Hak ile batılın, hakikat ile yalanın, gerçek ile oyunun, sadakat ile ihanetin, adalet ile hilenin sarmaş dolaş flörtü için elverişli, taklitler ve maskelerle dolu dünya sahnesi: görülmenin ve görmenin o arkaik alanı. Bu büyülü ve bir o kadar da sıradan alanda, her şeye yer vardır: Yalana, cinayete, çalmaya, zulme bile...

Zihinleri kışkırtan bir tarafı var sanatın: Tarih ve tiyatro deyince dalgalanma başlar bilinçte; ekonomi ve tiyatro, siyaset ve tiyatro, eylem ve tiyatro deyince fırtına kopar! Bu türden şehevi ikiliklerin cenderesinde insan ya yabanıl bir komedyendir ya da acınası bir vaiz! Arası olmaz hakikatle sahtenin; gerçek ve oyunun ortası yoktur! Çünkü insan, iki kutupludur ve dünya imtihan yeridir: Doğru ile yanlış, iyilik ile kötülük, güzel ile çirkin yan yana duru seçenek olarak! Tarih sahnesinde doğru, iyi ve güzel ekseni hidayettir, vahiy temeli üzerinde yükselir. Yanlış, kötülük ve çirkinlik heva ve hevestir. Dolayısıyla bu şatafatlı ikiliklerin geriliminden doğan gerçeklik talepleri, hakikate götürülmek zorundadır, uygun olup olmadığına bakılır.

Gerçeklik, kimi zaman bir kurgudur, bir ideolojidir; fazladan bir yük, angarya belki; başı sonu belli bir anlatı iradesi, bir hikâye ticareti, ezcümle bir bütünlük ya da tamlık hissidir, çoğunlukla da tamlık histerisidir.. İdeoloji formu kazanmış bir gerçeklik talebi, yalanı değil, çoğunlukla saçmayı, mantıksızlığı, düzensizliği kapı dışarı ettiğini iddia eder! Oysa bizatihi kendi saçmalığını, temelsizliğini, kontrolsüzlüğünü peçelemek zorundadır aynı zamanda! Her ideoloji tıkır tıkır işleyen bir dünya tasarımıdır; düşmez kalkmaz bir matematiği vardır..

TÜRKİYE FİLİSTİN’İ SURİYE’DE SAVUNMAKTADIR

İsrail’in gözler önünde Filistin’de gerçekleştirdiği soykırımı algılama sorununu irdelemek için çıktım bu yazıda bu tefekkür yolculuğuna..

Siyonizm, seküler zihnin ürünü bir ideolojidir. İdeolojiler, siyaseti dinleştirir; davranışların dayanağı haline getirir. İdeolojiler, gereken gerekmeyen eksenini güder, pragmatistir.

İsrail, İngiliz projesidir ama ABD kurmuştur. Güneyde İsrail, kuzeyde Yunanistan tutmuş; ABD doğu Akdeniz’de hükümran olmak, petrolüne, gazına, madenlerine el koymak istemektedir. Dolayısıyla İsrail, ABD’nin maşasıdır, Pasifik ittifakının (NATO) stratejik üssüdür, karakoludur.

İsrail küreselleşme döneminde Yunanistan ve Ukrayna ile birlikte daha aktif kullanılmaktadır. Bu eksen, doğu Akdeniz ve Karadeniz’e hakim stratejik üstür. Ukrayna, Gürcistan ve Ermenistan hattı Karadeniz’deki stratejik üstür. İsrail Kürdistan hattıdır en önemli stratejik üst; Irak ve Suriye işgallerinin amacı, bu hattı inşa etmektir. Suriye’de bir Kürt ordusu kurulabilirse, Kuzey Irak Kürt devletiyle birlikte, ABD desteğiyle, Türkiye’ye saldırıp Kürdistan ilan edilecek. Irak ve Suriye parçalandı; Kürdistan kurulunca, Türkiye, İran ve Suudi Arabistan da parçalanacak..

