Hissedilen enflasyon ile açıklanan enflasyonun farklı olduğu tartışması özellikle fiyat artışlarının hızlanmasıyla son yıllarda şiddetlendi. TÜİK verilerine güven azaldı. Dün bir açıklama yapan TÜİK yüzde 64.77 olarak gerçekleşen tüketici enflasyonunun yüzde 96 olarak algılandığını duyurdu. Böylece resmi enflasyon ile hissedilen enflasyon arasında yüzde 50’lik bir fark meydana geldiği veya böyle bir algı oluştuğu söylenebilir.

➔ Algı ile açıklanan rakamlar arasında fark gerçek mi değil mi bunu tartışacak elimizde yeterince bilgi yok.

➔ Ama algının daha yüksek oluşmasında bazı gelişmelerin katkısı olduğu kesin. Önce buradan başlayalım.

BAŞKANLAR DEĞİŞTİ, MADDE FİYATI GİZLENDİ

En başta TÜİK başkanlarının ve üst düzey yöneticilerinin son yıllarda sık sık ve sıra dışı değiştirilmesi geliyor. Son 5 yılda 4 kez Merkez Bankası başkanı değiştiyse 4 kez de TÜİK başkanı değişti. Algının oluşmasında bu en önemli olgudur.

➔ İkinci gelişme ise madde fiyatları açıklanmasının Nisan 2022’de terkedilmesidir. Öyle ya madem gizleyecek bir şey yok, fiyatları açıklamayı neden terk ediyorsun? Nisan ayının öncesi açıklama var, sonrasında niye yok? Gizlenen ne?

Madde fiyatları, fiyatların doğru derlenip derlenmediği konusunda iyi bir denetim ve gözetim mekanizmasıydı. Alıcılar, satıcılar herkes bu fiyatları kontrol edip karşılaştırma yapma imkanı buluyordu.

➔ Madde fiyatlarının gizlenmesinden bir yıl sonra doğalgaz fiyatları mayıs ayında devlet tarafından sübvanse edildi. Sonraki aylarda da 25 m3’e kadar olan mutfak kullanımları bir yıl süreyle bedelsiz verilmeye başlandı.

➔ TÜİK de doğalgaz fiyatlarını sıfır kabul etti, artışı sıfırladı. Şimdi kış ayları geldiğinden tüketim arttı ve doğalgaz faturaları yeniden kabardı. Ancak bu sırada bir şey oldu. Fiyatların takibi zorlaştı. Algılanan enflasyonu değiştiren bir gelişme de bu oldu.

DÜŞÜK KİRA ALGIYI ETKİLEDİ

➔ Diğer bir gelişme ise konut fiyatlarının artışta dünya rekoru kırmasına karşılık kiraların düşük kalmasıyla yaşandı. TUİK hesaplamalarında kiracı olarak oturanlar da belli bir ağırlıkla sepete dahil ediyor. Bu durumda yeniden kiralamalarda ortaya çıkan yüksek değerler törpülenmiş oluyor.

➔ Nitekim kiralar TÜFE’nin ve konut fiyatlarının çok gerisine düşerken 2023 yılında öne geçti.

Türkiye’de kiralar 2021’de yüzde 12.2, 2022 yüzde 47 ve 2023’te yüzde 108.5 düzeyine yükseldi.

➔ Konut fiyatları ise Eylül 2022’de tepeyi gördükten sonra hız keserken kiralardaki yükseliş ivme kazandı.

➔ TÜFE ise 2021’de yüzde 36.08, 2022’de yüzde 64.27 ve 2022’de yüzde 64.77 oldu.

GİYİM 3 YILDIR NİYE GERİDE?

➔ Yine TÜFE sepetinde düşük artış gösteren ve etrafımızda tanık olduğumuz fiyatlarla pek uyuşmayan bir kalem var. Giyim 2023’de yüzde 40, 2022’de yüzde 25 ve 2021’de yüzde 20 ile enflasyonun neredeyse yarı düzeyinde arttı.

➔ Halbuki üretici fiyatları daha yüksek artış gösterdi. İTO’nun enflasyonunda ve KKTC’de de giyim eşyası fiyatları daha daha yüksek.

➔ Avrupa ülkelerinde algı ile açıklanan enflasyon rakamları arasında ciddi farkların oluştuğunu da TÜİK belirtiyor. Olabilir. O ülkelerde de enflasyon gerçekçi ölçülemiyor olabilir. Pandemide ölenleri doğru bildirdiler mi?

➔ Ayrıca enflasyon dediğimiz belirli mal ve hizmetlerin ölçümü. Bu genel harcama sepeti bire bir herkese uymaz. Mesela sepetin içinde otomobil var, hayatta insan kaç kez otomobil alır. Sigara var, herkes tütün içmez.

DÜŞÜK GELİRLİLERDE GIDA ETKİSİ

➔ Ya da düşük gelirli hanelerin harcamaları içinde gıdanın payı yüksektir. Yüksek gelir grubunun harcamasında yüzde 20 ağırlık oluşturan gıda düşük gelirlilerde yüzde 40’a çıkabiliyor.

