Önceki gece Mahsun Kırmızıgül, sosyal medya hesabından "Kalabalıklar arasında yalnızım" diye bir paylaşım yaptı... Her çıktığı sahneyi tıklım tıklım dolduran, filmleri gişe rekorları kıran, dostları, arkadaşları olan bir ünlü dile getiriyor bu duygusunu.

Ben bu cümleyi okurken bir kez daha acı gerçekle karşılaştım. Çünkü son yıllarda büyük bir çoğunluk kendini yalnız hissediyor ve bunu da sık sık dile getiriyor. Geçmiş zamanlarda kimsenin ağzından, "Kalabalıklar arasında yalnızım" cümlesini duymazdım. İnsanlar güler, eğlenir, evinde de, sevgilisiyle de, dostlarıyla, arkadaşlarıyla da, ailesiyle de yalnız olduğunu hissetmezdi. Anı yaşar, tadını çıkartır, güzel anlar biriktirirdi.

Fakat şimdi gerçekten büyük bir çoğunluk "Yalnızlık" duygusu içinde. Ve bu duygu çaktırmadan resmen hepimizin içine sızdı, gitmiyor. Hep bir arayış, hep bir mutsuzluk, hep biraz daha fazla çabalama.. Zorla da olsa mutlu olmaya çalışma hali hakim.

Uzmanlar bu konuda daha detaylı yorum yapacaktır ancak bariz olan bu toplumsal yalnızlığı sosyal medyaya, ülkede yaşanan sevimsiz olaylara, insanların yanındakiyle, içinde bulunduğu durumu, anı yaşamaktan çok "Acaba ne kaçırıyorum" duygusunun içinde kaybolduğunu düşünüyorum..

Düşünsenize evinde ayna karşısında poz veren de bizleriz.

Ayna karşısında saçma sapan danslar edip paylaşan da...

Bir restoranda sevgilinle, dostlarınla sohbet etmeden ya da yemeğin tadına bakmadan fotoğraf çekip paylaşan da..

Hep bir arayış, hep bir yalnızlık girdabının içinde kavrulan da..

Ve bu işlerden uzak duran, sosyal medyaya çok da bir şey paylaşmayan kişi de, ister istemez kendini "Acaba ne kaçırıyorum?" duygusunun içinde buluyor ve bunu hissediyor.

Geçmiş zamanda insanların ağzında duymadığımız şey de tam buydu aslında. Kimsenin sosyal medya hesabı yoktu. Bir şeyleri paylaşma, gösterme duygusu asla yoktu. Yalnızlığında bile yalnız hissetmediği bir duygu hakimdi. Fakat üzgünüm ki, artık öyle değil. Bu da kocaman, koskocaman yalnızlıklar ordusu yaratıyor.

Ve en başta;

-Kimsenin kimseye güveni olmaması.

-Her an en yakın dostundan bile beklemediğin bir kazık yeme duygusu. (Ki yeniyor. Tecrübeyle sabit)

-Beni korur kollar, "Asla yapmaz" dediğin kişilerin her şeyi yapma duygusunun her an ensende olması.

-Yarının ne olacağını bilmeme duygusu.

-Yanımda ki kişi var ama ya daha iyisi varsa düşüncesi.

-Ben buradayım fakat orada neler oluyor keşke orada da olsaydım.

-Geldim, paylaştım, gidiyorum durumu.

-Yemeğin lezzetine bile bakmadan, dostuna "Nasılsın" diye içten bir soru sormadan oradan hemen bir başka yere gitme duygusu.

Diye uzayıp giden koskoca yalnızlıklar.

Ve sonrasında evlerde yalnız yaşamlar.

Kimisi sırf yalnız olmamak adına yanında ki kadını-erkeği sevmeden bir ilişki yürütüyor. Ve bu da ister istemez "Kalabalıklar arasında yalnızım" cümlesini hafızalara yerleştiriyor. Ve her geçen gün bu düşünce de olan insanların sayısı çoğalıyor.

