Sevgili Okuyucularım, sizleri bilmiyorum ama ben kitapların haricinde sosyal medyadan da çok faydalanıyorum. Sosyal medya deyince hemen her şeyin kötü olduğunu anlayanlar var. Halbuki sosyal medyada gerçekten çok faydalı bilgiler de yayınlanmakta. Zaman zaman bu sosyal medyada yayınlanan yazılardan esinlenerek yazılar yazıyorum.

Sosyal medya ve televizyon ekranlarını son dönemde üç günde zengin olan şımarık Ak Parti hempaları ve yandaşlarının rezillikleri ile çalkalanıyor. Olay Dilan- Engin Polat çiftinin sosyal medyada yaptıkları fütursuzca harcama ve salvolarından sonra İçişleri Bakanlığı harekete geçti ve sosyal medya fenomenleri hakkında soruşturmalar gün geçtikçe genişletiliyor. Ardından futbol camiasından adı "Fatih Terim Fonu" olarak adlandırılan saadet zinciri de sayılan dolandırıcılık haberi gündeme bomba gibi düştü.

Olayın boyutları gün geçtikçe daha da derinleşiyor. Fakat bu olayın daha da arka plandaki kişiler henüz gün yüzüne çıkarılmadı. Seçil Erzan günah keçisi seçildi ve tüm gözler Erzan'ın üzerine yöneltiliyordu. Halbuki soruşturmalar ve mahkemeler sonucunda tek suçlunun sadece Seçil Erzan olmadığını hep birlikte göreceğimizi düşünüyorum.

Bunların hayatın normal akışı içinde içişleri Bakanlığı tarafından yapılması gereken olaylar olması gerekirken neden bu kadar ön plana çıkarıldığı konuşulmaktadır. Bu olaylara ön ayak olan bir önceki İç işleri Bakanı'nın olayların üzerine gitmemesinden kaynaklanıyor. Bu olayların gündemi meşgul etmesi iktidarın da çok hoşuna gittiğin zannediyorum.

Çünkü; gündemin asıl konuları olan, enflasyon, hayat pahalılığı, döviz fiyatlarının hızının kesmemsi, asgari ücret, emeklilerin sefaleti, EYT'lilerin hala çözülemeyen problemleri ve daha birçok konu varken gündem bu şımarık zenginlerin ve saadet zinciri ile meşgul edilmekte olduğunu düşünmekteyim.

***

Sevgili okuyucularım. Ak Parti iktidarı Kürt oylarını alabilmek için hatırlanacağı üzere "Andımız'ı" okullarda söylenmesi yasaklanmıştı. Sendikaların mahkemeye gitmeleri sonucu Danıştay tarafından yürütmenin durdurulmasına karar verilmişti. Ancak iktidar gücünü kullanarak kararı dava daireler kuruluna gönderdi ve yasağın devam etmesi konusunda bir karar çıkartmıştı.

O günleri hatırlanacağı üzere, Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kankası olan Devlet Bahçeli tarafından konu o günlerde çok sert bir şekilde eleştirilmişti. Hatta, Bahçeli; "Eğer Andımızı Erdoğan'ın evinin karşısında koro halinde okutmazsam namussuzum, şerefsizim" demişti. Ama köprülerin altından çok sular aktı. Ay Bahçeli ve Erdoğan daha sonra kanka oldular.

Andımız da bu vesile ile unutulmuş oldu. Bu konuda sosyal medyada ilgimi çeken muhteşem bir yazıya rastladım. Sizlerle paylaşmak istiyorum. "Adamlarda haklı abi, Türküm dese bir dert. Doğruyum dese komik. Çalışkanım dese yalan. Büyüklerimi sayarım dese, daha dün ikisine ayyaş demiş. Küçüklerimi korumak dese, yurtlarda kız erkek ayırmadan tecavüz ediyorlar.

Yurdumu sevmek dese, satmadıkları yer kalmamış. Ege adaları işgal altında. Milletimi savmak dese, Şehit babasını mahkûm ettirmiş, şehit abisini Ordu'dan attırmış. Ananı da al git demiş, Soma'da şehit yakınını tekmelemiş. Olmaz abi olmaz. Bu ant onlara batar. Batıyor işte. Zorlamayın." Bu yazının yazarı belli değildi. Ancak kim yazdı ise ellerine sağlık diyorum.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE VE DİYEBİLENE

QOSHE - Saadet zinciri (titan) ve sosyal medya - Aydın Tomakin
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Saadet zinciri (titan) ve sosyal medya

3 0
01.12.2023

Sevgili Okuyucularım, sizleri bilmiyorum ama ben kitapların haricinde sosyal medyadan da çok faydalanıyorum. Sosyal medya deyince hemen her şeyin kötü olduğunu anlayanlar var. Halbuki sosyal medyada gerçekten çok faydalı bilgiler de yayınlanmakta. Zaman zaman bu sosyal medyada yayınlanan yazılardan esinlenerek yazılar yazıyorum.

Sosyal medya ve televizyon ekranlarını son dönemde üç günde zengin olan şımarık Ak Parti hempaları ve yandaşlarının rezillikleri ile çalkalanıyor. Olay Dilan- Engin Polat çiftinin sosyal medyada yaptıkları fütursuzca harcama ve salvolarından sonra İçişleri Bakanlığı harekete geçti ve sosyal medya fenomenleri hakkında soruşturmalar gün geçtikçe genişletiliyor. Ardından futbol camiasından adı "Fatih Terim Fonu" olarak adlandırılan saadet zinciri de sayılan dolandırıcılık haberi gündeme bomba gibi düştü.

Olayın boyutları gün geçtikçe daha da derinleşiyor. Fakat bu olayın daha da arka plandaki kişiler henüz gün yüzüne çıkarılmadı. Seçil Erzan günah keçisi seçildi ve tüm gözler Erzan'ın üzerine yöneltiliyordu. Halbuki soruşturmalar ve mahkemeler sonucunda tek suçlunun sadece Seçil Erzan........

© Habererk


Get it on Google Play