17 Kasım’da Berlin’i ziyaret eden Erdoğan’ın 40 adet Eurofighter savaş uçağını almak istediğini Almanya Başbakanı Scholz’a söylemesinden bu yana ciddi bir ilerleme sağlanabilmiş değil. Bu nedenle Türkiye cephesi, baskıyı artırarak toplamda 4-4.5 milyar dolara mal olması beklenen 40 adet Eurofighter savaş uçağını almanın önündeki engeli aşma niyetinde.

Almanya, İngiltere, İtalya ve İspanya ortak yapımı olan Eurofighter savaş uçaklarının önemli bölümleri Airbus tekeli tarafından Almanya ve İspanya’da üretiliyor. İngiliz BAE System ve İtalyan Leonardo tekelleri de ortak. Bu nedenle satış için bu ülkelerin tümünün onay vermesi gerekiyor. İlk etapta projede yer alan Fransa, daha sonra ayrılarak aynı tipteki Dassault Rafale savaş uçağını üretip satmaya başladı. İlk üretimi 2003’te Alman ordusu için yapılan Eurofighterları şu anda üretici dört ülkenin yanı sıra Avusturya, Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt ve Umman silahlı kuvvetleri kullanıyor.

Türkiye, üretici ülkeleri saymazsak Eurofighter’ı filosuna dahil etmek isteyen altıncı ülke olmak için Almanya’nın “hayır”ını değiştirmek için yoğun çaba harcıyor. Çünkü elindeki savaş uçaklarının çoğu ABD yapımı ve bunların önemli bir bölümünün ömrü dolmak üzere. Bu nedenle ABD’nin yeni F-35’lere ve eski F-16’ların modernizasyonuna koyduğu vetoyu Eurofighter ile aşmanın çabası içinde. “Türkiye ABD’den 40 adet yeni F-16 satın almak için başvuruda bulunmuş. Ayrıca elindeki 79 savaş uçağını da yenilemek istiyor.” (aero.de)

Peki, ABD’nin bu vetosuna rağmen, dış politikada hızlı bir şekilde ABD eksenine yakınlaşan Almanya’nın Türkiye’ye “Eurofighter vizesi” vermesi mümkün mü? Verdiği takdirde Washington’dan gelecek tepkiyi göğüsleyebilecek güçte mi?

Bugünkü koşularda, Almanya’nın ABD’nin vetosuna rağmen Türkiye’ye 40 adet Eurofighter satılmasına onay vermesi zor görünüyor. Çünkü mesele sadece basit bir meta alışverişinden ibaret değil. Satışla beraber değişik katmanlardan ibaret yeni sorunlar meydana gelecek.

Eurofighter için sırada bekleyen tek ülke de Türkiye değil. Suudi Arabistan 48 adet almak için başvuruda bulundu. Scholz, Eurofighter’ın bu “en büyük müşterisine” satışı şimdilik durdurdu. Neues Deutschland haberine göre, gerekçe olarak “Ortadoğu’daki yeni gelişmelerin seyrinin nasıl şekilleneceğini beklemeyi” gösterdi. Hükümet protokolünde Yemen’de savaşan taraflara silah satılmamasının açık olarak yazılması da bir diğer engel.

Sırada Suudi Arabistan gibi önemli bir müşteri varken, Scholz Türkiye’yi daha öne çekebilir mi?

Zor görünüyor. Çünkü Türkiye’nin son birkaç yıldır NATO üyesi olarak izlediği dış politika Batı cephesinde sürekli eleştiri konusu oldu. Rusya’yla kurulan yakın ilişkinin faturası şimdi Erdoğan’ın önüne değişik gerekçeler ileri sürülerek konuluyor. Bu fatura kesilmeden Türkiye’ye verilecek 40 adet Eurofighter’ın sorunları azaltma yerine daha da artıracağını Batı da biliyor. Dahası, komşusu Yunanistan ile son birkaç yıldır Ege ve Akdeniz’de girdiği gerilimin, hava gücünün artması durumunda daha da tehlikeli bir boyut kazanacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok.

Bu nedenle, nasıl ki Ortadoğu’daki gelişmelerin seyri Suudi Arabistan önüne bir engel olarak konulduysa, Türk-Yunan ilişkilerinin seyri de Türkiye’nin önüne konulmuş görünüyor. Bunun farkında olan Erdoğan, dünkü Atina ziyareti vesilesiyle, ilişkileri normalleştirmek istediğinin mesajlarını verdi. Berlin ziyareti sırasında da Scholz’la ortak basın toplantısında konuşmasının bir yerine “Aralık ayında Yunanistan’ı ziyaret edeceğim” cümlesini sıkıştırdı. Scholz da buna cevaben “Türkiye-Yunanistan ilişkilerinin normalleşmesinden memnunluk duyarız” mealinde bir cümle kurdu.

