Memleketin hali artık iyiden iyiye komedi halini aldı.

Komediler genelde mutlu sonla biter.

Buradaki komedinin ülke açısından öyle olacağını bilsem gülüp geçeceğim de, pek öyle olacak gibi görünmüyor.

İktidar partisi, seçimlerde “zırvalama” hakkını sonuna kadar kullanmaya niyetli.

2019 seçimlerinde Ekrem İmamoğlu’na oy vermenin Sisi’ye oy vermek olduğu bağırıldı meydanlarda.

Birkaç hafta önce bağıran kişi Sisi ile sarmaş dolaştı.

2023 seçimlerinde Kılıçdaroğlu’na oy vermenin Kur’an yakan, PKK’ya destek veren İsveç’i NATO’ya sokmak anlamına geldiği haykırıldı.

Birkaç hafta önce İsveç NATO’ya alındı. Kılıçdaroğlu’nun değil, seçimi kazanan Cumhurbaşkanı’nın imzalayarak TBMM’ye gönderdiği tezkerenin AKP ve MHP’nin çoğunlukta olduğu komisyondan AKP ve MHP’nin oyları ile geçmesi ve AKP ile MHP’nin çoğunlukta olduğu TBMM’de “evet” demesi sayesinde.

Şimdi de yerel seçimlerde özellikle de İstanbul için koro halinde “saçmalıyorlar”.

Korodan dün öne çıkan solist ise aklı başında zannedilen Mehmet Şimşek oldu.

Ve Murat Kurum kazanırsa şirketlerin kazanacağını açıkladı.

Güldüm.

Erdoğan kazanınca Türkiye kazanacaktı.

Olmadı.

Şimşek bakan yapılınca Türkiye kazanacaktı.

Yine olmadı.

Şimdi umut Murat Kurum’da.

Onların beceremediğini Kurum becerecek.

Kurum kazanınca Türkiye değilse de “şirketler” kazanacak.

Zaten anladığım kadarı ile iktidarın Türkiye deyince anladığı şey bazı şirketler.

Murat Kurum kazanır ve şirketler yine kazanamazsa ne olacak merak ediyorum.

Bir dahaki seçimde muhtarlara mı bel bağlayacaksınız?

Cumhurbaşkanı başaramadı, bakan başaramadı, belediye başkanı başaramadı, son şansımız muhtar mı olacak!

Dediğim gibi iş artık iyiden iyiye komediye döndü.

Ama mutlu sonla bitecek gibi görünmüyor.

NOT: Bu arada Ekrem İmamoğlu da mevcut metro inşaatlarını aynı şirketlerle yapıyor yani Kurum kazanırsa değişen bir şey olmayacak.

Siz okurlardan sık sık mailler ya da mesajlar geliyor.

Şurada Suriye asıllı belediye meclis adayı var, burada Afgan asıllı bilmem ne adayı var diye.

Şaşırmayın.

Olacak.

Bunları gördük.

Türkiye’den Almanya’ya giden Türk işçilerin çocukları, milletvekili oldu, belediye başkanı oldu, bakan oldu.

Şimdi de bize gelen Suriyeliler, Afganlar, Afrikalıların çocukları vekil olacak, belediye başkanı olacak, bakan olacak, cumhurbaşkanı olacak.

Hiç şüpheniz olmasın.

Bu kadarla da kalmayacak.

Nasıl şimdi AKP, Almanya’da Türklere parti kurdurmaya çalışıyorsa, birkaç sene sonra Suriye lideri Türkiye’deki Suriyelilere, o Afganları Türkiye’ye yollayan irade Afganlara parti kurduracak.

Siz görmezseniz bile çocuklarınız Suriyeli bir Türkiye Cumhurbaşkanı görecek.

Tabii o gün hâlâ adında Türkiye’nin adında Türkiye var ise!

Uluslararası Otomobil Federasyonu’nun (FiA) Başkanı Muhammed bin Sulayem Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüştü.

Eski otomobilciler için Sulayem yabancı bir isim değil.

Eski bir rallici olan Sulayem, defalarca Türkiye’ye geldi, yarıştı, hatta bazı Türk rallicilerle tekme tokat kavga etmişliği bile vardır ve sıkı bir Türkiye dostudur.

Sulayem Toyota ile 6 kez, ardından Ford ile defalarca Ortadoğu Ralli Şampiyonu oldu.

Bu yarışlarda Katar Emiri ile rakip oldu.

FiA Başkanı, Türkiye ile Körfez ülkelerinin ilişkilerinin gergin olduğu dönemde bile bu ilişkileri tamir etmek için epey uğraş vermiş bir Birleşik Arap Emirlikleri vatandaşıdır.

Muhammed bin Sulayem’in Erdoğan ile görüşmesi, iktidar yanlısı basında “Formula 1’in Türkiye’ye gelmesi meselesini görüştüler” havası estirdi.

Aslına bakarsanız bin Sulayem FiA Başkanı seçildiği günden beri Erdoğan ile görüşmek istiyor, iki yıldır Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’ndan randevu bekliyordu.

Bu kadar uzun süredir randevu verilmemesinden de oldukça üzüntü duyuyordu.

Sonunda görüştüler.

Zannederim, BAE ile yumuşamadan sonra bu randevu gerçekleşti oysa daha erken bir randevu belki de iki ülke ilişkilerini daha erken ve daha hızlı tamir edebilirdi.

Ben bu görüşmenin asıl gündeminin Formula 1 olduğunu zannetmiyorum.

Her ne kadar Formula 1 sportif açıdan FiA’nın denetiminde ise de, aslında bir özel şirket ve FiA bu şirketin yönetiminde değil sadece anlaşma gereği teknik destek veriyor.

