Bir yerel seçimleri geride bıraktık, ancak tartışmaları henüz bitmiş değil. AKP kaybettiği belediyeleri antidemokratik biçimde, hile-hurda ile geri almaya çalışırken, tepkilerin yükseldiği yerlerde; Van örneğinde olduğu gibi hiç beklemediği bir direnişle karşılaştı. Ancak tepkilerin o kadar yüksek olmadığı birçok yerde de, AKP’nin emri ile hareket eden seçim kurulları seçimlerin yenilenmesi kararları verdi, bölgede birçok il ve ilçelerde de taşıma oylarıyla sonuç AKP hanesine başkanlık olarak yazıldı.

Özellikle taşıma oyları çok tartışıldı; Şırnak’ta taşımalı seçmene tepki gösteren yaşlı amca, Süleyman Salğucak’ın, “Konuş! Sen nerelisin” diye seslenmesi gündem oldu. Sonrasında Mezopotamya Ajansına verdiği demeçte halkın iradesini çaldıklarını anlattı; “Kayyumdan beter” dedi Salğucak… Taşımalı seçmen sadece Şırnak’ta değil, bölgenin birçok il ve ilçesinde yaşandı.

Örneğin Batman’ın Gercüş ilçesinde de taşımalı seçmene tepki gösteren DEM Parti Adayı Yılmaz Suphi Aslan; “AKP’li aday 600 seçmen taşıyarak, ‘Haritada Gercüş’ün yerini gösteremeyecek kişiler, ilçemizin kaderini belirleyemez” diye yükseltti sesini.

Taşımalı oy kullanma ve artan tepkiler 2003 yılında Ankara’ya, Gökçek dönemine götürdü beni. İ. Melih Gökçek’in Ankara Büyükşehir Belediyesi başkanlığının ikinci dönemi, ancak henüz “Ankara’yı parsel parsel sattığının” dile getirilmediği, Ankapark’ın ve ucube dinozor heykellerinin gündemde olmadığı bir dönem… Gökçek Kızılay’ı yaya trafiğine kapattı. Bakanlıklardan Sıhhıye’ye kadar ucube beton bloklar ve cam bariyerlerle yayaların önü kesilip, Kızılay adeta otobana çevrildi. Geçiş için insanlar alt-üst geçitlere, metroya yönlendirildi; engelliler, yaşlılar, bebekli kadınlar düşünülmeden. Birçok metro girişinde ne yürüyen merdiven ne de asansör vardı...

Bu, “Ben yaptım oldu” anlayışına karşı emek ve meslek örgütleri Ankaram adı ile bir platform oluşturup, mücadele yürüttü. Kızılay esnafı da destek verip, Kızılay’ın yeniden yaya trafiğine açılmasını istedi.

Gökçek de kendisini haklı çıkarmak için “referandum” yapacağını duyurdu. Yanılmıyorsam ertesi gün de uygulamaya koydu, öylesine hızlı yaptı ki bunu, insanlar haberdar olmadan “referandum” sandıklarını koydu metro altına ve Güvenpark’a. Her gün Kızılay’ı kullananlar haberdar bile olamadan, otobüslerle taşındı hayatında bir kez olsun Kızılay’ı görmemiş insanlar. Tıpkı Yılmaz Suphi Aslan’ın, “Haritada Gercüş’ün yerini gösteremeyecek kişiler, ilçemizin kaderini belirleyemez” sözleri gibi, Kızılay’ı hiç görmemiş, bir daha da görmeyecek yüzlerce kişi, “Kızılay yaya trafiğine kapatılsın” diye oy kullandı.

Metro altında kurulan sandıklara taşınan, yürümekte zorlanan yaşlılar, okuma yazma dahi bilmeyenler, küçücük çocuklara neden geldiklerini sorduğumuzda aldığımız yanıt, “Gökçek’e destek için” oldu. Daha önce bir kez bile Kızılay’a gelmediklerini de ekleyerek.

Bu ‘referandum’a 168 bin 594 kişi katıldı. (Evrensel arşivi). 167 bin 807 geçerli oydan, 126 bin 435’i “evet”, 41 bin 372’si “hayır” dedi.

Sözün kısası, AKP’nin politikası haline gelen bu uygulama ile o il ve ilçede yaşamayanlar taşıma oyları ile halkın kaderini belirlerken; Gökçek de Kızılay’a hiç gelmemiş ve gelme olasılığı da olmayan insanlar ile Kızılay’ın geleceğini belirlemeye çalıştı.

Sonrasında Ankaram Platformu, “içinden geçilen bir otoban” istemediğini belirten 20 bin imza ile sürdürdü itirazını. Karar yargıya taşındı ve neyse ki yargı bugünkü gibi tümüyle zapt edilmiş olmadığı için iptal edildi. Böylece de Ankaralı esnaf da Kızılay’ı kullanan vatandaş da rahat bir nefes aldı.

* * *

Uzun bir tatilin ardından Meclis 16 Nisan’da açılacak. Her 1 Ekim öncesi, Meclis açılacağı zaman “Eyvah Meclis açılıyor” başlıkları atar, işçi-emekçi-halk aleyhine gündemde olan yasa tasarılarını (şimdi yasa teklifi) yazar, Meclis açılmasa daha iyi olur diye düşünürdük. Şimdi de “Eyvah Meclis açılıyor” demek abartı olmayacak. AKP’nin önünde çok fazla emek karşıtı düzenleme var. En önemlisi her dönem denediği ancak tepkiler nedeniyle ertelediği kıdem tazminatı düzenlemesinin olduğu da kulislerde konuşuluyor. Yerel seçimleri kaybeden AKP’nin, bu kez sermayeyi yanına çekebilmek için yeniden kıdem tazminatlarını gündemine alacağı söyleniyor. İş yasalarında yapılması planlanan değişiklik ile daha fazla esnek çalışmayı veya kıdem tazminatını fona devretme ya da gün sayısını düşürmeyi amaçlayan AKP, “Ölümü gösterip, hastalığa razı etme” planını gündemine alacak, patron kesimini bu şekilde ikna etmeye çalışacak.

