Önce ilkesel olarak, tavrımızı kayıtlara geçirelim. Terörle arasına mesafe koyamayan DEM/HDP bu haliyle Türkiye’de siyaset yapamamalı. Tıpkı Avrupa’da yapamayacağı gibi. Nokta!

***

DEM/HDP’nin “Kent uzlaşısı” fikrinin İstanbul’da neye tekabül ettiğini tartışmaya devam ediyoruz.

Aslında tartışmanın “İstanbul ittifakı”ndan, “Kent uzlaşısı”na evrilme sürecine bakmak bile yeterli ama biraz tartışalım.

Bir önceki yazıda Sırrı Sakık’ın 2007’den 2015’e kadar devam eden çözüm sürecine ilişkin anlattıkları..

Nihayetinde yeni bir sürecin başlaması gerektiğinden söz ettiği açıklamasının ayrıntılarını tartışmıştık.

Orada, Sakık’ın süreci akamete uğratanların başında gelen yapının DEM/HDP içindeki bir grup olduğuna işaret ettiğini kayıtlara geçirmiştik.

Bugün de DEM/HDP’nin İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkan Adayı Meral Danış Beştaş’ın T24’ten Cansu Çamlıbel’e verdiği uzun röportajdan aldığımız izlenimler üzerinden konuyu tartışmak istiyoruz.

Öncelikle, “Kent uzlaşısı” fikri DEM/HDP’nin projesidir. Ve İmamoğlu ya da CHP, İstanbul’da “Esenyurt”ta başlayan ve bazı ilçelerde daha henüz tam olarak alenileşmeyen bir “uzlaşı”, bir “ittifak” ile DEM/HDP yörüngesi girmiştir.

Ama, işbirliğinin ana belirleyicisi DEM/HDP olmuştur. (Bakanız, Esenyurt’ta CHP’nin adayını değiştirmesi ve DEM/HDP sözcüsünü, “Kent uzlaşısı sağladık” cümlesine.)

DEM/HDP, KENT UZLAŞISI İLE SADECE CHP’Yİ YEDEĞİNE ALMAMIŞ, PARTİ İÇİ UZLAŞI DA SAĞLAMIŞTIR

İkinci olarak, DEM/HDP sadece, “Kent uzlaşısı” formülü ile CHP’yi yedeğine almamıştır. Aynı zamanda, kendi içindeki büyük tartışma ve ayrılmayı da “Parti iç uzlaşısı” formülü ile şimdilik sulha erdirmiştir. (Neyi kast ediyoruz: Tuncer Bakırhan, Sırrı Sakık, Ahmet Türk, Leyla Zana, Meral Danış Beştaş kendi adaylarıyla seçime girmeyi önerirken… Kandil’den PKK elebaşı Mustafa Karasu, Avrupa’da Remzi Kartal, eski eş başkan Sezai Temelli gibi isimler CHP ile ittifakı önerdi. 3’ncü yolcu Selahattin Demirtaş ise ‘kendi işimize bakalım’ diyordu. Orta yol hem aday çıkartmak, hem çıkartmamak şeklinde bulundu.)

Devam edelim…

Kent uzlaşısı ile CHP’yi ve İmamoğlu’nu ketenpeleye getiren… Böylece kendisine mecbur bırakan DEM/HDP aklı, Meral Danış Beştaş’ı büyük şehir belediye başkan adayı yaparak, son ana kadar kendi lehine kazanımlar sağlamanın önünü de açtı!

BEŞTAŞ’TAN CHP’YE, “DEM NE YAPMAYA ÇALIŞIYOR, ASLINDA ANLIYORLAR”

İşte bu ikircikli tutum (ki kendi içinde tutarlı) ile ilgili olarak, “DEM Parti ne yapmaya çalışıyor ve izlediğiniz siyaset sizce doğru anlaşılıyor mu” sorusuna, “Aslında anlaşılıyor. Anlamadıklarını düşünmüyorum” diye cevap veriyor.

“Diğer siyasi partiler bizi sadece kendilerine destek verdiğimiz müddetçe kabul ediyor, bu çok can yakıcı bir şey" diyen Beştaş, “Diğer siyasi partiler bizi siyasi bir özne olarak sadece kendilerine destek verdiğimiz müddetçe kabul ediyorlar” diyerek özellikle CHP ve adayları tarafından araçsallaştırıldıklarının altını çiziyor.