Türkiye’de de gıda fiyatları hep enflasyonun önünden koşuyor. 2021’de yüzde 36.03 TÜFE yanında gıda grubu yüzde 43.8 arttı. 2022’de yüzde 64.27 TÜFE’ye karşı yüzde 77.87 gıda enflasyonu yaşandı. 2023’te yüzde 64.77 TÜFE ve yüzde 72.01 gıda fiyat artışı gerçekleşti.

➔ O zaman düşük gelirlilerin yaşadığı enflasyon fiilen ve resmen daha yüksek gerçekleşiyor.

➔ Ya da toplumun üçte biri kiracı durumunda. 15 milyon aile kendi evinde, 7 milyon aile de kirada oturuyor. Kiralardaki artış yüzde 108.5 ile 2023’te en çok artan grup. Aylık gelirin yarısı kiraya gidiyorsa o hanenin yaşadığı enflasyon elbette daha yüksek olacak ve bu bir algı değil gerçektir.

➔ Sabit gelirlilerin geliri enflasyona yetişmediği gibi, serveti olanların bir kısmı da negatif faizden dolayı hızla servetini kaybediyor.

Gelir enflasyon kadar artmayınca, hazırdaki servet de eriyince geniş kitlelerin alım gücü azalıyor ve doğal olarak hissedilen, açıklanan enflasyondan yüksek oluyor.

ENFLASYONDA TÜRKİYE DÜNYA 5’İNCİSİ

➔ Ancak bütün bunlara gerek yok. Madalyonun bir yüzünde tartışmalı bir algı olsa da diğer yüzünde yüksek enflasyon gerçeği olduğu gibi duruyor.

➔ Türkiye ilk defa bu kadar hızlı bir enflasyon yükselişini yaşadı ve dünya enflasyon liginde beşinci sırada yer alıyor.

2023 sonu itibariyle ilk sırada yüzde 211 ile Arjantin, yüzde 192 Lübnan, yüzde 190 Venezuela, yüzde 84.9 ile Suriye ve yüzde 64.77 ile Türkiye geliyor. Türkiye geçen yıl da enflasyonda dünya beşincisi idi.

➔ Yani konu hissetme boyutunun çok ötesine geçti. Yaşadığımız zaten dünyanın en yüksek beşinci enflasyonu. Ortalama dünya enflasyonun tam 10 katı bir enflasyonla yaşıyoruz.

➔ Böylesi yüksek bir enflasyon ortamında her şey birbirine karışır, bütün ölçüler kaybolur, gerçeği görmek zorlaşır ve tam bir fiyat anarşisi yaşanır. Geriye his mi kalır.

QOSHE - Enflasyonun his ötesi gerçekleri - Abdurrahman Yıldırım
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Enflasyonun his ötesi gerçekleri

51 0
25.01.2024

Hissedilen enflasyon ile açıklanan enflasyonun farklı olduğu tartışması özellikle fiyat artışlarının hızlanmasıyla son yıllarda şiddetlendi. TÜİK verilerine güven azaldı. Dün bir açıklama yapan TÜİK yüzde 64.77 olarak gerçekleşen tüketici enflasyonunun yüzde 96 olarak algılandığını duyurdu. Böylece resmi enflasyon ile hissedilen enflasyon arasında yüzde 50’lik bir fark meydana geldiği veya böyle bir algı oluştuğu söylenebilir.

➔ Algı ile açıklanan rakamlar arasında fark gerçek mi değil mi bunu tartışacak elimizde yeterince bilgi yok.

➔ Ama algının daha yüksek oluşmasında bazı gelişmelerin katkısı olduğu kesin. Önce buradan başlayalım.

BAŞKANLAR DEĞİŞTİ, MADDE FİYATI GİZLENDİ

En başta TÜİK başkanlarının ve üst düzey yöneticilerinin son yıllarda sık sık ve sıra dışı değiştirilmesi geliyor. Son 5 yılda 4 kez Merkez Bankası başkanı değiştiyse 4 kez de TÜİK başkanı değişti. Algının oluşmasında bu en önemli olgudur.

➔ İkinci gelişme ise madde fiyatları açıklanmasının Nisan 2022’de terkedilmesidir. Öyle ya madem gizleyecek bir şey yok, fiyatları açıklamayı neden terk ediyorsun? Nisan ayının öncesi açıklama var, sonrasında niye yok? Gizlenen ne?

Madde fiyatları, fiyatların doğru derlenip derlenmediği konusunda iyi bir denetim ve gözetim mekanizmasıydı. Alıcılar, satıcılar herkes bu fiyatları kontrol edip karşılaştırma yapma imkanı buluyordu.

➔ Madde fiyatlarının gizlenmesinden bir yıl sonra doğalgaz fiyatları mayıs ayında devlet tarafından sübvanse edildi. Sonraki aylarda da 25 m3’e kadar olan mutfak kullanımları bir yıl süreyle bedelsiz verilmeye başlandı.

➔ TÜİK de doğalgaz fiyatlarını sıfır kabul etti, artışı sıfırladı. Şimdi kış ayları geldiğinden tüketim arttı ve doğalgaz faturaları yeniden kabardı. Ancak bu sırada bir şey oldu. Fiyatların takibi zorlaştı. Algılanan enflasyonu........

© Habertürk


Get it on Google Play