Hindistan’ın, Çin casusu şüphelisi olarak sekiz aydır Mumbai’de önce nezarette sonra hayvan hastanesinde tuttuğu Tayvanlı güvercin nihayet aklandı ve geçenlerde serbest bırakıldı. Uydu ve siber casusluk çağında, üstelik hem Çin hem de Hindistan’ın Ay’a araç gönderecek kadar teknoloji erbabı olduğu çağda, kanadında Çince yazı var diye yarış sırasında yolunu şaşırmış biçare bir güvercinden huylanmak ilginç tabii. Ancak güvercinlerin düşman veya rakip odaklar hesabına çalışabileceğine dair şaşmaz bir inanç var Hindistan’da; hele mesele Pakistan’la ezeli Keşmir sorunuyla ilgiliyse!

Dünyanın en asker yoğun bölgelerinden Hindistan-Pakistan sınırında defalarca “içeri sızmış” güvercinler yakalandı. 2015’te sınıra yakın bir köyde tespit edilen beyaz güvercin, tüylerinde Urduca yazı ve bir takım rakamlar bulunduğu için karakola çekilip X-Ray’den geçirilmiş, alengirli bir durum çıkmayınca “casus şüphelisi” olarak emniyet kayıtlarına girmiş, olay her iki ülkede de sosyal medyanın eğlence konusu haline gelmişti. Pakistan ve Hindistan’ın birbirlerini casuslukla suçlaması sıradan vakaydı, ama işin içine kuş karışınca özellikle Pakistan’da sarkazm tavan yapmıştı.

Sonra Hindistan Başbakanı Narendra Modi’ye yönelik tehdit mesajı taşırken yakalanan güvercinin göz altına alındığı vakaya da rastlandı. Dört yıl önce ise Hint polisi yine sınır hattında bir güvercini casus şüphesiyle alıkoydu; Hintli köylüler bulup karakola teslim etmiş, derin bir soruşturma sonucu kuşun sınırdan sızdığı tespit edilmiş, bacağındaki sayılarla Keşmirli militanlara ait şifreli mesaj taşıdığı zannıyla göz altında tutulmuştu. Güvercinin sahibi Pakistanlı balıkçı Habibullah “Benim kuşum masumdur. O sayılar da benim telefon numaram” diyerek Hintli yetkililere seslenmiş, sonunda terör kanıtı bulunamadığı için kuş salıverilmişti.

Güvercinler bir yana, Pakistan’ın komşusunu çekirge sürüleriyle istila ettiği iddiası da doyumsuz tat bırakmıştı. Müsebbibi Hindistan medyasının ultra milliyetçi kanadı. İşte "Pakistan terörist çekirgeleri üzerimize saldı" diye yayın yapan sunucunun hezeyanları...

Indian TV anchor Arnab Goswami blamed Pakistan for sending “terrorist locusts” across the border. This is how social media reacted pic.twitter.com/h8xTcUXnZd

Aslında sınırda defalarca çatışan ve her ikisi de nükleer güç sahibi iki ülke arasında güvercin gerilimi hayli absürt. Çünkü hem Pakistan, hem de Hindistan’da kuşçuluk merakı yüksek, güvercin kulüpleri sürekli yarışlar düzenliyor, kuşların kimliği kanatlarındaki mühür veya ayaklarındaki halkadan anlaşılıyor. “Yoksulların at yarışı” diye anılan bu yarışmalarda birinci gelen güvercinler açık artırmalarda on binlerce dolara gidiyor. Ancak yarıştan kopan kuşların bilmeden hava sahası ihlalleri de çok doğal.

Aynı Tayvan’daki yarışta yolunu kaybedip Çin Halk Cumhuriyeti’nin gizli ajanı zannedilen güvercin gibi. Mumbai polisi “Derin ve kapsamlı bir soruşturma sonucu ayağındaki halkalarda şüpheli maddeye ve kanat altındaki yazıda şüpheli bir duruma rastlanmadı” dedi. Rastlanmadı, çünkü Çin’in istihbarat toplamak için çok daha sofistike araçlara sahip olduğu malum. Geçen yıl ABD, Çin’e ait casus balonun Biden’ın emriyle bir savaş jeti tarafından düşürüldüğünü açıklamış, diplomaside tansiyon yükselmişti. Çin’e göre ise vurulan nesne yolundan sapmış bir meteoroloji balonuydu.

