Sokakta durdurup, geçmiş olsun diyor hiç tanımadığım insanlar. Boynuma sarılıp, üzgün gözlerle gözümün içine bakıyor üç gündür. Her geçmiş olsun dediklerinde, bize gelecek, asıl onlara geçmiş olsun diyorum ben de. Neden mi? Hiç tanışmadığım insanların dostluğunu, dayanışmasını büyütüyorlar, bize hissettiriyorlar çünkü...

İlk kez bu tür bir dostluk duygusunu 2016 Haziran’ında tutuklanıp, on günde bizi tahliye ettiklerinde yaşamıştım. Sokakta, vapurda, metroda... Sonra geçen sene ekimde tutuklanıp 11 Ocak duruşmasıyla ceza biçip tahliye ettiklerinde daha da güçlenen bir dayanışmayı iliklerimde hissettim. İnsanların gözlerinin içinde sevinci görmemi, oluşturmaya çalıştıkları algıyla düşmanlaştırma girişimlerinin boşa çıkışına tanıklık etmemi sağladılar her saldırılarında. Şimdi daha da büyüttükleri bir dayanışmanın müsebbibi oldular. Araçsallaştırdıkları yargı eliyle Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi olarak hepimizi görevden alıp, meslektaşlarımızın iradesine darbe vurduklarında, hekimlerin seçme hakkını ortadan kaldırdıklarında yalnız hekimler değil, toplumda da yansımasının olacağını tahmin etmelerini beklerdim.

Türk Tabipleri Birliğinin toplumda ciddi bir karşılığı var, 70 yıllık tarihi boyunca incelikle dokuduğu ilişkiler toplamında, mücadele geleneğinde ve sağlığın toplumsallaştırılması çabalarında. İnsan hakları mücadelesinin temas ettiklerinin ötesine geçen, tahrip etmekten zerre kaçınmadıkları değerlerin korunması, hekimlerin çalışma koşullarını iyileştirmeyle sınırlı olmayan, sağlık hakkının, sağlıklı yaşam hakkının memleket sathına yaydığı bir temas bu. Türlü dalaverelerle düşmanlaştırıp bir kenara itemedikleri, toplumla aramıza giremedikleri aşikarken öfkelerine yenilmiş olmalarına şaşırdım. Görevden aldıkları konsey üyeleri yerine seçilecek meslektaşlarımın farklı davranmayacağı, hekimlerin değersizleştirilmesine karşı durmak için, sağlığı piyasaya teslim etmemek için, Akbelen’den İkizdere’ye, Akkuyu’dan Sinop’a, tüm canlıların yaşam hakkı için, özgürlük, adalet, barış ve demokrasi için mücadele etmekten vazgeçmeyeceği çok açık oysaki!

Ülkenin her yanına sinmesi için tüm gayretlerini seferber ettikleri değerlerden arındırma girişimleri, uyuşturucu batağına çekmeye çalıştıkları gencecik insanlar, hırsızlığın ayyuka çıktığı, bu kadar da olmaz diye bakakaldığımız çıkar ağlarına rağmen yok etmeyi başaramadıkları hekimlik değerlerinin konseyi görevden almakla da silinemeyeceğini hatırlatmak zorundayım kendilerine. Her meslektaşımızın daha mezun olurken ettikleri yeminle görevden alınan konsey üyelerinin ettikleri yemin aynı, benzer değerleri paylaşır hekimler.

Türk Tabipleri Birliği’nin kollarıyla, çalışma gruplarıyla, seçilmiş tüm organlarıyla bu değerleri taşımaya, insanlık değerleri için mücadeleye devam edeceğini kendi elleriyle ilan etmiş oldular bu siyasi kararla. Hayli yanlış bir siyasi adım attıklarının farkında olup olmadıklarını merak ediyorum. Sosyal medyada trollerinin desteğini gerçek bir temas ve düşmanlaştırmanın ulaştığı yekûn diye düşünmüş olmalılar. Hapsoldukları çıkar ağları dışarıyı görmelerine engel...

Oysa hayat dışarıda, sokakta, vapurda, metroda. Her gün dokunabildiğimiz, gözünün içine bakabildiğimiz insanlar, yan yana çalışıp ürettiğimiz meslektaşlarımız, çalışma arkadaşlarımızla kuruyoruz hayatı. O hayatın içinden yükseliyor mücadele. TTB biziz, hepimiz!

Evrensel’de 20 yıl önce sevgili Fatih Polat’ın önerisiyle yazmaya başlamıştım, iyi ki önermiş. Bu yolculuk benim için çok değerli oldu her zaman. Şimdi bir nöbet değişimi olmuş, yeni görev üstlenen arkadaşlara da başarılar diliyorum.

QOSHE - TTB biziz, hepimiz TTB'yiz! - Şebnem Korur Fincancı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

TTB biziz, hepimiz TTB'yiz!

22 1
04.12.2023

Sokakta durdurup, geçmiş olsun diyor hiç tanımadığım insanlar. Boynuma sarılıp, üzgün gözlerle gözümün içine bakıyor üç gündür. Her geçmiş olsun dediklerinde, bize gelecek, asıl onlara geçmiş olsun diyorum ben de. Neden mi? Hiç tanışmadığım insanların dostluğunu, dayanışmasını büyütüyorlar, bize hissettiriyorlar çünkü...

İlk kez bu tür bir dostluk duygusunu 2016 Haziran’ında tutuklanıp, on günde bizi tahliye ettiklerinde yaşamıştım. Sokakta, vapurda, metroda... Sonra geçen sene ekimde tutuklanıp 11 Ocak duruşmasıyla ceza biçip tahliye ettiklerinde daha da güçlenen bir dayanışmayı iliklerimde hissettim. İnsanların gözlerinin içinde sevinci görmemi, oluşturmaya çalıştıkları algıyla düşmanlaştırma girişimlerinin boşa çıkışına tanıklık etmemi sağladılar her saldırılarında. Şimdi daha da büyüttükleri bir dayanışmanın müsebbibi oldular. Araçsallaştırdıkları yargı eliyle Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi olarak hepimizi görevden alıp, meslektaşlarımızın iradesine darbe vurduklarında, hekimlerin seçme hakkını ortadan kaldırdıklarında yalnız hekimler değil, toplumda da yansımasının olacağını tahmin etmelerini beklerdim.

Türk Tabipleri Birliğinin toplumda ciddi bir karşılığı var, 70........

© Evrensel


Get it on Google Play