Erdoğan’ın mesajlarının arkasında Almanya ve diğer üretici ülkelerin engelini aşmak olduğu söylenebilir. Her ne kadar diğer üç ülke Almanya’nın engel olduğunu ifade etse de, Ege ve Akdeniz’deki gelişmeler nedeniyle bu ülkelerin de temkinli yaklaşacağı açık. Bu arada Yunanistan ise hava gücünü yenilemeye devam ediyor. Özellikle Akdeniz’de 2021’de yaşanan gerilim sırasında Fransa’dan 2025’e kadar 40 adet Rafale savaş uçağı sipariş etmişti (defensehere.com). Temmuz 2023 itibarıyla bunların 20’si Yunanistan’a teslim edildi.

40 Rafale’ye karşılık 40 Eurofighter satın almak üzere harekete geçen Türkiye, güvenlik kaygılarıyla hava sahasında geri düşmek istemiyor. Görüldüğü gibi, Yunanistan-Türkiye hattında tansiyon yükseldikçe asıl kazanan Avrupa silah tekelleri oluyor. Almanya yıllardır gerilim içindeki iki ülkeye dengeyi bozmamak kaydıyla silah satmaya devam ediyor.

Türkiye ve Yunanistan ekonomik sorunlar bakımından birbirinden çok da uzak iki ülke değil. Bu nedenle dün bir araya gelen iki ülkenin liderleri bir taraftan daha fazla silahlanma yarışı sürdürürken diğer taraftan gerilimi azaltmaya yönelik mesajlar vermeleri inandırıcı değil.

Gerilimi azaltmanın yolu, her iki ülkenin birbirini gözeterek silahlanmaya son vermesinden geçiyor. Her buluşma karşılıklı egemenlik haklarına saygı ve Ege’nin silahsızlandırılmasına vesile olmadıkça, savaş tehlikesi Ege’nin iki yakasında halkların tepesinde geçmişte ve günümüzde olduğu gibi gelecekte de Demokles Kılıcı gibi sallanmaya devam edecek.

Halbuki, her iki taraf askeri harcamalar için ayrılan devasa bütçeleri halkın ekonomik, sosyal sorunlarının çözümü için kullanılabilir. Bunun olabilmesi için ise her iki yakada barış seslerinin yükselmesi gerekiyor. Bölgede savaş ve silahlanmanın değil, barış ve halkların kardeşliği ancak bu şekilde sağlanabilir.

Gerisi boş laf.

QOSHE - Ege'de hem silahlanma hem barış mümkün mü? - Yücel Özdemir
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ege'de hem silahlanma hem barış mümkün mü?

12 0
08.12.2023

17 Kasım’da Berlin’i ziyaret eden Erdoğan’ın 40 adet Eurofighter savaş uçağını almak istediğini Almanya Başbakanı Scholz’a söylemesinden bu yana ciddi bir ilerleme sağlanabilmiş değil. Bu nedenle Türkiye cephesi, baskıyı artırarak toplamda 4-4.5 milyar dolara mal olması beklenen 40 adet Eurofighter savaş uçağını almanın önündeki engeli aşma niyetinde.

Almanya, İngiltere, İtalya ve İspanya ortak yapımı olan Eurofighter savaş uçaklarının önemli bölümleri Airbus tekeli tarafından Almanya ve İspanya’da üretiliyor. İngiliz BAE System ve İtalyan Leonardo tekelleri de ortak. Bu nedenle satış için bu ülkelerin tümünün onay vermesi gerekiyor. İlk etapta projede yer alan Fransa, daha sonra ayrılarak aynı tipteki Dassault Rafale savaş uçağını üretip satmaya başladı. İlk üretimi 2003’te Alman ordusu için yapılan Eurofighterları şu anda üretici dört ülkenin yanı sıra Avusturya, Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt ve Umman silahlı kuvvetleri kullanıyor.

Türkiye, üretici ülkeleri saymazsak Eurofighter’ı filosuna dahil etmek isteyen altıncı ülke olmak için Almanya’nın “hayır”ını değiştirmek için yoğun çaba harcıyor. Çünkü elindeki savaş uçaklarının çoğu ABD yapımı ve bunların önemli bir bölümünün ömrü dolmak üzere. Bu nedenle ABD’nin yeni F-35’lere ve eski F-16’ların modernizasyonuna koyduğu vetoyu Eurofighter ile aşmanın çabası içinde. “Türkiye ABD’den 40 adet yeni F-16 satın almak için başvuruda bulunmuş. Ayrıca elindeki 79 savaş uçağını da yenilemek istiyor.” (aero.de)

Peki, ABD’nin bu vetosuna rağmen, dış politikada hızlı bir şekilde ABD eksenine yakınlaşan Almanya’nın Türkiye’ye “Eurofighter vizesi” vermesi mümkün mü? Verdiği takdirde Washington’dan gelecek tepkiyi göğüsleyebilecek güçte mi?

Bugünkü koşularda, Almanya’nın ABD’nin vetosuna rağmen Türkiye’ye 40 adet Eurofighter satılmasına onay........

© Evrensel


Get it on Google Play