***

Ciddi bir yalnızlık hastalığı hakim

Sizi bilmem ama benim gördüğüm ve gözlemlediğim kadarıyla ciddi bir yalnızlık duygusu ordusu oluşmuş durumda. Bu da her hangi bir kötü hastalıktan farksız.

İnsanın içini kemiren kocaman bir boşluk yalnızlık. Bu boşluk ile başa çıkmak için de ayağa kalkmak, her zorluğa rağmen dimdik durabilmek. Ve her koşulda seni mutlu edeceğine inandığın şeylerin peşinden koşmak gerek.

Şahsen kendimden örnek verecek olursam, son yıllarda zaman zaman ben de kendimi ciddi kalabalıkların içinde yalnız hissediyorum. Bu duygumu da seviyorum ama üstesinden gelebiliyorum. Çünkü kendi yalnızlığımda da mutlu olmayı bilen, evimde, dostlarımla, ailemle anı yaşamayı seçen biriyim. Sosyal medya benim için sadece işimi lanse edeceğim bir mecra. Onun dışında şimdiye kadar ne ailem, ne özel dostlarımla geçirdiğim anı paylaşmıyordum.

Dün de böyleydi, bugün de böyle, yarın da böyle olacak. Size ne büyük tavsiyem bu olacaktır!!!. Sosyal medya ve görünmeyen sosyal alemdeki yalancı dostlarınızla aranıza ciddi bir mesafe koymak. O zaman kalabalıklar içinde yalnızlık hissinden de kurtulacaksınız. Çünkü orada olmamayı tercih edeceksiniz bir süre sonra.

Bunu başarabilen de bu duygudan hızla çıkacaktır emin olun bana.

QOSHE - Çoğunluk kalabalıklar içinde çok yalnız - Esin Övet
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Çoğunluk kalabalıklar içinde çok yalnız

33 0
22.02.2024

Önceki gece Mahsun Kırmızıgül, sosyal medya hesabından "Kalabalıklar arasında yalnızım" diye bir paylaşım yaptı... Her çıktığı sahneyi tıklım tıklım dolduran, filmleri gişe rekorları kıran, dostları, arkadaşları olan bir ünlü dile getiriyor bu duygusunu.

Ben bu cümleyi okurken bir kez daha acı gerçekle karşılaştım. Çünkü son yıllarda büyük bir çoğunluk kendini yalnız hissediyor ve bunu da sık sık dile getiriyor. Geçmiş zamanlarda kimsenin ağzından, "Kalabalıklar arasında yalnızım" cümlesini duymazdım. İnsanlar güler, eğlenir, evinde de, sevgilisiyle de, dostlarıyla, arkadaşlarıyla da, ailesiyle de yalnız olduğunu hissetmezdi. Anı yaşar, tadını çıkartır, güzel anlar biriktirirdi.

Fakat şimdi gerçekten büyük bir çoğunluk "Yalnızlık" duygusu içinde. Ve bu duygu çaktırmadan resmen hepimizin içine sızdı, gitmiyor. Hep bir arayış, hep bir mutsuzluk, hep biraz daha fazla çabalama.. Zorla da olsa mutlu olmaya çalışma hali hakim.

Uzmanlar bu konuda daha detaylı yorum yapacaktır ancak bariz olan bu toplumsal yalnızlığı sosyal medyaya, ülkede yaşanan sevimsiz olaylara, insanların yanındakiyle, içinde bulunduğu durumu, anı yaşamaktan çok "Acaba ne kaçırıyorum" duygusunun içinde kaybolduğunu düşünüyorum..

Düşünsenize evinde ayna karşısında poz veren de bizleriz.

Ayna karşısında saçma sapan danslar edip paylaşan da...

Bir restoranda sevgilinle, dostlarınla sohbet etmeden ya da........

© Habertürk


Get it on Google Play