İsrail vahşeti altında, yıkıntılar arasında her türlü imkânsızlık, açlık ve sefalet içinde oruç tutan ve ibadetlerini aksatmayan Gazze Müslümanları, İslam’ın izzetinı korumak, cesaret, şecaat, kuvvetli iman, gibi konularda olduğu gibi ibadet konusunda da halleriyle bize ders veriyorlar. Onların ibadetlerini gördükçe biz keyif içinde sıkıntısız ibadetlerde bile gösterdiğimiz tembellikten utanıyoruz. O konulardan biri de çocukları oruca alıştırma, orucun önemini kavratma konusudur.

Her Müslüman çocuklarına da Allah’ın emri olan ibadetleri öğretmekle mükelleftir. Kur’an-ı Kerim, “Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyun!” buyurarak aile büyükleri olan baba ve annenin yalnızca kendilerini korumaya çalışmasının yeterli olmadığını, çocuklara da bu eğitimi vermek gerektiğini bildirmektedir.

Çocuklar yedi yaşına geldiklerinde kendilerine namaz öğretilmesi ve uygulama yapılması gerektiğini Peygamber (ASV) bildirmiştir. Elbette ki çocukların namaz gibi, oruca da alıştırılmaları gerekir. Ancak çocuklar hassas oldukları için, baskı uygulamadan ibadet eğitimi verilmelidir. Çocuklara ibadet eğitimi baskı ve zorlama ile değil, sevgiyle verilmelidir. Çünkü baskıyla hiç bir güzellik olmaz. İleriki yaşlarda dine ve ibadete karşı bir soğukluğa ve hatta tamamen uzaklaşmalarına yol açabilir.

Anne ve babanın yapması gereken tek şey, bizzat kendilerinin ibadete önem vermeleri, hassasiyet göstermeleri ve kendilerinin yaşayarak çocuklarına cazip hale getirmeleridir. Anne ve babasının sürekli namaza önem verdiklerini, yemekten çok namazın üzerine titrediklerini gören çocuğun küçücük zihnine namazın büyük önemi yerleşir. Aynen Oruç ibadeti de böyledir. Oruca her sıkıntıda katlanan, büyük bir ciddiyet gösteren ve ne olursa olsun asla terk edilmeyen bir ibadet olduğu bilincini yaşayarak çocuklarına gösteren anne ve babaların çocukları oruca büyük değer verirler. “Yavrum sen tutma, sen tutamazsın, büyüdüğünde tutarsın..” deseler de çocuk oruç tutmada ısrar edecektir. Ama baba ya da anne “Bak filanın çocuğu tutuyor, sen de tut!” diyerek azıcık bir zorlamaya girişseler, çocukta oruç sıkıntısına karşı bir olumsuzluk meydana gelir, çocuk tutmak istemeyecektir. Baskı uygulanmadığı halde oruç tutmak isteyen çocuğun hevesi, Allah’ın emrine karşı gösterdiği fıtri sevgisindendir; baskı sonucu oruç tutmaya zorlanan çocuğun isteksizliği de ailesinin uygunsuz baskısına karşı zihinde oluşan tepkidendir.

Biz de çocukluğumuzda büyüklerimizden hiç bir baskı görmedik, bu nedenle oruç tutmaya karşı büyük bir heves içindeydik. Büyüklerimiz oruç tutmayalım diye sahura kaldırmıyorlardı, biz de sahursuz tutmaya kalkışıyorduk, böyle olmayacağını anlayınca büyüklerimiz geri adım atarak bizi sahura kaldırmaya başladılar. Oruç için bu büyük istek ve heves, baskısız ve tamamen özgür bırakıldığımız içindi. Oysa “Sen eşek kadar olmuşsun, oruç tutacaksın!” diyerek oruç tutma konusunda baskı uygulayan ailelerin yaşıtımız olan çocukları oruç tutmaya istekli değillerdi; gizlice yer, içerlerdi.

