“Terörle mücadelede zaaf yaşarsak, Amerika’nın garantörlüğünde Süleymaniye ile Rakka arasında “işbirliği” anlaşmaları yapılırsa şaşmayın” başlıklı dünkü yazımızda KYP’nin yani Süleymaniye yönetiminin PKK’yı Irak’ta yedeğine aldığına işaret etmiştik. Ve şu ifadeleri kullanmıştık, (Yazının tamamı için tıklayın)

***

Dün Dışişleri Bakanı Hakan Fidan PKK terör örgütünün son Kuzey Irak’taki saldırıları konusunda Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada bizim dikkat çektiğimiz “Süleymaniye” meselesine doğrudan değindi ve "Süleymaniye'ye yönelik yaptırımlarımıza rağmen KYB, PKK'ya müzahir tutumunu değiştirmezse daha ileri tedbirler almakta tereddüt etmeyeceğiz" dedi.

Fidan, KYB’ye yönelik bu sert çıkıştan sonra Suriye’nin kuzeyini işgal eden PKK/PYD’ye yönelik de şu tespiti yaptı, “PKK/PYD terör örgütünce, işgal ve baskıyla sindirilen toprakların yerli unsurlarına dayatılmaya çalışılan toplumsal sözleşme gibi metinlerin hiçbir meşruiyeti yoktur.”

(Dünkü yazımızda bu metne ilişkin tespitlerimize de yer vermiştik H.Ö)

Fidan, hem Süleymaniye yönetimine hem PKK/PYD’ye verilen Amerian desteğine de göndermeler yaptı. Dedi ki, ”ABD, DEAŞ ile mücadele bahanesiyle örgüte teknoloji ve askeri teçhizat desteği veriyor. ABD'nin bu faaliyetlerine bazı Avrupa ülkeleri de destek vermektedir. Rusya, diğer taraftan, Fırat'ın batısında özellikle Tel Rıfat ve Münbiç'te PKK varlığına göz yummaktadır."

KUKLACILARA, ATTIKLARI İMZALARI HATIRLATIYORUZ

Tam burada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sıklıkla dile getirdiği bir ifadeyi hatırlamakta fayda var.

Ne diyor Cumhurbaşkanımız, “Biz kuklalarla değil kuklacılarla konuşuyoruz. Biz kuklalarla değil kuklacılarla mücadele ediyoruz.”

Erdoğan dün de Kabine Toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, Suriye’ye ve Irak’taki terör örgütü unsurlarına yönelik operasyon sinyali vermiş ve

“Sınır ötesi operasyonların nasıl daraltılacağı gündemimizde yoktur. Nasıl genişleteceği gündemimizdedir. Irak'ta veya Suriye'de eli kanlı caniler var oldukça içimiz rahat etmeyecektir. Emperyalistlerin teröristan planları masada oldukça hiçbirimiz kendini güvende hissedemeyiz. Kuzey Irak dağlarının her karışını güvenli hale getirene kadar bu bölgede harekatlarımız sürecektir. Suriye'de Tel Rıfat, Aynel Arab, Haseke, Münbiç hattında sinsi niyetlerle kurulmuş terör yuvalarının tamamını darmadağın etmeden durmayacağız” demiştir.

ANKARA VE SOÇİ MUTABAKATLARINDA İMZASI BULUNAN AMERİKA VE RUSYA’YA TAAHHÜTLERİNİ BİR DAHA HATIRLATIYORUZ

O halde, PKK/YPG’nin hamisi yani kuklacılara attıkları imzaları hatırlatmanın tam zamanıdır.

Zira kuklacıların her ikisiyle de imzaladığımız muhtıranın henüz daha mürekkebi yeni kurumuştur.

Amerika ile yaptığımız Ankara Mutabakatı ve imzaladığımız muhtırayı hatırlatarak başlayalım.

17 Ekim 2019 günü, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde başlattığı Barış Pınarı Harekatı nedeniyle dönemin ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence apar topar Ankara’ya geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşmeden sonra PKK/PYD’nin Türkiye sınırından 30 km (19 mil) güneye inmesi için için harekatın 120 saatliğine durdurulması konusunda anlaşıldı.

Anlaşmaya göre, 32 km'lik güvenli bölgenin Türkiye’nin kontrolü altında olması kararlaştırıldı.

Amerika’ya Ankara Mutabakatı ile verilen süre henüz başlamıştı ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya’ya gideceği açılandı.

Erdoğan 22 Ekim'de Soçi’ye gitti. Uçaktaki gazetecilerden biri de bizdik.

O gün Soçi Mutabakatı Rusya lideri Putin ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında imzalandı.

Mutabakata göre, PYD/YPG Türkiye sınırından, Tel Rıfat ve Mümbiç’ten tıpkı Amerika ile imzalanan Ankara mutabakatında olduğu gibi 30 kilometre (19 mil) güneye çekilmesi için ateşkes süresi 150 saat uzatılması üzerine anlaşmaya varıldı.

Bu amaçla Rusya ve Suriye rejim askerlerinin Türkiye’nin harekat alanının dışında kalan alana girmesi kararlaştırıldı.

Ayrıca Kamışlı hariç, sınırdan 10 kilometre Suriye tarafında Rusya-Türkiye ortak devriyelerinin konuşlandırılması konusunda anlaşıldı.

