Gazze’de bir hafta süren geçici ateşkesten sonra İsrail’in saldırı ve katliamları kaldığı yerden devam ediyor. Son günlerde Gazze’nin güneyindeki Han Yunus ve Refah’ta yoğunlaştırdığı saldırılarıyla işlediği insanlık suçlarına yenilerini ekleyen İsrail’in sonraki aşamaya dair planları da belli olmaya başladı. Reuters, geçtiğimiz günlerde bölgesel kaynaklara dayandırdığı haberinde İsrail’in sonraki aşamada Gazze sınırının Filistin tarafında bir ‘tampon bölge’ oluşturmak istediğini açıkladı. Netanyahu’nun dış politika danışmanı Ophir Falk, “Planın daha ayrıntılı olduğunu” söylerken İsrail’in bu planla ilgili kendisiyle iş birliğini sürdüren BAE, Mısır ve Ürdün’ün yanı sıra bugün kesintiye uğramış olsa da daha önce ilişkileri ‘Normalleştirme’ görüşmelerini yapan S. Arabistan ve Türkiye’yi de bilgilendirdiği belirtiliyor.

Uzunluğu 40 km ve genişliği 5 ile 12 km arasında değişen Gazze’de 2.3 milyon insan yaşıyor ve kent bu haliyle büyük bir toplama kampını andırıyor. İşte İsrail, “güvenlik” gerekçesiyle işgallerine bir yenisini eklemeyi ve oluşturacağı ‘tampon bölge’ ile Gazzelileri daha dar bir alana hapsetmeyi amaçlıyor.

7 Ekim’den önce hem Körfez’deki Arap rejimlerinin iş birliğinden ve hem de Türkiye’deki Erdoğan iktidarının ‘Normalleşme’ görüşmelerinden güç alan İsrail, İsrail-Filistin sorununu adeta unutturmuştu. Ancak Aksa Tufanı ile başlayan süreç, Filistinlilerin muhatap alınmadığı bir “çözüm”ün mümkün olmadığını ve dahası İsrail’in “güvenliği”nin ancak iki devletli adil, barışçıl bir çözümden geçtiğini bir kez daha göstermişti. Başka bir deyişle eğer Filistin ve Filistinliler güvende değilse, İsrail ve İsrailliler de güvende olamazdı!

İsrail, ‘tampon bölge’ planı ile bu gerçeği bir kez daha inkar etmekle kalmıyor; sorunu daha da derinleştirecek bir adım atmaya çalışıyor. Çünkü ‘tampon bölge’ planı;

İsrail’in, 1967 öncesindeki sınırlara çekilme ve iki devletli adil bir çözümün sağlanması konusunda BM tarafından alınan kararı kabul etmeyeceğinin ilanı olarak anlam kazanıyor.

İkincisi, “güvenlik” gerekçesine dayandırılan ama aslında gerilimi tırmandırmaktan başka bir sonuç doğurmayacağı açık olan milyonlarca Filistinlinin daha küçük bir alana hapsedilmesi planı, İsrail gericiliğinin asıl hedefinin saldırı ve işgallerini sürdürmek ve sorunu derinleştirmek olduğunu ortaya koyuyor.

İsrail siyonizminin ABD ve Batılı emperyalistlerin tutumundan da güç alan bu gerici plan ve hesaplar karşısında soykırıma varan bir saldırganlıkla karşı karşıya olan Filistin halkıyla dayanışmayı sürdürüp büyütmek ve iki devletli adil bir çözümü daha güçlü savunmak önem kazanıyor.

Tam bu noktada Türkiye’deki Erdoğan iktidarı için bir parantez açmak ve İsrail’e karşı yazdıklarımıza katıldıkları konusunda şüphe olmayan muhafazakar-dinci ve milliyetçi-ulusalcı çevrelere şu soruyu sormak gerekiyor: İsrail’in Filistinlilere yönelik planları ile Erdoğan iktidarının Kürtlere yönelik planları arasındaki benzerliği görüyor musunuz?

Tıpkı İsrail’in “Terör saldırılarını engelleme” gerekçesiyle Gazze’de ‘tampon bölge’ oluşturma planı gibi, Erdoğan iktidarı da 2016’dan bu yana “terör” parantezine hapsetmeye çalıştığı Kürt sorununu çözme ve “güvenlik” gerekçesiyle Suriye sınırına/Rojava’ya “tampon bölge” oluşturmaya çalışmıyor mu?

Peki, Kürtlerin ulusal hak eşitliği sorunu olan Kürt sorununun çözümünün sınır ötesi operasyonlarda görülmesi ve cihatçı çetelerle ‘tampon bölge ‘oluşturulması, sorunun daha geniş alanlara yayılıp derinleşmesinden ve bölgede egemenlik mücadelesini sürdüren emperyalistlerin sorunu istismar etmesinden başka bir sonuca yol açıyor mu?

