Takvimler 29 Mart 2019, Cuma gününü gösteriyordu...

Yerel seçim çalışmaları kapsamında İstanbul’u turlayan CHP’nin İBB adayı Ekrem İmamoğlu o gün ilk olarak Beykoz’daki Hz. Yuşa Türbesi’ni ziyaret etti.

Türbede dua eden İmamoğlu, çıkışta; “1 Nisan, yaprakların yeşerdiği, tekrar umutların karşılık bulduğu, güzel bir bahar günü olacak” dedi ve ardından Ümraniye’ye gitti.

Burada Cuma namazı kılan İmamoğlu, namaz çıkışı gazetecilere yaptığı açıklamada; “Allah kibirden korusun herkesi. Kibirli olmamak lazım. Benim ne olduğumu herkes çok iyi biliyor, tanıyan herkes de biliyor. Allah’a şükür” ifadelerini kullandı.

Oysa “görünür gerçek” tam tersini söylüyordu.

Azgın azınlığın tüm saldırılarına ve yıpratma girişimlerine rağmen nezaketinden taviz vermeyen Cumhur İttifakı’nın İstanbul Adayı Binali Yıldırım, “biz”, “insan”, “gençlik” derken…

Benliğini Kaf dağının ardında gören, devletin valisine küfreden, kendisini eleştiren vatandaşlarla “senin beynin uyuşmuş” diyen, tutarsızlıkları ve agresif tavırları ile tepki çeken Ekrem İmamoğlu bir yandan “16 milyonu kucaklayacağım” diye gezinirken diğer yandan “ben”, “üzülüyorum” gibi ifadelerle burnundan kıl aldırmıyordu.

Seçim kampanyasını kapsayan 4 aylık süreçte Binali Yıldırım çıktığı televizyonlarda sadece 4 kez “ben” kelimesini kullanırken, İmamoğlu aynı kelimeyi ekranlardan tam 135 kez tekrarladı.

Binali Bey’in 214 kere kullandığı “biz” ifadesini ise İmamoğlu sadece 8 kez tercih etti.

Derken, seçimler oldu.

CHP, kurduğu kirli ittifak sistemiyle kendi oy oranının yetersizliğine rağmen İstanbul’da seçimi kazandı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan seçim sonrası yaptığı değerlendirmede, alamadıkları oylar için seçmeni suçlamak yerine, “Demek ki kendimizi iyi anlatamamışız” özeleştirisinde bulundu.

CHP’ye göbekten bağlı gazeteciler ise ağız birliği etmişçesine “itibar kazandı” diyerek, AK Parti’nin seçimi “kibir”den dolayı kaybettiğini öne sürdüler.

Fondaş yazarlar köşelerinden, Ataol Behramoğlu’nun “Ne çok hain” adlı rezil şiirindeki;

“Aynı arsız kibir suratlarınızda/Erkeğinizin dişinizin. /İçim bulanıyor karşıma çıktıkça/Ekranlarında TV’lerin.” şeklindeki skandal dizeleri paylaştılar…

Tabii seçimlerden sonra “takke düştü kel göründü...”

AK Partili yöneticilerin “toplumdan koptuğunu”, “fildişi kulelerde yaşadığını”, “kibirle kaplandıklarını” öne sürenler, “Ekrem İmamoğlu gerçeği” ile yüzleşmek zorunda kaldı.

“Kibirden uzak kalacağız” diyen…

“Hiç kimse kibirle siyaset yapamayacak” diyerek ahkâm kesen...

İBB’nin liyakatli personelini işten atıp yerine aldığı yandaşlarını, “Benim yol arkadaşım mutlaka kibirden uzak olacak” şeklindeki ifadelerle göklere çıkaran…

Ve!..

Seçim kampanyası sürecinde hata yapmamak için dikkatli davranan İmamoğlu’nun gerçekte nasıl şımarıkça ve kibirli tavırlar sergilediğine şahitlik ettiler.

“İstanbul'un yoksulları Halk Ekmek kuyruklarında bekleşirken Ekrem İmamoğlu'nun Sarıyer'de burjuvaların gittiği balıkçı lokantasında İngiliz Büyükelçisi ile ‘büyüklenme- kibirlenme- övünme yemeği’ yemesi” karşısında “şok” oldular.

İstanbul halkı için gece gündüz çalışan ve yarım kalan metroları tamamlayan bir önceki Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu’na yönelik bir TV’de sarf ettiği, “Koltuğunda gerile gerile konuşma. İstanbul’da Ekrem İmamoğlu var. Önce önünü ilikleyeceksin. Öyle konuşacaksın...” şeklideki skandal sözlerini ibretle izlediler.

Karadeniz Turu’nu eleştiren yandaşlarına “Vız gelir tırıs gider” deyince, bu kez harekete geçerek Ekrem’in otobüsünden inmeye başladılar!

“Sinek küçük ama mide bulandırır” diyen de oldu..

“Fazla pohpohun yol açtığı kibir...” teşhisinde bulunan da…

Kibriyle yandaşlarını bile hayal kırıklığına uğratan İmamoğlu, yediği herzeyi görünce “Ben çiftçi çocuğuyum. Benden kibir doğmaz.” diyerek zevahiri kurtarmaya çalıştı.

Yine de başaramadı…

Areda Survey’in Mayıs 2022’de yaptığı araştırmada, İstanbul halkının yüzde 64,4’ü İmamoğlu’nu “kibirli” bulduğunu söyledi.

