Evrensel’de 16 Aralık günü bir haber çıkmıştı, hatırlayacaksınız. Osmaniye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, cumhuriyet savcısının kendisini muayene edemeyeceğini belirten hekimi tehdit ettiği iddiaları haberi üzerine, savcının açtığı davada gazetemize 20 bin TL para cezası vermiş. Tam da Türk Tabipleri Birliğinin Sağlıkta Şiddet Çalıştayı yaptığı gün hekime yönelik şiddeti haberleştiren Evrensel’e de bu şiddet yansımış, haberden memnun olmayan şiddet uygulayıcısı kamu görevini kötüye kullandığı gibi, meslektaşları da bu kötüye kullanımı devam ettirmiş. Çalıştay tüm hafta sonu boyunca sürdüğü için bu haftaki köşemi yazamamıştım ama bu olay üzerine yazmamak olmayacaktı. Gazetem sağ olsun, bana başka bir gün yer açtı. Hem bu olayı hatırlamak hem de sağlıkta şiddetin soruşturma ve kovuşturmasını yürütecek olanların nasıl tarafsızlığını yitirdiğini ve yargıyı şiddet aracı olarak kullanabildiklerini paylaşma olanağı buldum böylece.

Osmaniye Devlet Hastanesine daha önceden herhangi bir randevusu olmadığı halde başvuran bir savcı, o sırada içeride hasta muayene eden meslektaşımıza uygun olmayan söz ve davranışlarda bulunarak kendisinin muayene edilmesini istemişti bundan iki buçuk yıl önce. Meslektaşımız, daha önce muayene edilerek tedavisi düzenlenen kişiye kendisini ilk tedavi veren hekimin kontrol etmesi gerektiğini ifade etmiş, o sırada kalp damar yoğun bakımda yatan bir hastayla ilgili gelişen bir sorun nedeniyle telefonla görüşmüş, sonra da bu hastaya bakmaya gitmişti. Döndüğünde ise poliklinik kapısının kapılı olduğunu, hastaların kapının önünde kalabalık bir şekilde beklemeye devam ettiğini ve savcının içeride oturduğunu görmüş; bu kişiye muayene için çok fazla hastanın beklediğini, o gün adli ve heyet hastalarına bakmak zorunda olduğunu, diğer hastaların sağlık hakkını engellediğini uygun bir dille belirterek odadan çıkması ricasında bulunmuştu. İlgili kişi ise savcı olduğunu ve meslektaşımızın kendisine bakmak zorunda olduğunu söyleyerek bağırmaya başlamış, tehdit eder tarzda parmağını sallamış, her yeri aradığını ve kendisiyle uğraşacağını söylemiş, meslektaşımız herkesin gözü önünde, bu koşullarda kendisi ile diyalog kuramayacağını ve hasta bakamayacağını ifade etmiş, tartışmanın ve savcının bağırmayı sürdürmesi üzerine özel güvenlik ve hastane polisinin çağrılmasını isteyerek Beyaz Kod vermişti. Savcının gelen kişiler tarafından odadan çıkarılmasının ardından hastaların muayenelerine devam ederken, bir süre sonra savcı, mesleki yetkisini kötüye kullanarak meslektaşımızı ters kelepçe ile gözaltına aldırma istemiyle şikayet etmiş, meslektaşımız hukuksuz bir şekilde polisler eşliğinde poliklinikten alınarak ifadeye götürülmüştü.

Olayın ardından Osmaniye Cumhuriyet Başsavcısı gerçeği yansıtmayan bir açıklama yapıp, meslektaşımızı tedaviden kaçınmakla suçlamış, güvenlik kuvvetlerine aşağılayıcı ifade kullandığını iddia etmişti. Başsavcılığın yapması gereken meslektaşımıza suçlamalar atfetmek değil, kendi meslektaşlarının görevini kötüye kullanması nedeniyle hakkında soruşturma açılması olmalıydı. Soruşturma yürütülürken hangi hallerde kişilere hızlıca gözaltı işlemi uygulanacağı, hangi hallerde ise günlü olarak ifadeye çağrılacağı, meslektaşımızın mesleğini icra ederken apar topar gözaltına alınmasını gerektiren hangi suç unsurunun tespit edildiği sorularının cevaplanması gerekirken, 27 Ağustos 2021 günü savcı için “Soruşturmaya gerek olmadığı” kararı verilip; meslektaşımız hakkında soruşturma açılmış, “kamu görevlisine hakaret” iddiasıyla yargılanmıştı. Meslektaşımız Evrensel’e ceza biçmelerinden 1 yıl önce beraat etmişti ama anlaşılan bu dava da, şiddetin dalga dalga hepimize yansıması da bitmiyor.

