Merhum Orhan Okay , "Bir şehri sevmenin şartı, ona hizmettir." dermiş. Hocamız ne kadar da doğru ve güzel söylemiş. Şehre hizmet, şehri sevmenin tezahürüdür.

Medeniyet şehri İstanbul ne yazık ki uzun süredir kendisini çok sevdiğini söyleyen ama sıra hizmete gelince bahaneler üreten sahte âşıkların elinde acı çekiyor.

Hizmet etmek yerine hizmet ediyor görünmek için kafa yoran bu uğurda trilyonlar harcayan şehre yatırım yapacağına reklama para akıtan tuhaf bir zihniyet hâkim İstanbul’a.

Gelecekte bu dönemi yazacak araştırmacılar içinden geçilen süreci İstanbul’un kayıp yılları olarak değerlendirecek.

Belediye başkanlığı yerine tiyatroya yönelse İsmail Hakkı Dümbüllü’nün kavuğunu taşımaya layık görülecek kadar iyi oyuncu olan tipler dört buçuk yıldır şehrin kaderiyle oynuyor.

Cumhuriyetin yüzüncü yılında gelecek yüz yıla muhteşem projelerle hazırlanması gereken şehir adeta yüz yıl geriye gitti.

Mevcut sorunlardan hiçbirisi çözülmedi. Aksine sorunların üstüne yeni sorunlar eklendi. Düğümler kördüğüm oldu.

İstanbul geçmişte çok imtihanlar yaşadı. Yangınlar depremler darbeler işgaller gördü. Kadim şehrin başına gelmeyen kalmadı.

Nice medeniyete ev sahipliği yapan nice padişaha taht sunan nice şaire ilham veren bu sultan şehrin başına tarihte böyle bir musibet gelmemişti.

Neyse ki İstanbul sırlı bir şehirdir. Kendisinden yük almak yerine yük olanı sırtından atmasını bilir.

Bu manada 31 Mart İstanbullular için kurtuluş günü olmalı ve bundan sonra mezkûr tarih kurtuluş bayramı........

© Haber7