Neticede Tayvanlı güvercin, hayvanlara etik muamele örgütü PETA’nın gözetimi altında özgürlüğe uçtu gitti. Kuşun yaklaşık 4800 kilometre ötedeki Tayvan’dan Hindistan’a nasıl ulaştığına dair çeşitli senaryolar mevcut; en akla yakını, yarıştan koptuktan sonra bir deniz aracına konarak okyanus aştığı şeklinde. Tayvanlı yarış güvercini tacirlerine göre bu tür kuşlar günde bin kilometre kadar uçabilir, ancak Hindistan’a varmak için mola vermeleri gerekir. Tayvan’dan ABD ve Kanada’ya kadar uçanlar da oluyormuş.

Kuşçular güvercinlerine gözü gibi baktığını iddia etse de, hayvan hakları savunucuları spor denilen bu yarıştırmaya uzun zamandır karşı çıkıyor. PETA’ya göre Tayvan’daki mevsimlik yarışlarda her yıl milyonlarca güvercin can veriyor; bazıları yorgunluktan, bazıları fırtınalarda ölüyor, yeterince hızlı uçamayanlar da öldürülüyor. Hayvanlara etik muamele savunucuları, insanların güvercinleri yarış veya casusluk gibi kendi amaçlarına alet ettiklerini belirterek “Mesaj götürmek üzere yuvasını bırakıp uzaklara uçmak hiçbir güvercinin kendi tercihi değildir” diyorlar.

SAVAŞIN CANLI DRONLARI

Casus güvercin hikayeleri bu çağ için abes görünse de geçmişte çokça keşif operasyonunda ve şifreli muhaberatta kullanılmıştı. Birinci Dünya Savaşı sırasında Almanlar göğsü kameralı güvercinleri keşif maksadıyla düşman hatlarına salıvermiş, İkinci Dünya Savaşı’nda ise Müttefik Kuvvetleri aralarında gizli mesaj alışverişi için kuşları kullanmıştı.

İlk savaşın güvercinlerine iliştirilen kameralar uçuş boyunca yüzeyi fotoğraflıyordu. Mucidi ise Julius Neubronner adlı bir güvercinciydi; 1907 yılında kuşlarının A noktasından B noktasına hangi rota üzerinden uçtuğunu anlamak için gövdelerine mini otomatik kamera iliştirmiş, böylelikle hava fotoğrafçılığının yolunu açan ilk kişi olmuş, Alman ordusu da icadı cepheye taşımıştı.

Casuslukta güvercinleri diğer kuşlardan ayıran özellik daha hızlı uçmaları ve her türlü hava koşulunda geri dönüş kabiliyetine sahip olmalarıydı. İkinci Dünya Savaşı sırasında Amerikalı ve İngiliz kuşçular güvercinlerini Müttefik birliklerine bağışlamış, telsiz iletişimi güvenilir olmadığından posta güvercinleri haberleşmenin can damarı olmuştu. Bir bilgiye göre ateş hattına gönderilen yüz binlerce güvercinden yüzde 95’i görevini tamamlayarak geri dönmüştü.

CIA’İN KUZGUN VE KARGALARI

Savaş sonrasında güvercinlere yeni casusluk görevleri biçildi. Sovyetlerin atom gücünü elde ettiği bu dönemde Amerikan istihbaratının kamera donanımlı güvercin misyonları halen gizlilik kapsamında ama CIA’in web sitesinde bazı bilgiler mevcut. “Her yerde sık rastlanan bir tür olarak güvercin, diğer binlerce kuş türünün faaliyetleri arasında istihbarat toplama rolünü başarıyla gizledi” diyor CIA. Güvercinlerin alçak uçuş çekimleri, uçakların binlerce feet irtifada çektiği fotoğraflara ve uydulara göre daha net görüntü veriyordu o dönem. CIA’in görüntülemek istediği tam lokasyon üzerinde uçamadıkları da oluyordu. Ama U2 casus uçağı gibi düşürülüp soğuk savaşı tırmandırmadıkları da ortada.

Soğuk savaşla kararan 1960’larda CIA, edebi ve sinematik bağlamda daha karanlık kuşlara geçiş yaptı. Savaşlara alet olan barış sembolü güvercinler yerine kuzgun ve kargaların devri başladı. Amerikalı gazeteci-yazar Tom Vanderbilt’in, Smithsonian Magazine’deki yazısına göre kargagillerdeki zeka pırıltısını fark eden CIA, hayvan eğitmenlerinin yardımıyla bu kuşlara casusluk sanatının inceliklerini öğretmeye koyuldu.

