Allahu teala Kuran-ı Kerim’le rehberlik yapıyor.

Kur’an, müminleri karanlıktan aydınlığa çıkarıyor.

“Allah iman edenlerin velîsidir;

Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır.

Kafirlerin velileri ise tiranlar, sahte tanrılardır;

Onları aydınlıktan çıkarıp karanlıklara sokarlar.

İşte bunlar cehennemliklerdir;

Bunlar orada devamlı kalıcıdırlar.”

Bakara Suresi; Ayet;257)

Bir sözün gece, karanlıkta söylenmesi ile

Gündüz, aydınlıkta söylenmesi arasında ne fark var?

Mutlaka bir fark olmalı.

İslam milleti, aydın toplumudur;

Kur’anla aydınlanmış alimlerin kılavuzluk ettiği toplum:

“Allah’ın elçisi ve müminler,

Rabbinden ona indirilene iman ettiler.

Her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına..

Peygamberlerine inandılar.

’O’nun elçileri arasında ayırım yapmayız’

Ve ‘İşittik, itaat ettik,

Bağışlamanı dileriz Rabbimiz,

Gidiş sanadır!’ dediler.” Bakara Suresi; Ayet;285)

İman ile küfür neden aydınlık ve karanlıkla açıklanmıştır?

İnsanın davranışı, aydınlık ve karanlıkta neden ve nasıl farklılaşır?

Hakikatin karanlıkta başka aydınlıkta başka tezahür eden veçheleri mi var?

Karanlık hususunda mesele “ağızla” değil de, “kulaklarla” ilgili galiba.

Nakletme, algılama, idrak etme ve kavrama söz konusu olduğunda;

Kulaklar, karanlıkta işitilecek bir söze hazır olmayabilir.

Bedenin yorgunluğu kulaklara kadar ulaşabilir mi?

Kulaklar da tıpkı kollar ve bacaklar gibi takatten mi düşer mi gece?

Zalim uykusuzluk gözkapaklarına dağ gibi bindiğinde;

Zihin herhangi bir sözü kavrayamaz hale mi gelir?

Öyle görünüyor. Nedir ki gece?

Gündüz, ihtişamıyla insanı özgürleştirir;

Açıkta duran ve gözleri kamaştıran gerçek,

İnsanın önüne seçenekleri serer, karar vermek kolaydır.

Renkleri de çokçadır ama göz görmektedir.

Ne var ki gece karanlıktır! Siyah bir örtü!

Karanlık, insanı kaygılandırır, kısıtlar ve acze düşürür.

Alem, gecenin karanlığına gömülmüştür, algılamak zordur artık.

Gün ışığında apaçık halde tezahür eden nesneler..

Aydınlıkta çırpınıp duran bedenler, uzayıp giden mekânlar..

Dalgalanıp kabaran arzu ve tutkuların farkındalığı..

Saman alevi gibi yanıp tutuşan düşünceleri..

Kalın ama hafif bir yorgan gibi örtüp kapatır karanlık.

İslam’ın küfrü “karanlık”la nitelendirmesi de bundan:

Gece karanlık dünyanın üzerine bir tül gibi çekilir.

Kâfir Allah’ı bilmiş, onun varlığına tanık olmuş..

Fakat bu bilgiyi dünya sevgisi ve ölüm korkusuyla perdelemektedir.

Varoluş sorumluluğundan hesap vermekten kaçıştır bu..

Allah nezdinde bağışlanmaz oluşunun nedeni de budur.

Karanlık, Allah’ın varlığına işaret eden aydınlığı örttüğü..

Varlıkları kapattığı, renkleri bastırdığı..

Seçimi zorlaştırdığı ya da imkansız kıldığı içindir ki kâfirlikle kayıtlıdır.

Evet karanlık, ilahi sıfatları mütecelli eşyayı örtmek suretiyle..

Haşa Allah’ın varlığını inkâr seçeneğini oluşturur..

Fakat bu inkâr, zayıftır, çünkü dayanaksızdır;

Küfür, ebedi değildir, sonu vardır.

Güneş parıltılarını yeryüzüne saldığında..

Allah’ın gazabı gecenin kanatlarına dokunur..

Kıvrılıp gerisin geri mağarasına döner karanlık!

Allah yaratmaktadır gece ve gündüzü, karanlık ve aydınlığı..

Karanlık, sürüldüğü yerden önünde sonunda çıkıp geri gelir.

Karanlık ve aydınlık dönüşümlü gelir.

Karanlık, Kuran’ın, ilmin ve irfanın aydınlığıyla aşılır.

Çünkü insan imtihandadır.

İnsanlar yokluk ve yoksullukla imtihan edildikleri gibi

Varlık ve iktidar verilerek de imtihan edilirler.

Dine ve kulluk çağrısına karşı direnenler..

Daha ziyade servet ve iktidar sahipleri arasından çıkar.

Bunlar ellerindeki imkânların asıl sahibini ve kaynağını unuturlar.

Ellerindeki güç sayesinde her şeyi yapabileceklerini düşünürler.

Allah’a ihtiyaçları bulunmadığını zannederler.

