DEM Partinin ortaya attığı “kent uzlaşısı” kavramı, neyi ifade ediyor? CHP bu uzlaşıya varabilmek için çabalarken neyi kazanmayı hedefliyor? Kent uzlaşısını kamufle edebilmek adına, hangi yollara başvuruyor?

“Diyalektik mateyalizm” yahut daha kısa adıyla Marksist Felsefenin savunucuları, zihinleri çelmek için bol bol yeni ve muğlak kavramlar üretir… Söz konusu kavramların gerçeklerle örtüşmesi, doğru olması filan onlar için pek fazla dert değil! Önemli olan bu kavramlar üzerinden sonuç alabilmek. Gerisi teferruat!.. Marksist-Leninist PKK’nın siyasi uzantısı, son adıyla DEM Parti, işte bu yöntem ve hedeflerle, 31 Mart Mahallî Seçimlerinde yeni mevziler kazanmak üzere, “kent uzlaşısı” diye bir kavram ortaya attı. DEM Parti Meclisi yaptığı toplantıda, en başından itibaren bu kavramın ideolojik çerçevesini çizerek piyasaya sürdü. Şöyle açıklıyor: “Kenti yaşatan sosyal ve siyasal dinamikleri geniş ölçekte kapsayan tüm kurum, kuruluşları; işçi, emekçi, ekolojist, kadın, gençlik, halklar ve inanç örgütleri; demokrat ve vicdan sahibi yurttaşlar, tüm toplumsal taraflar ve siyasi aktörlerle görüşmek, müzakere etmek, birlikte yürütmek, ortak mücadeleyi örecek kent uzlaşısı zeminini oluşturmayı öncelikli görev addediyoruz…”

Ne anlarsanız anlayın. Özünde, yerel hizmetlerin çok daha ötesine uzanmak ve ideolojik yapılanmayı en geniş boyutta geliştirmek hedefine matuf bir söylem. Tabii bu söyleme göre de uygulanacak eylem silsilesi… DEM Parti, kendi başına, siyasi istikamet çizip ona göre yol yürüme yetkisini haiz olmadığı için, Kandil’den gelen ikazlara göre yön belirlenir. Başak Demirtaş’ın adaylığa heveslenmesi ve CHP ile ittifakın devam ettirilmesi yolunda, Mustafa Karasu’nun uyarıları, sonrasında DEM’de yaşanan (u) dönüşü ortada…
CHP ile DEM arasındaki ittifakın da olabildiğince gölgeli olması isteniyor. Bunun sebebi, daha önce de olduğu gibi, CHP’nin ulusalcı kanadının tepkilerini en aza indirmek. Bu sebeple, iş birliğinde elastikiyet aranıyor. Hâlihazırda en çok konuşulan seçim çevresi, İstanbul Esenyurt… Ancak daha öncesinde konuşulduğu üzere, Adalar, Arnavutköy, Küçükçekmece için de zemin yoklanmıştı. Sadece ilçelerde değil, DEM’in Büyükşehir için aday(lar) göstermiş olmasına rağmen; İBB’de, Ekrem İmamoğlu’na da oy kanalize edilebilmesi için, Esenyurt’ta tespit edilecek isim çok önemli. Bu yüzden açıklanmış olan Ali Gökmen’in adı geri çekildi. Onun yerine ise DEM’in desteklediği, aynı zamanda İmamoğlu’nun danışmanı olan Prof. Ahmet Özer’in adı konuşuluyor… Özer, (Kürt Devleti kurulmalıdır…) gibi bir açıklaması da olan, Van kökenli bir akademisyen. Evet, CHP dalgalı denizde pusulasız ilerlemeye çalışan gemi misali, fena hâlde savruluyor. Bu yüzden bazı yerlerde çok önceden ilan etmiş olduğu adayları geri çekiyor. Mesela Denizli Çivril’de, yaklaşık kırk gün sonra ilan ettiği Kemal Aslan’ı geri çekti. İzmir Çiğli’de de aynı şekilde Uygar Yıldırım’ın adını geri çekmişti. Ve nihayet Hatay’da Lütfü Savaş olayı… Genel Başkan Özgür Özel’in defalarca; “Alternatifini geliştiremedik” dediği ve yeniden adaylığına bir türlü karar verilemeyen Lütfü Savaş’ın ismi sonunda çizildi. Esasen, CHP’nin aday tanıtım filminde yer verilmeyen Lütfü Savaş’ın, çok daha önceden ekarte edildiği anlaşılmış oldu. Tam beş defa anket yapılan Hatay’da yaşananlar, gerçekten çok dikkat çekici ve CHP’nin umumi hâlini de çarpıcı biçimde yansıtıyor.
Daha önceki ittifaklar bu defa söz konusu olmadığı için CHP çok sıkıştı. Bu sebeple, Mersin, Adana, Şanlıurfa, İzmir ve İstanbul gibi önemli seçim çevrelerinde, DEM Partinin desteğini alabilmek uğruna, ileride başını çok ağrıtabilecek gölgeli iş birliklerine girmekten çekinmiyor… Özetlersek, “kent uzlaşısı” diye tesmiye edilen şey, ('DEM’lenmenin) kod adından başka bir şey değil. CHP, İzmir’de DEM Partinin çok istediği Tunç Soyer’i tekrar aday göstermedi. Fakat İzmir’de pazarlıkların devam ettiği bildiriliyor. Aynı şekilde Esenyurt’ta da, CHP mevcut başkan Kemal Deniz Bozkurt’u aday yapmadı. Ama DEM Parti sözcüsü, Esenyurt’ta kent uzlaşısının sağlandığını açıkladı. Bugün akşama kadar ayrıntılar belli olacak. Zira aday listelerinin en geç bugün saat 19.00’a kadar il ve ilçe seçim kurullarına teslim edilmesi gerekiyor. Mersin’de Toroslar ilçesi ve Adana’nın bazı ilçelerinde de keza pazarlıklar sürüyor. Özgür Özel’in ifadesiyle, Hatay’da da; (kazanamaz) denilen Lütfü Savaş’ın haricinde, “Hatay İttifakı” arayışı devam ediyor. Hatay ittifakının bileşenleri kimler olacak, hangi pazarlıklarla uzlaşma sağlanacak, onu bekleyip göreceğiz. Ama CHP adına ciddi sıkıntıların varlığı artık saklanamıyor. Aday tespitinde yapay zekâya başvurmaları da kâr etmiyor anlaşılan!.. Parti Merkezi tarafından gösterilen adaylara, birçok yerde çok şiddetli tepkiler var. Mesela Hatay’da bugün, Lütfü Savaş’ın gövde gösterisi yapması bekleniyor. Adana’da, yeniden aday yapılmayan Seyhan ve Ceyhan Belediye Başkanları istifa ile tepkilerini vermişti. Başka birçok yerde benzer tepkiler söz konusu. Evet, “DEM, bu dem" ancak tepkiler farklı...

