'Kızılcık Şerbeti' ve ardından 'Kızıl Goncalar' dizileri ile televizyon ekranında daha önce pek görmediğimiz dindar karakterleri, dindarların hayatına dair temsilleri izlemeye başladık. Bu dizilerde anlatılan hikayeler toplumdaki fay hatlarından birini, muhafazakar-seküler çatışmasını ekrana taşıdı. Bu dizilerin hikayelerine bakarak ve bu dizileri tartışanların neler söylediğini takip ederek muhafazakar veya seküler dünyanın kodlarıyla ilgili çokça şey söylenebilir. Bugün bu dizileri kimin izlediğini, televizyon ekranı karşısında izleyicinin nasıl dağıldığını konuşalım.

Türkiye için yılın kelimesi ne olmalı diye bana sorulsaydı ‘kutuplaşma’ derdim. 2023 yılına özel olarak kriz, afet, seçim kelimeleri de yarışabilirdi ama kutuplaşma sadece son bir yılın değil, birkaç yılımızın nasıl geçtiğinin, toplumun dönüşümünün özeti gibi. Bu kavram akademik dünyada da gazete yazılarında da sıkça karşımıza çıkıyor. Toplumun bir karpuz gibi ikiye yarıldığını, sadece seçim dönemlerinde sandığa giderken değil, gündelik hayatta da bu yarılmanın sonucu olarak çeşitli davranışlar geliştirildiğini pek çok araştırma bize söylüyor. Farklı siyasi partilere oy verenlerin birbirleriyle komşu olmak istemedikleri bir toplumda kutuplaşmadan daha umutsuzluk veren pek az şey vardır. Kutuplaşmanın pek çok cephesi olsa da bu cephelerden birini muhafazakarlar ve sekülerler olarak tanımlamak ne kadar doğru diye sormak isterim. Türkiye toplumunun hep muhafazakar bir toplum olduğunu düşünürsek bu ayrımda karşı karşıya gelenler gerçekten bu ikisi mi?

Toplumdaki farklılıkları anlamak için pek çok sınıflandırma yapılıyor. Sosyal bilimciler toplumu anlamak için kadınlar, erkekler, üniversite öğrencileri, kentlerde yaşayanlar, eğitim düzeyleri, ekonomik gelirleri, laikler, endişeli modernler, yeni orta sınıf, işçiler, modern muhafazakarlar gibi (bir başka deyişle toplumsal cinsiyet, ideoloji, inanç, gelir, eğitim) pek çok sınıflandırıcı kavram üretiyorlar. Bu kavramlar belli dönemlerde çok kullanışlı olabiliyor. Elbette pek çok modern toplum gibi Türkiye de çok karmaşık bir toplum ve kavramların hiçbir tek başına yeterli değil. Ancak eldeki veriler benzer kavramsal sınıflandırmaları ve bunların tanımlarını izleyiciyi anlamak için de kullanabilmemizi sağlıyor. Sonuçta izleyici dediğimiz toplumun kendisi.

İzleyiciyi sınıflandıran pek çok tanım olsa da televizyoncu, yapımcı ve reklamveren üçlüsü hala televizyon reytinglerini ve reytinglerdeki kategorileri dikkate alıyor. "Ekranın karşısında kim var?" sorusunu 2012 yılından beri TNS Kantar Medya cevaplıyor. Reyting sistemini burada daha önce tartışmıştım, ilgilenenler buradan okuyabilirler. Bu kategorilerdeki tanımlar gelir düzeyi ve eğitime göre yapılıyor. Bu iki kategori bize sosyal ya da ideolojik sınıflandırma olanağı vermese de işin içine genel Türkiye bilgimizi katarak bazı varsayımlarda bulunuyoruz. Örneğin bu verilere göre muhafazakar-seküler tartışmasını alevlendiren iki dizi 'Kızılcık Şerbeti' ve 'Kızıl Goncalar' en çok Ege Bölgesi’nde, kıyı şehirlerde ve İzmir’de izleniyor. Bu izleyici AB grubu olarak eğitim ve gelir düzeyi açısından daha yüksek grupta. 'Kızıl Goncalar', ikinci bölümünde son üç sezondur görülmemiş bir reyting artışı gösterdi. Bu artışın en az olduğu kategori D grubu. Elbette ideolojik olarak AB grubu için sınıflandırma yapmamız zor. Yani bu grubun içinde seküler de var, muhafazakar da var. ‘Eski Türkiye’de’ bu grup çoğunlukla seküler, laik olarak tanımlanmış. Ancak özellikle gelir düzeyi açısından bugün bu tanımı yapmak mümkün değil. Yeni orta sınıf (ya da orta sınıfın erimesi), sermayenin el değiştirmesi üzerine yapılan analizlerde bunu açıkça görebiliriz. Ya da oy verme davranışlarına bakarak AK Parti seçmenini sadece muhafazakarlar olarak tanımlayamayız.

Bakınız Acun Ilıcalı; AK Parti’ye oy verdiğini geçenlerde Cüneyt Özdemir’in programında söyledi. Oysa yaşam tarzı açısından Acun Beyi muhafazakar kategorisine koyamayız. Ancak gelir düzeyi olarak daha alt gruplara indikçe (örneğin D grubu) muhafazakarlaşmanın arttığını söyleyebiliyoruz. Peki D grubu ne izliyor?