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç bile “Uğur Dündar'ı ziyaretinde verdiği kitapta yer alan aleyhte yazılar ve giydiği bordo-mavili” kravatı yüzünden İmamoğlu’nun kibirli haline tepki gösterdi.

Buna rağmen İmamoğlu hatadan dönmek yerine kibrinde ısrar etti.

"Saraçhane'ye bekliyorum.” diyerek Sayın Cumhurbaşkanımızı ayağına davet etti.

Yetmedi…

Aralık ayının başında katıldığı bir programda “Ben İstanbul Belediye Başkanı'yım. İBB Başkanı gerekirse bir elinde Ay'ı bir elinde Güneş'i tutar.” diyecek kadar ileri gitti.

“Bir elime güneşi, bir elime ay’ı verseniz bile yolumdan dönmem” diyen Peygamberimiz Hz. Muhammed ile kendini mukayese etmeye kalkıştı.

Göreve geldiği 4,5 yılda “ben..ben..ben” diye dolaşan İmamoğlu dün gece katıldığı bir TV’de yine kibir kustu…

Yayına bağlanmak isteyen TOKİ Başkanı Ömer Bulut'a yönelik, “TOKİ Başkanı sizin için neyi ifade ediyor bilmiyorum ama bir gün isterse KİPTAŞ Genel Müdürüyle oturur konuşur” ifadelerini kullanarak, dengi olmadığını ima etti.

“İkidir tekrar ediyorsunuz” sözleriyle, sunucuyu azarladı.

Seçimden önce AK Parti iktidarının “kibirden önünü göremediğini” iddia edenler, dün gece, destekledikleri Ekrem İmamoğlu’nun, “kendini üstün görme hastalığına nasıl yenik düştüğüne” bir kez daha şahit oldular.

Kibrini mütevazılık maskesiyle gizlemeye çalışan ama boş bulunduğunda “İBB Başkanı gerekirse bir elinde Ay'ı bir elinde Güneş'i tutar” diyen İmamoğlu’nun (haşa) “Tanrısal Ego” olarak bilinen “Hubris (kibir) sendromu”na nasıl yakalandığını kendi gözleriyle gördüler.

Hacı Bayram Veli, “Kibir, bele bağlanmış taş gibidir... Onunla ne uçulur, ne de yüzülür.” buyurmuştu.

İmamoğlu’nu yıkacak olan da her fırsatta “yok” dediği işte bu kibridir.

Çünkü, “büyük cüceler” sonunda hep kaybetmiştir!

Zekeriya Say / Haber7

QOSHE - “Büyük cüceler” sonunda hep kaybeder! - Zekeriya Say
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“Büyük cüceler” sonunda hep kaybeder!

38 0
29.12.2023

Takvimler 29 Mart 2019, Cuma gününü gösteriyordu...

Yerel seçim çalışmaları kapsamında İstanbul’u turlayan CHP’nin İBB adayı Ekrem İmamoğlu o gün ilk olarak Beykoz’daki Hz. Yuşa Türbesi’ni ziyaret etti.

Türbede dua eden İmamoğlu, çıkışta; “1 Nisan, yaprakların yeşerdiği, tekrar umutların karşılık bulduğu, güzel bir bahar günü olacak” dedi ve ardından Ümraniye’ye gitti.

Burada Cuma namazı kılan İmamoğlu, namaz çıkışı gazetecilere yaptığı açıklamada; “Allah kibirden korusun herkesi. Kibirli olmamak lazım. Benim ne olduğumu herkes çok iyi biliyor, tanıyan herkes de biliyor. Allah’a şükür” ifadelerini kullandı.

Oysa “görünür gerçek” tam tersini söylüyordu.

Azgın azınlığın tüm saldırılarına ve yıpratma girişimlerine rağmen nezaketinden taviz vermeyen Cumhur İttifakı’nın İstanbul Adayı Binali Yıldırım, “biz”, “insan”, “gençlik” derken…

Benliğini Kaf dağının ardında gören, devletin valisine küfreden, kendisini eleştiren vatandaşlarla “senin beynin uyuşmuş” diyen, tutarsızlıkları ve agresif tavırları ile tepki çeken Ekrem İmamoğlu bir yandan “16 milyonu kucaklayacağım” diye gezinirken diğer yandan “ben”, “üzülüyorum” gibi ifadelerle burnundan kıl aldırmıyordu.

Seçim kampanyasını kapsayan 4 aylık süreçte Binali Yıldırım çıktığı televizyonlarda sadece 4 kez “ben” kelimesini kullanırken, İmamoğlu aynı kelimeyi ekranlardan tam 135 kez tekrarladı.

Binali Bey’in 214 kere kullandığı “biz” ifadesini ise İmamoğlu sadece 8 kez tercih etti.

Derken, seçimler oldu.

CHP, kurduğu kirli ittifak sistemiyle kendi oy oranının yetersizliğine rağmen İstanbul’da seçimi kazandı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan seçim sonrası yaptığı değerlendirmede, alamadıkları oylar için seçmeni suçlamak yerine, “Demek ki kendimizi iyi anlatamamışız” özeleştirisinde bulundu.

CHP’ye göbekten bağlı gazeteciler ise ağız birliği etmişçesine “itibar kazandı” diyerek, AK Parti’nin seçimi “kibir”den dolayı kaybettiğini öne sürdüler.

Fondaş yazarlar........

© Haber7


Get it on Google Play