Yedi Ekim'den beri

İkibinyirmiüç'ün...

Onyediden beri hatta,

Bindokuzyüzonyedinin...

...

Gökten yağmur yağmıyor ki,

Bedenleri parçalanıyor onların!

Bizimde metruk gönüllerimize düşüyor,

Sağanak olmuş yağan bomba!

Gülüp geçiyor kimileri olan bitene!

İnsanlık ki, insanlıktan çıkmış akıbeti imha!

İstiyorlar ki fotoğrafları çekilirken,

Gülümsesin çocuklar!

taze bedenler,

ölürken,

nasıl gülsünler?

...

Bir-iki- üç derken,

sayılacak milyonlar,

milyonlarca çocuğun,

yok edilen bedeni,

ve de ruhu,

bir tv spikerinin,

dudaklarına kazınacak!

"Bugün Gazze'de, Suriye'de,

meydana gelen patlamada!"

Doğu Türkistan'da ya da Arakan'da...

ve bu patlamanın sağır eden sesini, insanlar yine bir şekilde duymayacak...

...

Körebe oyununda, insanlık,

karanlık duyguların,

arkasında saklanbaç!

Mahşer bakışlı bebekler

Ertelediler ağlamalarını kıyamete!

Biz de az kınadık, çok kınandık!

Vicdanımızla sınandık!

...

Fabrikalar yalnızca

bencillik üretiyor,

Stoklarını bitirmek için,

kör kurşunların

parlak ambalajlarında!

...

Ben,

okumuş çocuğu memleketimin,

yanlış mı okuyorum ne?

Ne bu olup bitenin adı?

Mazlum ben değilsem,

olup bitenden bana ne mi diyorum?

...

Kreasyonunda insafa yer yok,

gemisini kurtaran kaptan!

Öyle mi?

Rahatlat kendini, de ki;

Şu an acı çeken,

peygamberler coğrafyasının çocukları,

dedelerinin dedelerimize,

ihanetlerinin bedellerini,

üstlenmediler mi?

...

Çırpınma!

Mazeretlerimiz,

gözyaşlarını silmiyor,

masumiyetin!

...

Hem deden,

emin ol yaşasaydı,

bin kez daha ölürdü,

dedeleri,

De ki, ihanet etse de kendilerine,

bu masum bebelere!

Yitirdinizde aslınızı, nasıl bu kadar duyarsız olmayı becerdiniz?

Müslüman olmanıza gerek yok,

Hissetmiyorsan acısını mazlumun,

Sloganlarınız batsın!

Kahrolsun acımasızlığınız!

...

Ah o beldelerde,

tam bir milyon deden,

ingilizin serpuşu,

değmesin diye namahreme,

çölleri yurt,

çölleri kabir edinmediler mi!

...

Sen,

İngilizin oyununa gelipte,

ihanet edersen asıl,

kendi dedene!

o ölümlerin,

ortağısındır!

Tarih yazsın;

böyle biline!

...

Çocukları katledilen,

toprak ana,

şahittir,

olup bitene!

...

Boykot et!

Kendini önce!

Siyonizme küfret!

....

Sonra da höykün

Bize ne noldu, de!

Babilin kuleleri gibi kısa sürede dikiliverdiler Kabe’yi kuşatan modern yapılar bir kültürel işgalin iştahıyla. Kabe ise Osmanlı sonrası İngilizlerce çizilen haritalar gereği uzun süredir Suud kraliyetince mahzun bir mapusluk altındadır. Yüzyılın karabasanı kültürel emperyalist şeytan, Kabede de Müslümanları rehin almıştır. Kudüs gibi, Kahire, Şam, Bağdat gibi...Endülüs toprakları gibi...İstanbul’un ara sokakları gibi hazin günler solunmaktadır ümmetin tüm coğrafyasında. Şirkin orduları fısktan atlara binmişlerde öyle dolaşmaktadırlar mahallelerinde müslümanların. Müslüman ise gafil, cahil...yani zelildir. Yetimi çok dulu münbittir. Fakirlik makus talihi; maddi ve manevi fakirlik. Fakirlik sofrasının menüsünün ahvali malum;

Namaz, ne kadar da az! Niyet ve samimiyetsiz...

Oruç, obezitenin iftar sofrasında! Çokça tıkınıpta işkembesine eziyet edenlerin geğirtisi yeni bir gökgürültüsü. Gözyaşı yağmurları nerdesiniz?

Zekat, kıt-kanaat! Atıklar ve artıklar bile umut sofrasına katık!

Hac, turizm faaliyeti! Made in china malı seccadeler, digital tesbihler...Çokça da spreyli esans...Kokuşmuşluğumuzu bastırmak için.

Kelime-i şehadet; ilk değil temennide son söz... Yaşarken söylemeyi unutanlar ölürken dile getirmeyi beklemekteler.

Kulak ver tarihe

Üçüncü bin yıl da dedi, papa hazretleri;

Asya’da tabi olacak İsa mesih efendimize!

Avrupa ve Afrika’ dan sonra 6. paulus efendi.

Hedefler belirlendi, diyalog dendi, hoşgörü, bir de 65’te ikinci vatikan konsülü!

Ama denildi, Asya’da müslüman çok, onlardan da bize meyil yok!