Baba ve annenin dikkat etmesi gereken hususlardan biri de çocukların yanında, orucun sıkıntılarını değil, güzelliklerini, Allah’ın emri oluşunu ve kazanılacak sevapları dile getirmeleridir. Sahur neşesi ve iftardaki sevinç de eklenirse, çocuklarda oruca karşı büyük bir sempati ve heves uyanacaktır. Alışmaları için ara sıra oruç tutmalarına da göz yumulmalıdır. Bir de oruç tuttuklarında kendilerine büyük ilgi gösterilmeli, okşayıcı ve sevdirici bir yaklaşım sergilenmeli, iftarda çocuğun sevdiği yemek, içecek ya da tatlılarla ödüllendirilmelidir. Böylece orucun farz olduğu yaşa geldiklerinde gerçekçi bir heves ve inançla oruç tutacaklardır.

Oruç farziyetinin başladığı yaşa gelmeyen çocukların oruç tutma istekleri yoksa kesinlikle zorlama ile oruç tutturulmamalıdır. Yaşıtlarının hatta bir kısım yetişkinlerin bile tutmadığı bu zamanda oruç tutmaya zorlanan çocuklar, açlık ve susuzluk şiddeti karşısında bu ibadeti ömürleri boyunca sıkıntıyla hatırlayacaklardır. İleriki yaşlarında da oruç ibadetine yaklaşımları olumsuz olacağı gibi –Allah korusun- dinden tamamen soğuma tehlikesiyle de karşı karşıya kalırlar.

Büyükler, özellikle baba ve anneler, çocuklar karşısında ibadetle ilgili tavırlarında çok dikkatli olmalıdırlar. Oruç tutmalarını istemeden, yalnızca yaşantılarını göstererek örnek olmakla, çocukların oruca alışmaları ve sempatiyle oruca katılmaları mümkündür.

QOSHE - ÇOCUKLARA ORUÇ TUTTURMAK - Abdullah Yılmaz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

ÇOCUKLARA ORUÇ TUTTURMAK

5 1
02.04.2024

İsrail vahşeti altında, yıkıntılar arasında her türlü imkânsızlık, açlık ve sefalet içinde oruç tutan ve ibadetlerini aksatmayan Gazze Müslümanları, İslam’ın izzetinı korumak, cesaret, şecaat, kuvvetli iman, gibi konularda olduğu gibi ibadet konusunda da halleriyle bize ders veriyorlar. Onların ibadetlerini gördükçe biz keyif içinde sıkıntısız ibadetlerde bile gösterdiğimiz tembellikten utanıyoruz. O konulardan biri de çocukları oruca alıştırma, orucun önemini kavratma konusudur.

Her Müslüman çocuklarına da Allah’ın emri olan ibadetleri öğretmekle mükelleftir. Kur’an-ı Kerim, “Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyun!” buyurarak aile büyükleri olan baba ve annenin yalnızca kendilerini korumaya çalışmasının yeterli olmadığını, çocuklara da bu eğitimi vermek gerektiğini bildirmektedir.

Çocuklar yedi yaşına geldiklerinde kendilerine namaz öğretilmesi ve uygulama yapılması gerektiğini Peygamber (ASV) bildirmiştir. Elbette ki çocukların namaz gibi, oruca da alıştırılmaları gerekir. Ancak çocuklar hassas oldukları için, baskı uygulamadan ibadet eğitimi verilmelidir. Çocuklara ibadet eğitimi baskı ve zorlama ile değil, sevgiyle verilmelidir. Çünkü baskıyla hiç bir güzellik olmaz. İleriki yaşlarda dine ve ibadete karşı bir soğukluğa ve hatta tamamen uzaklaşmalarına yol açabilir.

Anne ve babanın yapması gereken tek şey, bizzat kendilerinin ibadete önem vermeleri, hassasiyet göstermeleri ve kendilerinin yaşayarak çocuklarına........

© Gazete İpekyol


Get it on Google Play