“Bizim stratejik olarak ittifak siyasetimiz bitmedi. 'Kent uzlaşısı' dediğimiz şey budur” diyerek, İmamoğlu’nun “İstanbul ittifakı” kavramının içini DEM/HDP perspektifi ile dolduruyor.

“KILIÇDAROĞLU’NUN DERDİ İKTİDARİ DEVRALMAKMIŞ. DUMURA UĞRADIK”

2023 seçimlerinde CHP adayı Kılıçdaroğlu’na verdikleri desteğe de hayıflanan Beştaş, “Dert iktidarı devralmakmış. Oysaki biz iktidar mücadelesinden ziyade yönetimin demokratikleşmesi için yola çıktık. Ama ben bugün Meral olarak dönüp baktığımda görüyorum ki Kılıçdaroğlu da sadece iktidar olmak istiyormuş. Herkes şoka uğradı, dumura uğradı. Sadece biz değil, herkes şoka uğradı” diyerek yaşadıkları hayal kırıklığını anlatıyor.

DEM/HDP’LİLER KAFAYI “ÇÖZÜM SÜRECİ” İLE BOZMUŞ AMA, GEÇTİ O GÜNLER..!

2023’te koşulsuz olarak CHP’ye destek veren DEM/HDP’nin İstanbul adayı Beştaş, “CHP'de Kürt meselesine yaklaşımda bir değişim gördüğümü söyleyemem. Birçok önemli şehirde CHP bize düşmanlık yapan siyasetçileri yeniden aday yaptı” diyor.

Beştaş’ın bu açıklamasının ardından sözü 1 Nisan sonrasına getirmesi de dikkate değer. Diyor ki,“Kesin bir dille söylüyorum. Bizim aramızda 1 Nisan sonrasına dair konuştuğumuz, planladığımız, söz aldığımız, söz verdiğimiz bir şey yok. İkincisi, biz parti olarak şunu çok net söyledik; özellikle 14- 28 Mayıs'tan sonra yapacağımız bütün görüşmeler şeffaf olacak, ittifak yapacaksak bunu ilan edeceğiz. Üçüncüsü, 2013'te çözüm süreci dönemi hakikaten herkesin nefes aldığı bir süreçti.

Seçim sonrasında diyelim ki böyle bir ortam oluştu, tabii ki varız çözüme. İktidar tarafından böyle bir adım atılırsa, ittifak yapmak için değil muhataplık açısından tabii ki görüşürüz. Zaten 2013'te de meseleye aynı şekilde yaklaşmıştık. İttifak değil muhataplık.”

Ak Parti ve iktidarın DEM/HDP’ye yönelik eleştirilerine de değinen Beştaş, “Bizim bugünkü açmazımız sadece iktidarın tutumu değil. Tamam o 'terörist' görüyor. Peki CHP'den ve diğer partiler Kürt meselesi için herhangi bir tavır ortaya koyuyor mu? Hepsinin çözüm sürecini neredeyse bir günah olarak kodlayan bir dilleri var” diyor.

“İMAMOĞLU BİZİM OYLARIMIZLA SEÇİLDİ”

İmamoğlu’na 2019’da seçimi kazandıran partinin DEM/HPD olduğunu anlatan Beştaş bu konuda da şöyle diyor, “Bunu herkes biliyor. 2019'da İmamoğlu'na seçimi biz kazandırdık. Peki İmamoğlu bizim 50 belediyemize kayyım atandığında, o duruma karşı duran kaç tane cümle kurdu hatırlıyor musunuz?”
***
DEM/HDP’in İstanbul’da büyükşehir belediye başkanlığını kimin kazanacağından çok “Kent uzlaşısı” adı altında neler kazanacağı daha çok umurunda görünüyor. CHP ve İmamoğlu ile geliştirdiği ilişki biçimi üzerinden neler kazanacağına çok fazla odaklanmışlar.

Beştaş’ın Pazar günü Esenyurt’ta yapılan ve doğrudan PKK ele başı Abdullah Öcalan ve terör örgütü propagandasına dönüşen mitingi de övmesi dikkat edilmesi gereken bir husus olarak öylece orada duruyor.

***

Toparlayalım.

DEM/HDP, Kandil’in talimatı ve parti için büyük ayrışmayı ikircikli tutum ile şimdilik aşmış görünüyor. Ancak seçmen tabanlarının alacağı tavır özellikle İstanbul’da seçim sonrasında çok konuşulup tartışılacak.

Ancak bizim kayıtlara geçirmek istediğimiz husus şu; DEM/HDP şayet Esenyurt özelinde vücut ulan “Kent uzlaşısı” ile seçim sonrasında “kaos”u batı illerine özellikle de İstanbul’a taşımayı hesaplıyorsa büyük bir yanılgı içindedir.

