Dünyada her milletin kendine özgü bir edebiyatı ve hayal dünyası vardır. Bir milletin edebiyatı onun hayal dünyasının zenginliğini ortaya koyar. Sonraki nesiller bu hayal dünyasından yararlanır. Asıl önemli olan edebiyatın hayal dünyasının zenginliğinden ziyade bu çeşitliliğin yeterince işlenip tanıtılmasıdır. Dede Korkut Hikâyeleri, Türk edebiyatının bütün görkemini ifade eden çok önemli bir eserdir. Türk edebiyatı tarihinin en büyük âlimlerinden biri olan Prof. Fuat Köprülü’nün derslerinde söylediği bir söz vardır: “Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne Dede Korkut’u öbür gözüne koysanız, yine Dede Korkut ağır basar.” Böylesine önemli bir eserin daha fazla tanıtılmaya ihtiyacı vardır. Kitaptaki hikâyeler ve kahramanlar, gençliğin zihninde rol model olmaya adaydır; hikâyeler kökleri sağlam, seciyeli ve delişmen kahramanları bünyesinde mahfuz etmektedir.

Mitoloji: 1. Mitleri, doğuşlarını, anlamlarını yorumlayan, inceleyen bilim. 2. Bir ulusa, bir dine, özellikle Yunan, Latin uygarlığına ilişkin mitlerin, efsanelerin tümü. Destan döneminde tüm uluslar evreni ve hayatı anlayabilme çabasını mitlerle açıklamışlardır. Türk mitolojisi de Yunan mitolojisi de bu konuda son derece zengindir. Tepegöz, Türk mitolojisinde birçok metinde yer alır. “Kırgız Türkleri, destanlarda geçen ‘tek gözlü dev’ için, ‘Malğun’, yani Mel’un diyorlardı. Anadolu’daki derlemelerde ise Tepegöz ile Basat yan yana geçiyordu.”

Bu yaratığın bir benzerini Yunanlıların ünlü destanı “Odysseia”da da görmekteyiz. Homeros’un kaleme aldığı destandaki Tepegöz (Polyphemos) bir adada yaşar. Bu destandaki Tepegözlerin sayıları birden fazladır. Bu ortak mitolojik yaratığın farklı kültürlerin eserlerinde yer alması dikkat çekicidir.

Mitolojik unsurlar sözlü edebiyatın en önemli ögeleridir. Mitlerin oluşmasında -tek bir göstergeye bağlı olmamakla beraber- coğrafyanın önemli bir payı vardır. Bazı yaratıklar mitolojik unsurların bütününde yer almaktadır. Tepegöz bunlardan biridir. “Dede Korkut’taki Tepegöz masalının bazı motiflerini, Manas destanının bir parçası olan Er-Töşük destanında da görüyoruz.” Bu hikâye Dede Korkut’ta iyice özümsenmiştir, âdeta yaşamın bir parçası haline gelmiştir. “Dede Korkut’ta Tepegöz Oğuzların günlük hayatının içine girmiştir. Dede Korkut’taki Tepegöz masalının her bölümünü, biraz da Türk mitolojisinin bütünü içinde ele alıp öyle değerlendirmek gerekir.”

Dede Korkut Hikâyeleri ve Odysseia destanındaki mitolojik yaratık Tepegöz’le mücadele etmek için bir kahramana ihtiyaç vardır. “Basat” ve “Odysseus” bu destanların kahramanlarıdır. Yiğitlik, cesaret, akıl gibi erdemlere sahip olmaları bakımdan birbirlerine çok benzerler. İkisinin de liderlik vasıfları ağır basmaktadır. Kendilerini ve himayesinde olanları korumak için her türlü tehlikeyi göze alabilirler. Türk edebiyatının en önemli eserlerinden olan Dede Korkut Hikâyeleri ile Yunanlıların Odysseia destanında bu ortak unsurların yer alması Türk mitolojisini ve onun zenginliğini ortaya koyma bakımından son derece ehemmiyetlidir.

