Genel seçimler sonrası rasyonel ekonomi politikalarına dönüş yapıldı ve bu çerçevede politika faizleri yüzde 8.5’tan yüzde 45’e çıkarıldı. Merkez Bankası ocak ayında faiz artırımının tamamlandığını duyurdu.

➔ Çünkü yüzde 45 faizin yıllık bileşiği %57’ye geliyordu. 2024 yılının ortalama enflasyonu yüzde 55, yılsonu enflasyonu ise yüzde 36 bekleniyor. Geleceğe yönelik bu beklentiler nedeniyle yüzde 45 faiz yeterli görülüyordu. Ancak hesabını yıl sonuna göre yapanlar için.

➔ Halbuki mevduatın ağırlıklı ortalama vadesi üç ayı geçmiyor. Bu durumda reel faiz hesabı şaşıyor çünkü yüzde 57’lik bileşik getiriye karşılık şubat sonu itibariyle enflasyon yüzde 67’yi buldu ve arada 10 puanlık fark oluştu. Belki mart ayında biraz daha yükselecek bu fark.

ENFLASYONLA REEL GETİRİ HESABI DA ŞAŞTI

➔ Mevcut faiz oranlarından parasını yılbaşında üç aylık mevduata bağlayanlar mart sonunda yüzde 10.5 net faiz alacaklar.

➔ Ancak ocak ve şubat olarak sadece iki ayın enflasyonu yüzde 11.5’i buldu ve aynı dönem faizinin 1 puan da üstüne çıktı. Mart ayı enflasyonu geldiğinde mevduatın reel kaybı daha büyüyecek ve TL tasarruflar erimeye devam edecek.

➔ Kaybın ne kadar olacağını üç aylık enflasyonun kaç çıkacağı belirleyecek.

➔ Diyelim ki ocak ayında yüzde 6.7 ve şubatta yüzde 4.7’lik aylık enflasyon martta 1 puan daha geri geldi ve yüzde 3.7 oldu. Bu durumda üç aylık enflasyon yüzde 15.6’ya çıkar. Reel kayıp yüzde 4.4’ü bulur.

Yeni yıldan itibaren enflasyon tahminlerinin yukarı yönlü sapmasıyla üç aylık vadede reel faiz hesabı da şaştı.

➔ Zaten faiz geleceğe yönelik bir enstrüman olduğundan enflasyon tahminleri büyük çoğunlukla yukarı yönde saptığından vade geldiğinde mevduat sahipleri hep zararlı çıkıyor.

➔ TL mevduatlar 5 yıl, 10 yıl gibi uzun vadelerde bile reel bir kazanç sağlayamıyor.

Yeter denilen faiz seviyesine çıkıldıktan sonra bile TL mevduatın getirisi negatif olmaya devam ediyor. Çünkü enflasyonda beklenmedik bir artış var.

TÜKETİME ZORLUYOR

➔ TÜİK’in şubat ayı finansal yatırım araçlarının nominal ve reel getirilerine göre TL mevduat faizlerinin bütün vadelerde nominal bir getirisi var. Ancak hem TÜFE hem de ÜFE’ye göre arındırma yapıldığında bütün vadelerde getiriler negatife dönüşüyor.

Bireysel tasarruf sahipleri için TÜFE’den arındırma dikkate alındığında mevduatın aylık getirisi -% 1.7, üç aylık getirisi -% 5.0, altı aylık getirisi -%13.6 ve son bir yıllık getirisi -%31.4 oldu.

➔ Burada önemli olan seçim sonrasında faizlerin artırılmış durumuna göre vade kapsamına giren bir, üç ve altı aylık bazda mevduatın reel kayıplarını sürdürmesidir.

➔ Bu tablo karşısında rasyonel insanlar ne yaparsa bizim insanımız da onu yapıyor. Alternatif yatırım alanlarına kayabilen kayıyor. Bunu yapamayan da mecburen tüketime yöneliyor.

➔ Hatta tüketimini öne çekiyor. Bazı evler artık daha tedarikli ve bazı malların küçük küçük stokçuluğu yapılıyor.

➔ Faiz oranları tasarruf yapmaya yeterince teşvik etmiyor, çünkü enflasyon çok yüksek. İnsanlar da enflasyondan korunmanın yollarını arıyor.

BORSA VE ALTIN ENFLASYONDAN KORUYOR

➔ Yine TÜİK’in tablosuna dönersek parayı enflasyona karşı koruyabilen iki finansal yatırım aracının olduğunu görüyoruz. Bunları tabloda TÜFE bazında kırmızı renkler ile ayırdık.