Türkiye’nin işi gücü bırakıp Suriye’de PKK/ YPG / PYD güçlerini ezmesi doğru bir stratejidir. Parçalanmış, çökmüş bir Türkiye, Filistin’in ve bütün bir İslam dünyasının düşmesidir. Tarih biz öğüt vermektedir ki Kudüs, Mekke ve Medine düşerse, İstanbul kurtarır. Fakat İstanbul düşerse, İslam milleti kurtarmakta çok zorlanır. Bu yüzden Türkiye, Gazze ve Filistin’i fiilen kuzey Suriye’de, diplomatik olarak da dünyada savunmaktadır.

Küreselleşme denilen ülkeleri işgal oyununu sırtlayan dört atölye talebesi amatör oyuncu var: İsrail, Yunanistan, Ukrayna ve Ermenistan. Bu oyuncuların tarih sahnesinde, küreselleşme tiyatrosunda gerçeklik addedilen düzenekle kurduğu belalı ilişki: Diyalog nedir? Diplomasi nedir? Sahne ve dekor nelerden oluşur? Seyirci kimdir? Savaş ve barış neyi amaçlar? Başlangıç ve son nedir? Ekonomide olanlar politikaya, politikada olanlar ekonomiye sıçrarsa ne olur? Filistin İsrail savaşı, Rusya Ukrayna savaşı, Azerbaycan Ermenistan savaşı bu çetrefil sorunlarla gözü kara bir acıyla haşır neşir: sahne tecrübesi olmayan oyuncularla..

DİPLOMASİDE YAMALI BOHÇA

Filistin; uluslararası ilişkilerde yamalı bohça imgesinin tarih sahnesinde cisim bulması denilebilir. Yamacılık, kolajdan, kesyap tekniğinden daha zor bir iş; herhangi bir deliği yahut söküğü uygun bir parça ile onarma eski usul bir zanaattır, bu zanaatta ahenk ya da simetri elbette talidir: önemli olan bohçanın işlevini yerine getirmesi, taşıdığı malzemeyi saçıp dökmemesidir.

Bir zanaatkâr olarak Türkiye’nin dikiş yerlerindeki lekelere, iğne yaralarına aldırmadığı da aşikâr. Bir gerçeklik parçasının bir başka gerçeklik parçasıyla, bir eylemin diğeriyle, bir öznenin bir başkasıyla karşılaşması için değil, buluşması için, bu buluşmanın estetiği ve siyaseti için iğne yaraları; bulaşıcı bir acıyla…

Gelgeç anların yahut tesadüflerin insafına kalmış karşılaşmaların değil, gerisinde iradenin, inisiyatifin, kararın yankılandığı bir buluşma.. Daha doğrusu tarih sahnesinde buluşmalar oyunu Filistin: varoluşları defolu, sökükten yana yamaya muhtaç yaşamların buluşması gerekiyordur acıyı dindirmek için.. Üstelik nerede, saat kaçta gibi sorulara takılmadan, derhal ve neresiyse hemen orada… Bir onarım, bir tamirat için bile olsa buluşma..

Artık bir oyundur tarih; yerine göre, ya erken ya da geç sonuçlar alınacaktır, kazanmanın ve kaybetmenin olmadığı masada.. Bu maliyetine diplomasi oyununda; bulamamak, buluşamamak da mümkün, bekleyişler, kaçırmalar hep ihtimal dahilinde. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın zar zor yapmaya çalıştığı “bir şeyin provası” bir bakıma: Bu provada farklılıkların kişiliksizleşerek “yan yana dizilmesi” türünden bir buluşma arzusuyla iptal edilir; bir başka şey öne sürülür: her farklılığın kendi kaos çizgisini yanına aldığı, müşterek bir şarkıya değil, curcunaya karıştığı bir buluşma, bir ses topaklaşması, bir acı pıhtısının içteki salınması, söz ve aksiyon deveranı..

Bu buluşma düzleminde varsın bir imaj kendi başına çalışsın, bir imge ya da söz geri gelmemek üzere kopup ötelere uzansın, ağırbaşlı anlam kabuklarının altından saçmanın, tutarsızlığın, düzensizliğin iğneleri uç göstersin: iğneler.. İktidarın gerçekliğini sökmek için değil, tam aksine adaletsiz iktidara maruz kalanların kendi hakikatlerini yeniden dikmeleri için iğneler.

