CHP’nin içindeki “kavga” dışarıya iktidar ile CHP arasındaki kavga gibi yansıtılmaya çalışılsa da…

Artık mızrak çuvala sığmıyor!

YAKIN TARİH HATILATMALARI

İstanbul’un belediye başkanı, kar kış altında millet yollarda kaldığında, İngiliz Büyükelçi ile bir balıkçıda akşam yemeğinde buluştuğu ortaya çıktı…

O gün, medyaya servis edilen ilk görüntü, “Balıkçının içinden, belediye başkanı ve şürekası ile büyükelçinin soba başındaki fotoğrafı”ydı.

Ama belediye başkanı o fotoğrafa hiç takılmadı. O fotoğrafı çekenin peşine hiç düşmedi.

Balıkçıya giden güzergahta kameralara takılan iki siyah minibüsün görüntüleri üzerinden, “Bizi kim takip ediyor, sorumlulardan hesap soracağım” diyerek harekete geçti.

Balıkçının içinde yüzünün de görüldüğü o fotoğrafı hiç gündeme getirmedi. Ama siyah minibüsler meselesini gündem yaptı.

Bir hafta geçmedi, Kemal Kılıçdaroğlu’nun “evinden ve mutfağından” paylaştığı video görüntülerebenzer bir fotoğraf karesi servis edildi!

Kılıçdaroğlu bir çalışma masasında görülüyordu, ancak fotoğrafın açısı arkada lebiderya İstanbul Boğaz’ı ve cama yansıyan Boğaziçi Köprüsü (15 Temmuz Şehitler Köprüsü) vardı.

O fotoğraf, balıkçıdaki fotoğrafın, rövanşı olarak servis edildi. Belediye başkanının fotoğrafını çekenden, Kılıçdaroğlu’nun fotoğrafını çeken de CHP’liydi. Ama bambaşka

Saraçhane’de bir seramoni yaşandı. Belediye başkanı ile Meral hanım, “Asıl şimdi başlıyoruz” diyerek birbirlerine sarıldı.

Aynı saatlerde, Kılıçdaroğlu “körleştirilmiş” bir şekilde Almanya’da seçim çalışması yapıyordu.

Kimine göre, Kılıçdaroğlu mahkeme sonucunu öğrendi ama geri dönmedi. Kimine göre, hiç haberi olmadı.

Bu kimilerinin tamamı yine CHP çevreleriydi. CHP içinde aldıkları pozisyona göre tavır ve söylem geliştirerek medyaya servis etti.

Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde, “Kılıçdaroğlu aday olursa, döke saça kazanırız” diyen de “İstanbul’un belediye başkanı aday olursa yüzde 60 ile seçilir” diyende yine CHP çevreleriydi.

Kılıçdaroğlu’nun kötü aday olduğu iddiasını dillendirenler de İstanbul’un belediye başkanının en ideal aday olduğunu dillendirenler de.

Sonuçta, “Sen git İstanbul ile ilgilen” denilen belediye başkanı, 29 Mayıs sabahı kolunu sıvayıp Kılıçdaroğlu’nu saf dışı bırakmak için “değişim” dediğinde yanına son grup toplantısında veda eden genel başkanının arkasından “göz yaşı döken” Özgür Özel’i aldı.

O günlerde İstanbul İl Başkanı (yasaklı da olsa) olan Canan Kaftancıoğlu, “Müteahhit kafalı” dediği belediye başkanının “paralel il teşkilatı kurduğu” iddialarını da dillendirdi. Her iki tarafın birbirine söylediklerini servis edenlerde CHP’lilerdi.

CHP Kurultayı’nda Kılıçdaroğlu’nu genel başkanlık için öneren imzacıların bir bölümü birkaç saat içinde saf değiştirdi. Özgür Özel lehine oy kullandı. Kılıçdaroğlu tasfiye oldu. Kılıçdaroğlu’nun kaybettiği gece, onu hitaben “Bırakamazsın” diye seslenen İmambakır Üküş’ün görüntüleri yine CHP’liler tarafından servis edildi.

Örnekleri çoğaltabiliriz. Bu örneklerden bir yere varmak istiyoruz. Ama önce bir kez daha söyleyelim.

CHP içindeki büyük yarılma şiddetli depremlere neden oluyor. İstanbul’un belediye başkanının iddia odur ki “para” ile Kurultay’a müdahalesi de… Kılıçdaroğlu’nun geceli 100 bin liranın üzerinde olan Boğaz manzaralı otel odasındaki görüntüsü de CHP’nin içinden servis ediliyor.

Ne hikmetse dışarıya yansıması, Ak Parti ya da hükümetin bunları yaptığı yönünde oluyor.

Son olarak, bir avukatlık ofisinden yansıyan görüntüler üzerinden büyük bir tartışma yaşanıyor. Savcılık harekete geçti. Paranın kaynağı, nereden kullanıldığı… Kimlerin işin içinde olduğu… gibi bir çok sorunun peşine düşüldü.

Ve ilginç olan, görüntüler yine ilk kez CHP’liler tarafından paylaşıldı. Tartışıldı.