Bu yüzden de bin Sulayem’in F1 konusundaki desteği önemlidir ama yetkisinde değildir.

Bence Sulayem daha çok Dünya Ralli Şampiyonası’nın yeniden Türkiye’ye gelmesi için arzusunu belirtmiş, Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED) ile FiA arasındaki uyum için teşekkür etmiş ve özellikle de İstanbul Park pistinin otopark olmaktan kurtulup yeniden otomobil sporunun hizmetine alınabilmesi için Cumhurbaşkanı’nın desteğini istemiştir.

Gelmiş geçmiş en aciz, en beceriksiz Futbol Federasyonu yönetimi “İptal ettik” diye açıklama yaptıktan bir gün sonra naklen yayın ihalesini BeIN Sports’a verdiği açıkladı.

İptal edilen ihale nasıl verilir anlamak mümkün değil.

Belli ki, kamuoyuna açıkça yalan söylenmiş.

Milyonlara yalan söylemekten çekinmeyen ve utanmayan bir Federasyon var.

BeIN Sports, ihale iptal edildikten sonra 4 milyar TL yani 115 milyon euroluk teklifini kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıkla 168 milyon euroya ya da 183 milyon dolara çıkarıp ihaleyi almış.

Tabii hiçbir şey şeffaf olmadığı için, teklif TL mi yoksa Euro mu, yoksa geçmişte olduğu gibi saçma sayan bir sabit kur hesabı ile mi bilmiyorduk.

BeIN’e sordum, yanıt “Kur, güncel kur üzerinden olacak” yanıtı geldi. Yani ödemenin yapıldığı tarihteki kur ne ise, ödeme ona göre olacak eğer TL cinsinden yapılıyorsa bile.

BeIN’den bana gelen bilgide 168 milyon euro olduğu söyleniyor ama geçmişte karışık bir hesapla gerçek miktar asla dolar bazındaki anlaşmaya uygun olmuyordu.

Bu kez olacakmış.

Bir diğer mesele ise teminat mektubu.

BeIN geçen ihalede verdiği teminat mektubunu, federasyon yönetimini ketempereye getirip geri almış ve federasyonun elinde hiçbir garanti kalmadığı için BeIN’in oyuncağı olmuştu.

Bu kez teminat mektubu yeniden alındı mı, alınacak mı onu da bilmiyoruz.

Şimdilik onun yanıtını alamadım ama “Şartname ne ise o olacak” dediler.

Yani teminat mektubu da var.

Durum gerçekten bu ise ben BeIN’e teşekkür etmek isterim.

Beş para etmez bu lige 183 milyon dolar verdikleri için.

Odunu aday göstersem seçtiririm dönemine dönmediğimiz zaman.

QOSHE - Erdoğan yapamadı, Şimşek beceremedi sıra Kurum’da! - Fatih Altaylı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Erdoğan yapamadı, Şimşek beceremedi sıra Kurum’da!

695 3
04.03.2024

Memleketin hali artık iyiden iyiye komedi halini aldı.

Komediler genelde mutlu sonla biter.

Buradaki komedinin ülke açısından öyle olacağını bilsem gülüp geçeceğim de, pek öyle olacak gibi görünmüyor.

İktidar partisi, seçimlerde “zırvalama” hakkını sonuna kadar kullanmaya niyetli.

2019 seçimlerinde Ekrem İmamoğlu’na oy vermenin Sisi’ye oy vermek olduğu bağırıldı meydanlarda.

Birkaç hafta önce bağıran kişi Sisi ile sarmaş dolaştı.

2023 seçimlerinde Kılıçdaroğlu’na oy vermenin Kur’an yakan, PKK’ya destek veren İsveç’i NATO’ya sokmak anlamına geldiği haykırıldı.

Birkaç hafta önce İsveç NATO’ya alındı. Kılıçdaroğlu’nun değil, seçimi kazanan Cumhurbaşkanı’nın imzalayarak TBMM’ye gönderdiği tezkerenin AKP ve MHP’nin çoğunlukta olduğu komisyondan AKP ve MHP’nin oyları ile geçmesi ve AKP ile MHP’nin çoğunlukta olduğu TBMM’de “evet” demesi sayesinde.

Şimdi de yerel seçimlerde özellikle de İstanbul için koro halinde “saçmalıyorlar”.

Korodan dün öne çıkan solist ise aklı başında zannedilen Mehmet Şimşek oldu.

Ve Murat Kurum kazanırsa şirketlerin kazanacağını açıkladı.

Güldüm.

Erdoğan kazanınca Türkiye kazanacaktı.

Olmadı.

Şimşek bakan yapılınca Türkiye kazanacaktı.

Yine olmadı.

Şimdi umut Murat Kurum’da.

Onların beceremediğini Kurum becerecek.

Kurum kazanınca Türkiye değilse de “şirketler” kazanacak.

Zaten anladığım kadarı ile iktidarın Türkiye deyince anladığı şey bazı şirketler.

Murat Kurum kazanır ve şirketler yine kazanamazsa ne olacak merak ediyorum.

Bir dahaki seçimde muhtarlara mı bel bağlayacaksınız?

Cumhurbaşkanı başaramadı, bakan başaramadı, belediye başkanı başaramadı, son şansımız muhtar mı olacak!

Dediğim gibi iş artık iyiden iyiye komediye döndü.

Ama mutlu sonla bitecek gibi görünmüyor.

NOT: Bu arada Ekrem İmamoğlu da mevcut metro inşaatlarını aynı şirketlerle yapıyor yani Kurum kazanırsa değişen bir şey olmayacak.

Siz okurlardan sık sık mailler ya da mesajlar geliyor.

Şurada Suriye asıllı belediye meclis adayı var, burada Afgan asıllı bilmem ne adayı........

© Fatih Altaylı


Get it on Google Play