Türkiye

QOSHE - 'DEM’lenmenin kod adı: Kent Uzlaşısı… - İsmail Kapan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

'DEM’lenmenin kod adı: Kent Uzlaşısı…

11 0
20.02.2024

DEM Partinin ortaya attığı “kent uzlaşısı” kavramı, neyi ifade ediyor? CHP bu uzlaşıya varabilmek için çabalarken neyi kazanmayı hedefliyor? Kent uzlaşısını kamufle edebilmek adına, hangi yollara başvuruyor?

“Diyalektik mateyalizm” yahut daha kısa adıyla Marksist Felsefenin savunucuları, zihinleri çelmek için bol bol yeni ve muğlak kavramlar üretir… Söz konusu kavramların gerçeklerle örtüşmesi, doğru olması filan onlar için pek fazla dert değil! Önemli olan bu kavramlar üzerinden sonuç alabilmek. Gerisi teferruat!.. Marksist-Leninist PKK’nın siyasi uzantısı, son adıyla DEM Parti, işte bu yöntem ve hedeflerle, 31 Mart Mahallî Seçimlerinde yeni mevziler kazanmak üzere, “kent uzlaşısı” diye bir kavram ortaya attı. DEM Parti Meclisi yaptığı toplantıda, en başından itibaren bu kavramın ideolojik çerçevesini çizerek piyasaya sürdü. Şöyle açıklıyor: “Kenti yaşatan sosyal ve siyasal dinamikleri geniş ölçekte kapsayan tüm kurum, kuruluşları; işçi, emekçi, ekolojist, kadın, gençlik, halklar ve inanç örgütleri; demokrat ve vicdan sahibi yurttaşlar, tüm toplumsal taraflar ve siyasi aktörlerle görüşmek, müzakere etmek, birlikte yürütmek, ortak mücadeleyi örecek kent uzlaşısı zeminini oluşturmayı öncelikli görev addediyoruz…”

Ne anlarsanız anlayın. Özünde, yerel hizmetlerin çok daha ötesine uzanmak ve ideolojik yapılanmayı en geniş boyutta geliştirmek hedefine matuf bir söylem. Tabii bu söyleme göre de uygulanacak eylem silsilesi… DEM Parti, kendi başına, siyasi istikamet çizip ona göre yol yürüme yetkisini haiz olmadığı için, Kandil’den gelen ikazlara göre yön belirlenir. Başak Demirtaş’ın adaylığa heveslenmesi ve CHP ile ittifakın devam ettirilmesi yolunda, Mustafa........

© Haber7


Get it on Google Play