2018 yılında dönemin Amerika Başkanı Donald Trump televizyonların karşısına çıkmış, "DEAŞ yenilgiye uğratıldı" açıklaması yapmıştı. Akabinde ABD güçlerinin Suriye’den tamamen ve hızlı bir şekilde çekileceğinin sözünü vermişti.

Sene 2023 oldu. Amerika'da yönetim değişti, Cumhuriyetçi Trump'ın yerine Demokrat rakibi Biden göreve geldi ve Amerikan ordusu Suriye'deki varlığını sürdürüyor. Kalmak için en büyük bahaneleri, daha önce "Yendik" dedikleri DEAŞ terör örgütüyle mücadele. Halbuki Amerikan istihbarat raporları, DEAŞ terör örgütünün mevcut kapasitesinin, (maşa olmadıklarını varsaysak bile) ABD askerlerine karşı tehdit taşımadığını gösteriyor.

ABD'NİN DERDİ HİÇBİR ZAMAN 'DEAŞ' OLMADI!

Malum, Amerika'nın Suriye'de en değer verdiği partneri, PKK/YPG terör örgütü. Teröristleri her yıl besleyip geliştirmeye gayret gösteren ABD'liler, gasp edilen Suriye petrolünün bekçiliğini de PKK/YPG'li teröristlere yaptırıyor. Yani dertleri enerji olabilir, İran olabilir, Türkiye olabilir, Rusya olabilir. Sadece DEAŞ olamaz. DEAŞ ile mücadele adı altında binlerce sivili katlettiler bölgede. DEAŞ terör örgütünün işgal ettiği Suriye topraklarına YPG/PKK teröristlerini yerleştirmeyecek olsalardı, göstermelik çatışmalar da yaşanmazdı aralarında.

ABD'Lİ SENATÖRLER ASKERLERİN SURİYE'DEKİ VARLIĞINDAN RAHATSIZ

Gazze'de yaşananlar sonrası Suriye ve Irak'ta Amerikan üslerinin hedef haline gelmesi, ABD Kongresi'nde "Bizim Suriye'de ne işimiz var?" söylemlerini arttırdı. Geçtiğimiz günlerde Amerikan Kongresi'nin üst kanadı Senato'ya Cumhuriyetçi senatör Rand Paul tarafından önemli bir tasarı sunuldu. Paul, senatörlere sordu, "Suriye'de ne işimiz var, DEAŞ yenildi" dedi. Ancak tasarısı 13 'evet' oyuna karşılık 84 'hayır' oyuyla reddedildi.

Bölgede 900 Amerikan askeri var. Senatörler bu askerlerin güvenliğinin sağlanmasını istiyor. "Eğer Suriye'de kalacaksak, resmi olarak savaş açıp daha fazla askerle varlığımızı güçlendirelim" diyorlar. Aksi takdirde askerlerin Suriye'den çıkarılmasını istiyorlar.

Tasarı reddedilse de cumhuriyetçi Rand Paul'a destek olan demokrat senatörler de var Jamaal Bowman gibi. Endişeleri, Suriye'deki Amerikan güçlerinin olası sıcak çatışma ortamında tehlikeye düşebilecek olması.

İsrail'in Gazze'deki soykırımı sebebiyle, önümüzdeki süreçte Lübnan ve Suriye topraklarındaki tansiyonun daha da yükseleceği fikri ağır basıyor. Rusya ile verilen vekalet mücadelesinin ve Türkiye'nin PKK/YPG terör örgütüne yönelik operasyonlarının, her iki ülkeyle ABD'yi karşı karşıya getirdiğine vurgu yapılıyor. Suriye'deki ABD varlığına tepki gösteren senatörlerin sayıları şimdilik fazla olmasa da 2024 seçimlerinde olası bir Trump başkanlığında askerlerin geri çekilmesi ihtimaller arasında.

2001'DE ALDIKLARI 'ASKERİ MÜDAHALE YETKİSİ' KATLİAMLARIN ÖNÜNÜ AÇTI!

Amerikan askerlerinin Suriye'de bulunmasını sağlayan yasa, 11 Eylül saldırıları sonrası çıkarılmıştı ABD Kongresi'nden. Kongre'nin verdiği askeri yetkiyi fırsat bilen Amerikan yönetimleri, Afganistan, Irak ve Suriye başta olmak üzere 19 ülkede 40'tan fazla askeri operasyon gerçekleştirdi. Katledilen sivil sayısı tahmin edilebileceği üzere oldukça fazla.

SURİYE'DE DEAŞ'IN YAPTIĞINI GAZZE'DE İSRAİL YAPIYOR!

Terör örgütlerini, kitlesel katliamlarına bahane eden Amerika, bugün Gazze'de soykırım gerçekleştiren ve 'terör devleti' kimliğinin hakkını veren İsrail'e milyarlarca dolarlık silah ve mühimmat sağlıyor. Katliamın fiili ortağı oluyor. Peki İsrail ne yapıyor? Aynı DEAŞ'ın 2014 yılında Suriye'de sivilleri sıraya dizip infaz ettiği gibi, hava ve kara operasyonlarıyla işgal ettiği Gazze'de Filistinlileri yarı çıplak soyuyor, silahlarının namlularını Gazzelilere çevirip kıyım gerçekleştiriyor.

