Geçen hafta, yerel seçimlerden bir gün önce, “gerçekçi olup imkânsızı isteyelim” demiştim. Vasata indirgenmiş, popülist politikalarla ilerleyen seçimler yerine, -elbette dönemlik seçimleri de barındıran- ufuk genişletici perspektife odaklanalım diye eklemiştim. Kent hakkına örnek olarak da kısaca Hatay’daki kentleşme üzerine odaklanmıştım. Deprem illerine ileride yeniden değinmek üzere, bu kez yıllarca çalıştığım bir kent ve o kentin önemli bir değeri üzerine eğileceğim. İzmit SEKA Fabrikası’na…

Neden İzmit ve SEKA Fabrikası? Yerel seçimin peşine sonuçlarını değerlendirirken hepimiz bağlarımız olan yerlere daha bir merakla bakıyoruz. Hele de kent yönetimine aday olanları tanıyorsak, seçime hazırlık süreçlerine katkı verdiysek ya da seçim sonuçlarının kentte neyi değiştirip, dönüştürebileceğine dair bir ilgimiz varsa kendimizce bazı okumalar yapıyoruz.

Kocaeli kenti benim üniversitesinde mimarlık bölümünde uzun yıllar çalıştığım bir yer. Sonra barış imzası gerekçesiyle atıldığım, ancak kentte, kentle ilgili üretimi yitirmediğim bir yer de. SEKA Fabrikası da aynı şekilde üzerine çalıştığım bir müşterek değer. En son Kocaeli Dayanışma Akademisi, Tarih Vakfı ve Heinrich Böll Stiftung iş birliğiyle “İzmit SEKA’nın Dönüşümü” kitabını tamamladık ve çalışmayı https://www.izmitteseka.com Web sayfamızdan indirilebilir şekilde ekledik.

Seçimlere geri dönersek Kocaeli ili, İzmit, Gebze gibi ilçelerde de yerel yönetimlerin düzen siyasetine karşı cephede konumlanan, toplumsal dönüşümü hedef alan siyasi partiler de aday çıkardılar. Ancak seçim sonucunda görev alabilen maalesef olmadı. Yönetimlerdeki eski isimler göreve devam edecekler.

Bu yazıda ele aldığım SEKA için de Kocaeli Büyükşehir ve İzmit Belediyelerinin önemli bir pozisyonu var. Şöyle ki SEKA işçilerinin direnişleri, açılan davalar, kentin itirazları vb. mücadelelere rağmen, SEKA 2005’te kapatıldığında, tesis kalan çalışanlarıyla birlikte Kocaeli Büyükşehir Belediyesine (KBB) devredildi. Şu an alanın dönüşümünü KBB yönetiyor ve yıllardır ısrarla kendilerine bir mekân isteyen SEKA emekçilerine bir yer vermiyor. İzmit Belediyesi ise, geçen yıl SEKA’lıların kullanımına yönelik bir SEKA Lokali açtı.

Fabrikayı var eden, emekleriyle bugüne taşıyan kişilere alanda bir yer verilmemesi tek sıkıntı değil. Alanın yeniden kullanımında işlevlerin nasıl belirlendiği ayrı bir sorun. Sadece SEKA’lıların değil, kentin tek üniversitesi Kocaeli Üniversitesi’nin de (KOÜ) burada konumlanma talebi var. Ancak çeşitli gerekçelerle bu da olmuyor. Üstelik KBB’nin yeniden seçilen başkanı KOÜ’de çalışmış bir akademisyen. Alanın halihazırdaki kullanımı gibi projelendirme süreci de ayrı sorunlar barındırıyor. Özetle bu yazı köşesinin ana başlığı olan kent hakkı bağlamında SEKA’da türlü biçimlerde ihlaller olduğu açık.

SEKA’nın işlevlendiren kısmından bir detaya da özellikle değinmek istiyorum. SEKA Mehmet Ali Kağıtçı Müzesi’nde bir videoda fabrikanın kapatılışına dair bir direniş görselinin üstüne, alanın kurtarıcısı olarak dönemin KBB başkanı ve Cumhurbaşkanı görseli geliyor. Bu ikisi arasında anlık gözüken bir haber var; “SEKA’da kader haftası” başlıklı. Görseli de yazıya ekledim. Haberde kapatılma sürecindeki çatışma düpedüz görülürken, üstüne bir kurtarıcı hikâyesi yazılıyor. Müzenin çok yerinde ideolojik çatışmalar gizli. Toplum mühendisliği inşası alanın her yerinde seziliyor. Oysa burada başka hikâyeler de var; 2005’te SEKA’nın kapatılma sürecinde sadece işçiler direnmemiş, çok sayıda kişi ve kurumu barındıran “SEKA İşçileriyle Dayanışma Platformu” da işçilerle dayanışmıştı. Alanın kapandıktan sonra yeniden işlevlendirme sürecinde de farklı kişi, kurumları barındıran bir başka SEKA Platformu kurulmuştu. Ancak şu an SEKA’lılara ait üç dernek dışında kentte bir toplumsal hareket yok. İktidar ise, elindeki her mekânda ideolojik üretimine devam ediyor…

