Patrice Lumumba Afrika’nın efsane liderlerinden; Kongo’nun bağımsızlık sonrası seçimle iş başına gelen başbakanı. Eski sömürgeci güç Belçika ve güdümündeki Kongo ordusuyla CIA’nin karıştığı bir komplo sonucu öldürülüp sülfürik asitte eritiliyor ve geriye sadece tek dişi kalıyor. Bir de çocukları…

Şimdi o Lumumba’nın adına yapılan bitter çikolatalı, kakao ve romlu sıcak kokteyl soğuk kış günlerinin en gözde içeceği olarak Noel pazarlarında. Belçika’da değil ama Almanya, Danimarka ve Hollanda’da Glühwein senin Lumumba benim midelere lumumbalanıyor. Sıcak yaz günlerinde soğutulmuşunu içmek de mümkün. Aslında bu üç ülkede öteden beri tüketilen bir kokteyl, fakat ırkçılık bağlamında ilk kez tartışılıyor. Adam sırf siyah diye, gördüğün her koyu renk nesneye Afrikalı kökenden isim takmanın eblehliği ilk kez dank ediyor. Sosyal medyadaki tepkilere bakılırsa çoğunluk içtiği şeyin adı nereden geliyor, bilmiyor. “Lumumba’yı aslında Kongo’nun siyah askerleri öldürdü bize ne” diyerek ırkçılıkta ısrarlı olanlar kadar, bir daha mı asla içmem, içirmem bilinciyle kendine gelenler var.

Büyük ihtimal adının kaynağını biz de bilmiyoruz. Ege mahsulü cennet hurmasından doğal fermente sirke ve soğuk sıkım şeftali çekirdeği yağı gibi frapan ürünler pazarlayan ismi lazım değil bir sitede Lumumba kokteyl tarifi var mesela. Lumumba adı nereden gelir, hiç değinmeden.

VURULAN ADAM ADINA TEK ‘SHOT’

Noel pazarlarının kokteyli Almanya’da “Lumumba mit Schuss” adıyla servis ediliyor. Siz onu “Lumumba with shot” diye anlayın, tek shot romla. Kurşuna dizilerek suikasta uğramış bir siyasetçiye atfen daha şuur yoksunu bir isim bileşimi bulunamazdı herhalde.

Patrice Lumumba’nın neden, nasıl ve kimler tarafından öldürüldüğü yıllarca spekülasyon konusu oldu. Ancak 17 Ocak 1961 günü ölüm mangasının kurşunlarına hedef olduğu net ve Belçika’dan henüz bağımsızlığını kazanmış Kongo Cumhuriyeti’nin o noktaya gelmesi, ülkenin siyasi iklimi kadar dönemin uluslararası ilişkileriyle de ilintili.

Afrika’nın Avrupalı devletlerin boyunduruğundan kurtulduğu yıldı 1960; Kongo 75 yıllık sömürge döneminden sonra zincirlerini kırmış 17 ülkeden biriydi ve büyük coşku hakimdi. Taze yönetimin başında, bağımsızlık mücadelesinde de aktif rol almış karizmatik milliyetçi lider Patrice Lumumba bulunuyordu.

İlk seçimde en fazla oyu alan Başbakan Lumumba, sıkı merkeziyetçi yönetimi savunuyordu. Cumhurbaşkanı Joseph Kasavubu ise bölgelere özerklik tanınmasından yanaydı. Çok geçmeden orduda ayaklanma çıktı ve zengin mineral yataklarıyla stratejik konumdaki Katanga eyaleti bağımsızlığını ilan etti. Belçika, kargaşa nedeniyle Kongo’daki vatandaşlarını korumak için asker yolladı; tabii ki esas amaç mineral yataklarını güvence altına almaktı. Askerler Katanga’da konuşlandı ve Belçika bölgedeki ayrılıkçı rejime arka çıktı.

Belçika birliklerinin müdahalesi üzerine Lumumba yardım için Birleşmiş Milletler’e başvurdu. İsveçli BM Genel Sekreteri Dag Hammarskjöld derhal harekete geçerek örgüt tarihinin en geniş kapsamlı barış gücünü organize etti. Ancak Kongo’da kaos giderek yayılıyordu. BM’nin yetersizliği ve ABD’nin de yardım talebine burun kıvırması üzerine Lumumba rotayı Sovyetler Birliği’ne çevirdi.