Olsun; var edin, hristiyanlar gibi yaşayan, müslümanlar elde edin!

Popüler tabirle yol haritası hazırdı! Hocaefendiler de!

Müslüman coğrafyanın, kalbine cehalet hançerini sokun!

Kitaplarından koparın! Tefrika çıkarın!

Tarlalarını uyuşturucu ile yeşertin ki kararsın dünyaları!

Alkol, zemzemleri olsun! Olmadı, cola!

Plajlarında ve medyalarında arzı endam etsin iffetleri,

Daha çok açılana, daha çok modern deyin!

Fuhuş ile nesilleri bozulsun, analar babalar karışsın!

Çocuklarını bizim hikayelerimizle uyutun!

Bizim markalarımızı, kahramanlarımızı görsünler, rüyalarında!

Şehirlere yığın onları, kaos kaderleri olsun!

Fitneye bahaneler üretin; düşünmelerine asla fırsat vermeyin!

Verin vesveseyi, iyiliği kendilerinden, kötülüğü kaderden bilsinler...

Her beş yılda ekonomik, her on yılda siyasi, krizleri olsun,

Ahmaklıkta sonları...

Din adamları olsun maaşlı ve lojmanlı;

Gıkını çıkarana, fetvalar versin, cehenneme göndersin!

Sorgulamayana yanmaz kefenler!

Siyasileri olsun, bizden olsun!

Kim gelirse tepelerine,

Tepedekiler bizden olsun!

Eğitimi, kültürü, biz belirleyelim, gerisi kolay!

Kerameti kendilerinde arasınlar,

Cacıktan mevzularla oyalansınlar!

Üçüncü bin yılda,

tanrı müslümanları kutsasın!

Çeşit çeşit ideolojileri olsun, bol bol sloganları,

teknolojiyle başları dönsün, imanları sönsün!

İtiraz edecek gibi olanları, bu konuda şiir bile yazanları, duymazdan gelin; oyun bozan deyin, boşverin!

Onlara putlar üretin,

Tapınacakları yepyeni!

Kısa sürer teslim alırız bütün kaleleri!

Vatikan’da yapılan planlar neticesi...

Hristiyanlaşmış Müslümanlar;

Aymazlık sürdüğünce,

beklenen son; ümmetin kaçınılmaz akıbeti!

“Son Selçuklu”dan! Endülüs aşığından! Osmanlı hasretliden! Haçlı seferlerinin devam ettiğine inanan bendenizden; bir içerlenmedir sözlerim!

QOSHE - GÖKTEN YAĞAN YAĞMUR DEĞİL! - Fehmi Demirbağ
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

GÖKTEN YAĞAN YAĞMUR DEĞİL!

4 0
10.11.2023

Yedi Ekim'den beri

İkibinyirmiüç'ün...

Onyediden beri hatta,

Bindokuzyüzonyedinin...

...

Gökten yağmur yağmıyor ki,

Bedenleri parçalanıyor onların!

Bizimde metruk gönüllerimize düşüyor,

Sağanak olmuş yağan bomba!

Gülüp geçiyor kimileri olan bitene!

İnsanlık ki, insanlıktan çıkmış akıbeti imha!

İstiyorlar ki fotoğrafları çekilirken,

Gülümsesin çocuklar!

taze bedenler,

ölürken,

nasıl gülsünler?

...

Bir-iki- üç derken,

sayılacak milyonlar,

milyonlarca çocuğun,

yok edilen bedeni,

ve de ruhu,

bir tv spikerinin,

dudaklarına kazınacak!

"Bugün Gazze'de, Suriye'de,

meydana gelen patlamada!"

Doğu Türkistan'da ya da Arakan'da...

ve bu patlamanın sağır eden sesini, insanlar yine bir şekilde duymayacak...

...

Körebe oyununda, insanlık,

karanlık duyguların,

arkasında saklanbaç!

Mahşer bakışlı bebekler

Ertelediler ağlamalarını kıyamete!

Biz de az kınadık, çok kınandık!

Vicdanımızla sınandık!

...

Fabrikalar yalnızca

bencillik üretiyor,

Stoklarını bitirmek için,

kör kurşunların

parlak ambalajlarında!

...

Ben,

okumuş çocuğu memleketimin,

yanlış mı okuyorum ne?

Ne bu olup bitenin adı?

Mazlum ben değilsem,

olup bitenden bana ne mi diyorum?

...

Kreasyonunda insafa yer yok,

gemisini kurtaran kaptan!

Öyle mi?

Rahatlat kendini, de ki;

Şu an acı çeken,

peygamberler coğrafyasının çocukları,

dedelerinin dedelerimize,

ihanetlerinin bedellerini,

üstlenmediler mi?

...

Çırpınma!

Mazeretlerimiz,

gözyaşlarını silmiyor,

masumiyetin!

...

Hem deden,

emin ol yaşasaydı,

bin kez daha ölürdü,

dedeleri,

De ki, ihanet etse de kendilerine,

bu masum bebelere!

Yitirdinizde aslınızı, nasıl bu kadar duyarsız olmayı becerdiniz?

Müslüman olmanıza gerek yok,

Hissetmiyorsan acısını........

© Haber Gündemim


Get it on Google Play