Çıkan sonuca bakıp sandığın “Yola devam” mesajı verdiğini söyleyenler galiba dört işlem bilmiyorlar.

Yerel seçim sonucu elbette hükümet değişikliğini gerektirmez ama, herhangi bir iktidar, hangi ülkenin iktidarı olursa olsun, büyük bir seçim hezimetinin ardından, hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam edebileceğini düşünemez.

Düşünürse, yolda çetin kasislerle karşılaşır.

Birileri “Ne hezimeti, AK Parti on ay önceki seçimde halktan aldığı oyunu koruyor” diyorlar ve gayrı resmi açıklamayı gösteriyorlar. Buna göre, AK Parti’nin oyları yüzde 35,57 olmuş bu seçimde. Eh, 2023 Mayıs ayında yapılan genel seçimde de AK Parti %35.62 oy almamış mıydı? Bu durumda AK Parti’nin oyu 0.05 artmış bile oluyor…

Eskiler bu tür avunmalara ‘züğürt tesellisi’ derlerdi.

Hiç kuşkusuz, AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, tabloya baktığında durumun cidden vahim olduğunu anlayacak siyasi birikime sahip. Sanıyorum, kendisini bu şekilde teselli etmeye kalkışanları yanından kovuyordur.

Pazar günü yapılan seçime AK Parti tek başına katılmadı. ‘Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP ile uzun müzakereler sonucu ülkeyi aralarında paylaştılar. 30 büyükşehirin 28’inde MHP aday göstermedi, MHP seçmeni AK Parti adaylarını destekledi. İki ilde de AK Parti aday çıkarmadı ve partililer MHP’nin adaylarını desteklediler. Geri kalan 51 ilin 29’unda iki parti ortak aday çıkarttı.

MHP’nin bir önceki seçimde %10.7 olan oyu bu yüzden %4.99’da kaldı.

Sözün kısası, AK Parti’nin son seçimdeki oy oranı diye yansıtılan rakamın içerisinde MHP’nin de en az 5 puanlık oyu var.

T24 haber sitesi, CHP ile AK Parti’nin son üç seçimde -2019, 2023 ve 2024- sandığa yansıyan oylarını karşılaştırmış. Durumun AK Parti için ne kadar vahim olduğunu göstermesi açısından önemli bu.

Özeti şu:

“2019’a göre CHP 2,3 milyon oy kazandı, AKP 5 milyon oy kaybetti.”

Özetteki AK Parti’den azalan 5 milyona MHP’nin seçim ittifakı yüzünden kaybolan oylarını da eklemek gerekiyor.

Partisinin tabanından bu muazzam oy kaybını en iyi değerlendirebilecek kişidir Tayyip Erdoğan.

Hiç bir şey olmamış gibi yola devam etmeye kalksalar bile, bu durumun iktidarı müthiş zayıflatacağı muhakkak.

Kaderlerini iktidara bağlamış bulunan yorumcuların, daha ilk andan başlayarak, yenilgi şaşkınlığıyla ağızlarından çıkan laflar, alışageldiği desteğin o kesimde de azalacağını AK Parti genel başkanına düşündürmüştür.

Erken seçim taleplerine direnci de zayıf olacaktır iktidarın.

Ne yapabilir?

Yorumcular, hem de AK Parti’ye yakın olanlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın derhal bir değerlendirme yapıp aksayanlarla yollarını ayıracağı beklentisindeler.

Parti yönetiminde değişim…

Hükümette değişim…

Külliye’deki kadrolarda değişim…

“Cumhurbaşkanının buna benzer durumlarda hep yaptığı gibi” deniliyor…

İktidardaki ilk döneminin sonlarında her iki seçmenden birinin oyunu almaya başlamış olan AK Parti’nin oyu, tasfiye yapıla yapıla, bugünkü %30’un altına indi. Yeni bir tasfiye yapılmaya kalkılsa kimlerin başı gidebilir ki?

