DEM, İstanbul İl Seçim Kurulu’na listeleri son dakikada götürdü diye yapılan tartışmalar kime yaradı acaba?

Acaba, DEM bu tartışmalar sayesinde yüzde 8’e düşen oylarını konsolide etmiş olabilir mi?

Ya da, DEM’in yöneticileri kendi içlerinde “aday çıkartalım mı, çıkartmayalım mı” tartışmasını yaparken aynı zamanda “Kent uzlaşısı” adı altında yürütülen pazarlıkta süre kazanmaya çalışmış olamaz mı?

Bir de yakıcı soru… Acaba işin aslını öğrenmeden, konuya balıklama dalanların, isteyerek ya da istemeyerek birilerinin ekmeğine yağ sürmüş olma olasılığı yok mudur?

Dün akşam saat 17.15 gibi gündeme düşen meseleyi biliyorsunuz. DEM Partisi, İstanbul adaylarının listesini İl Seçim Kurulu’na geç teslim etti. Kimine göre, teslimatı bilerek 17.00’dan sonraya bıraktı. Böylece “CHP ile ittifak” yapmış oldu. Kimilerine göre, “Kandil son anda devreye girmiş” oldu. Kimilerine, “aday çıkartamıyoruz” demek yerine “yetiştiremedim” deme cihetine gidildi. Kimilerine göre “acemilik” yüzünden, “kural hatası” yapıldı.

Aynı saatlerde, “17.00 öncesi ‘sıraya girmek’ bile yeterli. Aday listeleri 17.00’dan sonra teslim edilse bile, sıraya girmiş olmak yeterlidir” diyenler oldu.

DEM’den bile çelişkili açıklamalar geldi. “Yolumuz üzerinde kaza vardı” bile dendi. İl Seçim Kurulu’nun listeleri kabul etmediği de söylendi. Adaylık başvurusunun yapıldığı bilgisi de paylaşıldı.

Sosyal medya karıştı. Haber kanallarının KJ’leri çoktan kırmızıya boyandı. Tartışma alevlendi.

Nihayet, DEM’in 16.55’te listeleri teslim ettiği… 17.14’te de kabul edildiği ilan edildi.

Tartışmaya bodoslama dalanların önemli bir kesimi “açığa düştü” ama..!

Evet ama…

Bize göre bazıları bu olup bitenden yeterince karlı çıktı!

Yukarıdaki soruları hatırlayın lütfen.

Bize göre,

Bir, öncelikli olarak DEM Partisi İstanbul’da kendilerinin “anahtar parti” oldukları fikrini pekiştirdi ne yazık ki!

İki; İstanbul’da da oyları düşen DEM Partisi, karşılıklı tartışmalar sayesinde seçmenini konsolide etti.

Üç, “Kent uzlaşı” için hala zemin yoklamaya devam eden DEM yöneticileri, “gecikti” dendiği süreyi de bu uzlaşıda birkaç kazanım daha elde etmek için kullandı.

Dört.. Ve DEM’in aday listesini geciktirmesi meselesinin iç yüzünü öğrenmeden konuya müdahil olanlar, isteyerek veya istemeyerek birilerinin ekmeğine yağ sürdü!

Toparlayalım.

DEM yöneticileri de CHP’nin Ankara’daki Eş Başkanı Özgür Özel de İstanbul’daki Eş Başkanı da “Kent uzlaşısı” ifadesini kullanıyorsa…

Özgür Özel, “İttifak sözcüğü yıprandı. Biz işbirliği yapacaksak DEM ile açık, şeffaf işbirliği yapacağız” demişse…

İmamoğlu, “İstanbul İttifakı” terkibini kısa süre içerisinde “Kent uzlaşısı”na çevirmişse…

Ve, DEM sözcüsü, “Esenyurt’ta kent uzlaşısı sağladık. Kent uzlaşısı için görüşmeye devam ediyoruz” demişse…

Bu süreçte de CHP’nin Esenyurt adayı değiştirilip DEM’e yakın bir isim aday yapılmışsa…

Dünkü DEM’in listelerini son dakikaya bırakmasından daha doğal ne olabilirdi?

DEM, son ana kadar “Adaylarımızla seçime girelim” diyenlerle, “İşbirliği yapalım” diyenlerin mücadelesine sahne oldu.

Aynı gün tartışmaya Ahmet Türk de katıldı. “Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklediğimiz için oyumuz yüzde 13’te 8’e düştü” dedi.

Böyle bir ortamda “Kent uzlaşı” çerçevesinde “aday çıkartmayalım ama kazanımlarımıza yenilerini ekleyelim” diyenler son dakikaya kadar pazarlığı sürdürdü.

DEM’in son dakika golünü kime attığına gelince… Dünkü son dakika yayınlarına ve sosyal medya paylaşımlarına bakılmasını salık veririm!

Bütün bunlar olurken, olayı bıyık altından gülerek izleyenlerin sessizliğini de bir kenara not alın.

İşin özeti budur.

Yanılıyor muyum?

QOSHE - DEM son dakika golünü kime attı - Hasan Öztürk
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

DEM son dakika golünü kime attı

37 11
21.02.2024

DEM, İstanbul İl Seçim Kurulu’na listeleri son dakikada götürdü diye yapılan tartışmalar kime yaradı acaba?

Acaba, DEM bu tartışmalar sayesinde yüzde 8’e düşen oylarını konsolide etmiş olabilir mi?

Ya da, DEM’in yöneticileri kendi içlerinde “aday çıkartalım mı, çıkartmayalım mı” tartışmasını yaparken aynı zamanda “Kent uzlaşısı” adı altında yürütülen pazarlıkta süre kazanmaya çalışmış olamaz mı?

Bir de yakıcı soru… Acaba işin aslını öğrenmeden, konuya balıklama dalanların, isteyerek ya da istemeyerek birilerinin ekmeğine yağ sürmüş olma olasılığı yok mudur?

Dün akşam saat 17.15 gibi gündeme düşen meseleyi biliyorsunuz. DEM Partisi, İstanbul adaylarının listesini İl Seçim Kurulu’na geç teslim etti. Kimine göre, teslimatı bilerek 17.00’dan sonraya bıraktı. Böylece “CHP ile ittifak” yapmış oldu. Kimilerine göre, “Kandil son anda devreye girmiş” oldu. Kimilerine, “aday çıkartamıyoruz” demek yerine “yetiştiremedim” deme cihetine gidildi. Kimilerine göre “acemilik” yüzünden, “kural hatası” yapıldı.

Aynı saatlerde, “17.00 öncesi ‘sıraya girmek’ bile yeterli. Aday listeleri 17.00’dan sonra teslim edilse bile, sıraya girmiş olmak yeterlidir” diyenler oldu.

DEM’den bile çelişkili açıklamalar geldi. “Yolumuz........

© Haber7


Get it on Google Play