Gece saat 00.40.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya canlı yayında.
Santa Maria Kilisesi’ndeki saldırıya ilişik açıklama yapıyor.
Diyor ki, “2 katil zanlısı yakalandı.”
Diyor ki, “Saldırganların DEAŞ’lı olduklarını değerlendiriyoruz.”
Diyor ki, “30 adrese yapılan baskında 47 kişi gözaltına alındı.”
Öğreniyoruz ki, 2 zanlının biri Rus, diğeri Pakistan uyruklu!
İçişleri Bakanlığı’nı, İstanbul Emniyeti’ni, polisimizi zanlıları kısa sürede yakaladıkları için tebrik ediyoruz.
Allah beterlerinden korusun.
Şimdi biraz olayı detaylandıralım.
Pazar ayininde katledilen Tuncer Cihan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı.
Santa Maria Kilisesi İtalyan kilisesi.
Geçtiğimiz hafta, İtalyan Başbakanı Türkiye’deydi.
Kutuplaşma bir süredir kaşınıyor.
1 Ocak sabahı Eminönü’nde ilahi kelimetullah yazılı flamayı taşıyan vatandaş bir üniversite öğrencisi tarafından yumruklanıyor.
Öncesinde Süper Kupa Maçı, federasyon ve takım yöneticilerinin en kaba tabir ile“iş bilmezliği” nedeniyle Suudi Arabistan’da oynanmıyor.
Ama gerekçe olarak Türkiye kamuoyuna “Atatürk, Türk Bayrağı” soslu tezviratlarla geriliyor.
Aynı günlerde bir densiz Anıtkabir’de “hilafet” soslu slogan atıyor.
Fatih Camii İmam hatibi, camide bıçaklanıyor.
Derken, Pazar ayini için kiliseye giren bir vatandaşımız arkasından gelen iki maskeli terörist tarafından başından vurularak öldürülüyor.
Dikkat!
Yakın mesafeden kurbanının başına ateş eden terörist, daha sonra maktulün başına kabza ile de vuruyor!
Cinayetin DEAŞ terör örgütünün işi olduğu yönünde bilgiler olduğunu söylüyor İçişleri Bakanımız.
Ama, DEAŞ’ın eylem yapma biçimiyle hiç örtüşen bir eylem olarak karşımızda durmuyor.
***
Bir de ekleyelim, daha Ocak ayının başında İran’da bombalı eylem yapan DEAŞ, 100 kişiye yakın insanın katletmişti.
DEAŞ ile PKK aşağı yukarı aynı tür eylemler yapıyor. Ya canlı bomba, ya bombalı araç ve çoğunlukla çifte patlama!
Ama bu kez DEAŞ, Avrupa başkentlerindeki eylem biçimine benzer bir eylem yapmış görünüyor.
Burada zanlıların uyruklarına da dikkat çekmekte yarar var.
Zira, bir Rus, diğeri Pakistanlı olarak açıklandı.
Sahi geçen hafta İran, Pakistan’ı neden vurmuştu?
Ya da Rusya’nın Suriye’deki Amerikan varlıklarına yönelik son tezleri nelerdi?
Neyse, devam edelim.
Uyrukları açıklandı ama katillerin nereden geldikleri açıklanmadı.
Ya İdlip’den Türkiye’ye geçiş yaptılarsa?
O zaman işin rengi değişir..!
Ya da bu iki zanlının Türkiye’de ne kadar süredir var olduklarına ilişkin bilgiye ulaşıldı ve yakın zamanda sınırdan giriş yaptıkları ortaya çıkarsa…
O zaman içerideki trafikte rol alanlara odaklanmakta fayda var.
Acaba, MOSSAD ajanlarına yönelik operasyonlarla eş zamanlı DEAŞ operasyonları da yapan MİT ve güvenlik güçlerimizin radarına takılmadan bu iki katil nasıl Pazar sabahına kadar kalabildiler?
İtalyan kilisesinin seçilmiş olması bir mesajdır.
Kilise içinde sadece bir tek kişinin katledilmesi yine mesajdır.
Çok insan öldürmek yerine, adrese teslim mesaj verilmiş gibi görünüyor.
İtalyan Başbakanı’nın Türkiye ziyaretinden sonra nelerin konuşulduğunu hatırlamakta fayda var.
Dahası, İran, Suriye, Irak ve Lübnan’daki suikast ve nokta saldırılar ile bu cinayetin nasıl bir asimetrik ilişkisi var elbette merak konusu!
***
Toparlayalım.
Dün sabah Santa Maria Kilisesi’nde meydana gelen olay muhatabına doğrudan bir mesajdır.
Ama aynı zamanda Türkiye’nin güvenliğine yönelik bir hamledir.
Olayın faillerinin kısa sürede yakalanması önemli. Arkasında hangi güçlerin olduğuna ilişkin bilgilere ulaşılması daha da önemli.
Puslu, sisli, kaygan bir siyasal iklime sokulmak istenen Türkiye’de, birlik olmak zamanı.
Yoksa, “yalnız kurtlar”ın, “uyuyan hücreler”in harekete geçirilmesiyle çok hızlı bir kaotik ortama sürüklenme potansiyeli oluşabilir.
Aman dikkat!
login
who are we?
contact us
qosheapp
Toi Staff
Gideon Levy
Belen Fernandez
Andrew Mitrovica
Mort Laitner
Nikkei Editorial
Rami G Khouri
Ali Fathollah-Nejad
visit website