Seçimlere yeniden geri dönelim. Seçimlerden önce, seçimlere de yön vermek niyetiyle, 13-14 Ocak 2024 tarihlerinde Kocaeli’de, sendika-meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve parti örgütlerinin bir araya geldiği yoğun emek verilen, son derece verimli bir çalıştay yapıldı. Söz ettiğim kurumların temsilcileri bu çalıştayın her aşamasında kolaylaştırıcılık yaptılar. Çalıştay kentte duyuruldu. Kent yönetimine ilişkin çok sayıda başlık atölyelerde işlendi. Atölyelerin üretimleri kolektif bir şekilde sunuldu. Üzerine tartışıldı, öneriler eklendi. Her ne kadar bu çabalar ortak bir yerel yönetim adayına evrilmese de, kenti birlikte düşünmek ve yönetim sorunlarına ilişkin ortak fikir üretmek çok değerliydi. Yerel Yönetimler Kocaeli Çalıştayı’nın sonuç bildirgesine @calistaykocaeli hesabından erişebilirsiniz.

Sadede geleyim. SEKA’da bir “imkânsız” hayal edelim dedim. İmkânsız bunun neresinde? Yukarıda söz ettiğim bildirgede ifade edilen kent hakkından, barınmaya, kültürden, ulaşıma, öğrencilerden, gençlerden, kadınlara, deprem güvenliğinden, sosyal tesislere, ekosisteme dek çok başlık SEKA alanında yer bulabilir. Elbette bunlar için kentte başka yerler de var, ancak SEKA emeğin, ürettiği değerin, sermaye çatışmasının halen süregittiği bir yer. Üstelik kentin değerli bir alanında kullanım değerinin elimizden alındığı kolektif bir alan. Neden buradan ortak bir ses yükselmesin? Neden emek-sermaye, doğa, toplumsal cinsiyet vb. farklı kentsel çatışmalarla buradan başlayarak karşılaşmayalım? Kurucu irademizi buradan üretmeyelim?

Ezcümle başlıkta tırnak içinde geçen “imkânsızın” bir hayalden gerçeğe dönüşmesi bizlerin elinde değil mi?

QOSHE - Bir ‘imkânsız’ hayal edelim: SEKA - T. Gül Köksal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bir ‘imkânsız’ hayal edelim: SEKA

18 12
06.04.2024

Geçen hafta, yerel seçimlerden bir gün önce, “gerçekçi olup imkânsızı isteyelim” demiştim. Vasata indirgenmiş, popülist politikalarla ilerleyen seçimler yerine, -elbette dönemlik seçimleri de barındıran- ufuk genişletici perspektife odaklanalım diye eklemiştim. Kent hakkına örnek olarak da kısaca Hatay’daki kentleşme üzerine odaklanmıştım. Deprem illerine ileride yeniden değinmek üzere, bu kez yıllarca çalıştığım bir kent ve o kentin önemli bir değeri üzerine eğileceğim. İzmit SEKA Fabrikası’na…

Neden İzmit ve SEKA Fabrikası? Yerel seçimin peşine sonuçlarını değerlendirirken hepimiz bağlarımız olan yerlere daha bir merakla bakıyoruz. Hele de kent yönetimine aday olanları tanıyorsak, seçime hazırlık süreçlerine katkı verdiysek ya da seçim sonuçlarının kentte neyi değiştirip, dönüştürebileceğine dair bir ilgimiz varsa kendimizce bazı okumalar yapıyoruz.

Kocaeli kenti benim üniversitesinde mimarlık bölümünde uzun yıllar çalıştığım bir yer. Sonra barış imzası gerekçesiyle atıldığım, ancak kentte, kentle ilgili üretimi yitirmediğim bir yer de. SEKA Fabrikası da aynı şekilde üzerine çalıştığım bir müşterek değer. En son Kocaeli Dayanışma Akademisi, Tarih Vakfı ve Heinrich Böll Stiftung iş birliğiyle “İzmit SEKA’nın Dönüşümü” kitabını tamamladık ve çalışmayı https://www.izmitteseka.com Web sayfamızdan indirilebilir şekilde ekledik.

Seçimlere geri dönersek Kocaeli ili, İzmit, Gebze gibi ilçelerde de yerel yönetimlerin düzen siyasetine karşı cephede konumlanan, toplumsal dönüşümü hedef alan siyasi partiler de aday çıkardılar. Ancak seçim sonucunda görev alabilen maalesef olmadı. Yönetimlerdeki eski isimler göreve devam edecekler.

Bu yazıda ele aldığım SEKA için de Kocaeli Büyükşehir ve İzmit Belediyelerinin önemli bir pozisyonu var. Şöyle ki SEKA işçilerinin direnişleri, açılan davalar, kentin itirazları vb.........

© Evrensel


Get it on Google Play