Görevdeki dördüncü ayında Cumhurbaşkanı Kasavubu tarafından görevden alınan Lumumba direnişe geçti. Bir süre çifte yönetimin ardından Kongo ordusu genç Albay Joseph Mobutu liderliğinde yönetime el koydu. Sonraları Mobutu Sese Seko adıyla tanıdığımız darbeci albay, CIA desteği sayesinde tam 37 yıl iktidarda kaldı. Amerikan yardımlarıyla semiren Mobutu’nun rejimi 1997’de çöktükten sonra patlak veren iç savaşta oluk oluk kan aktı; 2-5 milyon arasında ifade edilen ölü sayısıyla.

Darbe sonrası ev hapsine alınan Lumumba kaçmayı başardı fakat çok geçmeden yakalanarak, düşman kalesi Katanga’ya nakledildi.

Bir villaya kapatılan Lumumba ve iki yardımcısı Kongo ve Belçika askerlerinin sıra dayağından geçirildikten sonra Belçika yetkilileri ve subaylarının gözetimi altında kurşuna dizildiler. Cesetleri topluca mezara bırakıldı. Ancak Katanga yöneticileri Lumumba ve adamlarının ortadan kaldırılmasını isteyince Belçikalı bir polis şefinin idaresinde cesetler çıkarılıp parçalara ayrıldı ve sülfürik asitle eritildi. Arta kalanlar ateşe verildi. Korkunç eylemin anısı olarak Lumumba’nın dişini sakladılar.

Geçen yıl Lumumba’nın altın kaplamalı dişi Belçika’da törenle çocuklarına teslim edildi ve bugünkü adıyla Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin başkenti Kinşasa’da yine askeri törenle ve halkın katılımıyla karşılanarak, vatan toprağında defnedildi.

Lumumba’nın hikayesi böyle yazıldı, ölümünden sekiz ay sonra trajik başka bir hikaye daha yazıldı. BM’nin ikinci Genel Sekreteri Dag Hammarskjöld, ateşkes görüşmeleri için ayrılıkçı Katanga’ya giderken uçağının düşmesi sonucu 15 kişiyle birlikte can verdi. Şüpheli bir ölümdü. Pilotaj hatası mı, başarısız bir kaçırma operasyonu mu, yoksa uçak düşürüldü mü? Cevapsız kaldı. Ölümünden sonra Hammarskjöld’e Nobel Barış Ödülü verildi.

Ancak hikayede madalyonun bir de öbür yüzü var.

EISENHOWER’İN ‘YOK EDİN’ EMRİ

Perde gerisinde kalan ABD’nin dahli sonradan ortaya çıktı. Kongo’da ne olduysa Sovyetlerin devreye girmesiyle olmuştu. Moskova Lumumba hükümetine yardım için teknik danışmanlar yollamış, soğuk savaşın rekabet ortamında CIA’de anında alarm zilleri çalmıştı. Komünizmin Afrika’da yayılmasını engellemek gerekiyordu.

Geçen ekim ayında yayınlanan “The Lumumba Plot” kitabında CIA’in rolüne ilişkin detaylar casus romanı kıvamında kaleme alınmış. Yazarı, Foreign Affairs Genel Yayın Yönetmeni Stuart A. Reid. Kitap, CIA’in gizli tarihi ve bir soğuk savaş suikastı üzerine ve Dwight D. Eisenhower, görevdeki yabancı bir lidere suikast düzenlenmesi emrini veren ilk ABD Başkanı olarak sahnede.

18 Ağustos 1960 – Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi’nde Kongo ve Lumumba’nın Sovyetlerle ilişkisi görüşülüyor. Resmi tutanağı tutan katip, bir ara Eisenhower’ın CIA Başkanı Allen Dulles’e dönerek alçak sesle, Lumumba’yla ilgili “ondan kurtulun” gibi bir şey söylediğini duyuyor. Nitekim yıllar sonra, 1975’de CIA, NSA ve FBI’daki suistimallerin soruşturulduğu Senato komitesinde ifade veren katip Robert H.Johnson, duyduklarını birebir anlatıyor.

Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısından sonra olaylar şöyle gelişiyor: CIA’nin baş kimyageri, Lumumba’yı zehirleme göreviyle Kongo’ya gönderiliyor. Orada CIA istasyon şefi Larry Devlin ile temasa geçen görevli, zehrin başbakanın yemeğine ya da diş macununa karıştırılması talimatını veriyor. Ancak geç kalınıyor, çünkü darbe olmuş ve Lumumba ev hapsine alınmış. Böylece suikast planı suya düşüyor.

