20 Küsür yıldır bu ülkeyi yönetenler, Türkiye’yi hızlı bir şekilde bilinmez bir yönetim anlayışına doğru evirmek istiyor. Daha doğrusu Türkiye bir Afganistan’da yönetime hâkim olan ‘Taliban Yönetimi’ tipinde bir yönetime götürmek istiyorlar. Bazı okuyucularımız belki bizi çok evhamlı olarak düşünebilirler. Ancak 20 yıl sonra geldiğimiz nokta orayı işaret ediyor.

Bu iktidar 100 yıllık Cumhuriyet deneyimleri ve kazanımlarını, yerleşmiş ve kurumsallaşmış ne kadar ritüeller varsa hepsini örselediler ve bazılarının belki hoşuna gidebilir ama vatandaşlarımızın büyük bir çoğunluğu tarafından tasvip edilmemektedir. Bugüne kadar taşı taş üstünde bırakmadılar. Tüm resmî kurumların isimleri değiştirildi. Kurumlara ait binalar satıldı. Kiralık binalara çıkartıldılar veya birçok müteahhit zengin edilmek üzere yeni binalar yaptırıldı. Bu isim değişikliği yapılırken birçok resmi kurumun başında bulunan T.C. harfleri kimleri rahatsız etti ise kaldırıldı veya kaldırılmaya teşebbüs edildi. Kamuoyundan gelen büyük tepkiler sonucu T.C. harflerinin kaldırılma işlemine bir süre için rafa kaldırıldı.

Parlamenter sistemde bulunan Yasama, yürütme ve yargı şeklinde bulunan denge ve denetleme sistemi yeni “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” getirilince bu denge ve denetleme sistemi ortadan kaldırılmış oldu. Bazıları gibi ben şahsen ‘Başkanlık’ sistemine kökten karşı olanlardan değilim. Denge ve denetleme sistemi tekrar yerine getirilirse ve birtakım uyum yasaları çıkarılırsa partili olmayan Başkanlık sistemi pek ala yürütülebilir. Ama bugünkü haliyle asla başarılı olması mümkün değildir.

Bu noktadan hareketle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yürürlüğe girdikten sonra kurumlar karşı karşıya getirildi. Bilhassa Yargı organları Türkiye’yi içinden çıkılmaz bir açmazın içine sorulmuştur. Türkiye’de en üst yargı organı olan AYM (Anayasa Yüksek Mahkemesi) kararları yerel mahkemelerce tanınmamakta ve karara uygulamaya koymaktan imtina etmektedir. Bu ise Türkiye’yi içinden çıkılmaz bir kaosa sürüklemektedir. Olacak şey değil. İlk mahkeme nasıl olur da AYM kararlarını tanımıyorum diyebilir? Buna nasıl cüret edebilir? Belli ki bu alt mahkeme siyasi kanattan destek bulmaktadır diye düşünüyorum. Yargıdaki karmaşadan dolayı adalet sistemi de kilitlenmiş durumda. Bir ülkede adalet sistemi doğru dürüst yürütülmezse başka hiçbir konuda ilerleme sağlayamayız.

Dolayısı ile Türkiye sonu bilinmeyen bir kaosa doğru savrulmaktadır. Gelecek için ve çocuklarımızın geleceği için endişe duyuyoruz. Cenabı Allah Türk düşmanlarına, Türkiye düşmanlarına ve Atatürk düşmanlarına inşallah fırsat vermeyecektir. En büyük temennimiz budur.

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE VE DİYEBİLENE

QOSHE - Türkiye nereye savruluyor? - Aydın Tomakin
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Türkiye nereye savruluyor?

7 0
29.12.2023

20 Küsür yıldır bu ülkeyi yönetenler, Türkiye’yi hızlı bir şekilde bilinmez bir yönetim anlayışına doğru evirmek istiyor. Daha doğrusu Türkiye bir Afganistan’da yönetime hâkim olan ‘Taliban Yönetimi’ tipinde bir yönetime götürmek istiyorlar. Bazı okuyucularımız belki bizi çok evhamlı olarak düşünebilirler. Ancak 20 yıl sonra geldiğimiz nokta orayı işaret ediyor.

Bu iktidar 100 yıllık Cumhuriyet deneyimleri ve kazanımlarını, yerleşmiş ve kurumsallaşmış ne kadar ritüeller varsa hepsini örselediler ve bazılarının belki hoşuna gidebilir ama vatandaşlarımızın büyük bir çoğunluğu tarafından tasvip edilmemektedir. Bugüne kadar taşı taş üstünde bırakmadılar. Tüm resmî kurumların isimleri değiştirildi. Kurumlara ait binalar satıldı. Kiralık binalara çıkartıldılar veya birçok müteahhit zengin edilmek üzere yeni binalar yaptırıldı. Bu isim değişikliği yapılırken birçok resmi kurumun........

© Habererk


Get it on Google Play