Finansal yatırım araçlarının enflasyondan arındırılmış reel getirileri kayıp bir 10 yılın yaşandığını gösteriyor.

Her yıl sonu itibariyle yayımladığımız finansal yatırım araçlarının seyri bitişik tabloda yer alıyor. 2013 yılı ekonomide olduğu kadar finansal piyasalar için de tam bir dönüm noktası özelliği taşıyor. 2023 yılının bitmesiyle birlikte son 10 yılın hesabını kitabını yapma, reel getirilerin bileşiğini hesaplama imkanı doğdu.

➔Tabloda yer alan yıl sonu enflasyon rakamlarından finansal araçların nominal getirilerini arındırdığımızda TL’ye dayalı finansal araçların performansı yerlerde sürünüyor.

➔Hazine faizini Hazine’nin ihalelerinde oluşan yıllık bileşik faiz olarak alıyoruz. Buna göre nominal faiz en düşüğü yüzde 7.8 oranıyla 2013 yılında gördü. Bizim bileşik hesaplama ise 2014-2023 arası 10 yılı kapsıyor.

HAZİNE FAİZİNDEN %57’LİK KAYIP

➔Buna göre Hazine faizinin nominal en yüksek olduğu yıl 2023. Ağırlıklı ortalama bileşik faiz yüzde 20.7’ye çıktı. Ancak enflasyon da 2001 yılı sonrasının en yükseğine çıkınca Hazine faizinin reel getirisi eksi yüzde 26.7 oldu. 2023 yılında hazine tahvillerini kim aldıysa ana parasının yüzde 27’sini kaybetti demektir.

➔Tahvilden en büyük kayıp yüzde 28.7 ile 2022 yılındaydı. Son 10 yılın 6’sında Hazine tahvilleri zarar ettirirken 4’ünde küçük kazançlar sundu. 10 yılda bileşik olarak Hazine tahvillerine yatırım yapıldığında uğranılan kayıp ise yüzde 57.2’ye ulaşıyor.

➔Ana paranın yarıdan fazlası kayboluyor. Ya da Türkiye Hazinesi öyle düşük maliyetle borçlandı ki, borçlandığı kesimlerden tam bir servet ve sermaye transferi yaptı.

➔Devlet iç borçlanma senetlerini alanlar daha çok bankalar olarak kaldı. Yurt dışı yerleşiklerin bu piyasadaki payları 10 yılda yüzde 24’den yüzde 1’in altına kadar geriledi.

➔Bankalar yanında alıcı olan yerli kurumsal yatırımcılar yatırım fonları, bireysel emeklilik fonları ve sigorta şirketleridir.

➔Dolayısıyla servet transferi yapıldıysa bu çoğunlukla yurtiçi yerleşik tasarruf sahiplerinden, geniş kitlelerden ve hane halkından yapıldı diye değerlendirilmeli.

MEVDUATIN REEL KAYBI %46

➔Bankaların fonlanmasının ağırlıklı kısmının mevduat olduğu dikkate alınırsa, mevduat sahibinin de yerli hanehalkı olduğu söylenebilir.

➔Ve TL mevduatın getirisine bakarsak Hazine bonosundan sonra en çok zarar ettiren yatırım aracı olduğunu görürüz. İzlediğimiz mevduat en yaygın vadeli 3 aylığın stopajdan arındırılmış getirisi.

➔10 yılın altısında mevduat faizi reel zarar ettirdi. 10 yılın birikimli zararı da yüzde 46.3’e ulaştı. Yani 3 ay vadede parasını TL’de tutan ve faizini de yeniden mevduata katan bir tasarruf sahibi enflasyon karşısında büyük kayba uğradı. Alım gücü yaklaşık yarı yarıya düştü.

➔Faizin negatif olması sadece tahvil ve mevduatı etkilemiyor. Sigorta şirketlerine zarar yazdırıyor, yatırım fonlarının ve BES fonlarının performansını düşürüyor.

➔Nitekim bireysel emeklilik sistemine ait emeklilik fonlarının performansı 10 yılda bileşik olarak ancak yüzde 16.5 düzeyine vardı. Devlet katkısı ise ayrı bir hesapta izleniyor ve bunun sağlayacağı avantaj getiri hesabı içinde yok.

BORSADA YABANCI PARMAĞI

➔Kazandıran tarafta ise 10 yıllık dönemi dikkate aldığımızda altın, dolar ve borsa var.

➔İlginçtir ki bileşik hesaplama yoluyla ve arada gerçekleşen enflasyondan arındırıldığında euro kazandırmadı, yüzde 8.6 düzeyinde kaybettirdi. Elbette euronun çıplak getirisi bu. Bankaya yatırıldığında herhalde 10 yılda yüzde 8.5’luk zarar faizle telafi edilirdi.

Borsanın 10 yıllık reel getirisi, temettü verimi hariç olarak yüzde 35.6’ya vardı. Riski yüksek bir araç ve 10 yıl için düşük getiri.

➔Borsanın performans kaybında yabancı yatırımcıların 2018’den itibaren üst üste 5 yıl Türkiye piyasasından çıkmaları etkili oldu. 5 yılda net olarak 15 milyar dolarlık hisse senedi satan yabancı yatırımcıların borsadaki payları yarı yarıya geriledi. Yüzde 65 olan yabancı payı seçim öncesi yüzde 27’ye kadar indikten sonra yeniden yüzde 35’in üzerine çıktı.