O insanları, partiye, Meclis’e, Külliye’ye getiren bizzat Tayyip Erdoğan

AK Parti’nin dünyanın ilgisini çeken, kendisine oy vermeyenlerin bile sessiz takdirlerini kazanan, ülkenin Avrupa Birliği’ne üyeliğini son basamağına kadar ilerleten, TL’den altı sıfırın atıldığı, TL ile doların eşit değere yaklaştığı, enflasyonun tek rakama indiği başarıların altında imzası bulunan, yola ilk çıktığı, demokrasi, insan hakları ve adalet duyguları kuvvetli kadronun neredeyse tamamını, süreç içerisinde tasfiye eden de yine Erdoğan’dı.

Kendisine makul çıkış yolu için tavsiyelerde bulunabilecek kişi kaldı mı yakınında?

Yazının burasında, siyasi yasaklı Tayyip Erdoğan’ın, 2002 seçim kampanyası sırasında çıktığı Aydın-İzmir gezisi davetinde, uçakta aramızda geçenler aklıma geldi.

Küçük uçakta dört kişiydik: Eşi Emine Hanım, Cüneyt Zapsu ve ben.

Dağların üzerinden geçerken, kendisine, sandıktan birinci parti ve iktidar olarak çıkacakları öngörümü aktarmıştım. Şaşırdığını hatırlıyorum.

Aradan 22 yıl geçti ve AK Parti-MHP ortak iktidarının, partisine yönelmiş tepkilerin dip dalgaya dönüşmesiyle son seçimde sarsılacağını, pek çok kereler yazdım, dilim döndüğünce de ekranda anlattım.

Tarihe tanıklık böyle bir şey herhalde.

ΩΩΩΩ

BİR DÜZELTME ÇABASI:

Sahur mahmurluğunu gidermek amacıyla biraz önce -saat 05.00- göz attığım internet sitelerinden T24’te, Osman Ulagay‘ın yazısında beni şaşırtan bir tespitle karşılaştım.

Okuyalım:

“Geçen hafta içinde astrologlardan siyaset yorumcularına kadar pek çok kişinin seçim tahminini gördüm. Bu tahmincilerden hiçbiri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim gecesi saat 00.30’da farklı bir balkon konuşması yaparak yenilgiyi kabullenmek zorunda kalacağını öngörmemişti. / CHP’nin seçimden birinci parti olarak çıkacağını ve yüzde 25 sınırını aşarak Türkiye haritasını kırmızıya boyayacağını tahmin edene de hiç rastlamadım.”

Okurlarım, bu tespitin genel hatlarıyla doğru, ancak özel olarak benim için yanlış olduğunu biliyor.

Şu bölüm 2 Şubat tarihli yazımdan:

“CHP kendi başına bu seçimde.

Yanında sayılabilecek tek unsur, ekonomide yaşanan sıkıntıların dip-dalga yaratma ihtimali.

Küçük bir ihtimal değil bu.

Anavatan Partisi öyle bir seçimin sonucunda -1989’da- elinde olan bütün büyükşehirleri kaybetmiş, bir sonraki genel seçimde de -1991’de- iktidar elinden uçmuştu.

Ekonomi bugünkü iktidarın da en büyük zaafı.

İmamoğlu’nun, üzerinden Saraçhane’deki makamına yeniden ulaşabileceği sihirli halı o: Ekonomik sıkıntıların iktidar aleyhine güçlü bir dip-dalgaya dönüşmesi ihtimali…

Dönüşür mü?

Sorunun cevabını 1 Nisan günü almış olacağız.”

Şu da 27 Şubat tarihli yazımdan:

“[Daha önce de yazdım; ben bu seçimde ekonomik durumun -özellikle de nüfus içerisindeki sayıları 15 milyon gibi yüksek bir rakama ulaşan emeklilerin kitlesel sıkıntılarının- seçmenlerin parti kimliğinin önüne geçeceği ve ‘dip dalga’ dediğim bir gelişmenin tabloyu değiştireceği beklentisindeyim. Gerçekleşirse, muhalefet partileri yöneticilerine rağmen gerçekleşecek bu beklenti. Ancak bu yazımın konusu farklı]”

Ve bu da 3 Mart tarihli yazımdan:

“Cumhur İttifakı’nın adayları beklendiği kadar güçlü değil. Ekonomik sıkıntılar halkın her kesiminde tepki uyandıracak kadar güçlü. 16 milyonluk emekliler kitlesi de büyük hayal kırıklığı yaşıyor.

