Korhan Yurtsever’in 1979’da Almanya’da çektiği ancak dönemin sansür kurulu tarafından “Dost ülke Almanya’nın onuruyla oynuyor” gerekçesiyle yasaklanan filmi “Kara Kafa”nın yıllar sonra restore edilen kopyası artık MUBI Türkiye’de gösterimde.

Yurtsever’in “Fırat’ın Cinleri” adlı yapımının Avrupa’daki festivallerde büyük ilgi görmesinin ardından gelen bir teklif üzerine çektiği, Almanya’daki göçmen işçilere dair bir yapım “Kara Kafa”. Cafer, ailesini - köyünü bırakarak Almanya’da işçi olarak çalışmaya gitmiştir. Bir tatil dönüşü eşi ve iki çocuğunu da yanına alır. Eşi Hacer de çalışmaya başlar. Çocuklar okula gider. Ancak bir süre sonra ‘Kara Kafa’ Cafer’in aç gözlülüğü, kısa yoldan köşe dönme hayali, sınıf mücadelesine mesafeli olması, şark kurnazlığının peşinden gitmeye çalışması ailedeki tansiyonu yükseltir. Çünkü Cafer bireysel kurtuluşun peşinden koşarken, Hacer sendikal mücadelenin bir parçası olur, hatta toplumsal mücadelenin de içinde yer almaya başlar. Bu durum ikili arasındaki gerilimi de tırmandıracaktır. Öte yandan kamusal alanda çok daha fazla görünen erkek çocuk Alman yaşıtlarıyla sorunlar yaşayıp dışlanırken, kız çocuğun kaderi eve kapatılmak olacaktır.

“Kara Kafa” dönemin sınıf temalı filmlerinin estetik olarak bir yansıması gibi aslında. Tek fark mekanın Almanya olması. Korhan Yurtsever’in filmi güçlü bir açılışa sahip. Kenti bir işçi yuvası olarak resmediyor yapım açılışta. Sokaklarda işe vızır vızır hareket halinde insanlar, işyerleri, inşaatlar, gemiler, fabrikalar, çöpçüler… Sabahın kör saatinde emeğin kenti canlandırışının temsiliyle açılıyor adeta film.

Film, dönemin benzer yapımlarının birçoğunda olduğu gibi sinema estetiği ile güncel siyasetin dili arasında bir iş birliği kurmak niyetinde. Bu niyet kimi yerlerde filmi didaktik bir zemine çekerken, kimi anlarda ise güçlü bir emek hikayesinin ortaya çıkmasına neden oluyor. Bir yandan dönemin siyasetinin filmin içine fazlasıyla sızdığını düşünürken, diğer yandan bu siyasi alanı aşan bir derinlik de bulmak mümkün. Yine de özneleri ‘gurbetçi işçiler’ olsa da Almanya’nın mekan olarak seçildiği bir Türkiye filmi bence “Kara Kafa.”

Hacer’in serüveni, Yurtsever’in yardımcı yönetmen olarak çalıştığı Lütfi Akad’ın “Diyet”indeki kadın karakterle çok benzeşiyor örneğin. Ne tesadüf ki, orada da kadın karakterin adı Hacer’dir. Topraktan yeni kopan, feodal ailenin dışına ilk defa çıkan kadının toplumsal mücadeleye katılması ve sınıf bilincine ulaşmasının ilericiliği ne kadar görkemli ve umut vericiyse; benzer bir dönüşümü reddeden Cafer’in kimi tutumlarının ‘makul’ görülmesi de o kadar sorunlu o yüzden filmde. Türkiye sosyalist hareketinin uzun yıllar boyunca “Kadın emekçilerin kadın olmaktan kaynaklı sorunlarını” toptancı bir üslupla, geleceğe havale eden bakışının o dönemki iz düşümlerini de fazlasıyla taşıyor “Kara Kafa” bu bakımdan.

Bütün ileri unsurlarına, zaaflarına; estetik olarak hayranlık uyandırıcı yanlarından didaktik anlarına kadar dönemin sinemasının bütün özelliklerini taşıyor “Kara Kafa”. Yalnızca bu bakımdan bile, Türkiye’de işçi sınıfına dair sınırlı sayıdaki anlatının kayıp halkası olmaktan kurtulmuş olması bile çok önemli. Çünkü bu tür filmler yalnızca o dönemin sinemasına dair değil, çağın ruhuna dair de önemli veriler içeriyor.

Açık bir biçimde hakkı yenmiş, çok iyi filmler yapabilme olanağı elinden alınmış Korhan Yurtsever’in “Kara Kafa”sının sinema tarihimizdeki yerini almış olması çok sevindirici.

QOSHE - ‘Kara Kafa’nın içindekiler - Şenay Aydemir
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

‘Kara Kafa’nın içindekiler

24 4
04.11.2023

Korhan Yurtsever’in 1979’da Almanya’da çektiği ancak dönemin sansür kurulu tarafından “Dost ülke Almanya’nın onuruyla oynuyor” gerekçesiyle yasaklanan filmi “Kara Kafa”nın yıllar sonra restore edilen kopyası artık MUBI Türkiye’de gösterimde.

Yurtsever’in “Fırat’ın Cinleri” adlı yapımının Avrupa’daki festivallerde büyük ilgi görmesinin ardından gelen bir teklif üzerine çektiği, Almanya’daki göçmen işçilere dair bir yapım “Kara Kafa”. Cafer, ailesini - köyünü bırakarak Almanya’da işçi olarak çalışmaya gitmiştir. Bir tatil dönüşü eşi ve iki çocuğunu da yanına alır. Eşi Hacer de çalışmaya başlar. Çocuklar okula gider. Ancak bir süre sonra ‘Kara Kafa’ Cafer’in aç gözlülüğü, kısa yoldan köşe dönme hayali, sınıf mücadelesine mesafeli olması, şark kurnazlığının peşinden gitmeye çalışması ailedeki tansiyonu yükseltir. Çünkü Cafer bireysel kurtuluşun peşinden koşarken, Hacer sendikal mücadelenin bir parçası olur, hatta toplumsal mücadelenin de içinde yer almaya başlar. Bu durum ikili arasındaki gerilimi de tırmandıracaktır. Öte yandan kamusal alanda çok daha fazla görünen erkek çocuk Alman yaşıtlarıyla sorunlar yaşayıp dışlanırken, kız........

© Evrensel


Get it on Google Play