Darmadağınık da olsa gerçekleri söze kavuşturmak, ifadeye büründürmek için bir çığlık: Dünya beşten büyüktür! Bu feryat bir hikâyenin bir diğer hikâye üzerinde hiyerarşi kurmaması için bir yamalı bohça imgesi: usul usul demokratik siyaset tasavvuruna doğru da genişleyen bir imkân.. Bu söz, insanlığın emniyet ve adalet talebinin ifadesi ve sembolü oldu artık küreselleşme döneminde. Gerçek insan sevgisi, İslam kardeşliği!

CENAZE MERASİMİ GÖRÜNTÜSÜ

Bir asırdır İslam milletinin değişmeyen görüntüsü bir cenaze merasimidir. ABD uçağından yağan bombalarla yurdun yuvanın yıkılması.. Kadın erkek, yaşlı genç, çoluk çocuk herkesin şehit edilmesi. Çocuklarının bayrağa sarılı tabutuna sarılan anneler. Havaalanlarına bırakılan mülteci bebekler.. Saç kurutma makinesini üşüyen çocuğuna verip diğer odada kendini urganla asan bir anne.. Acı burgacın mekaniği Batıcı sistem, sözü ve eylemi karanlık bir sessizliğe doğru işletme eğilimindedir. Yastan çıkma, acıdan sıyrılma jesti ebedi bir kaçışa değil, yeniden yakalanmaya ayarlıdır. Bir ağırlaşma ve hafifleme diyalektiği tarihin ritmini oluşturur.

Türkiye Müslümanları çok iyi bilir cenaze törenlerini. Derken birdenbire sözkonusu mekaniği askıya alan, bağlamı çözen “aranızda irticacı var mı?” sorusunun sahneye düşmesi ya da “biz buraya vaaz dinlemeye mi geldik, ne biçim bir tiyatro bu” türünden çıkışlar olur. Dramatik gerilim dağılır ve yeniden kurulur: ritim sağlama alınmıştır.

Filistin meselesi çerçevesinde bir araya getirilen gerçeklerin amacı tarihi gidişatı haklı çıkarmak değil, daha ziyade itibarsızlaşmış “insan” kavramını, aşınmış çağdaş Müslüman imgesini yeniden düşünmek, tartışmak: Bir tadilat teşebbüsü.

ACININ ÖĞRENCİLERİ

Demek hâlâ bir umut var: Kırık kesik de olsa yürekten kopan bir ses komşulara, arkadaşlara, vatandaşlara, ümmete kadar ulaşabilir. İhlaslı bir söz Allah’a ulaşır. Unutuşların hatırlamalarla dengelenmesinin başlıca şartı dertleşmektir. Siyaset yapmak, yargılamak için değil. Konuşmak için, müstakil dertlerin birbirini kırıp hakir görmediği, meselesini (sözünü, meramını) birbirinin üzerine boca etmediği; sessizliklere de zemin sunarak, belki çoğun susarak dertleşmek... Dertleşmek gemi azıya almış bir kayıtsızlık, umursamazlık rejiminin de panzehridir.

Yamalarıyla, yaralarıyla, merak ve efkârlarıyla kamunun bir araya gelmesi çok önemli. Sokak gösterinde buluşma imkânın bir dertleşme estetiğiyle kendini taçlandırdığı bir eyleme ihtiyaç var: siyasal bir aksiyon ya da bir başlangıç imgesi düşünülecekse dertleşmeyle olacaktır bu. Sessizlikten sese, mahcubiyetten söze, toplumun çatlaklarından siyaset sahnesine, icabında Mehmet Akif Ersoy’u, Necip Fazıl Kısakürek’i ve Sezai Karakoç’u da davet ederek: dertleşmek.. Bu İslam büyüklerinin dertleriyle dertlenmek, acılarını yüklenmek gerekiyor.

Acı, en iyi öğretmendir. Müslümanlar dertleşmelerde acının öğrencisi olabilirler. Acı, İslam milletini yetiştiriyor inşallah.. Tarihin dip dalgası, acının öncülüğünde gelişiyor.