Savcı hakkında hem kamu görevlisi sıfatıyla görevini yapmakta olan meslektaşımızın görevini hem de hastanede bekleyen hastaların sağlık hakkına erişimini engellemekten işlem yapılması beklenirken, üstelik bu eylemi kendi kamu görevlisi sıfatını kötüye kullanarak gerçekleştirmiş olmasına rağmen yargı eliyle korunduğuna tanıklık etmiştik hep birlikte. Üstüne bir de bunu haberleştiren gazetemize ceza kesmiş aynı adliyedeki meslektaşları.

Sağlık Bakanı Mecliste yaptığı konuşmasında Beyaz Kod sayılarının düştüğünü söylemiş. Acaba tam da yargının bu olayda bir örneğini aktardığım taraflı tutumu, şiddetle karşı karşıya kalanın Beyaz Kod bildirimi sonrası karakol, savcılık, mahkeme kapılarının eziyeti ile baş başa bırakılması bu azalmanın asıl nedeni olmasın! Sevgili Kübra Kırımlı’nın, söyleşisinde paylaştığım ankette meslektaşlarımızın yalnız dörtte birinin Beyaz Kod bildiriminde bulunduğunu belirtmiştim. Hakikati örtbas etmenin türlü yollarını kullanmaktan kaçınmayanların sözleriyle yaralanıyoruz her gün. Hepimize yansıyan bu şiddeti durdurmanın bir yolu var elbette, o da hakikatin peşindekilerle dayanışma.

QOSHE - Sağlıkta şiddet - Şebnem Korur Fincancı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Sağlıkta şiddet

15 1
20.12.2023

Evrensel’de 16 Aralık günü bir haber çıkmıştı, hatırlayacaksınız. Osmaniye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, cumhuriyet savcısının kendisini muayene edemeyeceğini belirten hekimi tehdit ettiği iddiaları haberi üzerine, savcının açtığı davada gazetemize 20 bin TL para cezası vermiş. Tam da Türk Tabipleri Birliğinin Sağlıkta Şiddet Çalıştayı yaptığı gün hekime yönelik şiddeti haberleştiren Evrensel’e de bu şiddet yansımış, haberden memnun olmayan şiddet uygulayıcısı kamu görevini kötüye kullandığı gibi, meslektaşları da bu kötüye kullanımı devam ettirmiş. Çalıştay tüm hafta sonu boyunca sürdüğü için bu haftaki köşemi yazamamıştım ama bu olay üzerine yazmamak olmayacaktı. Gazetem sağ olsun, bana başka bir gün yer açtı. Hem bu olayı hatırlamak hem de sağlıkta şiddetin soruşturma ve kovuşturmasını yürütecek olanların nasıl tarafsızlığını yitirdiğini ve yargıyı şiddet aracı olarak kullanabildiklerini paylaşma olanağı buldum böylece.

Osmaniye Devlet Hastanesine daha önceden herhangi bir randevusu olmadığı halde başvuran bir savcı, o sırada içeride hasta muayene eden meslektaşımıza uygun olmayan söz ve davranışlarda bulunarak kendisinin muayene edilmesini istemişti bundan iki buçuk yıl önce. Meslektaşımız, daha önce muayene edilerek tedavisi düzenlenen kişiye kendisini ilk tedavi veren hekimin kontrol etmesi gerektiğini ifade etmiş, o sırada kalp damar yoğun bakımda yatan bir hastayla ilgili gelişen bir sorun nedeniyle telefonla görüşmüş, sonra da bu hastaya bakmaya gitmişti. Döndüğünde ise poliklinik kapısının kapılı olduğunu, hastaların kapının önünde kalabalık bir şekilde beklemeye devam ettiğini ve........

© Evrensel


Get it on Google Play