İngiltere’de seçim beklediğim gibi gelişti. Bakalım bizde beklenen gibi mi gelişecek yoksa benim tahmin ettiğim gibi mi?

Tahminimin ‘dip dalga’ olduğunu yazmıştım değil mi?…”

Her Cuma saat 11.00-12.00 arasında ‘Karar Tv’de yayınlanan ‘Buradan Bakınca’ programında söylediklerim ile Medyascope‘ta yer verilen yorumlarımda da bu konuya sürekli vurgu yapmışımdır. Her iki programın videolarına YouTube’dan ulaşılabiliyor.

ΩΩΩΩΩ

QOSHE - AK Parti’nin iktidara ilerleyişine de ortak iktidarının dip dalgayla sarsılışına da tanıklık ettim.. Ne kadar garip… - Fehmi Koru
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

AK Parti’nin iktidara ilerleyişine de ortak iktidarının dip dalgayla sarsılışına da tanıklık ettim.. Ne kadar garip…

122 1
02.04.2024

Çıkan sonuca bakıp sandığın “Yola devam” mesajı verdiğini söyleyenler galiba dört işlem bilmiyorlar.

Yerel seçim sonucu elbette hükümet değişikliğini gerektirmez ama, herhangi bir iktidar, hangi ülkenin iktidarı olursa olsun, büyük bir seçim hezimetinin ardından, hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam edebileceğini düşünemez.

Düşünürse, yolda çetin kasislerle karşılaşır.

Birileri “Ne hezimeti, AK Parti on ay önceki seçimde halktan aldığı oyunu koruyor” diyorlar ve gayrı resmi açıklamayı gösteriyorlar. Buna göre, AK Parti’nin oyları yüzde 35,57 olmuş bu seçimde. Eh, 2023 Mayıs ayında yapılan genel seçimde de AK Parti 5.62 oy almamış mıydı? Bu durumda AK Parti’nin oyu 0.05 artmış bile oluyor…

Eskiler bu tür avunmalara ‘züğürt tesellisi’ derlerdi.

Hiç kuşkusuz, AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, tabloya baktığında durumun cidden vahim olduğunu anlayacak siyasi birikime sahip. Sanıyorum, kendisini bu şekilde teselli etmeye kalkışanları yanından kovuyordur.

Pazar günü yapılan seçime AK Parti tek başına katılmadı. ‘Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP ile uzun müzakereler sonucu ülkeyi aralarında paylaştılar. 30 büyükşehirin 28’inde MHP aday göstermedi, MHP seçmeni AK Parti adaylarını destekledi. İki ilde de AK Parti aday çıkarmadı ve partililer MHP’nin adaylarını desteklediler. Geri kalan 51 ilin 29’unda iki parti ortak aday çıkarttı.

MHP’nin bir önceki seçimde .7 olan oyu bu yüzden %4.99’da kaldı.

Sözün kısası, AK Parti’nin son seçimdeki oy oranı diye yansıtılan rakamın içerisinde MHP’nin de en az 5 puanlık oyu var.

T24 haber sitesi, CHP ile AK Parti’nin son üç seçimde -2019, 2023 ve 2024- sandığa yansıyan oylarını karşılaştırmış. Durumun AK Parti için ne kadar vahim olduğunu göstermesi açısından önemli bu.

Özeti şu:

“2019’a göre CHP 2,3 milyon oy kazandı, AKP 5 milyon oy kaybetti.”

Özetteki AK Parti’den azalan 5 milyona MHP’nin seçim ittifakı yüzünden kaybolan oylarını da eklemek gerekiyor.

Partisinin tabanından bu muazzam oy kaybını en iyi değerlendirebilecek kişidir Tayyip Erdoğan.

Hiç bir şey olmamış gibi yola devam etmeye kalksalar bile, bu durumun iktidarı müthiş zayıflatacağı muhakkak.

Kaderlerini iktidara bağlamış bulunan yorumcuların, daha ilk andan başlayarak, yenilgi şaşkınlığıyla ağızlarından çıkan........

© fehmikoru.com


Get it on Google Play