Dede Korkut Hikâyelerindeki Tepegöz’ün, Odysseus destanındaki Tepegöz’le (Polyphemos) birçok ortak noktası var: dünyaya gelişleri, beslenmeleri (insan yerler, süt içerler…) kayalıkta yaşamaları, fiziksel özelliklerinin aynı olması… Bütün bunlar bir tesadüften ibaret olamazdı. O halde bu durum nasıl izah edilmeliydi? Bu bir kültürel etkileşim mi yoksa bir esinlenme miydi? Hepsinden önemlisi Tepegöz hangi millete ait bir mitolojik bir kahramandı? Bütün bunlar kanaatimce Tepegöz’ün Türk mitolojisinin önemli bir tipi olduğu hakikatini değiştirmez.

Dede Korkut Hikâyeleri’ndeki olaylar çağlar ötesinden günümüze kadar ulaşmış ve yaşamaya devam etmektedir. Tepegöz başıboş yaşamaktadır, yaşadığı kayalığın adı “Salahana” dır. Bu kelime bugün dahi “başıboş, tembel, serseri” anlamlarında Anadolu ağızlarında kullanılmaktadır.

Kültürel ögeler işlendikçe inkişaf eder. Dede Korkut Hikâyeleri’ndeki on üç hikâyenin incelenerek hikâyelerdeki kültürel ögelerin ve Türk harsının nüvelerinin Türk gençliğine bir kılavuz olarak gösterilmesi son derece önem arz etmektedir. Bu hususta başta eğitim camiamıza, sinemamıza, tiyatromuza büyük görevler düşmektedir.

Geçmişinden kopuk bir kültürün hayatını idame ettirmesi kabil değildir. Kültürel eserlerimize sahip çıkarak kültürümüzü daha kavi hale getirebiliriz. Başka kavimler, kendi tarihleri ile ilgili suni hikâyeler peyda ederken kendi tarihimiz, sayısız kahramanlık hikâyesi ile keşfedilmeyi beklemektedir. Bundan mülhem Korkut Ata’nın hikâyeleri bizim için bulunmaz bir hazine niteliğindedir.

QOSHE - Tepegöz Ve Polyphemos - Mustafa Yıldırım
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Tepegöz Ve Polyphemos

12 0
23.04.2024

Dünyada her milletin kendine özgü bir edebiyatı ve hayal dünyası vardır. Bir milletin edebiyatı onun hayal dünyasının zenginliğini ortaya koyar. Sonraki nesiller bu hayal dünyasından yararlanır. Asıl önemli olan edebiyatın hayal dünyasının zenginliğinden ziyade bu çeşitliliğin yeterince işlenip tanıtılmasıdır. Dede Korkut Hikâyeleri, Türk edebiyatının bütün görkemini ifade eden çok önemli bir eserdir. Türk edebiyatı tarihinin en büyük âlimlerinden biri olan Prof. Fuat Köprülü’nün derslerinde söylediği bir söz vardır: “Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne Dede Korkut’u öbür gözüne koysanız, yine Dede Korkut ağır basar.” Böylesine önemli bir eserin daha fazla tanıtılmaya ihtiyacı vardır. Kitaptaki hikâyeler ve kahramanlar, gençliğin zihninde rol model olmaya adaydır; hikâyeler kökleri sağlam, seciyeli ve delişmen kahramanları bünyesinde mahfuz etmektedir.

Mitoloji: 1. Mitleri, doğuşlarını, anlamlarını yorumlayan, inceleyen bilim. 2. Bir ulusa, bir dine, özellikle Yunan, Latin uygarlığına ilişkin mitlerin, efsanelerin tümü. Destan döneminde tüm uluslar evreni ve hayatı anlayabilme çabasını mitlerle açıklamışlardır. Türk mitolojisi de Yunan mitolojisi de bu konuda son derece zengindir. Tepegöz, Türk mitolojisinde birçok metinde yer alır. “Kırgız Türkleri, destanlarda geçen ‘tek gözlü dev’ için, ‘Malğun’, yani Mel’un diyorlardı. Anadolu’daki derlemelerde ise Tepegöz ile Basat yan yana geçiyordu.”

Bu yaratığın bir benzerini Yunanlıların ünlü destanı “Odysseia”da da görmekteyiz. Homeros’un kaleme aldığı........

© Fırat Gazetesi


Get it on Google Play