➔ Bunlardan biri hisse senetleri. Altı aylık vade hariç diğer vadelerde hisse senetlerinin ortalaması yatırımcısına reel bir kazanç sundu. Bu kazanç üç ayda yüzde 1’de kalırken aylık yüzde 9’a, yıllık yüzde 10’a ve yıllık ortalamada yüzde 27’ye vardı.

➔ Yatırımcısını enflasyon karşısında kısmen koruyabilen ikinci araç altın. Yine TÜFE ile karşılaştırmadan gidersek altın sadece yıllık vadede ve yıllık ortalamada yatırımcısını koruyabildi.

➔ Ancak ÜFE ile yapılan hesaplamada kayıp sadece aylık vadede var, diğer vadelerde reel bir kazanç söz konusu.

GÖZDEN GEÇİRME GEREĞİ

➔ Ocak ayında enflasyonun beklenenden yüksek çıkması ve asgari ücretin yüzde 49 artırılması üzerine Merkez Bankası’nın yeni yönetimi sıkılaştırmaya kapıyı açmasına yol açtı.

➔ Yüksek tutulan ve iç tüketimi ivmelendiren gelir politikası nedeniyle şubat ayı enflasyonun da beklenenin üstünde çıkması nedeniyle mevcut faiz oranları yetersiz kalıyor.

➔ Yeni yıldan itibaren enflasyonun yönünü tırmanışa çevirmesi, artırılan faizleri yine negatif bölgede bıraktı.

Mart ayını bilemem ama seçim sonrasında herhalde Merkez Bankası yaptığı açıklamanın gereği olarak para politikasını gözden geçirir ve yukarı yönde sıkılaştırmaya gidebilir.

➔ Bunu yaptığı taktirde dövizde enflasyona paralel başlayan hareketlenme de geçici kalabilir.

QOSHE - Faiz artışı sonrası tablo niye negatif? - Abdurrahman Yıldırım
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Faiz artışı sonrası tablo niye negatif?

52 0
12.03.2024

Genel seçimler sonrası rasyonel ekonomi politikalarına dönüş yapıldı ve bu çerçevede politika faizleri yüzde 8.5’tan yüzde 45’e çıkarıldı. Merkez Bankası ocak ayında faiz artırımının tamamlandığını duyurdu.

➔ Çünkü yüzde 45 faizin yıllık bileşiği W’ye geliyordu. 2024 yılının ortalama enflasyonu yüzde 55, yılsonu enflasyonu ise yüzde 36 bekleniyor. Geleceğe yönelik bu beklentiler nedeniyle yüzde 45 faiz yeterli görülüyordu. Ancak hesabını yıl sonuna göre yapanlar için.

➔ Halbuki mevduatın ağırlıklı ortalama vadesi üç ayı geçmiyor. Bu durumda reel faiz hesabı şaşıyor çünkü yüzde 57’lik bileşik getiriye karşılık şubat sonu itibariyle enflasyon yüzde 67’yi buldu ve arada 10 puanlık fark oluştu. Belki mart ayında biraz daha yükselecek bu fark.

ENFLASYONLA REEL GETİRİ HESABI DA ŞAŞTI

➔ Mevcut faiz oranlarından parasını yılbaşında üç aylık mevduata bağlayanlar mart sonunda yüzde 10.5 net faiz alacaklar.

➔ Ancak ocak ve şubat olarak sadece iki ayın enflasyonu yüzde 11.5’i buldu ve aynı dönem faizinin 1 puan da üstüne çıktı. Mart ayı enflasyonu geldiğinde mevduatın reel kaybı daha büyüyecek ve TL tasarruflar erimeye devam edecek.

➔ Kaybın ne kadar olacağını üç aylık enflasyonun kaç çıkacağı belirleyecek.

➔ Diyelim ki ocak ayında yüzde 6.7 ve şubatta yüzde 4.7’lik aylık enflasyon martta 1 puan daha geri geldi ve yüzde 3.7 oldu. Bu durumda üç aylık enflasyon yüzde 15.6’ya çıkar. Reel kayıp yüzde 4.4’ü bulur.

Yeni yıldan itibaren enflasyon tahminlerinin yukarı yönlü sapmasıyla üç aylık vadede reel faiz hesabı da........

© Habertürk


Get it on Google Play