Ancak Stuart A. Reid’in yazdığına göre süreç bu kadar basit değil, aslında CIA Lumumba’nın devrilmesi ve öldürülmesinde kritik rol oynuyor. İstasyon şefi Devlin, Kongo Cumhurbaşkanı Kasavubu’ya Lumumba’nın görevden alınması için telkinde bulunan, başbakana güvensizlik oyu verilmesi için Kongolu senatörleri rüşvetle besleyen, karşı propaganda ve sokak gösterilerini organize eden baş aktör. Mobutu darbesi de bizzat CIA’nin gözetiminde, hatta yönetiminde gerçekleşiyor ve böylece uzun yıllar sürecek bir işbirliği başlamış oluyor.

CIA istasyon şefi Devlin, ev hapsinden kaçan Lumumba’nın yakalanmasına da yardımcı oluyor. O dönemde Beyaz Saray’da J.F. Kennedy yönetimine geçiş süreci yaşanırken, Devlin Washington’u gelişmelerden haberdar etmiyor ki, devrik başbakanın katlini önleme yönünde bir direktif gelmesin. Böylece 35 yaşındaki seçilmiş başbakan ölüme gönderiliyor.

QOSHE - Lumumba siyah olmasaydı - Ayşe Özek Karasu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Lumumba siyah olmasaydı

14 0
07.12.2023

Patrice Lumumba Afrika’nın efsane liderlerinden; Kongo’nun bağımsızlık sonrası seçimle iş başına gelen başbakanı. Eski sömürgeci güç Belçika ve güdümündeki Kongo ordusuyla CIA’nin karıştığı bir komplo sonucu öldürülüp sülfürik asitte eritiliyor ve geriye sadece tek dişi kalıyor. Bir de çocukları…

Şimdi o Lumumba’nın adına yapılan bitter çikolatalı, kakao ve romlu sıcak kokteyl soğuk kış günlerinin en gözde içeceği olarak Noel pazarlarında. Belçika’da değil ama Almanya, Danimarka ve Hollanda’da Glühwein senin Lumumba benim midelere lumumbalanıyor. Sıcak yaz günlerinde soğutulmuşunu içmek de mümkün. Aslında bu üç ülkede öteden beri tüketilen bir kokteyl, fakat ırkçılık bağlamında ilk kez tartışılıyor. Adam sırf siyah diye, gördüğün her koyu renk nesneye Afrikalı kökenden isim takmanın eblehliği ilk kez dank ediyor. Sosyal medyadaki tepkilere bakılırsa çoğunluk içtiği şeyin adı nereden geliyor, bilmiyor. “Lumumba’yı aslında Kongo’nun siyah askerleri öldürdü bize ne” diyerek ırkçılıkta ısrarlı olanlar kadar, bir daha mı asla içmem, içirmem bilinciyle kendine gelenler var.

Büyük ihtimal adının kaynağını biz de bilmiyoruz. Ege mahsulü cennet hurmasından doğal fermente sirke ve soğuk sıkım şeftali çekirdeği yağı gibi frapan ürünler pazarlayan ismi lazım değil bir sitede Lumumba kokteyl tarifi var mesela. Lumumba adı nereden gelir, hiç değinmeden.

VURULAN ADAM ADINA TEK ‘SHOT’

Noel pazarlarının kokteyli Almanya’da “Lumumba mit Schuss” adıyla servis ediliyor. Siz onu “Lumumba with shot” diye anlayın, tek shot romla. Kurşuna dizilerek suikasta uğramış bir siyasetçiye atfen daha şuur yoksunu bir isim bileşimi bulunamazdı herhalde.

Patrice Lumumba’nın neden, nasıl ve kimler tarafından öldürüldüğü yıllarca spekülasyon konusu oldu. Ancak 17 Ocak 1961 günü ölüm mangasının kurşunlarına hedef olduğu net ve Belçika’dan henüz bağımsızlığını kazanmış Kongo Cumhuriyeti’nin o noktaya gelmesi, ülkenin siyasi iklimi kadar dönemin uluslararası ilişkileriyle de ilintili.

Afrika’nın Avrupalı devletlerin boyunduruğundan kurtulduğu yıldı 1960; Kongo 75 yıllık sömürge döneminden sonra zincirlerini kırmış 17 ülkeden biriydi ve büyük coşku hakimdi. Taze yönetimin başında, bağımsızlık mücadelesinde de aktif rol almış karizmatik milliyetçi lider Patrice Lumumba bulunuyordu.

İlk seçimde en fazla oyu alan Başbakan Lumumba, sıkı merkeziyetçi yönetimi savunuyordu. Cumhurbaşkanı Joseph Kasavubu ise bölgelere özerklik tanınmasından yanaydı. Çok geçmeden orduda ayaklanma çıktı ve zengin mineral........

© Habertürk


Get it on Google Play