Sahte bir yeterlilik duygusuna kapılırlar.

Güçte kendilerine eşit olmayanları

Kul ve köle yerine koyup onları sömürürler.

Ne var ki aydınlıkta bir kara nokta vardır..

Karanlığa çeken bir deliktir o küçük karartı.

Şeytan, karanlığı sever..

Kovulmasının, hafife alınmasının..

Hakir görülmesinin intikamını almak ister insandan!

Gece karanlığı, görkemli ıssızlığıyla..

Koyu lacivert parıltısız yabaniliğiyle..

Dünyaya yeniden musallat olunca..

İnsan seçmekte güçlük çektiğinden..

Düşmanı şeytan, bu ortamdan yararlanmak ister.

Rahman ve kitabı, aydınlığa çağırır insanı..

Şeytan hep karanlıkta çıkar insanın karşısına.

Gündüz aydınlığı, hayatta kalmak için çalışmaktır..

Gece ise çalışmamak, yani dinlenmektir.

Yıpranmış, yorgun, bitkin düşmüş bedenler..

Aşağılanmış, rencide olmuş ruhlar..

Uyanacak gece karanlığının serinliğinde..

Güç toplayacak ve hürriyetlerini koruyacaktır..

Karanlığa gömülü ağaçların yapraklarında..

Nehirlerin asude akışlarında..

Okyanus dalgalarının kayalarla sohbetinde..

Bedenlerin yavaşça gevşemesinde..

Rahmani işaretler vardır..

Melek fısıltıları duyulur hep.

Karanlıkta dünyadan kurtulur insan;

Yaratıcısıyla baş başa kalır..

Bilincini aydınlıkta da karanlıkta da hakikate açar.

Gece karanlığının göğsünde küçük bir ışık kuruludur..

Cahiliye düzenine isyanın tohumunu taşır o ışık:

Kirli paraya, putlaşan mülkiyete..

Azgın otoriteye, tağuta kıyam umududur o;

Cehaletle karartılmış dünyaya açılan bayraktır..

O ışık karanlıkta kurtuluş kapısıdır.

Gündüzün hâkimiyet alanına sızacak

Ve orada, aydınlıkta “etkide” bulunacak..

Eyleme gebe sözler..

Gecenin imbiğinden geçerek billurlaşmış, sadeleşmiştir.

Kur’an-ı Kerim, cehalet karanlığındaki insanın elinden tutar,

Sakinleştirir, güçlendirir ve aydınlığa çıkarır..

QOSHE - Kur’an karanlıktan çıkış kapısıdır - Mustafa Yürekli
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kur’an karanlıktan çıkış kapısıdır

14 1
26.03.2024

Allahu teala Kuran-ı Kerim’le rehberlik yapıyor.

Kur’an, müminleri karanlıktan aydınlığa çıkarıyor.

“Allah iman edenlerin velîsidir;

Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır.

Kafirlerin velileri ise tiranlar, sahte tanrılardır;

Onları aydınlıktan çıkarıp karanlıklara sokarlar.

İşte bunlar cehennemliklerdir;

Bunlar orada devamlı kalıcıdırlar.”

Bakara Suresi; Ayet;257)

Bir sözün gece, karanlıkta söylenmesi ile

Gündüz, aydınlıkta söylenmesi arasında ne fark var?

Mutlaka bir fark olmalı.

İslam milleti, aydın toplumudur;

Kur’anla aydınlanmış alimlerin kılavuzluk ettiği toplum:

“Allah’ın elçisi ve müminler,

Rabbinden ona indirilene iman ettiler.

Her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına..

Peygamberlerine inandılar.

’O’nun elçileri arasında ayırım yapmayız’

Ve ‘İşittik, itaat ettik,

Bağışlamanı dileriz Rabbimiz,

Gidiş sanadır!’ dediler.” Bakara Suresi; Ayet;285)

İman ile küfür neden aydınlık ve karanlıkla açıklanmıştır?

İnsanın davranışı, aydınlık ve karanlıkta neden ve nasıl farklılaşır?

Hakikatin karanlıkta başka aydınlıkta başka tezahür eden veçheleri mi var?

Karanlık hususunda mesele “ağızla” değil de, “kulaklarla” ilgili galiba.

Nakletme, algılama, idrak etme ve kavrama söz konusu olduğunda;

Kulaklar, karanlıkta işitilecek bir söze hazır olmayabilir.

Bedenin yorgunluğu kulaklara kadar ulaşabilir mi?

Kulaklar da tıpkı kollar ve bacaklar gibi takatten mi düşer mi gece?

Zalim uykusuzluk gözkapaklarına dağ gibi bindiğinde;

Zihin herhangi bir sözü kavrayamaz hale mi gelir?

Öyle görünüyor. Nedir ki gece?

Gündüz, ihtişamıyla insanı özgürleştirir;

Açıkta duran ve gözleri kamaştıran gerçek,

İnsanın önüne seçenekleri serer, karar vermek kolaydır.

Renkleri de çokçadır ama göz görmektedir.

Ne var ki gece karanlıktır! Siyah bir........

© Haber7


Get it on Google Play