Amerika ve İsrail, 'insan hakları', 'savaş suçları', 'terör', 'terörist' gibi kavramları kendi keyiflerine göre yorumlayıp tüm dünyayı hiçe sayıyor. İstediklerini 'terör örgütü', dilediklerini 'terörist' ilan ediyorlar. Fakat şu yaşadığımız acı süreç gösterdi ki dünyada artık her söyleneni kabul etmeyen milyonlarca insan var. Dünyanın dört bir yanından halklar artık katillere göz yummuyor.

İNŞA EDİLEN "MÜSLÜMAN TERÖRİSTTİR" ALGISI YERLE BİR OLMUŞ DURUMDA!

7 Ekim'den bu yana binlerce kişinin şehit edilmesi, yaşanan hadiselerin olumlu yanlarına bakmayı elbette güçleştiriyor. Yine de bugün görüp şahit olduklarımız, Bakara Suresi'nin 216. Ayetini akıllarımıza getiriyor. “Sizin hayır sandığınız şer, şer sandığınız şeyde hayır vardır. Allah(c.c.) bilir, siz bilmezsiniz.”

7 Ekim sonrası yıllardır müslümanlara insanlık dersi vermeye kalkan Batılı ülkelerin siyasetçilerinin, insanlıktan, hak ve hukuktan nasıl mahrum olduğunu hem biz hem de mensup oldukları milletleri görmüş oldu. İsrail sevdalısı siyonist medyanın gerçek yüzü ortaya çıktı. Birleşmiş Milletler'in işlevsizliği ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Dünya 5'ten büyüktür" ifadelerindeki hakikat tüm dünyada karşılık buldu.

Filistin davası dünya halklarının gündemine girdi. Boykotlara farklı din, dil ve etnik kimliklerden, insani vicdana sahip herkes destek olmaya çalıştı.

Gazzeli müslüman direnişçilerin esirlere gösterdiği titizlik, hassasiyet ve onurlu tavır, dimağlara DEAŞ ve benzeri terör örgütleri aracılığıyla kasıtlı şekilde yerleştirilmeye çalışılan "Müslümanlar teröristtir" algısını yerle bir etti.

Bugünlerde sık sık gayrimüslimlerin İslam ile tanıştığına, Batılı milletlerden insanların akın akın müslüman olduğuna da şahit oluyoruz. Temenni edelim ki Filistin direnişi, İslam ümmetinin birlik ve beraberlik duygularını da körükler inşallah.

H. Akif Küçükal / Haber 7

QOSHE - Dünya kimin terörist olduğunu artık görüyor! - H. Akif Küçükal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Dünya kimin terörist olduğunu artık görüyor!

5 4
09.12.2023

2018 yılında dönemin Amerika Başkanı Donald Trump televizyonların karşısına çıkmış, "DEAŞ yenilgiye uğratıldı" açıklaması yapmıştı. Akabinde ABD güçlerinin Suriye’den tamamen ve hızlı bir şekilde çekileceğinin sözünü vermişti.

Sene 2023 oldu. Amerika'da yönetim değişti, Cumhuriyetçi Trump'ın yerine Demokrat rakibi Biden göreve geldi ve Amerikan ordusu Suriye'deki varlığını sürdürüyor. Kalmak için en büyük bahaneleri, daha önce "Yendik" dedikleri DEAŞ terör örgütüyle mücadele. Halbuki Amerikan istihbarat raporları, DEAŞ terör örgütünün mevcut kapasitesinin, (maşa olmadıklarını varsaysak bile) ABD askerlerine karşı tehdit taşımadığını gösteriyor.

ABD'NİN DERDİ HİÇBİR ZAMAN 'DEAŞ' OLMADI!

Malum, Amerika'nın Suriye'de en değer verdiği partneri, PKK/YPG terör örgütü. Teröristleri her yıl besleyip geliştirmeye gayret gösteren ABD'liler, gasp edilen Suriye petrolünün bekçiliğini de PKK/YPG'li teröristlere yaptırıyor. Yani dertleri enerji olabilir, İran olabilir, Türkiye olabilir, Rusya olabilir. Sadece DEAŞ olamaz. DEAŞ ile mücadele adı altında binlerce sivili katlettiler bölgede. DEAŞ terör örgütünün işgal ettiği Suriye topraklarına YPG/PKK teröristlerini yerleştirmeyecek olsalardı, göstermelik çatışmalar da yaşanmazdı aralarında.

ABD'Lİ SENATÖRLER ASKERLERİN SURİYE'DEKİ VARLIĞINDAN RAHATSIZ

Gazze'de yaşananlar sonrası Suriye ve Irak'ta Amerikan üslerinin hedef haline gelmesi, ABD Kongresi'nde "Bizim Suriye'de ne işimiz var?" söylemlerini arttırdı. Geçtiğimiz günlerde Amerikan Kongresi'nin üst kanadı Senato'ya Cumhuriyetçi senatör Rand Paul tarafından önemli bir tasarı sunuldu. Paul, senatörlere sordu, "Suriye'de ne işimiz var, DEAŞ yenildi" dedi. Ancak tasarısı 13 'evet' oyuna karşılık 84 'hayır' oyuyla reddedildi.

Bölgede 900 Amerikan askeri var. Senatörler bu askerlerin güvenliğinin sağlanmasını istiyor. "Eğer Suriye'de kalacaksak, resmi........

© Haber7


Get it on Google Play