İnsanlığın kalbini kaybettiği bir çağdayız. Bu kadar da olmaz denilen her şey oluyor.

İnce yürekli bir şaire bile ben bu çağdan nefret ettim etimle kemiğimle nefret ettim dedirten bir dönemin tam ortasındayız.

Savaşların canlı yayınlanarak canımızı yaktığı günlere şahitlik ettik. Tonlarca bombanın çocukların zayıf bedenlerine atıldığı günleri gördük.

Evleri yakılan yurtları işgal edilen insanların çaresizliğine derman olamadık.

Pasif bir seyirci olmanın ötesine geçemedi kardeşliğimiz. Elimizle önleyemediğimiz kötülüğü dilimizle reddedemediğimiz gibi kalbimizle de yeteri kadar buğz edebildiğimiz söylenemez.

VİCDANSIZLAR

Gazze’de yaşanılan soykırım siyonist İsrail’in zalimliğini caniliğini ortaya çıkarmadı. Zaten onların soykırımcı katiller olduğunu biliyoruz.

Son Gazze savaşı ilginç bir şekilde ülkemizdeki vicdansızların hiç de az olmadığını göstermiş oldu.

Türk devletinin Gazzeli ağır hastaları tedavi için ülkemize getirmesi insani anlamda önemli bir sorumluluktu.

Devletimiz üzerine düşeni yaptı. Ne var ki ilgili haberlerin altına yapılan insafsız yorumları görünce insanlık adına utandık.

Dengesini kaybetmiş bu adamlara ne anlatsak vicdanları sızlamayacak. Çünkü insanlıktan nasibi olmayanların çok uzağında kalan bir kavram vicdan.

Kalbi kararmışlar akıl almaz bir şekilde her şeyini kaybetmiş mazlumlara kin kusuyor. Acıma duyguları körelmiş dilleri adeta zehir saçıyor.

DERİN SORGU

Nasıl bu hale gelindiğini düşünmemiz gerekiyor. Mesela Gazze’de yaşanılan acılardan sonra gözünde yaşları misafir etmeyen herkes kendini sorgudan geçirmelidir.

Bu sorgu insana vicdanını kaybedip kaybetmediğini net bir şekilde gösterecektir.

Vicdanın kaybolması kıyametin habercisidir. Günümüz insanı farkında olmadan kendi kıyametini yaşamaktadır.

Nefsinin sınırsız isteklerinin peşinde koşmaktan bitap düşmüş vaziyette ruhunun isteklerine zaman ayıramamaktadır.

Nefsin esiri olanlar özeleştiri yapamazlar. Hangi güzel hasletin kendisinden uzaklaştığının bile farkına varamazlar.

Sorgulanmayan nefis putlaşır. İnsan bir müddet sonra kendi yarattığı putu kutsamaya başlar.

İnsan başıboş yaratılmamıştır ama nefsinin arzularının peşine düşmesi onu boşluğa çeker.

Montaigne “Vicdan kendimizi keşfetmemize, kendimizi kınamamıza ya da suçlamamıza neden olur.” der.

Kendini keşfedemeyen yanlışını kınayamayan hatasına pişman olamayanlar vicdanını çoktan yitirmiştir.

Din duygusu güçlü olan insanların vicdan muhasebesi sağlam olur.

Milli şairimiz ’’İmandır o cevher ki İlâhî ne büyüktür. İmansız olan paslı yürek, sinede yüktür!’’ demiştir.

Paslı yürekte merhamet olmaz. Cevherini kaybeden nefretle dolar.

Bu açıdan baktığımızda iman nasıl bir nasip meselesiyse vicdan da bir nasip meselesidir.

İnsan yaratılışı itibariyle saf temiz bir fıtratla yaratılmıştır. Fakat sonradan kalbe giren virüsler insanı kilitlemekte ve kirletmektedir.

KALBİ MÜHÜRLÜLER

Kalbi mühürlenenler vardır bir de. Onlar iyi ve güzel olan her şeyden mahrumdurlar. Vicdansızlar da bunlardandır.

Şefkat merhamet gibi ulvi değerleri onlardan çekilmiştir. Mühür vurulduktan sonra vicdan da oradan uzaklaşmıştır.

İnsanlığa kan gözyaşı ve zulüm sunanlar kalbini kaybetmiş zalimlerdir. Onları vicdana çağırmak boş bir uğraştır.

VİCDAN SAHİPLERİ

Rayından çıkmış dünyayı normale çevirecek olan hiç şüphesiz vicdan sahipleridir. İyilerin aktif olması kötülüğün iktidarını yenecektir.

Vicdansızların kararttığı evrenimize yeniden ışık getirecek olan aydınlık savaşçıları vicdanlılar olacaktır.

Onların Filistin için yaptığı vicdan çağrısı çok kıymetlidir.

Savaş sadece İsrail ile Filistin arasında olmamaktadır.

Savaş aynı zamanda vicdanlılarla vicdansızların savaşıdır.

Bir gün tarih İsrail’den yaptığı zulümlerin hesabını soracağı gibi ona alkış tutanları da yargılayacaktır.

Bu vesileyle dini dili ırkı ne olursa vicdanın sesini dinleyip Gazze’ye destek olanlara bir kez daha selam olsun…

QOSHE - Vicdan çağrısı! - Mahmut Bıyıklı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Vicdan çağrısı!

7 0
30.11.2023

İnsanlığın kalbini kaybettiği bir çağdayız. Bu kadar da olmaz denilen her şey oluyor.

İnce yürekli bir şaire bile ben bu çağdan nefret ettim etimle kemiğimle nefret ettim dedirten bir dönemin tam ortasındayız.

Savaşların canlı yayınlanarak canımızı yaktığı günlere şahitlik ettik. Tonlarca bombanın çocukların zayıf bedenlerine atıldığı günleri gördük.

Evleri yakılan yurtları işgal edilen insanların çaresizliğine derman olamadık.

Pasif bir seyirci olmanın ötesine geçemedi kardeşliğimiz. Elimizle önleyemediğimiz kötülüğü dilimizle reddedemediğimiz gibi kalbimizle de yeteri kadar buğz edebildiğimiz söylenemez.

VİCDANSIZLAR

Gazze’de yaşanılan soykırım siyonist İsrail’in zalimliğini caniliğini ortaya çıkarmadı. Zaten onların soykırımcı katiller olduğunu biliyoruz.

Son Gazze savaşı ilginç bir şekilde ülkemizdeki vicdansızların hiç de az olmadığını göstermiş oldu.

Türk devletinin Gazzeli ağır hastaları tedavi için ülkemize getirmesi insani anlamda önemli bir sorumluluktu.

Devletimiz üzerine düşeni yaptı. Ne var ki ilgili haberlerin altına yapılan insafsız yorumları görünce insanlık adına utandık.

Dengesini kaybetmiş bu adamlara ne anlatsak vicdanları sızlamayacak. Çünkü insanlıktan nasibi olmayanların çok uzağında kalan bir kavram vicdan.

Kalbi kararmışlar akıl almaz bir şekilde her........

© Haber7


Get it on Google Play