➔Ancak İstanbul Borsası halen 2013 ve öncesi dönemde ulaştığı piyasa değerinin reel anlamda yarısı düzeyinde fiyatlanıyor.

DOLARDAN %71, ALTINDAN %191 BİLEŞİK GETİRİ

➔Son 10 yılda doların reel artışı bileşik olarak yüzde 71’e ulaştı. TL finansal araçlar büyük kayıplar verdirirken dolar yüksek oranda kazandırdı.

➔Bir yerde yumurta tavuk ilişkisi gibi. Faiz düşük olduğu için kur yükseldi. Kur yükseldiği için enflasyon yükseldi ve faizi daha negatif yaptı.

➔Son iki yılda enflasyon karşısında reel kazanç sağlamasa da önceki yılların getirisiyle dolar 10 yılı iyi bir kazançla kapatıyor.

➔Ele aldığımız son 10 yılın en iyi getiri sağlayan finansal aracı altın. Hem dünyada değerlendiği hem yurtiçinde dolarla ithal edildiği ve fiyatı dünyaya bağlı hareket ettiği için altın 10 yılda yüzde 191.3 bileşik getiriye ulaştı. Dolardan da 100 puandan fazla öne geçti.

➔Altın son 10 yılda sadece 2022’de kaybettirdi, diğer 9 yılda istikrarlı bir şekilde reel kazanç sağladı. 2023 yılı getirisi de yüzde 7.7 ile sınırlı kaldı.

TREND DEĞİŞİYOR MU?

➔Altının bu performansı görülmüş olmalı ki, 2023 yılında Türkiye 34 milyar dolarlık altın ithal etmek durumunda kaldı. Üstelik ithalata kota uygulanmasına yani sınırlama getirilmesine rağmen böyle bir rekora ulaşıldı.

➔Özetle geçmiş yıllarda TL’den kaçış yaygındı. Dövize ve altına gidiş yanında reel varlıklara yatırım da moda haline geldi.

Gayrimenkul, dayanıklı tüketim malları, otomobil, iş makinesi, yat, mobilya, değerli saat gibi piyasaların canlanması ve iç talebin yüksek seyretmesinin en önemli nedeni TL’nin zayıflaması gibi görünüyor.

➔2023 yılını aşağı yukarı böyle bitirsek de ekonomi ve para politikasında geniş U dönüşünü yıl ortası gibi yaptık. Sonuçlarını da görmeye başladık.

➔Parada geçmiş 10 yılın eğilimleri gelecek 10 yılda değişmeye adaydır.

QOSHE - Paranın kayıp 10 yılı - Abdurrahman Yıldırım
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Paranın kayıp 10 yılı

39 4
17.01.2024

Finansal yatırım araçlarının enflasyondan arındırılmış reel getirileri kayıp bir 10 yılın yaşandığını gösteriyor.

Her yıl sonu itibariyle yayımladığımız finansal yatırım araçlarının seyri bitişik tabloda yer alıyor. 2013 yılı ekonomide olduğu kadar finansal piyasalar için de tam bir dönüm noktası özelliği taşıyor. 2023 yılının bitmesiyle birlikte son 10 yılın hesabını kitabını yapma, reel getirilerin bileşiğini hesaplama imkanı doğdu.

➔Tabloda yer alan yıl sonu enflasyon rakamlarından finansal araçların nominal getirilerini arındırdığımızda TL’ye dayalı finansal araçların performansı yerlerde sürünüyor.

➔Hazine faizini Hazine’nin ihalelerinde oluşan yıllık bileşik faiz olarak alıyoruz. Buna göre nominal faiz en düşüğü yüzde 7.8 oranıyla 2013 yılında gördü. Bizim bileşik hesaplama ise 2014-2023 arası 10 yılı kapsıyor.

HAZİNE FAİZİNDEN W’LİK KAYIP

➔Buna göre Hazine faizinin nominal en yüksek olduğu yıl 2023. Ağırlıklı ortalama bileşik faiz yüzde 20.7’ye çıktı. Ancak enflasyon da 2001 yılı sonrasının en yükseğine çıkınca Hazine faizinin reel getirisi eksi yüzde 26.7 oldu. 2023 yılında hazine tahvillerini kim aldıysa ana parasının yüzde 27’sini kaybetti demektir.

➔Tahvilden en büyük kayıp yüzde 28.7 ile 2022 yılındaydı. Son 10 yılın 6’sında Hazine tahvilleri zarar ettirirken 4’ünde küçük kazançlar sundu. 10 yılda bileşik olarak Hazine tahvillerine yatırım yapıldığında uğranılan kayıp ise yüzde 57.2’ye ulaşıyor.

➔Ana paranın yarıdan fazlası kayboluyor. Ya da Türkiye Hazinesi öyle düşük maliyetle borçlandı ki, borçlandığı kesimlerden tam bir servet ve sermaye transferi yaptı.

➔Devlet iç borçlanma senetlerini alanlar daha çok bankalar olarak kaldı. Yurt dışı yerleşiklerin bu piyasadaki payları 10 yılda yüzde 24’den yüzde 1’in altına kadar geriledi.

➔Bankalar yanında alıcı olan yerli kurumsal yatırımcılar yatırım fonları, bireysel emeklilik fonları ve sigorta şirketleridir.

➔Dolayısıyla servet........

© Habertürk


Get it on Google Play