İsrail Cumhurbaşkanı bir Batı televizyonuna (MSNBC) verdiği mülakatta çok iddialı ve ilginç sözler sarf etti. İsrail’in yaptıklarını savunmak için, “Gazze’deki savaş sadece İsrail ile Hamas arasında değil, Batı medeniyetini kurtarmaya yönelik bir savaştır” dedi.

İsrail gerçekten ‘Batı medeniyetini’ kurtarmaya mı çalışıyor? Gazze halkına ve genel olarak Filistinlilere yönelik saldırıları ileride Batı’ya yönelecek ölümcül bir tehdidin, vahim bir tehlikenin önlenmesi anlamına mı geliyor?

Bu sözler, kelimenin tam anlamıyla, bir kara propaganda. İsrail Gazze’ye hiçbir sınır tanımaz saldırılarıyla ve Batı da bu saldırılara destek vermek suretiyle medeniyeti korumuyor, tam da tersine, medeniyeti tahrip ediyor, yıkıyor!.. Saldırgan ve destekçileri uygarlığın esası sayılan ve uygarlığı korumak için ayakta tutulması gereken tüm değerleri yerle bir ediyor...

Bu değerler arasında en başta insan hakları yer alıyor. Hayat, hürriyet ve mülkiyet hakları ve bunların bir birleşimi olarak doğan ifade özgürlüğü, din hürriyeti, seyahat özgürlüğü, yerleşme özgürlüğü ayaklar altında. İsrail aslında bu hakları on yıllardır sistematik bir şekilde ihlâl ediyor. Uyguladığı salam politikası, yani Filistinlilerin tek tek, aile aile tasfiye edilmesi çabaları, kaçınılmaz olarak, bu sonucu veriyor. Aynı İsrail suçun şahsiliği ilkesini çiğneyerek suç işlediğini iddia ettiği kişilerin tüm ailelerinin yaşadığı evleri yıkıyor. İsrail insan haklarına ve insanlığa aykırı şekilde, toplu cezalandırma yapılmaması ilkesini de açıkça çiğniyor. İnsanları cezalandırmada çocuk-yetişkin ayrımı da yapmıyor. Yaşı küçük çocukları da göz altına alıyor ve tutukluyor. Tüm tutukluları bir anlamda esir olarak alıyor; mahkûm edilecekleri kesine yakın bir ihtimal olan özel mahkemelerde yargılıyor ve on yıllarca hapiste tutuyor.

7 Ekim’de gerçekleştirilen HAMAS operasyonundan sonra HAMAS ile bir kara savaşına gireceğine HAMAS mensuplarının içinde yaşadığı Gazze toplumunu yok etmeyi ve tüm Gazze topraklarını işgal etmeyi hedefliyor. İsrail’in bir diğer marifeti savaşta sivilleri gözetmemesi, sivil ölümlere sebep olmaktan kaçınmaması, masum insanları korumaya çalışmaması. ABD’de bir sözcünün dediği gibi savaşlarda maalesef siviller ölür. Ancak, sivillerin savaşlarda ölmesi ile sivillerin kasıtlı ve bilinçli olarak hedef alınmasını birbirine karıştırmamak lâzım. İsrail’in saldırılarında sivilleri bombalaması istenmeyen yan sonuç olarak ortaya çıkmıyor, bilerek ve isteyerek hedef yapılıyor. Okullar, camiler, kiliseler, hastaneler, mülteci kampları bombalanıyor. Saldırılarında, kullanılması yasaklanmış olan fosfor bombalarını pervasızca atıyor.

Ve bütün bu facialar her gün vuku bulurken Batı dediğimiz coğrafya İsrail’e sonsuz ve sınırsız destek vermeye devam ediyor. Batı ülkeleri de -İspanya, İrlanda ve Belçika bir ölçüde dışında olmak üzere- İsrail’e destek vermeyen vatandaşlarını taciz ediyor. Filistin’e destek olanları ise muazzam bir baskı altına alıyor. Filistin lehine gösteri düzenleyenler, Filistin bayrağı asanlar ve taşıyanlar polisin sert tepkisiyle karşılaşıyor. Böylece meşhur ifade özgürlüğü çiğneniyor. Başka bir deyişle, Batı ülkeleri ifade özgürlüğüne ancak ve ancak İsrail lehine olursa ve İsrail’e destek verdiği sürece izin vermeye çalışıyor. Veya çalışıyordu. Çünkü, hemen hemen hiçbir Batı ülkesinde bu bir işe yaramadı ve tüm Batı ülkeleri Filistin lehine ve İsrail aleyhine büyük gösterilere sahne olmakta.

Bütün bu hususları göz önünde tuttuğumuzda, bana öyle geliyor ki, İsrail’e "medeniyetin koruyucusu" olmaktan ziyade "medeniyetin yıkıcısı" olma sıfatı yakışıyor...

Türkiye gazetesi

QOSHE - İsrail, medeniyeti kurtarıyor mu yıkıyor mu? - Atilla Yayla
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İsrail, medeniyeti kurtarıyor mu yıkıyor mu?

7 0
15.12.2023

İsrail Cumhurbaşkanı bir Batı televizyonuna (MSNBC) verdiği mülakatta çok iddialı ve ilginç sözler sarf etti. İsrail’in yaptıklarını savunmak için, “Gazze’deki savaş sadece İsrail ile Hamas arasında değil, Batı medeniyetini kurtarmaya yönelik bir savaştır” dedi.

İsrail gerçekten ‘Batı medeniyetini’ kurtarmaya mı çalışıyor? Gazze halkına ve genel olarak Filistinlilere yönelik saldırıları ileride Batı’ya yönelecek ölümcül bir tehdidin, vahim bir tehlikenin önlenmesi anlamına mı geliyor?

Bu sözler, kelimenin tam anlamıyla, bir kara propaganda. İsrail Gazze’ye hiçbir sınır tanımaz saldırılarıyla ve Batı da bu saldırılara destek vermek suretiyle medeniyeti korumuyor, tam da tersine, medeniyeti tahrip ediyor, yıkıyor!.. Saldırgan ve destekçileri uygarlığın esası sayılan ve uygarlığı korumak için ayakta tutulması gereken tüm değerleri yerle bir ediyor...

Bu değerler arasında en başta insan hakları yer alıyor. Hayat, hürriyet ve mülkiyet hakları ve bunların bir birleşimi olarak doğan ifade özgürlüğü, din hürriyeti, seyahat özgürlüğü, yerleşme özgürlüğü ayaklar altında. İsrail aslında bu hakları on yıllardır sistematik bir şekilde ihlâl ediyor. Uyguladığı salam politikası, yani........

© Haber7


Get it on Google Play