Seçimlere dolu dizgin gidilirken, İstanbul özelinde çok farklı bir atmosfer yaşanıyor. Yaşanacak. Ekrem İmamoğlu, İyi Parti’nin Buğra Kavuncu’yu aday göstermesinden büyük rahatsızlık duyduğuna ilişkin bilgi kırıntıları var kulağımıza gelen.

Dahası, DEM/HDP’nin “bize de sürpriz oldu” demesine rağmen, adaylığı gündeme gelen Başak Demirtaş’ın İmamoğlu’nun dengesini bozduğu aşikar. Bu konuya ilişkin yaptığı açıklamada ne dediğinden çok yüzündeki ifade bizim için yeterli.

Hele hele, Saadet Partisi’nin de aday göstermesiyle “Kent ittifakı” söyleminin günden güne çöktüğü aşikar. Zaten şimdiden bir ayağı topal!

Ne var ki seçimi, bir belediye başkanlığı seçiminden çıkartıp “varlık-yokluk” seçimine evirmek istedikleri de görülüyor.

Bu bağlamda Saraçhane Medyası’nın kalemşorları ve yayınlara bağlanan konuklar meseleyi getirip, “Son kale düşerse…” noktasında tartışıyor.

Bir zamanlar Kültür Bakanlığı da yapmış, genel seçim sürecinde “Türbanlı hakim istemiyorum” çıkışıyla tartışma konusunu olmuş Fikri Sağlar yine sahne almış.

Diyor ki bir yayında, “Bu seçimi muhalefet kaybederse, AKP kazanırsa Türkiye İslam Cumhuriyeti’ne dönüşür.”

Buraya bir parantez açalım… Hür ve müstakil olarak seçimlere girmek isteyen İyi Parti’nin Merkez Karar Yürütme Kurulu Toplantısı öncesi haritalar eşliğinde sunum yapan dönemin İyi Parti yöneticisi Ahmet Zeki Üçok da “CHP ile ittifak yapmazsak Türkiye Tayyibistan olur” demişti de yine Saraçhane Medyası’na manşet olmuştu.

Devam edelim…

Fikri Sağlar’ın, belediye seçimi için “Ulaşım, deprem, park-bahçe, sosyal yardım. Alt yapı, üst yapı” gibi konularda neler yapılmalı ki seçim kazanılabilsin önerisi yerine, minderden kaçarak “Kaybedersek Türkiye İslam Cumhuriyeti” olur demesi. “Öcü geliyor” diyerek, korku yaymaktır.

Bir parantez daha açalım. Bu tür çıkışlar CHP ve türevleri için hep ara dönem söylemleridir. CHP iktidar olamayacağını, seçimi kazanamayacağını anladığı anda hep aynı taktikle, seçmeni korkutarak oy alma cihetine gider. Ama başaramaz.

Ya da kazanamayacağını gördüğünde, seçim sonrası için bahane üretmişti olur.

Devam edelim.

DEM/HDP’nin CHP ile girdiği pazarlık sürecinde zaman daraldı. Böyle bir zaman diliminde DEM/HDP’nin İstanbul özelinde, Anadolu ve Avrupa yakasından en az bir belediyeyi istediği malum. Buna bir de ilçe ve büyük şehir meclislerinde önemli sayıda sandalye de dahil ediliyor.

Tam da bu aşamada, Leyla Zana ile Selahattin Demirtaş’ın hamle yapması, sadece CHP’yi değil DEM/HDP’yi de karıştırmış görünüyor.

Demirtaş, “Ben buradayım demiş oldu, Başak Demirtaş’ı adaylık konusunda konuşturarak. Zana, çözüm sürecine dönülmesini isteyerek yeni bir siyaset denemesi yapmış oldu. O cenahta kartlar yeniden karılmış oldu.

CHP’de ise, Kılıçdaroğlu’nu kendi saflarına çekmek isteyen Özel ve İmamoğlu hüsrana uğradı. Dün İstanbul’da kulağına eğilip “Sizi misafir etmek isteriz” diyen İmamoğlu’nun talebini Kılıçdaroğlu “İşim var” diyerek reddetti.

Özel ile Ahlatlıbel’de başbaşa görüşen Kılıçdaroğlu, Eskişehir’deki mitinge gelebileceğini söyledi ama diğerlerine söz vermedi.

Bunların CHP’deki ayrışmalar için yeterli olmadığını düşünenler için Saraçhane Medyası’nın kalemşoru Mehmet Tezkan’ın dünkü yazısına bir göz atmasında fayda var.

Tezcan özetle, “CHP’de bol miktarda milletvekili, delege, belediye başkanı ve yöneticinin İmamoğlu’nun kaybetmesi için çalışacağını” söylüyor. Dahası, “Kılıçdaroğlu’nun da aynı noktada olduğunu” ima ediyor!