CIA eğitiminde kuzgun ve kargalar, nesnelerle yüzeyler arasındaki farkı ve belirli maddeleri istenen adrese bırakmayı öğreniyordu. Mesela komünist şüphelilerin barındığı evlerin pencere kenarlarına dinleme aygıtları bırakmak gibi. Hatta gagalarına iliştirilmiş kamerayla camdan fotoğraf çekmeyi bile öğretmişlerdi kuzgunlara.

Yakın geçmişte Washington Üniversitesi’nde kargalara insan çehrelerini tanımayı öğretmek üzere bir program yürütülüyordu. İddiaya göre Amerikan ordusu da acaba kargalar Usame bin Ladin’i yüzünden tanıyabilir mi diye araştırmayı incelemeye almıştı. Neticede SEAL komandoları o işi halletti, kargalara gerek kalmadı.

QOSHE - Casus güvercinlerin kısa tarihi - Ayşe Özek Karasu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Casus güvercinlerin kısa tarihi

18 0
07.02.2024

Hindistan’ın, Çin casusu şüphelisi olarak sekiz aydır Mumbai’de önce nezarette sonra hayvan hastanesinde tuttuğu Tayvanlı güvercin nihayet aklandı ve geçenlerde serbest bırakıldı. Uydu ve siber casusluk çağında, üstelik hem Çin hem de Hindistan’ın Ay’a araç gönderecek kadar teknoloji erbabı olduğu çağda, kanadında Çince yazı var diye yarış sırasında yolunu şaşırmış biçare bir güvercinden huylanmak ilginç tabii. Ancak güvercinlerin düşman veya rakip odaklar hesabına çalışabileceğine dair şaşmaz bir inanç var Hindistan’da; hele mesele Pakistan’la ezeli Keşmir sorunuyla ilgiliyse!

Dünyanın en asker yoğun bölgelerinden Hindistan-Pakistan sınırında defalarca “içeri sızmış” güvercinler yakalandı. 2015’te sınıra yakın bir köyde tespit edilen beyaz güvercin, tüylerinde Urduca yazı ve bir takım rakamlar bulunduğu için karakola çekilip X-Ray’den geçirilmiş, alengirli bir durum çıkmayınca “casus şüphelisi” olarak emniyet kayıtlarına girmiş, olay her iki ülkede de sosyal medyanın eğlence konusu haline gelmişti. Pakistan ve Hindistan’ın birbirlerini casuslukla suçlaması sıradan vakaydı, ama işin içine kuş karışınca özellikle Pakistan’da sarkazm tavan yapmıştı.

Sonra Hindistan Başbakanı Narendra Modi’ye yönelik tehdit mesajı taşırken yakalanan güvercinin göz altına alındığı vakaya da rastlandı. Dört yıl önce ise Hint polisi yine sınır hattında bir güvercini casus şüphesiyle alıkoydu; Hintli köylüler bulup karakola teslim etmiş, derin bir soruşturma sonucu kuşun sınırdan sızdığı tespit edilmiş, bacağındaki sayılarla Keşmirli militanlara ait şifreli mesaj taşıdığı zannıyla göz altında tutulmuştu. Güvercinin sahibi Pakistanlı balıkçı Habibullah “Benim kuşum masumdur. O sayılar da benim telefon numaram” diyerek Hintli yetkililere seslenmiş, sonunda terör kanıtı bulunamadığı için kuş salıverilmişti.

Güvercinler bir yana, Pakistan’ın komşusunu çekirge sürüleriyle istila ettiği iddiası da doyumsuz tat bırakmıştı. Müsebbibi Hindistan medyasının ultra milliyetçi kanadı. İşte "Pakistan terörist çekirgeleri üzerimize saldı" diye yayın yapan sunucunun hezeyanları...

Indian TV anchor Arnab Goswami blamed Pakistan for sending “terrorist locusts” across the border. This is how social media reacted pic.twitter.com/h8xTcUXnZd

Aslında sınırda defalarca çatışan ve her ikisi de nükleer güç sahibi iki ülke arasında güvercin gerilimi hayli absürt. Çünkü hem Pakistan, hem de Hindistan’da kuşçuluk merakı yüksek, güvercin kulüpleri sürekli........

© Habertürk


Get it on Google Play