QOSHE - Acının öğrencileri - Mustafa Yürekli
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Acının öğrencileri

4 33
17.12.2023

Hak ile batılın, hakikat ile yalanın, gerçek ile oyunun, sadakat ile ihanetin, adalet ile hilenin sarmaş dolaş flörtü için elverişli, taklitler ve maskelerle dolu dünya sahnesi: görülmenin ve görmenin o arkaik alanı. Bu büyülü ve bir o kadar da sıradan alanda, her şeye yer vardır: Yalana, cinayete, çalmaya, zulme bile...

Zihinleri kışkırtan bir tarafı var sanatın: Tarih ve tiyatro deyince dalgalanma başlar bilinçte; ekonomi ve tiyatro, siyaset ve tiyatro, eylem ve tiyatro deyince fırtına kopar! Bu türden şehevi ikiliklerin cenderesinde insan ya yabanıl bir komedyendir ya da acınası bir vaiz! Arası olmaz hakikatle sahtenin; gerçek ve oyunun ortası yoktur! Çünkü insan, iki kutupludur ve dünya imtihan yeridir: Doğru ile yanlış, iyilik ile kötülük, güzel ile çirkin yan yana duru seçenek olarak! Tarih sahnesinde doğru, iyi ve güzel ekseni hidayettir, vahiy temeli üzerinde yükselir. Yanlış, kötülük ve çirkinlik heva ve hevestir. Dolayısıyla bu şatafatlı ikiliklerin geriliminden doğan gerçeklik talepleri, hakikate götürülmek zorundadır, uygun olup olmadığına bakılır.

Gerçeklik, kimi zaman bir kurgudur, bir ideolojidir; fazladan bir yük, angarya belki; başı sonu belli bir anlatı iradesi, bir hikâye ticareti, ezcümle bir bütünlük ya da tamlık hissidir, çoğunlukla da tamlık histerisidir.. İdeoloji formu kazanmış bir gerçeklik talebi, yalanı değil, çoğunlukla saçmayı, mantıksızlığı, düzensizliği kapı dışarı ettiğini iddia eder! Oysa bizatihi kendi saçmalığını, temelsizliğini, kontrolsüzlüğünü peçelemek zorundadır aynı zamanda! Her ideoloji tıkır tıkır işleyen bir dünya tasarımıdır; düşmez kalkmaz bir matematiği vardır..

TÜRKİYE FİLİSTİN’İ SURİYE’DE SAVUNMAKTADIR

İsrail’in gözler önünde Filistin’de gerçekleştirdiği soykırımı algılama sorununu irdelemek için çıktım bu yazıda bu tefekkür yolculuğuna..

Siyonizm, seküler zihnin ürünü bir ideolojidir. İdeolojiler, siyaseti dinleştirir; davranışların dayanağı haline getirir. İdeolojiler, gereken gerekmeyen eksenini güder, pragmatistir.

İsrail, İngiliz projesidir ama ABD kurmuştur. Güneyde İsrail, kuzeyde Yunanistan tutmuş; ABD doğu Akdeniz’de hükümran olmak, petrolüne, gazına, madenlerine el koymak istemektedir. Dolayısıyla İsrail, ABD’nin maşasıdır, Pasifik ittifakının (NATO) stratejik üssüdür, karakoludur.

İsrail küreselleşme döneminde Yunanistan ve Ukrayna ile birlikte daha aktif kullanılmaktadır. Bu eksen, doğu Akdeniz ve Karadeniz’e hakim stratejik üstür. Ukrayna, Gürcistan ve Ermenistan hattı Karadeniz’deki stratejik üstür. İsrail Kürdistan hattıdır en önemli stratejik üst; Irak ve Suriye işgallerinin amacı, bu hattı inşa etmektir. Suriye’de bir Kürt ordusu kurulabilirse, Kuzey Irak Kürt devletiyle birlikte, ABD desteğiyle, Türkiye’ye saldırıp Kürdistan ilan edilecek. Irak ve Suriye parçalandı; Kürdistan kurulunca, Türkiye, İran ve Suudi Arabistan da parçalanacak..

Türkiye’nin işi gücü bırakıp Suriye’de PKK/ YPG / PYD güçlerini ezmesi doğru bir stratejidir. Parçalanmış, çökmüş bir Türkiye, Filistin’in ve bütün bir İslam dünyasının........

© Haber7


Get it on Google Play