Siyasi-ekonomi kulislerinde konuşulan ve Meclisin açılmasının beklendiği bu girişimler hayata geçer mi, toplumsal tepkilere göre şekillenecek gibi. “Kıdem tazminatı kırmızı çizgim” diyen Türk-İş’in yönetimi, 22 yıldır hiçbir uygulamasına karşı çıkmadığı AKP’ye bu kez karşı çıkar mı süreç gösterecek.

İktidarın, temmuzda asgari ücrete zam yapılmayacağı açıklamaları da değerlendirildiğinde, hem Meclisi, hem ülke gündemini epey hareketli bir dönemin beklediğini söylemek için kahin olmaya da gerek yok. Çünkü seçim öncesi bile emeklileri “Kaynak yok” gerekçesi ile gözden çıkaran iktidarın; çok daha sıkı kararlar almasının, işçi emekçi aleyhine düzenlemeleri getirmesinin önündeki tek engelin toplumsal muhalefet olacağı şimdiden görülüyor.

* * *

Erdoğan’ın önünde seçim başarısızlığını fatura edeceği kabine değişikliği de var. Kulislerde değişecek bakanlar sayılıp, olası kabine değişikliğinde kimlerin gideceği üzerine yazılıp çiziliyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in değişmeyeceği de konuşulanlar arasında. Zira Erdoğan sadece seçimleri kaybetmedi, belediyeler eliyle gelen büyük bir rant/gelir kapısını da kaybetti. Onun için de sermayenin desteğine daha da fazla ihtiyacı var. Henüz seçimlere çok zaman olduğu için de Erdoğan’ın “sıkı para politikası”ndan geri adım atmayacağı, uluslararası sermayeye “cazip”, “Yatırım yapılabilir” bir ülke imajı çizmeye ihtiyaç duyduğu da konuşulanlar arasında.

* * *

Gerçek bayramları kutlayacağımız günlerin geleceğine inancımla, tüm okurlarımızın bayramını kutluyorum.

QOSHE - AKP’nin taşımalı seçmeni ve hatırlattıkları - Sultan Özer
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

AKP’nin taşımalı seçmeni ve hatırlattıkları

33 2
11.04.2024

Bir yerel seçimleri geride bıraktık, ancak tartışmaları henüz bitmiş değil. AKP kaybettiği belediyeleri antidemokratik biçimde, hile-hurda ile geri almaya çalışırken, tepkilerin yükseldiği yerlerde; Van örneğinde olduğu gibi hiç beklemediği bir direnişle karşılaştı. Ancak tepkilerin o kadar yüksek olmadığı birçok yerde de, AKP’nin emri ile hareket eden seçim kurulları seçimlerin yenilenmesi kararları verdi, bölgede birçok il ve ilçelerde de taşıma oylarıyla sonuç AKP hanesine başkanlık olarak yazıldı.

Özellikle taşıma oyları çok tartışıldı; Şırnak’ta taşımalı seçmene tepki gösteren yaşlı amca, Süleyman Salğucak’ın, “Konuş! Sen nerelisin” diye seslenmesi gündem oldu. Sonrasında Mezopotamya Ajansına verdiği demeçte halkın iradesini çaldıklarını anlattı; “Kayyumdan beter” dedi Salğucak… Taşımalı seçmen sadece Şırnak’ta değil, bölgenin birçok il ve ilçesinde yaşandı.

Örneğin Batman’ın Gercüş ilçesinde de taşımalı seçmene tepki gösteren DEM Parti Adayı Yılmaz Suphi Aslan; “AKP’li aday 600 seçmen taşıyarak, ‘Haritada Gercüş’ün yerini gösteremeyecek kişiler, ilçemizin kaderini belirleyemez” diye yükseltti sesini.

Taşımalı oy kullanma ve artan tepkiler 2003 yılında Ankara’ya, Gökçek dönemine götürdü beni. İ. Melih Gökçek’in Ankara Büyükşehir Belediyesi başkanlığının ikinci dönemi, ancak henüz “Ankara’yı parsel parsel sattığının” dile getirilmediği, Ankapark’ın ve ucube dinozor heykellerinin gündemde olmadığı bir dönem… Gökçek Kızılay’ı yaya trafiğine kapattı. Bakanlıklardan Sıhhıye’ye kadar ucube beton bloklar ve cam bariyerlerle yayaların önü kesilip, Kızılay adeta otobana çevrildi. Geçiş için insanlar alt-üst geçitlere, metroya yönlendirildi; engelliler, yaşlılar, bebekli kadınlar düşünülmeden. Birçok metro girişinde ne yürüyen merdiven ne de asansör vardı...

Bu, “Ben yaptım oldu” anlayışına karşı emek ve meslek örgütleri Ankaram adı ile bir platform oluşturup, mücadele yürüttü. Kızılay esnafı da destek verip, Kızılay’ın yeniden yaya trafiğine açılmasını istedi.

Gökçek de........

© Evrensel


Get it on Google Play