Biz söylesek, CHP’liler “iftara atıyorsun. Yalancısın” diye fevaran eder.

Ama bakın hem de halktv.com.tr’de yazıyor Mehmet Tezcan. Diyor ki, “CHP’nin içinde önemli sayıda partili İmamoğlu’nun kaybetmesini istiyor!”

Bitirelim…

Ak Parti ve Cumhur İttifakı adayı Murat Kurum dün projelerini tanıttı. Rahat, sakin bir üslupta 5 yıl ve daha sonrası için İstanbul projeksiyonunu kamuoyuyla paylaştı. İSPARK’tan, Metrobüs’e, metro ağlarından, kentsel dönüşüme, mahalle parklarından, millet bahçelerine, sokak köpeklerine kadar bir çok projesini anlattı.

Salondakilerle ve ekrandan onu izleyenlerle zaman zaman sohbet etti. Zaman zaman dikkatleri üzerine çekti. Görsellerle hazırlanmış sunumunun sonunda, alkışlarla sahneden indi.

Kurum’un vizyonunu bilmeyen yok. Kurum’un iş yapma kapasitesini bilmeyen yok. Geçmiş müktesebatının İstanbul için yeterli olduğu konusunda hem fikir olmayan yok.

Ama, Kurum’un rakibi değil de Erdoğan’ın rakibi gibi kendini konumlandıran İmamoğlu’nun ve kurmaylarının “mağduriyet” üzerinden “Kent İttifakı” söylemiyle propaganda sürecini yöteceklerini görünce “dikkat” diyoruz!

Dikkat! Çünkü, sizin belediyecilik ile ilgili projelerinizin hiçbir değerini bırakmayacak bir sahaya çekilme ihtimaliniz artmıştır.

Bizce, minderde kalın, onlar gibi minder dışında bambaşka bir iklim ve zeminde bambaşka bir mücadele arzularını boşa çıkartın.

Bilmem anlatabiliyor muyum?

Sahi, “Sadece İstanbul” sloganı ne kadar güzel farkında mısınız?

Hasan Öztürk / Haber7

QOSHE - “Kent ittifakı” kadük kalmak üzere… Saraçhane Medyası Kılıçdaroğlu’nu yine günah keçisi ilan etmek üzere… - Hasan Öztürk
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“Kent ittifakı” kadük kalmak üzere… Saraçhane Medyası Kılıçdaroğlu’nu yine günah keçisi ilan etmek üzere…

37 34
26.01.2024

Seçimlere dolu dizgin gidilirken, İstanbul özelinde çok farklı bir atmosfer yaşanıyor. Yaşanacak. Ekrem İmamoğlu, İyi Parti’nin Buğra Kavuncu’yu aday göstermesinden büyük rahatsızlık duyduğuna ilişkin bilgi kırıntıları var kulağımıza gelen.

Dahası, DEM/HDP’nin “bize de sürpriz oldu” demesine rağmen, adaylığı gündeme gelen Başak Demirtaş’ın İmamoğlu’nun dengesini bozduğu aşikar. Bu konuya ilişkin yaptığı açıklamada ne dediğinden çok yüzündeki ifade bizim için yeterli.

Hele hele, Saadet Partisi’nin de aday göstermesiyle “Kent ittifakı” söyleminin günden güne çöktüğü aşikar. Zaten şimdiden bir ayağı topal!

Ne var ki seçimi, bir belediye başkanlığı seçiminden çıkartıp “varlık-yokluk” seçimine evirmek istedikleri de görülüyor.

Bu bağlamda Saraçhane Medyası’nın kalemşorları ve yayınlara bağlanan konuklar meseleyi getirip, “Son kale düşerse…” noktasında tartışıyor.

Bir zamanlar Kültür Bakanlığı da yapmış, genel seçim sürecinde “Türbanlı hakim istemiyorum” çıkışıyla tartışma konusunu olmuş Fikri Sağlar yine sahne almış.

Diyor ki bir yayında, “Bu seçimi muhalefet kaybederse, AKP kazanırsa Türkiye İslam Cumhuriyeti’ne dönüşür.”

Buraya bir parantez açalım… Hür ve müstakil olarak seçimlere girmek isteyen İyi Parti’nin Merkez Karar Yürütme Kurulu Toplantısı öncesi haritalar eşliğinde sunum yapan dönemin İyi Parti yöneticisi Ahmet Zeki Üçok da “CHP ile ittifak yapmazsak Türkiye Tayyibistan olur” demişti de yine Saraçhane Medyası’na manşet olmuştu.

Devam edelim…

Fikri Sağlar’ın, belediye seçimi için “Ulaşım, deprem, park-bahçe, sosyal yardım. Alt yapı, üst yapı” gibi konularda neler yapılmalı........

© Haber7


Get it on Google Play