Bugün ülke içindeki milyonlarca Kürt’ün eşit yurttaş olarak yaşaması sorunu, sınıra duvarlar inşa edilerek ya da sınır bölgelerine cihatçı çeteler yerleştirilerek çözülebilir mi?

İsrail-Filistin sorununda 7 Ekim’den bu yana yaşananların, sınır ötesi operasyonlar ve siyasi baskılarla Kürt hareketini zayıflattığını ve Kürt sorununu geri plana atarak unutturduğunu düşünen Erdoğan iktidarının politikaları konusunda da uyarıcı olması gerekmez mi?

Bölgedeki tablo emperyalist planlar ve iş birlikçi bölge gericiliklerinin bu planların devamı olan politikaları nedeniyle yüzyıldır devam eden Filistin ve Kürt sorunlarının bölgedeki diğer gelişmelerle giderek daha fazla iç içe geçtiğini gösteriyor. Böylesi bir tabloda İsrail’in saldırı ve katliamlarına karşı çıkmanın ve Filistin davasının iki devletli adil bir çözüme dayalı tutarlı bir savunusunun yapılabilmesinin yolu, emperyalistlerin ve Erdoğan iktidarı gibi bölge gericiliklerinin Kürt sorunu başta bölgedeki diğer saldırı ve dayatmalarına da karşı çıkmayı gerektiriyor.

Önemli bir not: Bu hafta Diyarbakır’da yıllarca yan yana gazetecilik yaptığımız Sedat Yılmaz, Dicle Müftüoğlu ve Abdurrahman Gök arkadaşlarımızın “yargılandığı” davalar görülecek. Arkadaşlarımız Kürt sorununda yukarıda da birkaç soruyla gündeme getirdiğimiz politikaları sorgulayan haber ve analizler yaptıkları için “terör örgütü üyeliği” ile suçlanıyor. Arkadaşlarımızı dayanışma duygularıyla selamlıyor, gazetecilik faaliyeti nedeniyle devam eden tutukluluklarının son bulması ve demokratik bir ülke mücadelesinin olmazsa olmazı basın özgürlüğünün savunulması için basın, emek-meslek örgütlerini ve bütün demokrasi güçlerini bu davaların takipçisi olmaya çağırıyoruz.

QOSHE - İsrail'in Gazze'de "tampon bölge" planı ve bir soru - Yusuf Karadaş
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İsrail'in Gazze'de "tampon bölge" planı ve bir soru

26 1
05.12.2023

Gazze’de bir hafta süren geçici ateşkesten sonra İsrail’in saldırı ve katliamları kaldığı yerden devam ediyor. Son günlerde Gazze’nin güneyindeki Han Yunus ve Refah’ta yoğunlaştırdığı saldırılarıyla işlediği insanlık suçlarına yenilerini ekleyen İsrail’in sonraki aşamaya dair planları da belli olmaya başladı. Reuters, geçtiğimiz günlerde bölgesel kaynaklara dayandırdığı haberinde İsrail’in sonraki aşamada Gazze sınırının Filistin tarafında bir ‘tampon bölge’ oluşturmak istediğini açıkladı. Netanyahu’nun dış politika danışmanı Ophir Falk, “Planın daha ayrıntılı olduğunu” söylerken İsrail’in bu planla ilgili kendisiyle iş birliğini sürdüren BAE, Mısır ve Ürdün’ün yanı sıra bugün kesintiye uğramış olsa da daha önce ilişkileri ‘Normalleştirme’ görüşmelerini yapan S. Arabistan ve Türkiye’yi de bilgilendirdiği belirtiliyor.

Uzunluğu 40 km ve genişliği 5 ile 12 km arasında değişen Gazze’de 2.3 milyon insan yaşıyor ve kent bu haliyle büyük bir toplama kampını andırıyor. İşte İsrail, “güvenlik” gerekçesiyle işgallerine bir yenisini eklemeyi ve oluşturacağı ‘tampon bölge’ ile Gazzelileri daha dar bir alana hapsetmeyi amaçlıyor.

7 Ekim’den önce hem Körfez’deki Arap rejimlerinin iş birliğinden ve hem de Türkiye’deki Erdoğan iktidarının ‘Normalleşme’ görüşmelerinden güç alan İsrail, İsrail-Filistin sorununu adeta unutturmuştu. Ancak Aksa Tufanı ile başlayan süreç, Filistinlilerin muhatap alınmadığı bir “çözüm”ün mümkün olmadığını ve dahası İsrail’in “güvenliği”nin ancak iki devletli adil, barışçıl bir çözümden geçtiğini bir kez daha göstermişti. Başka bir deyişle eğer Filistin ve Filistinliler güvende değilse, İsrail ve İsrailliler de güvende olamazdı!

İsrail, ‘tampon bölge’ planı ile bu gerçeği bir kez daha inkar etmekle kalmıyor; sorunu daha da........

© Evrensel


Get it on Google Play