Nedense yine hükümet eleştiriliyor.

Oysa, İstanbul İl Başkanlık Binası’nın satın alma sürecine ilişkin para trafiğinin görüntüleri olduğu söylenen o meşum görüntülerin kaynağı yine CHP’nin içi.

****

Toparlayalım.

CHP’de 1 Nisan’ı bekleyenler, şimdiden kılıçları çekmiş görünüyor.

Kılıçdaroğlu’nun derinden yürüttüğü çalışma, İstanbul’un belediye başkanının dengesini bozmuş halde.

Olup bitenin faturasını eski yönetime kesme eğiliminde salvolar veren Saraçhane medyası ise sahibinin sesi olmuş!

İstanbul’un belediye başkanının şirketinin başındaki isim işin içinde. Avukatı işin içinde. Bizzat kendisi yapılanın uygun olmadığını söylüyor! Eş zamanlı olarak fonladığı medyanın önemli kalemşorları Kılıçdaroğlu’nu, Kaftancıoğlu’nu suçlu ilan edip İstanbul’un belediye başkanını pirüpak ilan ediyor.

Dün gece Tv 100’de kendisi de eski bir CHP milletvekili olan Barış Yarkadaş şöyle dedi, “Bazıları önceki yönetimi işaret ediyor. Ama 2019’dan sonraki tüm kurultaylarda hesaplar ibra edildi. Şayet bu iş geriye doğru giderse bundan herkes zarar görür. Parti Meclis’i dahil. O hesapları ibra edenler dahil.”

Yani diyor ki Yarkadaş, “Siz ne yaptığınızın farkında mısınız? Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibini usulsüz para trafiğinden sorumlu tutayım derken CHP’nin kurumsal yapısını çökerteceksiniz!”

Belki de tam da bu isteniyor!

Bitirelim.

CHP’nin iç kavgası, Türkiye’nin problemi olarak ortada duruyor. Sorumlular, sorumluluklarından kaçıyor ve yansıtma yaparak suçu iktidara atıyor!

CHP içindeki bu son restleşme, 1 Nisan’dan sonra parçalanmaya kadara gider. İBB başkanı oluşturduğunu sandığı “sosyoloji”nin üzerine bir parti inşa etmeye çalışır. Arkasına da bir grup CHP’liyi takar.

Şimdiden söylemiş olalım.

QOSHE - CHP içindeki savaşın sonu 1 Nisan’dan sonra parçalanmaya kadar gidebilir - Hasan Öztürk
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

CHP içindeki savaşın sonu 1 Nisan’dan sonra parçalanmaya kadar gidebilir

57 1
21.03.2024

CHP’nin içindeki “kavga” dışarıya iktidar ile CHP arasındaki kavga gibi yansıtılmaya çalışılsa da…

Artık mızrak çuvala sığmıyor!

YAKIN TARİH HATILATMALARI

İstanbul’un belediye başkanı, kar kış altında millet yollarda kaldığında, İngiliz Büyükelçi ile bir balıkçıda akşam yemeğinde buluştuğu ortaya çıktı…

O gün, medyaya servis edilen ilk görüntü, “Balıkçının içinden, belediye başkanı ve şürekası ile büyükelçinin soba başındaki fotoğrafı”ydı.

Ama belediye başkanı o fotoğrafa hiç takılmadı. O fotoğrafı çekenin peşine hiç düşmedi.

Balıkçıya giden güzergahta kameralara takılan iki siyah minibüsün görüntüleri üzerinden, “Bizi kim takip ediyor, sorumlulardan hesap soracağım” diyerek harekete geçti.

Balıkçının içinde yüzünün de görüldüğü o fotoğrafı hiç gündeme getirmedi. Ama siyah minibüsler meselesini gündem yaptı.

Bir hafta geçmedi, Kemal Kılıçdaroğlu’nun “evinden ve mutfağından” paylaştığı video görüntülerebenzer bir fotoğraf karesi servis edildi!

Kılıçdaroğlu bir çalışma masasında görülüyordu, ancak fotoğrafın açısı arkada lebiderya İstanbul Boğaz’ı ve cama yansıyan Boğaziçi Köprüsü (15 Temmuz Şehitler Köprüsü) vardı.

O fotoğraf, balıkçıdaki fotoğrafın, rövanşı olarak servis edildi. Belediye başkanının fotoğrafını çekenden, Kılıçdaroğlu’nun fotoğrafını çeken de CHP’liydi. Ama bambaşka

Saraçhane’de bir seramoni yaşandı. Belediye başkanı ile Meral hanım, “Asıl şimdi başlıyoruz” diyerek birbirlerine sarıldı.

Aynı saatlerde, Kılıçdaroğlu “körleştirilmiş” bir şekilde Almanya’da seçim çalışması yapıyordu.

Kimine göre, Kılıçdaroğlu mahkeme sonucunu öğrendi ama geri dönmedi. Kimine göre, hiç haberi olmadı.

Bu kimilerinin tamamı yine CHP çevreleriydi. CHP içinde aldıkları pozisyona göre tavır ve söylem geliştirerek medyaya servis........

© Haber7


Get it on Google Play