Ve sonuçları ağır olur.

Yok, PKK terör örgütünün vesayetinden kurtulmanın bir ara formülü olarak meseleye bakılıyorsa uzun vadede herkes kazanır.

Ama, 2013’lerdeki gibi bir “çözüm süreci” hayali kuruyorlarsa avuçlarını yalarlar.

Çünkü, hala onlara akıl veren Türk solu, PKK terör örgütüne “Suriye’de toprak kazandınız. Türkiye’de ne kazandınız da silah bırakıyorsunuz” demeye devam ediyor!
Amerika hala PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG’ye destek veriyor.

Bilmem anlatabildik mi?

Hasan Öztürk / Haber7

QOSHE - DEM/HDP, İstanbul’da kimin kazanacağına değil kendi kazanımlarına odaklanmışsa… - Hasan Öztürk
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

DEM/HDP, İstanbul’da kimin kazanacağına değil kendi kazanımlarına odaklanmışsa…

16 1
28.02.2024

Önce ilkesel olarak, tavrımızı kayıtlara geçirelim. Terörle arasına mesafe koyamayan DEM/HDP bu haliyle Türkiye’de siyaset yapamamalı. Tıpkı Avrupa’da yapamayacağı gibi. Nokta!

***

DEM/HDP’nin “Kent uzlaşısı” fikrinin İstanbul’da neye tekabül ettiğini tartışmaya devam ediyoruz.

Aslında tartışmanın “İstanbul ittifakı”ndan, “Kent uzlaşısı”na evrilme sürecine bakmak bile yeterli ama biraz tartışalım.

Bir önceki yazıda Sırrı Sakık’ın 2007’den 2015’e kadar devam eden çözüm sürecine ilişkin anlattıkları..

Nihayetinde yeni bir sürecin başlaması gerektiğinden söz ettiği açıklamasının ayrıntılarını tartışmıştık.

Orada, Sakık’ın süreci akamete uğratanların başında gelen yapının DEM/HDP içindeki bir grup olduğuna işaret ettiğini kayıtlara geçirmiştik.

Bugün de DEM/HDP’nin İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkan Adayı Meral Danış Beştaş’ın T24’ten Cansu Çamlıbel’e verdiği uzun röportajdan aldığımız izlenimler üzerinden konuyu tartışmak istiyoruz.

Öncelikle, “Kent uzlaşısı” fikri DEM/HDP’nin projesidir. Ve İmamoğlu ya da CHP, İstanbul’da “Esenyurt”ta başlayan ve bazı ilçelerde daha henüz tam olarak alenileşmeyen bir “uzlaşı”, bir “ittifak” ile DEM/HDP yörüngesi girmiştir.

Ama, işbirliğinin ana belirleyicisi DEM/HDP olmuştur. (Bakanız, Esenyurt’ta CHP’nin adayını değiştirmesi ve DEM/HDP sözcüsünü, “Kent uzlaşısı sağladık” cümlesine.)

DEM/HDP, KENT UZLAŞISI İLE SADECE CHP’Yİ YEDEĞİNE ALMAMIŞ, PARTİ İÇİ UZLAŞI DA SAĞLAMIŞTIR

İkinci olarak, DEM/HDP sadece, “Kent uzlaşısı” formülü ile CHP’yi yedeğine almamıştır. Aynı zamanda, kendi içindeki büyük tartışma ve ayrılmayı da “Parti iç uzlaşısı” formülü ile şimdilik sulha erdirmiştir. (Neyi kast ediyoruz: Tuncer Bakırhan, Sırrı Sakık, Ahmet Türk, Leyla Zana, Meral Danış Beştaş kendi adaylarıyla seçime girmeyi önerirken… Kandil’den PKK elebaşı Mustafa Karasu, Avrupa’da Remzi Kartal, eski eş başkan Sezai Temelli gibi isimler CHP ile ittifakı önerdi. 3’ncü yolcu Selahattin Demirtaş ise ‘kendi işimize bakalım’ diyordu. Orta yol hem aday çıkartmak, hem çıkartmamak şeklinde bulundu.)

Devam edelim…

Kent uzlaşısı ile CHP’yi ve İmamoğlu’nu ketenpeleye getiren… Böylece kendisine mecbur bırakan DEM/HDP aklı, Meral Danış Beştaş’ı büyük şehir belediye başkan........

© Haber7


Get it on Google Play