Hep böyle olmuştur; en çok kazanılması istenen maç Fenerbahçe maçlarıdır. Trabzon için bu her zaman böyledir. Ülkedeki futbol iklimini bilmeyenler, puana ihtiyacı olanın Trabzonspor olduğunu sanır. Oysa Fenerbahçe için hayat-memat meselesi. Tribün ve dışardan gelen gerginlik uğultusu kulaklarınızda çınlıyor. ‘Trabzon’da bir oruç, bir de Trabzonspor tutulur’ metaforunu gözlüyorsunuz. Stadyumun çevresi iftar masalarıyla dolu. Tüm masalarda kulak ezanda olsa da, akıllar sahada.

Fenerbahçe’nin baskılı başlaması olağandı. Öyle de oldu. Golü de buldular. Fred’in şutu sert ve nereye gideceğini bilen bir şuttu. Tüm gollerde olduğu gibi, ilk golde de herkes Uğurcan dedi. Ancak Fred’in bu şutu en iyi kaleciler için bile zor.

Trabzon’da 1 farkı yakalamak rakip kim olursa olsun avantajdır. Avcı’nın, beraberliğe çıktığını anladığımız maç için senaryo değişmesi gerekiyordu. Trabzonspor, Mendy-Berat ile rakibi karşılamada zorlansa da ilk devrenin son çeyreğinde rakip kalede pozisyon üretebildi. Enis Destan ve Pepe ile bu derecede gol yapmak kolay değil.

Devreye 1 farkla geride gireceklerken, öyle yumuşak davrandılar ki, Fred ile fark ikiye çıktı. Fenerbahçe ilk devrenin son çeyreğinde dinlenerek oynadı. Ferdi, Menuier-Visca kanadını tek başına savundu.

Avcı’nın ikinci yarıdaki hamleleri maçın seyrini değiştirebilirdi. Önce Bardhi ile başladı. O da çok teknik bir gole imza attı. Son haftaların formda ismi Trezequet ile maç berabere geldi. Bu dakikadan sonra kim atarsa kazanacaktı. Fenerbahçe, geçiş hücumuyla maçı, 3-2’ye getirdi.

İstatistikler, Trabzonspor’un lehine gözükse de iki takım arasında kalite farkını çok net gördük. Fizik olarak Fenerbahçe kesinlikle net üstünlük sağladı. Oyunu çözdüler ve şampiyonluk yolunda kritik virajı döndüler.

Trabzonspor’un kalitesi Fenerbahçe’ye yetmedi diyebiliriz. Bir de ileri uç. Onuachu olmayınca Enis Destan ve Pepe ile daha fazlasını yapmanız zor.

Diğer önemli konu saha dışı olaylar. Trabzonspor’un iddiası olmasa da her Fenerbahçe maçına iddialı çıkar. Ancak sahaya atılan yabancı cisimler hem Trabzonspor’un temposunu olumsuz etkiledi. Hem de futbol şehrine yakışmadı.

Bu maçı bu kadar kriminalize etmeye gerek yok. Taraftar takımını desteklerken suskun kalırken, sahaya istediğini atmakta oldukça mahirdi. Trabzon’daki Fener maçları artık güvenlik meselesi olmaktan çıkmalı. Kimin kazandığından ziyade bu kısmı şehrin ve camianın ileri gelenleri bir kez daha düşünmeli. Puan en çok kime lazımsa o kazandı. Takımı iyi mücadele gösterse de kalitesi maçı kurtarmaya yetmedi.

QOSHE - Kaliteler arası maç - Aytekin Akay
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kaliteler arası maç

7 0
17.03.2024

Hep böyle olmuştur; en çok kazanılması istenen maç Fenerbahçe maçlarıdır. Trabzon için bu her zaman böyledir. Ülkedeki futbol iklimini bilmeyenler, puana ihtiyacı olanın Trabzonspor olduğunu sanır. Oysa Fenerbahçe için hayat-memat meselesi. Tribün ve dışardan gelen gerginlik uğultusu kulaklarınızda çınlıyor. ‘Trabzon’da bir oruç, bir de Trabzonspor tutulur’ metaforunu gözlüyorsunuz. Stadyumun çevresi iftar masalarıyla dolu. Tüm masalarda kulak ezanda olsa da, akıllar sahada.

Fenerbahçe’nin baskılı başlaması olağandı. Öyle de oldu. Golü de buldular. Fred’in şutu sert ve nereye gideceğini bilen bir şuttu. Tüm gollerde olduğu gibi, ilk golde de herkes Uğurcan dedi. Ancak Fred’in bu şutu en iyi kaleciler için bile zor.

Trabzon’da 1 farkı yakalamak rakip kim olursa olsun avantajdır. Avcı’nın, beraberliğe çıktığını anladığımız maç........

© Gazete Duvar


Get it on Google Play