ATV’de yayınlanan 'Kardeşlerim' dizisi, D grubu izleyiciden çok yüksek reyting alıyor. Bazen bu grupta 8 reytingi aştığı oluyor. Dizinin uzun zamandır devam ettiğini düşününce bu başarısı dikkate değer. Aynı grup izleyici birbirinin rakibi (aynı gün yayınlanıyorlar) 'Sakla Beni' (Star), 'Aldatmak' (ATV) ve 'Hudutsuz Sevda' (Fox) dizilerini izliyorlar. Haftanın genelinde 'Yalı Çapkını', 'Gönül Dağı', 'Kuruluş Osman', 'Yabani' dizileri de D grubu izleyicisi yüksek diziler. Bu dizilerin D grubu izleyicisi ne kadar yüksekse 'Kızılcık Şerbeti' ve 'Kızıl Goncalar' dizilerinin D grubu izleyicisi o kadar düşük. Geliri ve eğitimi daha yüksek, muhafazakar veya seküler izleyiciler toplumun fay hatlarından birini ekrana getiren dizileri izliyorlar ama geliri ve eğitimi daha düşük, muhafazakar izleyici bu dizileri izlemiyor.

Ekranda tüm dizilerden ortak bir tema çıkar mı diye incelesek 'aile' derim. Ekrandaki bu aileler nasıl temsil ediliyorlar, hangi izleyici hangi tip aileyi izlerken farklı ekranları tercih ediyor diye incelemek izleyiciyi daha iyi anlayarak düşünmeye değer, değil mi? Başlıktaki soruma döneyim. “Kim bu muhafazakar izleyici?” sorusunu yanıtlamak gerçekten zor. Çünkü muhafazakarlık tanımı gereği tek bir düşünceye, yaşam tarzına, siyasal görüşe veya inanca tutunmak değil. Ortalıkta ‘aile değerlerimizi korumalıyız’ diye bangır bangır propaganda yapan siyasi figürler de kendilerine muhafazakar diyor. Aile değerlerinin korunması hassasiyetini taşıyan herkes muhafazakardır diyebilir miyiz? Galiba önemli olan muhafazakarlığın nasıl yapıldığı ve gündelik yaşam deneyimlerini belirleyen gerçek tutumlar. İşte bunları anlayabilmek için kalıplaşmış karşıtlık kategorilerini değil detayları incelememiz gerekiyor. Dizi tercihleri bu detaylardan biri elbette.

Not: Oksijen TV için sevgili Elçin Yahşi ile yaptığımız kim, ne izliyor sohbetini buradan izleyebilirsiniz.

QOSHE - Kim bu muhafazakar izleyici? - Aylin Dağsalgüler
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kim bu muhafazakar izleyici?

46 1
07.01.2024

'Kızılcık Şerbeti' ve ardından 'Kızıl Goncalar' dizileri ile televizyon ekranında daha önce pek görmediğimiz dindar karakterleri, dindarların hayatına dair temsilleri izlemeye başladık. Bu dizilerde anlatılan hikayeler toplumdaki fay hatlarından birini, muhafazakar-seküler çatışmasını ekrana taşıdı. Bu dizilerin hikayelerine bakarak ve bu dizileri tartışanların neler söylediğini takip ederek muhafazakar veya seküler dünyanın kodlarıyla ilgili çokça şey söylenebilir. Bugün bu dizileri kimin izlediğini, televizyon ekranı karşısında izleyicinin nasıl dağıldığını konuşalım.

Türkiye için yılın kelimesi ne olmalı diye bana sorulsaydı ‘kutuplaşma’ derdim. 2023 yılına özel olarak kriz, afet, seçim kelimeleri de yarışabilirdi ama kutuplaşma sadece son bir yılın değil, birkaç yılımızın nasıl geçtiğinin, toplumun dönüşümünün özeti gibi. Bu kavram akademik dünyada da gazete yazılarında da sıkça karşımıza çıkıyor. Toplumun bir karpuz gibi ikiye yarıldığını, sadece seçim dönemlerinde sandığa giderken değil, gündelik hayatta da bu yarılmanın sonucu olarak çeşitli davranışlar geliştirildiğini pek çok araştırma bize söylüyor. Farklı siyasi partilere oy verenlerin birbirleriyle komşu olmak istemedikleri bir toplumda kutuplaşmadan daha umutsuzluk veren pek az şey vardır. Kutuplaşmanın pek çok cephesi olsa da bu cephelerden birini muhafazakarlar ve sekülerler olarak tanımlamak ne kadar doğru diye sormak isterim. Türkiye toplumunun hep muhafazakar bir toplum olduğunu düşünürsek bu ayrımda karşı karşıya gelenler gerçekten bu ikisi mi?

Toplumdaki farklılıkları anlamak için pek çok sınıflandırma yapılıyor. Sosyal bilimciler toplumu anlamak için kadınlar, erkekler, üniversite öğrencileri, kentlerde yaşayanlar, eğitim düzeyleri, ekonomik gelirleri, laikler, endişeli modernler, yeni orta sınıf, işçiler, modern muhafazakarlar gibi (bir başka deyişle toplumsal cinsiyet, ideoloji, inanç, gelir, eğitim) pek çok sınıflandırıcı kavram üretiyorlar. Bu kavramlar belli dönemlerde çok........

© Gazete Duvar


Get it on Google Play