31 Mart yerel seçimleri geride kaldı. Erdoğan rejiminin aldığı yenilgiyi olgunlukla kabul etmesi alışılmadık bir tutumdu, ancak Fırat’ın doğusunda yoğunlaşan seçim adaletsizliklerinin hızla unutulması, kanıksanmaması gereken bilindik bir sonuçtu.

Seçimlerin galibi CHP’den gelen sinyaller, seçim sonuçlarını okuyuşundaki eksiklikleri yansıtıyor. Yerel seçimlerin hemen sonrasında yaptığımız değerlendirmede, “CHP’nin aday belirleme sürecindeki vahim hataları; derinleşen açlık ve yoksulluğun 31 Mart yerel seçimlerinin sonucunu etkileyen en önemli etken olduğu; seçimlerin sonucunun muhalif partilerin geliştirdiği siyasal kapasiteden çok seçmenin yaşam koşullarına gösterdiği tepkiden kaynaklandığı; tarihindeki en sağcı, en pragmatik çizgiyi tutturmuş bulunan CHP’ye seçimleri bu partiye verilen oy kadar sandığa gitmeyen seçmenin kazandırdığı unutuldu.” demiştik. CHP kanadındaki seçim sevincinin düzeyi ve önümüzdeki dönemde sürdürülecek siyasete ilişkin ön işaretler, ne yazık ki bu saptamalarımızın yersiz olmadığını ortaya koyuyor.

Seçimler sonrasında CHP’li politikacıların gündeminde önemli yer tuttuğu görülen Sancaktepe Belediye binasında jakuzi olduğu iddiası, AK Parti İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı’nın Monaco’da yediği ve sosyal medya hesabından fotoğrafını paylaştığı ıstakoz ve CHP’nin kazandığı belediyelerin binalarına asılan borç listeleri, üzerlerinde daha derin düşünülmeyi gerektiriyor.

Öncelikle bu tür skandal ve yolsuzluk haberlerinin, muhalif siyasetçiler tarafından gündeme getirilmesinin normal olduğu vurgulanmalı. Dünyanın hiçbir ülkesinde bir ana muhalefet partisi bu ve bunun gibi görgüsüzlük ve hırsızlık örneklerini siyasal alana taşımaktan geri durmaz, duramaz. Ancak algı yönetiminin hassas sularında söylem kuran muhalif aklın, simgesel siyaset alanının özgünlüğünü akıldan çıkarmaması gerekiyor. Simgesel siyasal araçlar siyasal mücadele sırasında çok önemli katkılar sunup, rıza üretimi sürecinde önemli fırsatlar yaratsa da algı yönetimi ve simgeler üzerinden yapılan muhalefetin kaldırabileceği yük bellidir.

Murat Sabuncu’nun belirttiği gibi Sancaktepe Belediye binasında jakuzi olduğu iddialarıyla başlayan, oradan başkan ve yardımcılarının odalarındaki duşlara kadar gerileyen eleştirel söylem, CHP’nin kapıldığı zafer havasını ve bu nedenle verilen hızlı kararları gösteriyor. Keza Monaco’dan gönderilen ıstakoz fotoğrafı, içerdiği görgüsüzlük ve gerçeklikten kopma durumunu başarıyla yansıtıyor olsa da teşhirde dozun kaçırılması ve bu konuda üretilen sözün CHP’nin en yüksek kademelerine kadar çıkmış olması, heyecan ile hedeften uzaklaşıldığının bir başka göstergesi oluyor.

Seçimi kazanan CHP’li başkanların kendilerinden önceki belediyelerin harcamalarını ve borçlarını belediye binalarına astırmaları elbette önemli. Ancak, bu hamleyi yapanların ve CHP yanlısı medyada köpürtenlerin bu fotoğraflarla birlikte gelen kifayetsizlik görüntüsünün farkında olmadıkları anlaşılıyor. İçerdiği akla ziyan harcama miktar ve kalemleriyle iç acıtan bu listeler, yapılmış yolsuzlukları teşhir ettiği kadar, muhalefetin teşhirle sınırlı kalan yetmezliğini de gösteriyor. Ana muhalefet çizgisi, yıllardır yaptığı gibi yolsuzluk ve bütçe usulsüzlüklerini gösteriyor, halka şikayet ediyor ama sorumluların yakasına yapışılması için yaratıcı çareler üretemiyor.

Belki bunlardan daha da önemlisi yukarıda bahsi geçen üç hamle ve CHP’lilerin bu konularda yaşadığı heyecanlanma hali, bu partiye yerel seçimleri açlık ve yoksulluğun geldiği düzeyin kazandırdığının unutulduğunu gösteriyor.

Partisinin seçimler sonrasındaki ilk grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Bunun bir yerel seçim olduğunu unutup şımaranlar, farklı heveslere kapılan zavallılar olduğunu görüyoruz. 81 ilimizde tek bir iktidar vardır o da 14-28 Mayıs’ta milletin ülkeyi yönetme vazifesi verdiği Cumhurbaşkanı ve kabinesidir” dedi. Bununla kalmadı, CHP’nin Hatay ve İskenderun için Yüksek Seçim Kuruluna yaptığı olağanüstü başvurunun reddedilmesine ilişkin YSK kararını YSK’den birkaç saat önce açıkladı.

Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi, Kobanê davasında Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 18 siyasetçinin tahliye talebini reddetti. ‘Bazı eksiklerinin tamamlanmadığı’ gerekçesiyle karar duruşması 16 Mayıs’a ertelenerek yaratılan mağduriyetler bir kez daha uzatıldı.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, parlamentoda grubu bulunan partilerin meclis başkan vekilleri, grup başkanları ve katip üyeleriyle yaptığı toplantıda anayasa değişikliği için harekete geçildiğini açıkladı. Anayasa’nın ilk dört maddesi üzerinde olmasa da başta vatandaşlık tanımı ile ilgili 66. maddesi olmak üzere ortaya çıkacak farklı pozisyonların gündemi belirlemek için iktidar tarafından kullanılacak olduğu aşikar.

TCMB verilerine göre Türkiye ekonomisinin cari dengesi şubat ayında 3.27 milyar dolar açık verdi. Resmi rezervlerde 6.23 milyar dolar net azalış olduğu bildirildi. Hal böyleyken, Mehmet Şimşek yaptığı durum değerlendirmesinde cari açıkta 2023 mayıs zirvesine göre yıllık 28.3 milyar dolar iyileşme gerçekleştiğini vurguladı. Eldeki verinin orta vadeli programın çalıştığının göstergesi olduğunu iddia etti.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, temmuz ayında asgari ücrete ara bir zam yapılmayacağını ve emeklilerin de enflasyon farkı dışında ek bir zam beklememeleri gerektiğini belirtti. Aynı günlerde TCMB Başkanı Fatih Karahan ABD’nin başkentinde yaptığı konuşmada enflasyonun 2024’ün ikinci yarısından itibaren düşeceğini ifade etti.

Seçimler sonrasındaki ilk grup toplantısında partisine “toparlanın” mesajı veren Erdoğan’ın yöneliminin yukarda sıralanan güncel işaretler üzerinden düşünülmesi, ıstakoz fotoğrafından gelen rezaleti teşhir etmek yanında, yakın bir gelecekte bütün ülkeye dayatılacak gündeme hazırlıklı olunması gerekiyor.

QOSHE - Istakoz siyasetinden ötesi - Yücel Demirer
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Istakoz siyasetinden ötesi

26 45
21.04.2024

31 Mart yerel seçimleri geride kaldı. Erdoğan rejiminin aldığı yenilgiyi olgunlukla kabul etmesi alışılmadık bir tutumdu, ancak Fırat’ın doğusunda yoğunlaşan seçim adaletsizliklerinin hızla unutulması, kanıksanmaması gereken bilindik bir sonuçtu.

Seçimlerin galibi CHP’den gelen sinyaller, seçim sonuçlarını okuyuşundaki eksiklikleri yansıtıyor. Yerel seçimlerin hemen sonrasında yaptığımız değerlendirmede, “CHP’nin aday belirleme sürecindeki vahim hataları; derinleşen açlık ve yoksulluğun 31 Mart yerel seçimlerinin sonucunu etkileyen en önemli etken olduğu; seçimlerin sonucunun muhalif partilerin geliştirdiği siyasal kapasiteden çok seçmenin yaşam koşullarına gösterdiği tepkiden kaynaklandığı; tarihindeki en sağcı, en pragmatik çizgiyi tutturmuş bulunan CHP’ye seçimleri bu partiye verilen oy kadar sandığa gitmeyen seçmenin kazandırdığı unutuldu.” demiştik. CHP kanadındaki seçim sevincinin düzeyi ve önümüzdeki dönemde sürdürülecek siyasete ilişkin ön işaretler, ne yazık ki bu saptamalarımızın yersiz olmadığını ortaya koyuyor.

Seçimler sonrasında CHP’li politikacıların gündeminde önemli yer tuttuğu görülen Sancaktepe Belediye binasında jakuzi olduğu iddiası, AK Parti İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı’nın Monaco’da yediği ve sosyal medya hesabından fotoğrafını paylaştığı ıstakoz ve CHP’nin kazandığı belediyelerin binalarına asılan borç listeleri, üzerlerinde daha derin düşünülmeyi gerektiriyor.

Öncelikle bu tür skandal ve yolsuzluk haberlerinin, muhalif siyasetçiler tarafından gündeme getirilmesinin normal olduğu vurgulanmalı. Dünyanın hiçbir ülkesinde bir ana muhalefet partisi bu ve bunun gibi görgüsüzlük ve hırsızlık örneklerini siyasal alana taşımaktan geri durmaz, duramaz. Ancak algı yönetiminin hassas sularında söylem kuran muhalif aklın, simgesel siyaset alanının özgünlüğünü akıldan çıkarmaması gerekiyor. Simgesel siyasal araçlar siyasal mücadele sırasında çok önemli katkılar sunup, rıza üretimi........

© Evrensel


Get it on Google Play