırmasının biri bu yılın başında Hırant Dink’in ölüm yıl dönümünde diğeri de 13 Temmuz’da çıktı. Buna göre 15 Kasım’a kadar beklendi. Raporun içermediği ayrıntılar belki yakında ortaya çıkar, bilemiyoruz. Bildiğimiz şey........

© Evrensel


Get it on Google Play