O gün imzalanan mutabakat metninde ayrıca Suriye ile Türkiye arasında daha önce imzalanan Adana mutabakatına da atıf yapıldı. (Adana Mutabakatı, terörle mücadele konusunda Suriye ile Türkiye’nin ortaklaşmasını içeriyor. H.Ö)

İMZASINA SADIK KALMAYANLAR BİLSİN Kİ “BİR GECE ANSIZIN GELEBİLİRİZ”

Toparlayalım.

Türkiye’nin Suriye ve Kuzey Irak’taki operasyonlarının amacı belli. PKK/YPG, DEAŞ gibi terör örgütlerini sınırından uzak tutmak.

Terör örgütü PKK ve türevlerinin Amerika tarafından korunup kollandığını daha dün Meclis Genel Kurulu’nda Dışişleri Bakanı Fidan bir kez daha dile getirdi.

Aynı şekilde, Tel Rıfat ve Mümbiç’teki terör unsurlarını koruyan gözetenin de Rusya olduğu bir kez daha dile getirildi.

O halde terör örgütünün hamisi konumundaki emperyal iki gücün, Türkiye Cumhuriyeti ile 2019 yılının Ekim ayında imzaladığı mutabakat metinlerine uymalarını hatırlatmak isteriz.

Ve şayet o imzalarının arkasında bir kez daha durmazlarsa meşru müdafa hakkımızı kullanarak Suriye’nin kuzeyinde hem Fırat’ın batısında kalan Rusya kontrolündeki bölgeye hem Fırat’ın doğusundaki bölgeye her an harekat yapabiliriz.

Bundan bizi hiçbir güç geri çeviremez.

Haksız mıyım?

Muhatabına Not: Her vesile ile “Türkiye’de Cumhuriyeti Projesi tutmuştur” cümlesini kuruyoruz biliyorsunuz. Dün Sayın Cumhurbaşkanımız da “Türkiye'nin rejimi ile ilgili tereddütler 29 Ekim 1923'de 'Yaşasın Cumhuriyet' nidalarıyla bitmiştir. Ülkemizde kimsenin Cumhuriyetle ilgili tereddütü yoktur. Kimsenin Cumhuriyetimizin banisiyle derdi yoktur” diyerek, bir kaşık suda fırtına koparmak isteyenlerin hevesini kursağında bıraktı.

Artık Allah aşkına bırakın şu “şeriat geliyor” mavalını..!

QOSHE - Kuklacılara attıkları imzayı hatırlatma zamanı geldi - Hasan Öztürk
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kuklacılara attıkları imzayı hatırlatma zamanı geldi

26 0
17.01.2024

“Terörle mücadelede zaaf yaşarsak, Amerika’nın garantörlüğünde Süleymaniye ile Rakka arasında “işbirliği” anlaşmaları yapılırsa şaşmayın” başlıklı dünkü yazımızda KYP’nin yani Süleymaniye yönetiminin PKK’yı Irak’ta yedeğine aldığına işaret etmiştik. Ve şu ifadeleri kullanmıştık, (Yazının tamamı için tıklayın)

***

Dün Dışişleri Bakanı Hakan Fidan PKK terör örgütünün son Kuzey Irak’taki saldırıları konusunda Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada bizim dikkat çektiğimiz “Süleymaniye” meselesine doğrudan değindi ve "Süleymaniye'ye yönelik yaptırımlarımıza rağmen KYB, PKK'ya müzahir tutumunu değiştirmezse daha ileri tedbirler almakta tereddüt etmeyeceğiz" dedi.

Fidan, KYB’ye yönelik bu sert çıkıştan sonra Suriye’nin kuzeyini işgal eden PKK/PYD’ye yönelik de şu tespiti yaptı, “PKK/PYD terör örgütünce, işgal ve baskıyla sindirilen toprakların yerli unsurlarına dayatılmaya çalışılan toplumsal sözleşme gibi metinlerin hiçbir meşruiyeti yoktur.”

(Dünkü yazımızda bu metne ilişkin tespitlerimize de yer vermiştik H.Ö)

Fidan, hem Süleymaniye yönetimine hem PKK/PYD’ye verilen Amerian desteğine de göndermeler yaptı. Dedi ki, ”ABD, DEAŞ ile mücadele bahanesiyle örgüte teknoloji ve askeri teçhizat desteği veriyor. ABD'nin bu faaliyetlerine bazı Avrupa ülkeleri de destek vermektedir. Rusya, diğer taraftan, Fırat'ın batısında özellikle Tel Rıfat ve Münbiç'te PKK varlığına göz yummaktadır."

KUKLACILARA, ATTIKLARI İMZALARI HATIRLATIYORUZ

Tam burada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sıklıkla dile getirdiği bir ifadeyi hatırlamakta fayda var.

Ne diyor Cumhurbaşkanımız, “Biz kuklalarla değil kuklacılarla konuşuyoruz. Biz kuklalarla değil kuklacılarla mücadele ediyoruz.”

Erdoğan dün de Kabine Toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, Suriye’ye ve Irak’taki terör örgütü unsurlarına yönelik operasyon sinyali vermiş ve

“Sınır ötesi operasyonların........

© Haber7


Get it on Google Play