Son Güncellenme Tarihi: Şubat 26, 2024 / 07:00

Bir hafta içinde önce Mardin, ardından Antalya, Kıbrıs ve tekrar Antalya’da panellere katıldım. Panellere bu hafta da devam ediyorum. Seçimlerden önce mart ayında da farklı sektörlerin beklentilerine cevap vermeye çalışacağım.

Söz konusu seyahatlerim esnasında uçakta ya da havalimanında her kesimden iş insanı ile konuşma fırsatım oluyor. “İşler iyi” diyenler genellikle dijital hizmetleri üretenler. “İşler kötü” diyenler ise sanayiciler. Özellikle üretici/ihracatçıların ciddi şikayetleri var. Günlük meselelerle uğraşmaktan başlarını kaldıramadıklarını söylüyorlar. Geçenlerde otomotiv sektöründen bir iş insanına “AB’de elektrikli araçların pazar payı dizel araçları geçti” dedim. O da bana “hocam doğrudur ama biz burada günü kurtarmaya çalışıyoruz” diye cevap verdi. Herkes karlılığı azaltan mevzuat uygulamalarından şikayetçi.

Birçok sektörde hızlı bir değişim gerçekleşmekte ancak Türkiye sadece izlemede kalıyor. “Seçimler geçsin” yaklaşımı yeniden hakim oldu. Ancak bir farkla. Eskiden dolar kuru seviyesi söylemek tabu idi. Şimdi herkes her yerde rahatlıkla konuşuyor. Uzatmadan senaryolara geçeyim:

Buradan da anlaşılıyor ki ekonomi kurmayları için “kötü” diye nitelendirilecek senaryo aslında hepimizin lehine olacak senaryo. Şu an sürdürülen ise, yurtdışından yüklü bir kaynak girişi olmaz ise “kabus senaryosuna” dönecek. Yerel seçimler sebebiyle gerekli adımların şu an için atılmadığını biliyoruz. Ancak, seçimlerden sonra hem vergiler ve yüksek faizle üretim ve talebi boğmaya kalkıp hem de kurları tutmaya çalışırsak büyük bir felaket ile karşılaşırız. Dolayısıyla hem kambiyo rejimini hem kurları hem de faizi kontrol etmeye çalışmamalıyız.

Unutmadan söyleyeyim: Genel seçimlerden önce de “Merkez Bankası ne yapıyor da döviz kurlarını tutuyor” diyen oluyordu. Dolar yüzde 50 yükselerek cevap verdi. Şimdi de aynı soruyu soranlar oluyor. Demek ki mesele tam olarak anlaşılmamış. Hafızası zayıf bir milletiz.

“İmkansız üçleme” daha önce denediğimiz ve başımızı belaya sokan bir deneyim oldu. Tekrar denemeye kalkmak bizi büyük zorluklara sevk edebilir diye düşünüyorum.

Prof. Dr. Emre Alkin; Saint Michel Fransız Lisesi’ni 1987 ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni de 1991’de bitirdikten sonra, 1993 yılında İstanbul Üniversitesi’nde lisansüstü eğitimini tamamladı. 1996 yılında Doktorasını yine aynı Üniversite’de tamamlayarak ve 1997’de “doçent”; 2002 yılında ise “profesör” unvanını aldı.

1999-2003 yılları arasında İMKB Başkan Danışmanlığı, 2000 yılında TİM Genel Sekreterliği, Vergi Konseyi Üyeliği görevini yürüten Prof. Dr. Emre Alkin; Çukurova Holding, Doğan Holding, Anadolu Holding ve Altınbaş Holding’de görev yaptı. Çeşitli gazetelerde ekonomi köşe yazarlığı, TV8, SKYTÜRK, A HABER, CNNTURK, TRTHABER gibi televizyon kanallarında ekonomi yorumculuğu yapan Prof. Dr. Emre Alkin, Dünya Gazetesi’nde “Paylaşmasak Olmazdı” isimli sayfasıyla içimizdeki kahramanlara yer vermektedir.

Şu an Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı olan Alkin, İzmir’in spor kulüplerinden Göztepe Sportif A.Ş.’de Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye Futbol Federasyonu Genel Sekreterliği de yapmıştır. Temmuz 2017’den beri de Galatasaray Sportif A.Ş. Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapmaktadır. Alkin, “Uzlaşmazlık Çözümü” konusunda şirketler ve kamu arasında ulusal ve uluslararası çalışmalara katılmaktadır. Ödeme Sistemleri, Mobil Teknolojiler, Finans ve Mali Konular ile ilgili uluslararası şirketlerde görev yapmaktadır.

Prof. Dr. Emre Alkin’in; “Risk Management”,“Finansal Aracılığın Evrimi”, “Bankalarda Risk Yönetimine Giriş”, Yalın Alpay’la birlikte kaleme aldığı “Dünden Bugüne Gaziantep”, “Her Şey Ekonomi Değil” , “Paylaşmasak Olmazdı”, “Fikret Mualla’nın Sanatı” ve 2017 yılının en iyi iş kitabı seçilen “Olaylarla Türkiye Ekonomisi” isimli, biri İngilizce olmak üzere sekiz kitabı bulunmaktadır. Ayrıca insan ilişkilerinin dünden bugüne evrimi üzerine yazdığı “Seve Seve Aldattım” isimli kitabı da bu yıl çok satan kitaplar arasında yer almıştır.

Prof. Dr. Emre Alkin, iki çocuk babası olup, Türkçe, İngilizce ve Fransızca konferanslar vermektedir.

QOSHE - Seçim sonrası senaryolar… - Emre Alkin
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Seçim sonrası senaryolar…

19 0
26.02.2024

Son Güncellenme Tarihi: Şubat 26, 2024 / 07:00

Bir hafta içinde önce Mardin, ardından Antalya, Kıbrıs ve tekrar Antalya’da panellere katıldım. Panellere bu hafta da devam ediyorum. Seçimlerden önce mart ayında da farklı sektörlerin beklentilerine cevap vermeye çalışacağım.

Söz konusu seyahatlerim esnasında uçakta ya da havalimanında her kesimden iş insanı ile konuşma fırsatım oluyor. “İşler iyi” diyenler genellikle dijital hizmetleri üretenler. “İşler kötü” diyenler ise sanayiciler. Özellikle üretici/ihracatçıların ciddi şikayetleri var. Günlük meselelerle uğraşmaktan başlarını kaldıramadıklarını söylüyorlar. Geçenlerde otomotiv sektöründen bir iş insanına “AB’de elektrikli araçların pazar payı dizel araçları geçti” dedim. O da bana “hocam doğrudur ama biz burada günü kurtarmaya çalışıyoruz” diye cevap verdi. Herkes karlılığı azaltan mevzuat uygulamalarından şikayetçi.

Birçok sektörde hızlı bir değişim gerçekleşmekte ancak Türkiye sadece izlemede kalıyor. “Seçimler geçsin” yaklaşımı yeniden hakim oldu. Ancak bir farkla. Eskiden dolar kuru seviyesi söylemek tabu idi. Şimdi herkes her yerde rahatlıkla konuşuyor. Uzatmadan senaryolara geçeyim:

Buradan da anlaşılıyor ki ekonomi kurmayları için “kötü” diye nitelendirilecek senaryo aslında hepimizin lehine olacak senaryo. Şu an sürdürülen ise, yurtdışından yüklü bir kaynak girişi olmaz ise “kabus senaryosuna”........

© Gazete Pencere


Get it on Google Play