Medya ve teknolojik imkânlar sayesinde artık neredeyse her şey kayıt altında.

Tabii İsrail unutmamalı ki Gazze’de yaşanan katliam, soykırım da kayıt altında; bütün karartma, manipülasyon ve dezenformasyona rağmen.

Bu çerçevede bütün dünyanın vicdanlılarına ait haykırışlar, tepkiler de kayıt altında.

Öyle inanıyorum ki her gün artan tepkilerin büyüttüğü devasa kitlelere artık İspanya gibi devletlerin yanında siyasetçilerin ve sanatçıların da dâhil olması, işi çok farklı bir noktaya taşıyacak ve önünde hiçbir güç duramayacaktır.

Oluşan bu siyonist karşıtı dalga, yepyeni bir hafıza da inşa etmeye başladı.

Bu yeni hafıza, Holokost’tan buyana ilk defa bu çapta bir siyonist karşılığını kodluyor.

Rami Kütüphanesi’nde bir ay boyunca devam edecek olan “Kayıt Altında” etkinliği de yazar, çizer, fikir insanı ve siyasetçilerin anlamlı tepkilerini kayıt altına alıyor.

Adalet Bakanı Sayın Yılmaz Tunç’un da açılaşa katılarak bu harekete destek vermesi çok anlamlıydı.

Zira Batı ile çok temel kodlarda ayrıştığımızın, iktidar nezdinde bir temsiline de işaret ediyor.

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Dünya beşten büyüktür!” çıkışı da dünyanın her ülkesinin katılımıyla gerçekleşecek “daha adil” bir dünyayı işaret ediyor.

Lakin Batı’nın “her şeyin efendisi olma” bencilliği, bugün bu daha adil dünyanın önündeki en büyük engeldir.

Uzun zamandır Batı’nın karşılıklı katılım anlayışını -bilim dâhil- her alanda sahanın dışına itmesi de yaşanan savaşlarda, katliamlarda önemli bir paya sahip.

Hans-Georg Gadamer: “Bilimin saldırganlığı” ifadesini tam da bu zeminde kullanır ve Batı’nın çocuğu olan modernitenin doğurduğu bilimin de “bir yöntem aracılığıyla nesnenin efendisi” olmak istediğine işaret eder.

Yine Ian Watt’da “Modern Bireyciliğin Mitleri” çalışmasıyla aslında Batı’nın modern çağda da nasıl tekrar mitolojiyle başlayan tarihine geri döndüğünü ve yeni insanını da mitolojilerle inşa ettiğini anlatır.

Faust, Don Quijote, Don Juan, Robinson Crusoe gibi mitolojik karakterlerle nasıl bencil ve her şeye hükmetmek isteyen karakterlerin ortaya çıkartıldığını çok akıcı ve etkileyici bir metinle ortaya koyar.

Bugün dünyada insana “Sen her şeysin!” diyerek kandıran ve onun aslında yaşamak için başkalarına ne kadar muhtaç olduğunu gizleyen “kişisel gelişim” safsataları da işte bu arızalı bakışların ürünüdür.

Oysa insan muhtaç olduğuyla karşılıklı ve onurlu bir dayanışma içinde olması gerekirken ona baş kaldıramaz, onu tanımazlık yapamaz.

Batı, modern çağda sadece mitolojilerine yenilerini ekleyerek eskiye dönmedi, aydınlanma ile rafa kaldırdığı dini metinlerine de dönmüş gibi görünüyor.

Zira Filistin’de yaşananlar ve Gazze soykırımı hem ABD’yi temsil eden Evancelikler hem de İsrail’i temsil eden siyonistler için tamamen teoloji ekseninde ve dini referans alarak ilerliyor.

Ben de Rami Kütüphanesi’nde kısa bir konuşmayla birlikte ve tamamen teolojiye dayanan şu sözleri kayda geçirdim: “Ey siyonist İsrail! Allah’ın ve meleklerin laneti üzerine olsun.”

Zira Rahmetli Babam Vaiz, İmam-Hatip ve Kur’an Kursu Öğretmeni Yusuf Öz’ün şu öğüdü hep hafızamdadır: “Şeytana küfredilirse nesli çoğalır. Onun için ‘Allah’ın, meleklerin laneti üzerine olsun!’ demek lazım.”

Bebek katili, yük ya da yaralı taşımasını istemediği masum atın bile katili, Orta Doğu “şeytanı” İsrail’in hak ettiği de bu değil mi?

Diriliş Postası

QOSHE - İsrail soykırımı kayıt altında - İsmail Öz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İsrail soykırımı kayıt altında

3 1
11.12.2023

Medya ve teknolojik imkânlar sayesinde artık neredeyse her şey kayıt altında.

Tabii İsrail unutmamalı ki Gazze’de yaşanan katliam, soykırım da kayıt altında; bütün karartma, manipülasyon ve dezenformasyona rağmen.

Bu çerçevede bütün dünyanın vicdanlılarına ait haykırışlar, tepkiler de kayıt altında.

Öyle inanıyorum ki her gün artan tepkilerin büyüttüğü devasa kitlelere artık İspanya gibi devletlerin yanında siyasetçilerin ve sanatçıların da dâhil olması, işi çok farklı bir noktaya taşıyacak ve önünde hiçbir güç duramayacaktır.

Oluşan bu siyonist karşıtı dalga, yepyeni bir hafıza da inşa etmeye başladı.

Bu yeni hafıza, Holokost’tan buyana ilk defa bu çapta bir siyonist karşılığını kodluyor.

Rami Kütüphanesi’nde bir ay boyunca devam edecek olan “Kayıt Altında” etkinliği de yazar, çizer, fikir insanı ve siyasetçilerin anlamlı tepkilerini kayıt altına alıyor.

Adalet Bakanı Sayın Yılmaz Tunç’un da açılaşa katılarak bu harekete destek vermesi çok anlamlıydı.

Zira Batı ile çok temel kodlarda ayrıştığımızın, iktidar nezdinde bir temsiline de işaret ediyor.

Sayın Cumhurbaşkanı........

© Haber7


Get it on Google Play